Abdülhak Şinasi Hisar Fahim Bey ve Biz Hakkında Konu Özet İnceleme

05.04.2019

Abdülhak Şinasi Hisar  Fahim Bey ve Biz Hakkında Konu Özet İnceleme

 

 

ROMANIN YAZIMI BASIMI İÇERİĞİ YAZARI HAKKINDA

Abdülhak Şinasi Hisar ,Fahim Bey ve Biz adlı romanını 1941yılında bitirmiş, bu romanı CHP roman yarışmasında üçüncülük ödülü almış,  aynı yarışmada birinciliği Sinekli Bakkal  ’la   Halide Edip, ikinciliği ise Yaban  ’la Yakup Kadri kazanmıştır.[1]

CHP Hikâye ve Roman Mükâfatı’nda üçüncülük alan Fahim Bey ve Biz, Almancaya da çevrilmiştir. (Unser Guter Fahim Bey, Çev.: Friedrich Von Rummel, 1956). Sermet Sami Uysal (Varlık Yayınları, 1961) ve Necmettin Türinay’ın (M.E.B., 1988) [2]

Bu eser eleştirmenler tarafından "akıcı bir dil ve yetkin bir üslupla kaleme alınmış " diye değerlendirilmiş ve bu ödül  Abdülhak Şinasi Hisar’ın daha çok romancı olarak tanınmasına yol açmıştır. Yazar yazdığı diğer romanlarında çocukluk yıllarının geçtiği Rumelihisarı, Büyükada, Çamlıca semtlerindeki varlıklı insanların hayatlarını anlatan romanlara yönelmiştir.

Yazarın diğer romanlarındaki ana karakterler de tıpkı Fahim Bey romanındaki Fahim Bey karakteri gibi dengesiz, içine kapanık, başarısız ve hayalleriyle avunan garip insanlar olarak tasvir edilir. Olaylardan çok kahramanların duygu ve düşüncelerine öncelik vermiş kendine özgü anı – romanlar yazmıştır. Çamlıca'daki Eniştemiz Abdülhak Şinasi Hisar’ın diğer önemli romanıdır.

Fahim Bey romanı bir ölçüde yazarın kendi hayatının romanı olmak özelliği taşır.  Fahim Bey ve Biz adlı romanındaki kahraman olan Fahim Bey’in hayatı ile yazarın biyografisi arasında çok dikkat çekici benzerlikler bulunur.[3]  Yazarın bu romanındaki Fahim Bey de, kendisi gibi eşraftan bir ailenin oğludur.  Kendisi de romanın kahramanı olan Fahim Bey gibi Galatasaray Sultanisinde eğitim görmüş ve yurt dışına gitmiştir. Yazarın kendisi Paris’e gitmiş iken Fahim Bey, Londra’ya gider. Romandaki Fahim Bey, Londra’da çok borçlanmış, yazar da ailesinden habersiz gittiği Paris’ten çok borçlu gelmiştir. Fahim Bey ile yazar 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra ülkeye dönmüşlerdir.[4]

Yazar da Fahim Bey de Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmışlar, Fahim Bey görünüş, karakter, tavır ve yaşantı olarak da yazarın gerçek hayattaki ruh ve hayat ikizi gibi tasavvur edilmiştir. Bu bakımlardan Fahim Bey, duygu, düşünüş, tavır ve yaşantı olarak yazarın ruh ve yaşam ikizidir.

Abdülhak Şinasi Hisar’ın romanları Meşrutiyet  ve I. Dünya Savaşı yıllarında  Üsküdar, Çamlıca ve Boğaziçi’nde, köşklerde geçen çocukluk yılları ile Fransa ‘ya gidişi ve sonrasındaki yıllarını anlatan  romanlardır.  Bu bakımdan Çamlıcadaki Eniştemiz yazarın çocukluğunu [5] Fahim Bey romanı ise gençlik ve orta yaşlarındaki yıllarını anlatan romanlardır.

 

Abdülhak Şinasi Hisar, Sami Uysal ile yaptığı bir söyleşide,  "Bütün yazdıklarım hâtıradır. Hatıralarımı yazarken roman aklıma gelmiyor” diyerek  bu gerçeği kendisi de teyit etmiş olmaktadır. [6]“Fahim Bey ve Biz dışındaki bütün yazdıkları onun, artık özlemini çektiği bu dünyayı anlatmasına birer bahanedir. Belki Abdülhak Şinasi Hisar'ın suçu yalnızca bu kadarcıktır : O dünyanın özlemini çekmek... bu kadar. Çamlıca'daki Enişte'si bahanedir. Kitap ne romandır ne de hikâye. Öyle bir kitaptır. Abdülhak Şinasi Hisar'ın dili bile acı acı özlemini çektiği o dünyaya bağlıdır" (Turgut Uyar)

""Eserde, tek bir gerçeği herkesin başka başka gördüğü düşüncesi üzerinde durulmuştur. Nitekim Fahim Bey, ortada bir gerçektir, fakat bunu herkes kendisine göre görmektedir." (Cevdet Kudret)

KONUSU

İyi bir eğitim görmüş olan ve iyi bir aileden gelen Fahim Bey, onurlu, gururlu, başkalarına minnet etmeyen, romantik, hayalci içine kapanık, biraz da dengesiz ve kültürlü birisidir. . Elindeki küçük imkanları ve fırsatlar ile büyük işler yapmaya heves etmiş ama bir türlü başarılı olmamıştır. Fahim Bey’in hayalini kurduğu dünya ile gerçek dünya bir birine uymamış, çevresiyle de uyuşamayan Fahim Bey deli,  aptal, bazılarına göre sinsi ve hayalci olarak sönük hayatı da bir gün bu şekilde sönüp gitmiştir.

ŞAHIS KADROSU:

Fahim Bey:   Yazarın babasının arkadaşıdır. Dürüst ve temiz dengesiz, içine kapanık, başarısız ve hayalleriyle avunan bir insandır.

Saffet Hanım:  Fahim Bey’in karısı,  basit, saf ve cahil bir kadındır.

ROMANIN ÖZETİ

Bursa eşrafından bir ailenin oğlu olan Fahim Bey, Galatasaray Lisesi’nde okumuş temiz yürekli bir gençtir.  Fahim Bey’in babası eski bir maslahatgüzar tütün İdaresi Mütercimi Ahmet Fahim Bey’dir.

Babası onn bir an önce iş güç kurmasını istemektedir.  Fahim Bey Galatasaray Lisesi’nde mezun çıktıktan sonra Bursa’ya gidip kendi başına iyi bir hayat kuracağına ve onlara bir yükü olmayacağı konusunda babasına söz verir.  Lakin o devirde maaşlı bir işe girmek oldukça zordur.  Aslında işsiz güçsüz ve beş parasız biri olan Fahim Bey, Babıali’de ücretsiz çalışmaya başladığı gibi babasını istediği şeyleri yerine getirmiş görünmek için büyükçe bir konak kiralamıştır. Fahim Bey bu konağının boş odalarında sabahları kemanla şarkılar söylemekte öğle yemeğini de evinde yedikten sonra Haiciye’ye gitmektedir. Fahim Bey’in konağının odaları bomboştur. Çünkü Fahim Bey’in eşya alacak parası yoktur.

Babıali’de maaşa geçmek ve işinde terfi etmek için iltimas ve torpil bulmak zorundadır. Fakat onurlu ve gururlu bir insan olan Fahim Bey, kimseye minnet edecek biri değildir. Kendini tanıyan büyük devlet memurları ona hep iyi davranmakta fakat hiçbirisi de ona yardım göstermemektedir. Babasını iyi tanıyan eski bir Bursa valisi Sadrazam olur. . Fahim Bey’e iyi bir iş vereceğine de söz vermiş ama yerine getirmemiştir.

Bir ara babası doktora gitmek için İstanbul’a gelmiş ve oğlunun gösterişli hayatını ve konağını görünce oğluyla gurur duymuştur. Lakin Fahim Bey’in babası ameliyattan çıkamaz ve ölür.

Bu arada Fahim Bey Londra elçiliği üçüncü kâtipliğine atanmış ve bu yeni görevini gözünde büyütmüştür.  Gittiği Londra’da ünlü bir terziye gidip bir elçilik kâtibinin nasıl giyinmesi gerektiğini sormuş ve gerekli kıyafetlerin temin edilmesini tembih etmiştir.  Bir kaç gün sonra ona içi pek çok elbise ile dolu kocaman bir paket gelir.  Bu pakette çeşit çeşit elbise vardır. Lakin Fahim Bey’in bu paket için gelen fatura, Londra’da kaldığı sürece ödeyemeyeceği kadar çok büyük bir faturadır. Bu nedenle günlük elbise yaptıramaz hale düştüğünden her yerde protokol elbiseleri ile gezmek zorunda kalmış ve alay konusu olmuştur.  

Londra’da sefaret kâtibi iken bir İngiliz mali müessesinden iş teklifi alır.   Fakat İş görüşmesine gittiği Baron de Lormais işi bilmediğinden onu işe almamıştır.  Fahim Bey, halen para sıkıntısı çekmekte, üstelik yeğenlerinin tahsilleriyle de meşgul olmaktadır. 

 

Fahim Bey, bir zenginin evine içgüveyi olarak da girmeye razı olmamış, 1908 de Meşrutiyet ilan edilince görevinden ayrılıp yurda dönmüş ve Saffet Hanım’la evlenmiştir. Saffet Hanım ufak tefek yumuk gözlü, mangal yanında ısınmaktan ve mangal kenarında sigara içmekten zevk alan, evinin işlerine düşkün, kocasının rahat etmesine önem veren bir kadındır.

Fahim Bey,  Bursa’ya yerleşmek,  kafasında kurduğu pamuk işini yapmak istemiş,  fakat  parası olan hiç kimse bu suskun, pısırık ve hayalci adamla ortak olmak istememiştir.

Fahim Bey kendini çok iyi yetiştirmiş,  sanattan, edebiyattan, musikiden anlayan bir insandır. “Oyuncularımız oyunların bazı kaidelerini ondan sorarlar,musikinaşlarımız musikinin felsefesini ona sorar,lisancılarımız sözlerine alaka (bilgi yelpazesi.net) duyar,iştikakçılarımız kelimenin nasıl mana doğurduğuna misal fıkralarını dinler, edebiyatçılarımız edebi zevkini çok beğenirler,ilim meraklıları ilmini örnek alırlardı.”

Fahim Bey bu arada rejiden ayrılıp, işleri bir düzene koymak, hiç değilse hayallerini ve anılarını defterlere geçirmek için Galata’da bir yazıhane tutmuştur.  Hiç kimse onun boş yazıhanede ne yapıp ettiğine akıl erdirememektedir. Lakin bir süre sonra kirayı da ödeyemez hale gelip burayı da boşaltır.  

Boş odada bulunan dosyaları okuyanlar kimisi gülüp geçmiş kimisi de “bu adam s deli”  kimi de “zavallı” diye ona çok acımışlardır.

Eşinin gidip geldiği komşu hanımları ise Fahim Bey’i el âlemin gidişatına karışan, biraz da çokbilmiş, bir adam olarak görmekte, onun gibi akılsız, aptal bir adamla evli olduğu için Saffet Hanıma acımaktadırlar.

Yazıhanesindeki işinden de olan Fahim Bey, boş kalınca hastalanmış ve artık hayli ihtiyarlamıştır. Resmi bir dairede yevmiye ile mütercim olarak çalışmaya başlar ama tasarladığı hiç bir şeyi gerçekleştiremeyen Fahim Bey,  bir gün hayata ve insanlara kırgın bir şekilde bu dünyadan göçüp gider.

Abdülhak Şinasi Hisar Hayatı Edebi Kişiliği

Abdülhak Şinasi Hisar Fahim Bey ve Biz Hakkında Konu Özet İnceleme

Çamlıcadaki Eniştemiz Özeti ve Hakkında Abdülhak Şinasi Hisar

Çamlıca'daki Eniştemiz Abdülhak Şinasi Hisar

 KAYNAKÇA


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yaban-romani-hakkinda-ve-ozeti-yakup-kadri/80116

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdulhak-sinasi-hisar-hayati-edebi-kisiligi/74878

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdulhak-sinasi-hisar-hayati-edebi-kisiligi/74878

[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdulhak-sinasi-hisar-hayati-edebi-kisiligi/74878

[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/camlicadaki-enistemiz-ozeti-ve-hakkinda-abdulhak/80202

[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/camlicadaki-enistemiz-ozeti-ve-hakkinda-abdulhak/80202

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar