Arif Damar
Arif Damar ( d. 23 Temmuz 1925, Gelibolu, Çanakkale - ö. 20 Ekim 2010, Göztepe, İstanbul), Türk şair.
Toplumsal gerçekçi şairlerimizden birisi olan Arif Damar, Çanakkale, Gelibolu ilçesi Karainebeyli köyünde 23 Temmuz 1925 günü doğdu.
Babası medresede eğitim görmüş köyünde imamlık yapan Hacı Hüsnü Efendi’dir. Annesinin adı ise Mükerrem Hanım’dır
Arif Damar daha dört yaşında iken önce babasını kaybeder. [1] Annesi ona iti bir eğitim vermek istemiş ve çocuklarını alarak Gelibolu’ya gelmiştir. Bu nedenle Arif Damar, ilkokulu Çanakkale'de bitirir. Annesi şiire düşkün bir kadın olduğu için Arif Damar annesinden şiir zevkini kapmıştır. Ancak ilkokul henüz bitmeden Siroz hastası olan annesi Münevver Hanımı ‘da kaybeder. Anne ve babadan yetim kalan şair bunun üzerine Edirne Paşası olan Kazım Dirik’in yanına giderek ondan yardım ister. Böylece Kazım Dirik’in inayeti ile Trakya Talebe Yurdu’na yerleşip Edirne Ortaokulu’nda tahsiline devam eder. Çocuk Esirgeme Müdürü Refet Bey ise ortaokulu bitiren şairi İstanbul’daki Kadırga Talebe Yurdu’na yerleştirir. ( DOÇ. DR. HATEM TÜRK, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/damar-arif) Suat Taşer de bu yurttadır ve onunla olan arkadaşlığı bu yurtta iken başlar.
Şair işte bu sayede İstanbul'daki Yenikapı Ortaokulu'nu bitirmiştir.[2] Bu okulda iken felsefe hocası Hasan Tanrıkut’tan etkilenerek felsefe konusunda kendisini ilerletir. Ancak kaydedildiği İstanbul Erkek Lisesi'ndeki öğrenimini annesini ve babasını kaybetmiş olmasından kaynaklanan ekonomik nedenlerden dolayı tamamlayamaz. İstanbul Erkek Lisesi’nde iki yıl öğrenim gördükten sonra mezun olamadan okulunu terk etmek zorunda kaldı. Memurluk ve seyyar satıcılık yaparak hayatını kazanmaya çalışır.[3]
İlk şiirini orta birinci sınıf öğrencisi ve henüz 15 yaşında iken "Yeni İnsanlık " adlı dergide "Harika Çocuk" diye bir notla yayımlar. Bu sayede A. Kadir, Rıfat Ilgaz ve Sabahattin Kudret’le tanışmıştır. Hilmi Ziya Ülken’in İnsan dergisinin son sayısında (24-25. sayı) A. Barikad adıyla “Gecenin İçinde” adlı şiiri de çıkar. ( DOÇ. DR. HATEM TÜRK, ady,)
Yayımlanmasından sonra dönemin ünlü şairi ve kendisi gibi yetim büyüyen Hasan İzzettin Dinamo kendisini görmeye Yenikapı Ortaokulu'na gelmiştir. [4]Şüphesiz ki kendisi de yetim büyüyen Hasan İzzettin Dinamo’ yu bu şiir etkilemiştir. ( bkz Hasan İzzettin Dinamo Hayatı Edebi Yönü)
1944yılında taşındığı Ankara'da 1950 yılına kadar yaşadı. 1945 yılına Ant Dergisi'nde yayımladığı şiirlerle adını duyurmuştur. 1944-1947 yılları arasında Atatürk Orman Çiftliği'nde memurluk yapar. Askerliğini Kayseri ve Sivas'ta sürgün alayında yaptıktan sonra Kars, Ankara ve İstanbul arasında dolaşır.[5]
1947’de memuriyetten istifa edip Ankara’ya dönmüş Türkiye Gençler Derneği’ne üye olmuştur. Bu yıllarda Sosyalist yazar ve şairler ile de sıkı temas halindedir. Daha sonra İstanbul’a giderek Türkiye Köylü ve Emekçi Partisi’ne üye olur. Türkiye Gençler Derneği’nin Ankara’dan İstanbul’a on günde yaptığı yürüyüşe de katılır. Askerliğini Erzurum’da yaparken bir arkadaşını kurtarmak için Karasu’ya atlamış ve zatürreye yakalanmıştır. Askerliğine bir süre de Zara’da sürgünde iken yapmıştır. Terhisinden sonra İstanbul’a gidip çeşitli işlerde çalışır. .
Ancak artık sıkı bir takip altındadır. Bu nedenler ile 15 Kasım 1951’de yayımlanan "Dayanılmaz" adlı şiirinin ardından gizli örgüt üyesi olduğu suçlaması ile karşı karşıya kalmıştır. 1951 Eylül'ünden 1952 Mart'ına kadar Türkiye Komünist Partisi öncülüğünde çıkan Yeryüzü adlı kültür Dergisi’nin yönetiminde bulunur 5 Aralık 1951’de TKP davasından tutuklanmış ve [6] iki yıl cezaevinde kalmıştır. Delil yetersizliğinden beraat edip cezaevinden çıktıktan sonra birçok şirkette çalışır. Bu yıllar arasında avukat kâtipliği ve muhasebecilik yapar.
1953 sonunda cezaevinden çıkar ve birçok şirkette çalışır. 1955-1956 arasında Arif İbrahim takma adıyla şiirler, çıkmıştır. 1956’da bazı şiirlerini Günden Güne adıyla yayımlamış ancak toplumsal gerçekçi anlayışıyla yazdığı şiirleri nedeni ile sakıncalı görülen bu kitabı hükümet tarafından toplatılmıştır. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu nedenle yargılanmış ama tekrar suçsuz bulunmuştur.
1958 yılında "İstanbul Bulutu" adlı kitabıyla Yeditepe Şiir Armağanı'nı Cemal Süreyya ile birlikte aldı.
Sonraları İkinci Yeni şairlerinin yanında, imgeye ağırlık veren bir şair olarak göründü
1969'da Suadiye'de Yeryüzü Kitabevi'ni kurdu ve yönetti. Yayınevinde yasak yayın bulundurduğu gerekçesiyle 1982'de üç ay hapis cezasına çarptırıldı, Bozcaada tutukevinde yattı.[7] 1984 yılında kitabevini kapatıp kendini bütünüyle yazılarına verdi. "Arif Hüsnü", "Ece Ovalı" takma isimlerini de kullandı. En sevilen şiirlerinden biri "Hallaç" adlı şiiri olmuştu.
1985 yılında Melih Cevdet Anday ile Yağmurlu Sokak" adlı romanı yayımladı. Bu kitabı iki yazar 1959'da yazmış ve Murat Tek takma adıyla Tercüman Gazetesi'nde tefrika etmişlerdi. Bir müddet Cumhuriyet Gazetesi'nde 'Ayın şairi' bölümünü hazırladı.
Nahit Fıratlı ile evli kalan Damar, bu evliliğin bitmesinin ardından Meriç Tülin ile evlendi. Hayatını önemli bölümünü İstanbul Moda’da geçirdi. Toplu şiirleri 2004 yılında Alkım Yayınevi'nden çıktı.
Arif Damar, 20 Ekim 2010 tarihinde saat 03.00'da, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kalp yetmezliği sonucu yaşamını yitirdi. Kadıköy Moda Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Çengelköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.[8]
EDEBİ HAYATI
1940 kuşağı toplumcu şairleri arasında sayılan şair şiirlerinde kavgacı, ama barışçıl bir tutum sergiledi. Sosyal gerçekçi düşünceler içinde olan şair insancıl yanı ağır basan şiirde içeriğe ve biçimselliğe önem veren titiz bir şair özelliği gösterdi. Titiz bir şiir anlayışı içinde olan şair şiirlerinde politik konulara değinmesine rağmen şiirsellikten, dilden ve anlamdan ödün vermeyen şiirleriyle tanındı. Eserlerinde Arif Barikat, Arif Hüsnü, Ece Ovalı takma adlarını da kullanan şair sosyalist görüşler içinde toplumcu gerçekçi çizgide şiirler yazmıştır.
İnsan", "Gün", "Ant" dergilerindeki şiirleriyle dikkat çekerken toplumsal gerçekçi anlayışta şiir yazan şairlerden biri olarak belirdi. "Yeryüzü" dergisinde bu çabanın başarılı şiir örnekleri yayınlandı. "Arif Barikat" takma ismini kullandığı bu dönem şiirlerini 1956'da "Günden Güne" adlı kitabında topladı. Kitap basıldıktan 5 ay sonra toplatıldı ama beraat etti. Sonraları İkinci Yeni şairlerinin yanında, imgeye ağırlık veren, biçim ve dil araştırmalarına girmiş bir şair olarak göründü. Bu yönüyle 1940 kuşağı adıyla anılan şair arkadaşlarından ayrıldı. 1956 sonrası şiirlerinde ise geçirdiği her iki dönemin ortak özellikleri dikkat çeker. "Arif Hüsnü", "Ece Ovalı" takma isimlerini de kullandı, düzyazılarında şiirle ilgili düşüncelerini anlattı. Ulus ve Tanin gazetelerinde makaleler yazdı. [9]
Kitapları
Günden Güne (1956)
İstanbul Bulutu (1958)
Kedi Aklı (1959)
Saat Sekizi Geç Vurdu (1962)
Seslerin Ayak Sesleri (1975)
Alıcı Kuşu Kardeşliğin (1976)
Ölüm Yok ki (1980)
Ay Ayakta Değildi (1984)
Acı Ertelenirken (1985)
Yoksulduk Dünyayı Sevdik (1988)
Eski Yağmurları Dinliyordum (1995)
KAYNAKÇA
· [1]Mehmet Murat YAŞAR, ARİF DAMAR, https://www.siir.gen.tr/siir/a/arif_damar/ son erişim, 21-11-2012
· [2] DOÇ. DR. HATEM TÜRK, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/damar-arif)
· [3] Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İismler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf. 162
· [4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Arif_Damar
· [5] https://tr.wikipedia.org/wiki/Arif_Damar
· [6] Anonim, Arif Damar,https://www.dosthane.de/arifdamar.php son erişim, 21-11-2012
· [7] Anonim, Arif Damar https://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=1609 son erişim, 21-11-2012
· [8] https://tr.wikipedia.org/wiki/Arif_Damar
· [9] Anonim, Arif Damar ,https://www.turkceciler.com/arif_damar.html, son erişim, 21-11-2012