Ümit Kaftancıoğlu Hayatı ve Edebi Kişiliği

22.10.2012

  

Ümit Kaftancıoğlu

 GAZETECİ-YAZAR ÜMİT KAFTANCIOĞLU ANILDI

 

 

 

 

 

 

Ümit Kaftancıoğlu (d. Ardahan Hanak 1935 - ö. İstanbul 11 Nisan 1980), Türk yazar, derlemeci ve radyo programcısı, öğretmen, yapımcı, gazeteci, Dr. A. Naki Kaftancıoğlu’nun babasıdır.

Asıl adı Garip Tatar olan yazar eserlerinde Ümit Kaftancıoğlu bazen de Ümit İlhan Kaftancığlu adlarını kullanmıştır.

 

Özgeçmişi

Asıl adı Garip Tatar olan Ümit Kaftancıoğlu,  Kars'ın eski ilçesi olan ve sonradan il olan Ardahan'ın Hanak ilçesine bağlı Koyunpınar (eski adı Saskara) köyünde nüfus kaydına göre 1935 yılında doğdu. Bazı kaynaklar onun doğum tarihini 1934 olarak göstermektedir. O devrin şartlarına göre nüfusa bir iki yıl sonra yazdırılması çok mümkün olduğundan nüfus kaydından önce doğmuş olması ihtimali yüksektir. Yedi çocuklu yoksul bir köylü ailesinin beşinci çocuğu olan Garip Tatar, kışların çok sert olduğu bu yörede fakir bir ailenin çocuğuydu. Yöresindeki diğer çocuklar gibi yalın ayak, üstsüz başsız ve yarı çıplak, yarı aç ve yarı tok büyümüştü.

 

Okumayı okula gitmeden öğrenmeye başlamış, edebiyat ile de çocukluğunda kültürel muhitinin ve geleneklerinin icabı olarak tanışmıştı. “O uzun kış gecelerinde köyündeki diğer insanlarla beraber Kars kültürünün kış eğlenceleri olan  Masallar, efsaneler,  halk hikâyeleri ve halk ozanlarından türküler dinleyerek büyüdü.”  Onun yöresi Tufarganlı Abbas,  Posoflu Aşık Müdami Aşık Şenlik,   Erzurumlu Aşık Sümmani, Bala Kişi, Âşık Kurban, Âşık Hasanbalı, Âşık Mehemmed, Âşık Asker, Âşık Kurban, Âşık Süleyman, Âşık Demirkaya, Âşık Emrah, Âşık Balıbey, Âşık Mevlüt, Calalı Âşık Hüseyin Ural, Pekreşenli Âşık İbrahim, Revanlı Bala Mehemmed, Revanlı Âşık Ali, Bayram, Âşık Kasım ve Gülistan Çobanlar  ((Alptekin-Sakaoğlu 2006: 114; Aslan 1975: 20, İçel   Hatice, ELAZIĞ-2009) ,  Şeref Taşlıova , Bayram Köroğlu, Murat Çobanoğlu, gibi musannif ozanların,  türkülü hikayeler ve serencamlar söyleyen saz ustalarının meşhur aşıkların kültürel coğrafyasıydı. Kışların uzun ve sert geçtiği bu yörede en mühim eğlenceler eskiden bu âşıklardı.

 

Yöresinin zengin halk kültürünü ve folklorik çeşitliliğini kanıksayarak yetişti. Çocukluk yıllarından gördüğü bu zenginlikler onun yetişme çağlarını etkilediği gibi hayatının gidişatını da bu yönde belirledi. Radyo programlarında çocukluktan aldığı bu kültürü ve görgüyü kullanacaktı.  

 

Halk âşıklarının, sohbetleri hikâyeleri ve türküleri ile yetişen Garip Tatar;  destan, masal,  türkü, efsane dinleyerek büyüdü. Okuma ve yazmayı çok küçük yaşta öğrenmiş İlkokulu kendi köyü olan Saskara köyünde bitirmişti. Çocukluk yıllarında çobanlık yapıyor, hayvancılık ve çiftçilik yapan ailesine ekonomik yönden yardımcı oluyordu. İlkokuldan sonra Susuz ilçesinde yoksul çocukların eğitimi için açılmış olan Cılavuz Köy Enstitüsüne kaydı yaptırıldı. Hatırlarında ifade ettiğine göre köyünden Cılavuz Köy Enstitüsüne yayan olarak gitmişti.

 

1957'de Cılavuz Köy Enstitüsünü bitirmişti.[1]  Köy Enstitüsünden sonra öğretmen olarak göreve başlamıştı.  İlk görev yeri olan Mardin'in Derik ilçesinde ilkokul üç yıl kadar köy öğretmenliği yaptı.[2] Mardin’de görev yaparken yaşadıklarını Tüfekliler adlı romanında anlatmıştı.

 

1961'de Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünü bitirdi. Edebiyat bölümünü bitirdikten sonra ortaokullarda öğretmenlik yapmaya başlamıştı. Ortaokul öğretmenliğine Rize’nin Pazar ilçesinde ortaokul öğretmeni olarak başlamıştı. Rize'nin Pazar ilçesinde ortaokul öğretmeni olarak görev yaparken kendisi gibi öğretmen olan Nurcan Hanım'la evlendi. Bu evlilikten Ali Naki ve Pınar adlı iki çocuğu olmuştu. ( DOÇ. DR. HASAN YÜREK, agy)

 

Bir süre Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra sol görüşleri yüzünden takip edilmeye başlanmıştı. Türlü soruşturmalardan sonra öğretmenlikten uzaklaştırıldı. 1964 yılında öğretmenliği bırakmak zorunda bırakılmıştı. Yedek subay olarak askerliğini yapmış askerlik sonrasında TRT’nin açtığı sınavı kazanarak TRT’nin Ankara Radyosu TRT Köy Yayınları Servisi'nde çalışmaya başlamıştı. Ankara Radyosunda başlayan TRT’deki görevi 1974’ten itibaren İstanbul Radyosu'nda yapımcılık görevi şeklinde devam etti.  

 

1974'te TRT'de yapımcı olarak çalışmaya başladı. Köy Odası programlarını hazırlayan ekibi yönetti. Dönemeç adlı hikâyesiyle, 1970 TRT Büyük Ödülü'nü aldı. İlk eseri olan “Dönemeç”, köyünden kalkıp, parasız yatılı okula ulaşmak isteyen bir köy çocuğunun, yanı kendi hayatının öyküsüydü. Köy Odası programlarını hazırlayan ekibin sorumlusu oldu. Hakullah adlı röportajıyla 1972 Ali Naci Karacan Birincilik Armağanı'nı aldı. TRT deki çalıştığı yıllarda halk kültürünü,  halk edebiyatını,  halk sorunlarını radyo mikrofonlarına taşıdı. Pek çok derlemeler yapıp, çocuklar için eserler verip sözlü  halk edebiyatı ürünlerini yazıya geçirip toparlamaya çalıştı. Bu süreler içinde TRT ‘de "Av Bizim Avlak Bizim", "Dilden Dile", "Yurdun Dört Bucağı" gibi programlar yapmıştı. ( DOÇ. DR. HASAN YÜREK, agy)  TRT çalışırken yazarlık yapabilmek için de zamanlar buluyordu. TRT ‘de görev yaparken bir yandan da Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Ortam, Varlık, Aydınlık, Güney, Ilgaz, Yeni Ufuklar, Yeni Halkçı, Türk Dili gibi gazete ve dergilerde sanat ve siyaset ile ilgili yazılar yayımladı. ( Yalçın, Murat (Ed.) (2001). )

 

11 Nisan 1980 gününün sabahı, Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi Unsal Sokak Aksu Apartmanındaki dairesinden kızı Pınar'ı Esentepe Ortaokuluna götürmek üzere evinden dışarı çıktığında küçük kızının gözleri önünde silahlı saldırıya uğradı. [3]  Sırtına ve göğsüne isabet eden 5 kurşunla ağır yaralanan Kaftancıoğlu, Şişli Hastanesine kaldırılmış, ancak ameliyata alınmadan yaşamını yitirmiş, olay sırasında kızı Pınar'a bir şey olmamıştı. [4] Olaydan sonra tutuklanan Ahmet Mustafa Kıvılcım, polise verdiği ifadede Kaftancıoğlu'nu "solcu olduğu için, Ortadoğu gazetesi yazarlarından İsmail Gerçeksöz'ün İntikamını almak için Kaftancıoğlu'nu öldürdüklerini bildirmişti. " [5] [6] Kıvılcım, Askeri Mahkeme tarafından ömür boyu hapse mahkûm edilmiş, fakat cezası Askeri Yargıtay tarafından bozulmuş ve 4 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştır.[7]

 

Anısını yaşatmak için Yalın Ses edebiyat dergisi tarafından, ilki  2005 yılında olmak üzere  her yıl “Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması” düzenlenmektedir. Günümüzde CHP´nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu onun gelini olmaktadır.

 

Eserlerinde geniş halk kültürünü, zengin Türkçeyi, halkın çıkış yolu arayan çabalarını, içinde bulunduğumuz çalkantının nedenlerini ortaya sermektedir. Eleştirmenler, yazar için "Türk dilinin engin ve renkli tarlası" yargısında birleşmektedir. Birçok türkü derleyerek Türk müziği ve edebiyatına da katkıda bulunmuştur.   Evreşe Yolları Dar, Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar, gibi bazı meşhur türküler onun derlemesidir.[8]

 

Ödülleri:

 

Dönemeç adlı hikâyesiyle 1970 TRT Başarı Ödülü'nü, Çocuk ve Kent adlı hikâyesiyle Başkent Ödülü'nü aldı.  "Hakkullah" adlı röportajıyla Ali Naci Karacan Birincilik Armağanı kazandı.

 

EDEBİ YÖNÜ

Yazar roman ve öyküleri ile dikkati çektiği kadar folklor alanında yaptığı çalışmalarla dikkatleri çekiyordu. Öykü, roman, derleme, röportaj çalışmaları ile yazar olarak da tanınmıştı. Yayımlanan ilk eseri Cumhuriyet gazetesinde çıkan "Sihirli Halka" adlı hikâyesi olmuştu. 1970 yılına kadar başta Varlık ve Türk Dili gibi dergilerde yazıları çıkmış olsa da yazar olarak şöhretini 1970 yılından sonra kazanacaktı.. 1970 yılında "Dönemeç"  ve "Kırmızı Yel" başlıklı hikâyesiyle, TRT Büyük Ödülü'nü kazanmış ve bu tarihten sonra öykücü olarak da tanınmaya başlamıştı.

Yayımlanan ilk öykü kitabı olan ve ödül de kazanan “Dönemeç adlı kitabında on üç hikâyeye yer vermişti. Bu kitabında Kars, Susuz ve Cılavuzda geçen günlerinde edindiği izlenimleri,  yöresinde yaşayan insanların yaşam mücadelelerini, geleneklerini, zorluklara boyun eğmeye alışkın, medeniyetten uzak kalmış ve zorlu kış şartlarında yaşayan insanları anlatmıştı.  Diğer hikâye kitabı olan “Çarpana      'da on beş hikâye yer vermiş bu kitabındaki öykülerinde de yetiştiği coğrafyanın insanlarını devrimci bir yaklaşımla anlatmıştı.   “Ümit Kaftancıoğlu kendini bir devrimci olarak gördüğünden, her devrimcinin görev olarak gördüğü bu toprakların kandırılan, aldatılan, yoksullaştırılan, halkını aydınlatmak sorumluluğunu sırtında taşıdı. O bir sosyalistti ama Onu farklı kılan bu toprakların değerlerini kendisine rehber seçmesiydi. Onun rehberi Şeyh Bedrettin ,  Pir Sultan Abdal Hacı Bektaş Veli , Dede Kul Himmet Seyyit Nesimi, Köroğlu ,  Kaygusuz Abdal,  Dadaloğlu, Aşık Şenlik, Aşık Elesker idi.”[9]

 

Son öykü kitabı, “İstanbul Allak Bullak”  ölümünden sonra, yayımlanmamış yirmi bir hikâye barındıran bir kitaptı. Bu kitabındaki öykülerin dokuzunda kırsalı, on ikisi tanesinde ise kentlerdeki insanları anlatmıştır. ( Özyalçıner, Adnan (2006). "Hikâyemizde İki Yeni İmza". Ümit Kaftancıoğlu/Yaşama Sevincine Bin Selam. yay. haz. Öztürk Tatar. İstanbul: Yalın Ses Yay. 17-20.)

 

İlk romanı olan ”Yelatan “ ve ikinci romanı olan “Tüfekliler” adlı romanlarında da öykülerindeki konuları ve yaklaşımları sergilemişti. İlk romanında yetiştiği muhiti, insanı ve koşullarını ikinci romanı olan Tüfekliler de ise görev yaptığı Güneydoğu illerindeki insanları ve hayat koşullarını dile getirdi.

 

Eserlerinde çocukluk yıllarında çok iyi gözlemlediği ve kendi yörelerinde çok zengin olarak yaşayan Halk Edebiyatı kültürünü malzeme olarak ele aldı. Kendi yöresinin insanlarını kışlarını fikirlerini kullandı. Sosyalist bir çizgide sosyal gerçekçilik anlayışına uygun görüşlerini anlattı. Sade samimi sıcak ve duru bir dille anlattı. Yazar türkü, masal ve Halk Hikâyeleri derlemeleri yapmış, çocuklar için de öyküler yazmıştır. 

 

Derleme ve röportaj türlerinde de dikkati çeken çalışmalar yapmış, “Tek Atlı Tekin Olmaz “ adlı eserinde Kars – Ardahan Susuz da derlediği masalları bir araya getirmişti.  Köroğlu Kolları Halk Destanları adlı eseri bu destanın Kars varyantlarına yer verdi. Ümit Kaftancıoğlu "Evreşe Yolları", "Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar", "Bizim Evin Yanına", "Duman da Bastı Dağları", "Gelmiş İken Bu Yerleri Gezelim", "Karşıda Kuş Oturur" gibi birçok türkünün de derlemecisi olmuştur.

 

Dönemeç adlı Öyküsünün konusu:

Korkunç karakış esnasında köydekiler ve hayvanları aç kalmıştır. Kırk evin kırk erkeği,  kırk öküzünü, kırk kızağını alarak Ulgar Dağı gediğinden Ardahan’a ulaşmak, oradan kış boyunca gerekli ekmeklik arpayı gidip getirmeye mecbur kalmıştır. . Kırk ev halkı Ulgar Dağı gediğini aşmanın yüzde yüz ölüm olduğunu bilmektedir.  Erkekler, evdekilerle birlikte açlıktan ölmektense kar altında donarak ölmeyi göze alarak Ardahan’a yola çıkar. Kıtlıktan, yoksunluktan kurtulmak için zorlu  yolculuk başlamıştır. Bu öykü onun köyden çıkarak Cılavuz Köy Enstitüsüne yayan yapıldak düştüğü yılları, yani kendi yaşam öyküsünü dile getirmektedir.

Eserleri

Öykü

  • Dönemeç (1972)
  • Çarpana (1975)
  • İstanbul Allak Bullak (1983)

Roman

  1. Yelatan (1972)
  2. Tüfekliler (1974) 

Derleme

    Köroğlu Kolları (1974)

Röportaj

    Hakullah (1972)

Çocuk kitapları

  • Tek Atlı Tekin Olmaz (1973)
  • Kekeme Tavşan (1974)
  • Kan Kardeşim Doru Tay (1979)
  • Dört Boynuzlu Koç (1979)
  • Çizmelerim Keçeden (1979)
  • Altın Ekin (1979)
  • Hızır Paşa (1980)
  • Çoban Geçmez (1980)
  • Salih Bey (1981)
  • Şülgür Deresi (1981)

ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ

Kaynakça

  • [1] Yalçın, Murat (Ed.) (2001). "Kaftancıoğlu, Ümit." Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. Cilt no: II. Ankara: Yapı Kredi Yay. 540-541.
  • [2] DOÇ. DR. HASAN YÜREK, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/kaftancioglu-umit
  • [3] Kaftancıoğlu'nun Katili 30 Yıl Sonra Hala Cezasız", Bianet, 11 Nisan 2010. 21 Temmuz 2012 tarihinde erişildi.
  • [4] ] https://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1980/4/12/5.xhtml
  • [5] Kaftancıoğlu'nun Katili 30 Yıl Sonra Hala Cezasız", Bianet, 11 Nisan 2010. 21 Temmuz 2012 tarihinde erişildi.
  • [6] https://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1980/4/12/5.xhtml
  • [7] Kaftancıoğlu'nun Katili 30 Yıl Sonra Hala Cezasız", Bianet, 11 Nisan 2010. 21 Temmuz 2012 tarihinde erişildi.
  • [8] https://www.turkuler.com/nota/biyografi.asp?harf , Ümit Kaftancıoğlu
  • [9] Gazi ASLAN, alevihaberajansi.com/index.php,  İstanbul - 20 Nisan, 2011

Edebiyat, Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
 
  BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected]

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar