Hasan İzzettin Dinamo Hayatı Edebi Yönü

18.01.2012

 
Hasan İzzettin Dinamo  

 
(d. 1909, Akçaabat, Trabzon - ö. 20 Haziran 1989), Türk yazar.
 

Trabzon, Akçaabat ilçesinin Ahanda köyünde(1909) yılında doğmuştur. Baba adı Ahmet Çavuş; Annesi ise Şakire Hanımdır.  Babası Ahmet Çavuş hayatı savaşlarda geçmiş bir Osmanlı askeridir.  ( Kutsal İsyan adlı eseri) Babası,  askerlik yaptığı Yemen’den dönmüş ve ailesini Trabzon’dan İstanbul’a getirmiştir.   Ahmet Çavuş’un tüm amacı ailesine daha iyi bir hayat sağlamak ve onları iyi yetiştirmektir. Fakat bu karar bütün ailesinin hayatını acıklı bir drama haline getirecektir. Şairin hazin hayatı işte bu göç ile başlar. Zaten daha bu yıllarda çok küçücük bir çocuktur.

 

Hasan İzzettin Dinamo odlukça acıklı geçen o çocukluk yıllarını “ Kutsal İsyan” adındaki eserinde anlatmıştır. Hasan İzzettin Dinamo’nun hayatını kaleme alan Mehmet Seyda onun çocukluk yıllarını anlatırken şairin Öksaüz Musa ve Savaş ve Açlar adlı  eserlerinden oldukça faydalanmıştır. Mehmet Seyda “Hasan İzzettin Dinamo’nun “ Çocukluk Yılları “ adlı eserinde şairin o günlerini özetle şöyle aktarır. “  Babası Ahmet Çavuş, Yemen’de savaşmış ama sağ olarak dönebilmiş ve Trabzon’a döndükten bir yıl sonra şair dünyaya gelmiştir. Şair dünyaya geldikten sonra Ahmet Çavuş ailesini alarak İstanbul’a getirmiştir. Kadıköy’de sütçülük yaparak geçinmeye çalışırlar. Fakat İstanbul’da beklediği refahı bulamayacak o kıtlık yıllarında beklediği şekillerde işler yapamayacaktır. İstanbul’da tutunamayan Ahmet Çavuş, ailesini alarak tekrar Trabzon’a dönmek için yola çıkar.  Gemideki bir adam Samsun da iyi bir hayat süreceklerine dair onları inandırmıştır. Bu yüzden Trabzon’a gitmekten vaz geçen Ahmet Çavuş, Samsun’da gemiden inerek Samsun’da kalırlar. Babası Samsun’da tütün işlerine başlar.  Fakat Samsun’a yerleştikleri köyde sıtma salgını çıkmıştır. Aileden bazıları sıtmaya yakalanınca Samsun merkeze yerleşirler.” [1]

 

Bu defa Balkan savaşı arakasından I. Dünya savaşı ve seferberlik günleri gelip çatar. Babası Ahmet Çavuş, hamile eşi Şakire Hanım'ı ve diğer çocuklarını bırakarak  yeniden savaşa gider. Çok uzun zaman geçmeden kara bir haber gelir. Babaları Ahmet Çavuş, Sarıkamış’ta ölmüştür. Aradan çok da geçmeden  hamile Şakire Hanım son evladını doğurur. Seferberlik yıllarında doğduğu için bu erkek çocuğuna Sefer adını verirler. Üstelik Hasan İzzettin’in 15 yaşındaki abisini de askere götürmüşlerdir.  Şairin anası ve diğer dört kardeşi aç ve sefil bir şekilde evlerinde kalmışlardır. Samsun’da Rumlardan boşalan ev ve tarlara sahip çıkan Türklerden biri onların da evlerini ellerinden zorla alıp Hasan İzzettin Dinamo’yu, annesini ve kardeşlerini sokağa fırlatmıştır. [2]

 

Aile deniz kıyısındaki tahta evlerden birine sığınmak zorunda kalır. Annesi iş aramakta, çamaşır yıkamakta ama çocuklarına bakacak kadar para kazanamamaktadır. Bu açlık ve kıtlığın sonucunda ölümler kaçınılmazdır. Bir erkek ve bir kız kardeşi açlık sonucu ölmüştür. Annesi iş bulmak için çırpınmakta fakat her taraf Rumeli göçmenleri ile dolduğundan iş bulmak mümkün olmamaktadır.O yıllarda Hilal’i Ahmer, açlar ve fakirler için aş ve yemek vermektedir. Fakat bu yemeğe ulaşanlar güçlü ve yetişkinler olmakta Küçük Hasan ile Annesi yemek alamamaktadır. Hilal-i Ahmerin kazanlarından onlara hiç fayda yoktur. Eli sopalı fakirler onları sokmamaktadır. Açlık ve kıtlıktan iki kardeşini yitiren Küçük Hasan bir yiyecek bulmak için çareler keşfetmektedir.  Geceleri tarlalardan sebze ve meyve çalarak, lahana tarlalarından lahanalar aşırarak annesine getirmektedir. [3]Oysa kıtlık günlerinde bunlar bile büyük risktir. Geceleri lahana ısıtıp yemekte, anneleri ise ısırgan otu toplayıp haşlamakta, deniz sularından tuz elde etmektedir.

 

Şair, bir tesadüf sonucunda mezbahayı temizleyen su arklarından bağırsakların akıtıldığını keşfeder. Aç ve sefil köpeklerle birlikte bu arklara atılmakta köpeklerle boğuşarak bağırsak ve karınları almaya çalışmaktadır. Köpeklerle savaşarak topladığı sakatatla beslendiği mutlu günler kısa bir müddet sürmüştür. Mezbaha’nın artıkları artık atılmaz olunca bu mutluluk uzun sürmez. Bu şekilde tutunmaya çalışan şair ve ailesine en kötü haber ulaşır. Askere giden abisi de savaştan dönmeyecektir. .[4]

 

Annesinin son direnci bu haberlerle yıkılır. Anneleri hastalanmış ve ölmek üzere olduğunu anlamıştır.   Annesi Şakire Kadın sağ kalan iki kız ile sağ kalan tek oğlu olan Hasan İzzettin Dinamo ve kardeşini alarak haftalar süren bir yolculuktan sonrası sadece şehit çocuklarını alan Dar’ül eytam’a ( yetimler yurdu) getirir. [5]Kendisi de yetimler yurdu yanında hasta haneye yatmıştır. Küçük Hasan ve kardeşi bir hafta sonra yetimler yurdundan izin alıp annelerini görmek için hastaneye gitmişlerdir. Oradaki bakıcılar onlara en ağır gelen kötü haberi veririler. Küçük Hasan’ı ağlatan en kötü haber de budur. Anaları hastanede hayat veda etmiştir. [6]

 

Samsun ve İstanbul yetimler yurdunda büyüyen Hasan İzzettin Dinamo, Darüleytam (Öksüzler Yurdu) da tahsil hayatına başlar. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Doktor Rıza Nur,  onlarla ve özellikle  hayatta kalan tek kardeşi olan kız kardeşi Adviye ile ilgilenir. Rıza Nur, kız kardeşi Adviye'yi  Mustafa Kemale evlatlık olarak götürmek için ısrar eder. Ama  kız kardeşi Adviye nedense kabul etmemiştir. Adviye'nin yerine  başka bir şehit çocuğu olan  arkadaşları Zehra'yı Mustafa Kemal'e evlatlık olarak götürürler. Fakat Zehra, Paris'ten Türkiye'ye dönerken kendini trenden atarak intihar edecektir. 

 

Amasya Darü’l Eytamından ilkokul diplomasını alır. [7]Amasya’da ortaokul ve sanat okuluna devam eder. Bu yıllarda edebiyata olan ilgisi ilk somut meyvesini vermiş Giresun’daki İzler adındaki bir dergide ilk şiiri yayınlanır. 1925. Daha sonra da Sivas Öğretmen okuluna gitmeye başlar.Sivas Öğretmen Okulu'na kayıt yaptıran şair, Sivas ilk öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra  (1931), Malatya ve Adıyaman’da iki yıl öğretmenlik yapar. 1931- 1932. Daha sonra sınavı kazanarak Gazi Eğitim Enstitüsü Resim - İş Bölümü'ne girip, bu okulda öğrenim görmeye başlar. Fakat bu bölümü bitiremez. Soyadı kanunun çıktıktan sonra "sol" modadan esinlenip Dinamo soyadını almıştır.

 

Bu yıllar arasında sol görüşler okullarda moda halini almıştır. Dinamo soyadını almasındaki bir sebep de bu görüşler yüzündedir. Hem aldığı bu soyadı [8] hem de yazdığı “ Tren” adındaki yazdığı bir şiiri[9] yüzünden sürekli olarak hükümet tarafından izlenmeye başlamıştır.

Gazi Eğitim Enstitüsü Resim - İş Bölümü son sınıf öğrencisi iken, Nazım Hikmetle tanışıp, uzaktan uzağa şiir ve sanat üzerine mektuplaşmaya başlamışlardır. Okulu bitireceği yıl İnönü’ye karşı yayımlanan siyasal bir bildiride adı geçince [10]Ceza Yasası'nın 142'nci maddesine aykırı eylemlerde bulunduğu, yasadışı örgüt kurduğu iddiasıyla dört yıl hapse mahkûm olmuş (1935) ve okuldan da çıkarılmıştır. [11]

Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ndeki eğitimini tamamlayamadan ayrılan yazar, İstanbul’a yerleşerek geçimini çeviriler yaparak, fotoğrafçılık ve yazarlık yaparak ve özel ders vererek sağlamaya çalışmıştır. Bu yıllar çocukluk yıllarında başladığı ve bittiği sandığı acıklı hayatının üzüntüler ile dolu ikinci perdesidir.Bu defa yakasına düşünceleri yapışmış ve komünistlik yaptığı iddiası ile sık sık tutuklanıp hapse girip çıktığı dönem olmuştur. 1942 yılında askere alınır.  Ancak onun askerlik yılları oldukça sorunlu geçer. Sık sık askerden kaçmakta yakalanıp geri getirilmektedir. Bu tavırlarından dolayı askerliğini ancak yedi yılda bitirebilmiştir.[12] (1949).

 

Takma adlarla fotoğrafçılık yapmış "adâb-ı muaşeret" kitapları yazmış, gazetelerde çalışmıştır.[13] Cezaevinden çıktıktan sonra askerlik hizmetini yaparken bu kez "Yeni Edebiyat" dergisinde yayınlanan şiirleri nedeniyle suçlanmıştır. Sıkıyönetim mahkemesince 1 yıl hapse mahkûm edilmiştir. [14]altı ay hapis yattıktan sonra çıkmıştır.

 

Toplumcu düşünceleri dolayısıyla polisin sürekli izlediği Dinamo Takma isimlerle görgü ve çocuk kitapları yazarak hayatını kazanmaya çalışır.  Bu defa 1956 yılındaki 6/ 7 Eylül olayları sırasında bir kez daha tutuklanmış (1956), yok yere altı ay cezaevinde kalmıştır. Daha sonraki yıllarda yaşamını yazarlık ve çevirmenlik yaparak kazanmıştır.

 

 Türk edebiyatçıları arasında en hazin hayatlardan birini yaşayan Hasan İzzetin Dinamo 1989 yılında acılara veda ederek hayat gözlerini kapar.

 

ESERLERİ VE YAZARLIK YÖNLERİ

 

Dinamo ilk şiirini 14 yaşında iken yazmıştır. İlk şiirlerinde Rıza Tevfik, Yusuf Ziya, Orhan Seyfi ve Faruk Nafiz'in etkisindedir.  Dinamo'nun ilk şiiri Giresun'da çıkan “ izlen “ dergisinde yayımlanmıştır (1925). [15]1928 yılında Serveti Fünun dergisinde de hece vezniyle şiirleri yayımlanan Dinamo, 1929 yılında aruz ölçüsünü denemiş, ancak tekrar ölçüsüne dönmüştür. Nâzım Hikmet Rusya'dan yurda dönüp “835 Satır”  adlı şiir kitabını çıkardıktan sonra ondan etkilenmeye başlar. Zaten onunla da Resim Bölümünde öğrenci iken tanışmış sonraları da yazışmaya başlamıştır.  835 Satır adlı eserden sonra heceyi bırakarak serbest tarzda şiirler yazmaya başlar. Serbest vezinle yazdığı şiirlerinden bazılarını Nâzım Hikmet’e de göndermiştir.

 

Bu şekilde toplumsal konuları işleyen şiirler yazmaya başlayan Dinamo, Sivas'ta çıkan Adım ve Merzifon'da çıkan Taşan dergilerinde bu tarz şiirlerini de yayımlamıştır (1930). Sivas Öğretmen Okulu'nu bitirdiği yıl okul arkadaşları Mehmet Cevdet ve Vehbi Cem (Aşkun) ile birlikte Adsız Kitap adlı ilk yapıtını çıkarır. Dinamo'nun bu kitaptaki şiirleri gençlik günlerinin ürünleridir.Şiirlerinde doğayı ve yaşamın çeşitli kesitlerini vermeyi, bir yandan da toplumsal gerçeği anlatmaya çalışmış, ezilen sömürülen acılar çeken insanların yaşamlarını ve sosyal yaraları ele almaya çalışmıştır.

 

Gazi Eğitim Enstitüsü son sınıfta iken dört yıla mahkûm olunca, Ankara’da geçen hapis yıllarında pek çok şiir, roman ve destan kaleme almıştır.  Hapse girişinin ikinci yılında, İstanbul'daki kız kardeşinin aracılığıyla Deniz Feneri adlı kitabını bastırmıştır (1937). "Tahiregiller (iki cilt), Kızılırmak Donjuanı, Açlık adlı üç roman, Simavnalı Şeyh Bedrettin adlı romanımsı bir kitap ve yüzlerce şiirden oluşan" dört yıllık hapishane ürünleri, ne yazık ki Dinamo, hapisten çıkıp İstanbul'a gelirken (1939) valiziyle birlikte kaybolmuştur. Şair, tutuklanması sırasında da "Arkadya “ adlı bir romanıyla bine yakın şiirinin polisin elinde yitip gittiğini" ifade etmiştir.

En tanınmış eseri sekiz ciltten oluşan Kutsal İsyan adlı eseridir. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş

Savaşı'nı konu alan bu romanı, yedi ciltlik Kutsal Barış tamamlar. Türk Kelebeği ile Savaş ve Açlar, savaş yıllarını daha değişik yönden ele alan iki romanıdır. Türk Kelebeği adlı eseri savaşı ve savaşta esir düşenleri ele alan bir eseridir. Savaş ve Açlar, Birinci Dünya Savaşı ve öncesinde, zenginlerin daha zengin olup yoksulları sömürüşünü ele almıştır. Öksüz Musa, Açlık, Musa'nın Mahpushanesi, Koyun Baba, Musa'nın Gece Konusu, yazarın babasını ve Ağabeyi’ni yitirdikten sonra yaşamının evrelerini veren romanlardır.  Bu romanları bir anlamda kendi biyografisi şeklindeki romanlardır.

 

ESERLERİ:

 

ŞİİR:

  • Deniz Feneri (1937)
  • Karacaahmet Senfonisi (1960)
  • Özgürlük Türküsü (1971)
  • Mapushanemden Şiirler (1974)
  • Sürgün Şiirleri (1975)
  • Gecekondumdan Şiirler (1976)
  • Çoban Şiirleri (1982)
  • Nazım’dan Meltemler (1989)
  • Tuyuğlar (1990)

ROMAN:

  • Kutsal İsyan (sekiz cilt, 1966-1968)
  • Ateş Yılları (1968)
  • Savaş ve Açlar (1968)
  • Kutsal Barış (yedi cilt, 1972-1976)
  • Öksüz Musa (1973)
  • Musa’nın Mapushanesi (1974)
  • Koyun Baba (1976)
  • Musa’nın Gecekondusu (1976)
  • Açlık (1982)
  • Türk Kelebeği (1981)
  • Adalet Sıtması (1983)
  • Anadolu’da Bir Yunan Askeri (1988)
  •  

ÖYKÜ:

Savaşta Çocuklar (1981)

ANI:

  • 6-7 Eylül Kasırgası (1971)
  1. Dünya Savaşı’ndan Edebiyat Anıları (1984)
  • TKP ve Aydınlar (1989)

ÖDÜLLERİ

1977 Orhan Kemal Roman Armağanı, Kutsal Barış ile

KAYNAKÇA

  • [1] Mehmet Seyda “Hasan İzettin Dinamo’nun Çocukluk Yılları “ TDK Yayınları 1980
  • [2] Mehmet Seyda “Hasan İzettin Dinamo’nun Çocukluk Yılları “ TDK Yayınları 1980
  • [3] Mehmet Seyda “Hasan İzettin Dinamo’nun Çocukluk Yılları “ TDK Yayınları 1980
  • [4] Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf.173
  • [5] Mehmet Seyda “Hasan İzettin Dinamo’nun Çocukluk Yılları “ TDK Yayınları 1980
  • [6] Ömer Turan, Hayatı çalınmış bir yazar: Hasan İzzettin Dinamo, haber.sol.org.tr/yazarlar/ son erişim, 21-12-2012
  • [7]  Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf.173
  • [8] https://www.kultur.gov.tr/TR,24535/hasan-izzettin-dinamo.html
  • [9] Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf.173
  • [10] Ömer Turan, Hayatı çalınmış bir yazar: Hasan İzzettin Dinamo, haber.sol.org.tr/yazarlar/ son erişim, 21-12-2012
  • [11] https://www.kultur.gov.tr/TR,24535/hasan-izzettin-dinamo.html
  • [12] Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf.173
  • [13]  Ömer Turan, Hayatı çalınmış bir yazar: Hasan İzzettin Dinamo, haber.sol.org.tr/yazarlar/ son erişim, 21-12-2012
  • [14]  msxlabs.org/forum/edebiyat-tr/13610-hasan-izzettin-dinamo.html, son erişim, 21-12-2012
  • [15] Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf.173

      

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar