GAZEL
Ağlasa âşık belâ-yı hicr ile nâlân olup
Ağlasa âşık belâ-yı hecr ile nâlân olup
Gözlerinden akan anun yaş yerine kan olup
Geh cefâ kûhı gubârından örünse kisveti
Geh belâ vadisini geşt eylese üryân olup
Her ne denlü cevrler görse vefalar eylese
Her ne denlü gülseler hâline ol giryân olup
Râz-ı aşkı aşikâr etmeğe takat bulmasa
Sinesinde nâvek-i dil-dûzlar pinhân olup
Dilberinden rahme er olmazsa ol dil hastaya
Kimseler derdine derman edemez imkan olup
Gam beyabanına her gün eylese seyr ü sefer
Her gece mihnet- serâ-yı firkate mihmân olup
Verseler mülki cihanın tac-u taht-ı devletun
Avnî köyün terkin etmez başına sultan olup
Günümüz Türkçesiyle:
1-Âşık dediğin ayrılık ateşiyle ağlamalıdır, o derece ki gözlerinden yaş
yerine kan akması gerekir.
2-Âşık ya (Ferhat gibi) cefa dağının tozlarıyla giyinmelidir, ya da
(Mecnun gibi) çölde giyinmeden dolaşmalıdır.
3-Her ne kadar eziyet görse, ıstırap görse, herkes ona alay ederek gülse
de âşığın vefası artmalı, âşık sadakatten ayrılmamalıdır.
4-Aşkın sırrını açık etmek ayıptır, zaten aşık da bunu yapmak istemez
ama buna gücü yetmese bile sinesine yediği oklar sebebiyle rahat nefes alıp onu
da yapamamalı, istese de o sırrı verememeli.
5-Eğer sevgilisinden kişi bir lütfa kavuşmazsa onun derdine kimseler
derman olamaz. (Hiçbir ilaç onu iyi edemez.)
Avni Fatih Sultan Mehmet Hayatı Şairliği