profile-img

Gülşehri

Gülşehrî'nin doğum ve ölüm tarihlerini tam olarak bilemiyor, fakat yaşadığı dönemi, hem kendi eserlerinden, hem de ondan söz eden diğer şairlerin eserlerinden anlıyoruz. XIII. yüzyılın sonlarında, Kırşehir'de Mevlevî tarikatını tanıtmak için bir tekke kurmuştu. Kırşehir bir gül şehri olduğu için "Gülşehrî" mahlasını almıştır. Asıl adının da Ahmed mi yoksa Süleyman mı olduğu tartışma konusudur.[1] 14.yüzyıl Türk şairi. Döneminin en önemli şairlerinden olan Gülşehrî’nin hakkında pek fazla bir şey bilinemese de Kırşehirli olduğu, elli yıl ahilik teşkilatı içinde kaldığı, hatta Ahi Evran’ın ölümünden sonra onun postuna dahi oturmuş olabileceği ve mutasavvıf olduğu bilinmektedir. [2] Naklî ilimlerde bilgili olmasının yanı sıra matematik ve felsefe gibi aklî ilimlerle de ilgilendiği ve bu konularda da bilgi sahibi olduğu düşünülmektedir. Ahî Evran’ın dervişlerinden olduğu zannedilen Gülşehrî, daha çok Mevlânâ ve F. Attar’ın etkisinde kalmış, bu nedenle de Mevlevî olabileceği ihtimali üzerinde de durulmuştur. Fakat onun Ahilik düşüncesi içinde yaşadığı Ahi Evran’a mensup olduğu, hatta bir şiirinde de belirttiği gibi elli yıl Ahilik ile iştigal ettiği göz önünde de bulundurulmalıdır. Bir mutasavvıf olan Gülşehrî’nin eserleri de tasavvufi konuların izlerini taşır. Ayrıca şair Ferîdüddîn-i Attâr, Mevlâna Celaleddin Rumî ve Senâî gibi mutasavvıf yazarlardan etkilenmiş, eserlerini de F. Attâr, Mevlana ve Senai’nin eserlerinden aldığı kıssalar, hikâyeler ve konular ile yazmıştır. En ünlü eseri olan Mantık et-Tayr`ı, F. Attar, Mevlana ve Sena’iden aldığı etkiler altında tamamlamıştır............

Eserler