Şükufe Nihal Başar Hayatı ve Edebi Yönü

01.02.2012

 

Şükufe Nihal (Başar)
 

Şükûfe Nihal Başar (d. 1896, İstanbul - ö. 24 Eylül 1973, İstanbul), Türk şair, öğretmen, eylemci.

Ülkede yeni bir devletin kurulduğu toplumsal değişimlerin yaşandığı bir süreç olan 1919-1960 yılları arasında şiir, öykü ve romanları ile döneme tanıklık eden kadın edebiyatçılardan biridir. 1919’da Darülfünun’un Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nü bitiren ve  “Türkiye’de Darülfünun’dan mezun ilk kadın” unvanına sahip olan ilk kadın yazarımızdır.[1]Birçok kadın derneğinde aktif görev alan sanatçı;[2] Türkiye’de kadınların özgürlüğünü savunan ülkenin ilk feministlerindendir. Yazılarında Şükûfe Nihal Şükûfe Nihal Mithat, Nihal, Şükûfe Nihal,adlarını da kullanmıştır. Mithat Sadullah Bey ile evli olduğu yıllarda ‘Şükûfe Nihal Mithat’, Ahmet Hamdi Başar ile evli olduğu senelerde ise yazılarında  ‘Şükûfe Nihal Başar’ imzasını kullanmıştır.

 

AİLESİ EĞİTİMİ,

 

Babası V. Murat’ın başhekimi Emin Paşa’nın oğlu, Eczacı Albay Ahmet Bey. annesi  ise Nazire Hanım'dır.  Annesi Nazire Hanım ,baba tarafından Kastamonulu Katipzadelere dayanır. Anne tarafından dedesi ise Kâtipzadeler’den Binbaşı Şevket Bey’dir. Kâtipzadeler, Fatih’in Nakkaşbaşısı Mehmet Efendi’ye kadar dayanan Kastamonu’nun önemli ailelerinden biridir. Şükufe Nihal, 1896’da İstanbul Yeniköy’de dünyaya gelmiştir.

 

Eğitimine özel hocalardan ders alarak başlamış, Babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Osmanlı Devletinin değişik yerlerinde sürdürmek zorunda kalmıştır. Ortaokulu Şam’da okumuş, kısa bir müddet sonra Selanik’e taşındıklarından Selanik’te özel bir okula gitmiştir.[3]Neriman Malkoç Öztürkmen ile yaptığı söyleşiden şairin ortaokulu Şam’da okuduğu, Selânik’te özel bir okula gittiği, burada Fransızca  öğrendiği, özel öğretmenlerden Arapça ve Farsça dersleri aldığı anlaşılmaktadır. Arapça, Farsça, Fransızca öğrenen Şukufe Nihal, küçük yaşlardan itibaren şiir yazmaya ve edebiyata ilgi duymaya başlamıştır. Babası Eczacı Albay Ahmet Bey’in edebiyata ve edebiyata ve edebiyatçılara merakı vardır. Evleri gittikleri ve yaşadıkları yerlerdeki edebiyatçıların toplandığı bir yer olmaktadır. Evlerinde yapılan edebiyat sohbetlerinden etkilenen Nihal, çok küçük yaşta şiir yazmaya başlar. On iki yaşında iken evlerine gelenler Meşrutiyet idaresini savunmakta olan kimselerdir. Bu tartışmalardan etkilenen Şukufe Nihal ateşli bir meşrutiyet taraftarı olmuştur.  

 

Fakat daha 16 yaşında iken devrin gelenekleri nedeni ile evlenmek zorunda kalır. 1912’de ailesinin etkisiyle Mithat Sadullah Bey (Sander) ile evlenmiş olur. Bu evlilikten bir oğlu dünyaya gelecektir.[4]

 

Evli olmasına rağmen  tahsilinde ilerlemek istemektedir. Eşinin de izin vermesi sonucu 1916’da İnas Darülfünunu’na (Kadın Üniversitesi) kaydını yaptırır. [5]Üç yıl edebiyat şubesine devam ettikten sonra son sınıfı coğrafya bölümünde okuyarak okuldan mezun olur.  Son sınıf öğrencisi okuduğu sıralarda 1919’da İnas Darülfünunu ile Zükur Darülfünunu’nun (Erkek Üniversitesi) birleştirilmesi gündeme gelir.  Kadınlara eğitimlerini isterlerse İnas Darülfünunu sınavlarına girerek tamamlama hakkı verilmiştir. Böylece erkelere verilen dersleri de alabilen kadınların Zükur Darülfünunu mezunu sayılma imkânı ortaya çıkmış olur. Öğrencilerin çoğu İnas Darülfünun’u olmayı seçerken Şükûfe Nihal, o yıl bölüm değiştirmiş olmasına rağmen erkeklerin aldığı ek derslerin sınavlarını da vererek [6]erkeklerin mezun olduğu Darülfünundan mezun olan ilk kadın edebiyatçı ve “Darülfünun mezunu ilk kadınlardan birisi olma” unvanını elde etmiş olacaktır.

 

Şükûfe Hanım, Darülfünun’da eğitimi devam ederken eşi ile birlikte “Mekteb-i Ümit” adında bir okul kurarak eğitimciliğe başlarlar. Darülfünun’dan mezun olduğu yıl ilk şiir kitabı olan “Yıldızlar ve Gölgeler”  adlı eseri yayımlar. Bu Kitapta yer alan şiirleri Servet-i Fünun etkisinde ve aruz vezni ile yazılmış şiirlerdir.

 

Fakat İlk evliliğinde sorunlar yaşamaktadır. Bir müddet sonra oğlu Necdet’i alıp ilk eşini terk eder. Eşinden ayrıldıktan sonra edebiyatçılar arasına daha çok girip çıkma imkânı bulmaya başlar. Öğretmenlik de yapıyor olması münasebeti ile edebiyatçılarla tanışma fırsatını bulmaktadır. En yakın dostlarından birisi de Halide Nusre’tir. Halide Nusret , arkadaşı Şukufe Nihal’i bizlere şu şekilde tanıtmaktadır. “ Dünyaya metelik bırakmayan, çok güzel olmasa da kendine çok güvenen çok bakımlı, çok şık ve çok zarif bir kadındır.”  Halide Nusret'’in anılarına göre pek çok tanınmış kişi ona âşık olmuştur. Ona âşık olanların arasında  Nazım Hikmet  ve  Ahmet Kutsi Tecer ,’de vardır. [7] Cenap Şahabetti’in kardeşi şair Osman Fahri ise Şukufe Nihal’e olan aşkına karşılık bulamayıp canına kıymıştır.

 

İlk eşinden sonra dul kalan Şukufe Nihal kendine güvenen çok güzel bir kadın olmasa bile devrin edebiyatçılarının hemen hepsinin peşinden koşturduğu çekici bir kadındır.[8] Pek çok edebiyatçımız ona âşık olmuş, peşinden koşturmuş onun için şiirler ve romanlar yazmışlardır. En hazin aşk öyküsü ise Cenap Şahabetti’in kardeşi şair Osman Fahri ile olur. İlk eşinden ayrılan Şükûfe Nihal’in bu zor günlerindeki dert ortağı olan Osman Fahri,  yıllarca sakladığı hislerini o günlerde açığa çıkarmış ama karşılık bulmayınca bunalıma girerek canına kıymıştır.[9]

 

 Faruk Nafiz Çamlıbel’de Şukufe Nihal’e âşık olan şairler arasındadır.  Faruk Nafiz Çamlıbel  ve Şukufe Nihal aşkı anlaşıldığı kadar karşılıklı aşklardandır. Şukufe Nihal’de o sıralarda evli bir kadındır. Ama bu aşkları karşılıksız kalmamış birbirlerine şiirler yazmışlar, bu aşk sadece şiirlerinde kalmamış karşılıklı olarak yazılan romanlara da dönüşmüştür.   Faruk Nafiz Çamlıbel “Yıldız Yağmuru” adlı romanında, Şukufe Nihal ise “Yalnız Dönüyorum” adlı romanında sevdalarını dile getirmişlerdir.[10][11]

 

Peşinden koşan bunca aşığına rağmen Şukufe Nihal ikinci ve üçüncü evliliklerini edebiyatçı Mithat Sadullah Sander ve politikacı Ahmet Hamdi Başar ile yapmıştır. Şükûfe Nihal öğretmen kimliğinin aydın kimliğine dönüşümünde önemli yeri  olan Ahmet Hamdi Başar ile evliliğini Kurtuluş Savaşı yıllarında yapmıştır.

 

Savaş sırasında eşi ile birlikte Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden birisi olur. Evinde yaptığı toplantılarda kadınları milli mücadeleye destek olmaları için teşvik etmiş, Sultanahmet Mitingi’nde Halide Edip Hanım’ın yanında durarak ona destek vermiştir.  Fatih Mitingi’nde yaptığı konuşma ile halkı ateşlemiş ve İngiliz işgaline tepki vermiştir. [12] Cumhuriyetin ilanından sonra, kadınların siyasi haklarını kazanması için mücadele neden Türk Kadınlar Birliği’nin kurucuları arasında yer alır. 1924’te kurulan dernek, 1935’te kendini fesheden kadar faaliyetlerini sürdürmüştür.

 

Ahmet Hamdi Başar ile olan evliliğinden bir kızı olmuştur. İlk evliliklerine göre daha uzun süreli olmakla birlikte şair bu evliliğinde de aradığını bulamamış, 1950’lerin sonlarında eşinden ayrılmıştır. [13]

 

Şükûfe Nihal, 1953’e kadar İstanbul’da çeşitli okullarda çalışmıştır. Darülmuallimat’ta, Bezmiâalem İnas Sultanisi’nde ve Sultanisi’nde coğrafya öğretmenliği ve Nişantaşı, Kandilli ve Kadıköy Kız liselerinde edebiyat öğretmenliği görevlerini yapmıştır. [14]Uzun süre İstanbul Kız Lisesi'nde coğrafya ve edebiyat öğretmenliği yapan yazar bu yıllar arasında. İstanbul Hayırseverler Derneği, Çocuk Dostları Cemiyeti ve Türk Kadınlar Birliği’nde görev yaparak sosyal çalışmalar içerisinde olan faal bir kadın olmuştur. [15]

1962’de Kadıköy Selâmiçeşme’de caddeyi karşıdan karşıya geçerken kaza geçirmiş, bu kaza sonucu sol ayağı sakat kalmış, 1965’te Hasene  Ilgaz ve İffet Halim Oruz’un Bakırköy’de açtıkları huzurevine yerleşmiş,  ancak burada mutlu olamamıştır (69-71).[16]


Yakın dostu Halide Nusret Zorlutuna, Bir Devrin Romanı’nda  Şükûfe Nihal’in burada ev, kitap ve arkadaş özlemi çektiğini belirtir.  Oğlu tarafından ziyaret edilmeyen şairin kızını da kaybedince tamamen yalnız kaldığını ifade eder [ 2,Türkan Yeşilyurt Kayhan, a.g.e, shf, 1- 2][17]Eserlerinde, kadının çalışmasının önemini, ekonomik açıdan ve üretkenliğin insan yaşamına olumlu etkileri açısından sık sık vurgular. Yaşamındaki çok yönlülük, edebiyat alanında da görülür. Şiirlerinin yanı sıra lirik bir anlatım kullandığı öyküler ve romanlar yazmış.1928 yılında “Tevekkülün Cezası” adlı öykü kitabı ve ilk romanı “Renksiz Istırap”yayımlanır. Bunları, “Çöl Güneşi”(1933) , “Yalnız Dönüyorum”(1938) , “Domaniç Dağlarının Yolcusu”(1946) , “Çölde Sabah Oluyor”(1951) adlı romanları izler.1935 yılında “Finlandiya” adlı gezi notları yayımlanır.1910 yılından itibaren “Kadın”, “Tan”, “Cumhuriyet” gazetelerinde, ”Ayda Bir”, “Her ay”gibi dergilerde köşe yazarlığı yapmıştır. 

 

Üniversiteyi bitirdiği yıl, ilk şiir kitabı “Yıldızlar ve Gölgeler” yayımlanır. Aruzla yazılan bu şiirleri hece ölçüsü ile yazdığı şiirler izler.1928 yılında ”Hazan Rüzgârları”,1930 yılında ise “Gayya” adlı şiir kitabı yayınlanır. Güçlü romantizmini düşünce gücüyle birleştirerek sık sık toplumsal konularda yazmış Ancak, kendisinden önceki ya da o dönemdeki kadın şairlerden farklı olarak, bir erkek edasıyla ve kadın olduğunu unuturcasına yazmamış. O, belki de kadın sorunlarını ve yaşantısını ilk dile getiren kadın şair ve yazarımız olmuştur. Bir yandan da edebî yaşamı devam eden Şükûfe Hanım; 1927’de yayımladığı “Hazan Rüzgârları”ndaki şiirlerinde aruz veznini bırakıp hece ölçüsünü kullanmıştır. Kadın, yurt sorunları ve aşk konularını işledi. Şiirlerinin yanı sıra öyküler ve romanlar kaleme almıştır.1928 yılında “Tevekkülün Cezası” adlı öykü kitabı ve ilk romanı “Renksiz Istırap” yayımlanır. Bunları, “Çöl Güneşi”(1933) adlı romanı izledi. 1935 yılında “Finlandiya” gezi notları izlemiştir.  Faruk Nafiz Çamlıbel ile olan aşkını anlattığı düşünülen [18]1938'de yayımlanan “Yalnız Dönüyorum” adlı romanı 1938'de yayımlandı. 1946’da yayımlanan “Domaniç Dağlarının Yolcusu” adlı gezi notları Şakir Sırmalı tarafından “Sır” adıyla filme çekildi. Son olarak “Çölde Sabah Oluyor” adlı romanını yayımlanır. 1960’ta sayısı yediye ulaşan şiir kitaplarında cumhuriyetin “aydın” kadınlarından biri olarak Anadolu’nun geri kalmışlık sorunu üzerine şiirler yazmıştır.[19]

 

1962’de İstanbul’da geçirdiği bir kaza sonucu sol ayağı sakat kalır. 1965’te bir huzurevine yerleşir. Hayatının son yıllarına kadar Türk Kadını dergisinin yazarları arasında yer alan [20]24 Eylül 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. 26 Eylül 1973 günü Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı’na gömüldü.

 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

 

Şiirlerinde Başlangıçta Tevfik Fikret'in etkisinde aruz ölçüsüyle şiirler yazarken zaman içinde Milli edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü kullanmış devrinin tüm şairleri gibi Edebiyat-ı Cedide, Fecri Ati ve Milli edebiyat akımı arasında bocalamıştır.

Güneş, Varlık, Aydabir, Çınaraltı, Şadırvan gibi dergilerde yayınlanan ve çoğu hece vezniyle yazılmış şiirlerinde lirizm ve kadınsı bir içtenlik dikkat çeker. Milli uyanış hareketi içinde de yer aldı, Fatih mitinginde etkileyici bir konuşma yapan sanatçı, Türk Kadınlar Birliği'nin kurucuları arasındadır.[21] 

 

Yakın arkadaşı (yazar Pınar Kür’ün annesi) İsmet Kür, "Yarısı Roman" adlı eserinde Şükûfe Nihal’i şöyle anlatır: "Şükûfe Nihal hemen her görenin áşık ya da hayran olduğu kadınlardandı. ’Güzel’ denemezdi pek. Gözleri çukurdu ve ufaktı... Boyu hiç uzun değildi. Beden çizgileri dikkati çekmekten uzaktı. Ne ki, zarifti, her zaman bakımlı ve çok şıktı. Dünyaya metelik vermeyen, kendine çok güvenen bir havası vardı. Onu bu kadar çekici yapan da, bu ’dünyaya metelik vermeyen’ haliydi. Ve de, o sıralar, ’hayran olunacak kadın’ sayısı da çok değil miydi? Ya da nitelikleri mi farklıydı? Sanırım, biraz öyle. Çocukluğumda, şıklık sembolüydü benim için. Onun üstünde görüp hayran olduğum kimi renkleri, kimi desenleri hálá sevdiğimi biliyorum. Çok kaprisli bir kadındı. Biraz cıvıltıya benzeyen, kendine özgü ve de hoş konuşma biçimi vardı. Onun için Nazım Hikmet, Ahmet Kutsi, C. Şahabeddin'in kardeşi, Osman Fahri'nin yazdığı şiirlerin yanı sıra Faruk Nafiz Çamlıbel "Yıldız Yağmuru"nda, Şükûfe Nihal ise "Yalnız Dönüyorum" adlı romanda sevdalarını dile getirdiler." [22]

 

Bilkent Ünvr. Şükûfe Nihal hakkında mastır tezi hazırlayan Türkan Yeşilyurt Kayhan Şukufe Nihal’in edebi yönü hakkında çalışmasının önsözünde şu tespitlerde bulunmuştur." Türkiye’nin modernleşme sürecinde önemli toplumsal değişimler geçirdiği bir dönemde (1909–1960) yapıtlarını yayımlamıştır. Batılı, lâik, ulusçu modele dayalı yeni ulus-devletin “yeni kadın”ı olarak birçok kadın  derneğinde aktif görev almış, gazete ve dergilerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmış, hikâye ve romanlarında kadın kahramanları öne çıkarmış ve şiirlerinde “kadın sesi”ni duyurmaya çalışmıştır.  Şükûfe Nihal, toplumsal sorunlara karşı duyarsız davranan ve süsten başka bir şey düşünmeyen “umursamaz kadın”a karşı çalışkan ve ezilmiş olan “Anadolu kadını”nı yüceltmiştir. Aydın  tavrına uygun bir biçimde ataerkil cinsellik kalıpları içinde kadına yaklaşmıştır.  Bir yandan çalışma ve öğretim hakkını savunarak kadının kamusal alana çıkmasını istemiş, diğer yandan asıl görevinin “annelik”, “eşlik” ve “ev kadınlığı” olduğunu  savunarak özel alana çekilmesini beklemiştir.  Bu çıkmazda feminist bir bakış açısına sahip olmayan bu “Cumhuriyet kızı”nın “geleneksel ben”iyle  “modern ben”i çatışmıştır.  Şiirlerinde de “geleneksel” ve “modern” bu iki kimlik arasında bocalayan, sıkışan ve bunalan “kadın sesi” duyulmaktadır." [23]

 

Orhan Burian, Şükûfe Nihal için “Büyük ve insanı sarsan konuların şairi değildir.  Gayya’ya ne kendisi iniyor, ne bizi indiriyor.  Hislerle oynayan, nazımla oynayan bir hali var.  En iyi şiirleri iddiasız küçük hisleri ifade edenlerdir” demektedir.

 

Şükûfe Nihal, roman ve hikâye de yazmasına rağmen şair olarak da tanınmış, romanlarında mektup, günlük ve anı defteri anlatım tekniğine başvurmuştur.  Romanlarında şahsi konulara yer vermiş, romanlarında ev sorunları ile ilgili bir kadın romancı görüntüsü oluşturmuştur. Yine de roman, öykü ve yazılarında sosyal faydayı öne çıkarmaya gayret eden bir yazar hüviyetindedir. İstiklal Savaşı yıllarına şahit olması nedeni ile şiir,  roman ve öykülerinde istiklal savaşının uyandırdığı hisleri de işlemiştir.

Kurtuluş Savaşı ve sonrasında ortaya çıkan Memleketçilik Akımı çerçevesinde memleket manzaraları, memleket sevgisi gibi sosyal faydayı gözeten yazılar da yazmıştır. Ancak Anadolu ve insanını yakından gözlemleyemediği için realist olmak istediği halde bu konuları romantik bir yaklaşımla ele almak zorunda kalmıştır.  

Roman

  • Renksiz Istırap (1928)
  • Yakut Kayalar (1931)
  • Çöl Güneşi (1933)
  • Yalnız Dönüyorum (1938)
  • Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946)
  • Çölde Sabah Oluyor (1951)

Öykü

  • Tevekkülün Cezası (1928)


Gezi Notları  

  • Finlandiya (1935)

Şiir Kitapları 

  • Yıldızlar ve Gölgeler (1919)
  • Hazan Rüzgarları (1927)
  • Gayya (1930)
  • Yakut Kayalar (1931)
  • Su (1933)
  • Sıla Yolları (1935)
  • Sabah Kuşları (1943)
  • Yerden Göğe (1960)
  • Şükufe Nihal / Şiirler (1975)

Şiirleri

ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ

KAYNAKÇA

  • [1] Argunşah, Hülya (2011). Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal. İstanbul: Timaş Yay.
  • [2] Türkan Yeşilyurt Kayhan, Kadın Şairde Kadın: ŞükûfeNihal’in Şiirleri, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2005, Ankara
  • [3] Türkan Yeşilyurt Kayhan, Kadın Şairde Kadın: ŞükûfeNihal’in Şiirleri, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2005, Ankara
  • [4] Türkan Yeşilyurt Kayhan, Kadın Şairde Kadın: ŞükûfeNihal’in Şiirleri, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2005, Ankara
  • [5] Bahar Baskın, II. Meşrutiyet’te Kadın Eğitimine Yönelik Bir Girişim: İnas Darülfünunu, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No:38, Mart 2008
  • [6] Bahar Baskın, II. Meşrutiyet’te Kadın Eğitimine Yönelik Bir Girişim: İnas Darülfünunu, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No:38, Mart 2008
  • [7] Soner Yalçın, NAZIM HİKMET'TEN FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL'E BÜYÜK TÜRK ŞAİRLERİNİN AŞIK OLDUĞU KADIN KİM? https://www.odatv.com/n.php?n, yayın tarihi,17.08.2008 , son erişim, 12-11-2013
  • [8] Soner Yalçın, Hep ideal aşkı arayan bir şair: Şükûfe Nihal, Hürriyet Gazetesi, 17.08.2008
  • [9] Soner Yalçın, Hep ideal aşkı arayan bir şair: Şükûfe Nihal, Hürriyet Gazetesi, 17.08.2008
  • [10] Şahamettin Kuzucular, FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ
  • [11] Soner Yalçın, NAZIM HİKMET'TEN FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL'E BÜYÜK TÜRK ŞAİRLERİNİN AŞIK OLDUĞU KADIN KİM? https://www.odatv.com/n.php?n, yayın tarihi,17.08.2008 , son erişim, 12-11-2013
  • [12] Avni Özgürel, Bir Şükufe Nihal vardı, Radikal Gazetesi, 19.9.2009
  • [13] Türkan Yeşilyurt Kayhan, agy.
  • [14]  .CUMHURİYET İLK DÖNEM ROMANCILARI ( 1923-1940 )https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=41716
  • [15] CUMHURİYET İLK DÖNEM ROMANCILARI ( 1923-1940 )https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=41716
  • [16] Türkan Yeşilyurt Kayhan, agy.
  • [17] Türkan Yeşilyurt Kayhan, agy.
  • [18] Soner Yalçın, Hep ideal aşkı arayan bir şair: Şükûfe Nihal, Hürriyet Gazetesi, 17.08.2008
  • [19] Anonim, Kadın Öykücülerimiz, yazimhane.com/module
  • [20] Bianet Haber Merkezi, Mor Kitaplık Şükûfe İnal’ın Tüm Eserlerini Derleyip Kitaplaştırdı, 12.01.200
  • [21] https://tr.wikipedia.org/wiki/Şukufe_Nihal_Başar
  • [22]  Soner Yalçın, Hep ideal aşkı arayan bir şair: Şükûfe Nihal, Hürriyet Gazetesi, 17.08.2008
  • [23] Türkan Yeşilyurt Kayhan, a.g.e, shf, 5]

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar