Asaf Halet Çelebi Hayatı Edebi Kişiliği

08.10.2011

 

(d. 27 Aralık 1907 / ö. 15 Ekim 1958) Şair, yazar ve devlet memuru.

HAYATI  AİLESİ

Dâhiliye Nezareti Şifre Kalemi Müdürü Mehmet Sait Halet Bey'in oğlu olan Çelebi İstanbul'da Cihangir semtinde doğdu. Babası Halet Çelebi, Dâhiliye Nezareti memurlarından ve Beylerbeyi’nde geniş kültürü ve bilgisi ile tanınan bir Mevlevî’dir. Yazarın annesi ise Beyza Hâlet Hanım’dır. Asaf Hâlet ailenin üç çocuğundan en küçük olanıdır. Kâmili Çelebiler ağabeyi ve Mezuka Yalım ise ablasıdır.

Asaf Halet’in ailesinin Mevlevi ve Kadiri tarikatı ile yakın ilişkiler içinde bir ailedir.  Ailesinin Çelebi” soyadını alma nedenleri de ailenin Mevlevi olması ile ilgilidir. ( PROF. DR. MEHMET NARLI, agy )

Bu alaka eğitimine ve yazarın eserlerine de yansıyacaktır. Mehmet Sait Halet Bey, oğlunu da aynı kültürle yetiştirmiştir.[1]

Çocukluğu ve Eğitimi

Cihangir’de geçen çocukluk ve ilk gençlik çağında ilkokul tahsilini bu semtlerde yaptı. İstanbul halk kültürünü bu semtlerde öğrenmişti.  Ailesinin tarikatlara olan ilgisi nedeni ile eğitim yıllarında tasavvuf ve mistizim önemli bir faktör haline gelecektir.

Âsaf Halet, Son Asır Türk Şairlerinin yazarı İbnülemin Mahmut Kemal İnal’a şunları söylemiştir: “Sekiz on yaşımda mevzun sözler okur, hatta bazan tefevvüh ettiğim de olurdu. Âsarı müteehhirini tetkik ettikten sonra edebiyat-ı atikaya merak sardım. Derin bir aşk ve şevk ile takibe başladım. Pederimden tahsil ettiğim Edebiyat-ı Fârisî’ye, Pend-i Attâr’dan, Mesnevi’nin evveliyatından Hâfız, Sa'di Şirazi ’ye gelmiştim. Bilhassa Hafız’ın aşk ve kemalatına hayran oldum. İki eserim vardır, biri  Molla Cami ’nin Nefâhatü’l Üns namındaki eserinin mukaddimesine aittir. Diğeri ise Paris’te Musiki Ansiklopedisi’nde münteşir Türk musikisine müteallik mebahisin tercümesidir.

 

Galatasaray Lisesi'nde 8 yıl eğitim gören şair babasından Arapça ve Farsçayı öğrenmişti. Mevlevi Şeyhi Ahmet Remzi Dede (Akyürek) ile Rauf Yekta Bey'den Ney çalmayı, musiki ve nota derslerini alır. Çocukluk yılları Cihangir’de geçen şairin sonraki hayatının büyük bölümü de Beylerbeyi semtinde geçmiştir

Mevlevi bir çevre içinde büyüyerek Mevlevilikle ilgili konularda kendini yetiştirmiş, şiirlerinde de bu bilgilerini kullanmıştır.  Erken yaşlarda şiir yazmaya başlayan Asaf Halet Çelebi  ilk şiirlerini aruz ölçüsüylerubai ve gazel tarzında yazmıştır. 19 Yaşından sonra kendine özgü ve serbest ölçü ile yazamaya başlamıştır.  Üç ay kadar Fransa’ya yüksek tahsil için gitti ama geri döner. Fransa'dan dönüşünde üç yıl Sanayi-i Nefise Mektebi'nde öğrenim görür. Adliye Meslek Mektebi'nden mezun olur ve [2]Farsça, Arapça, Fransızca, Hintçe ve Sanskritçe öğrenmiştir. [3]

İki defa evlenen Asaf Halet Çelebi, ilk evliliğini 1932 yılında Yahudi asıllı Roza isimli bir bayanla yapar. Birinci eşi Yahudi asıllı Rosi ile kısa bir süre evli kalmış daha sonra akrabası olan ikinci eşi Nermin Çelebi’den Ömer adını verdikleri bir oğlu olmuştur. Ancak; babasının ölümünden kısa bir süre sonra Ömer adındaki oğlu da vefat etmiştir.   İlk eşi Yahudi Roza Hanım’dan 1943'de ayrılır. Dayısının kızı Nermin Hanım’la evlendikten hele bir de sonra Ömer adlı bir oğlu dünyaya gelmiştir. Fakat Ömer Halet on dokuz yaşındayken vefat eder.[4]

Şiir ve yazıları 1937'den itibaren Ağaç, Büyük Doğu, İstanbul, Türk Yurdu, Ses, Küllük, Hamle, Servet-i Fünûn-Uyanış, Yeditepe, Türk Sanatı dergilerinde ve Gün gazetesinde, Yeni Ses, Sokak, Yeni Yol, Yeni Adam, Büyük Doğu, Türk Düşüncesi ve Türk Yurdu dergilerinde yayımlanır. ( PROF. DR. MEHMET NARLI, agy )

Çelebi, siyasete de ilgi duymuş, 1946'dan itibaren, yaşadığı sürece bütün seçimlere bağımsız aday olarak katılmış ama hiçbir keresinde de seçilememişti. Asaf Halet Çelebi' Beylerbeyi sırtlarında babasından kalan bir köşkte yaşamıştır.

Okulunu bitirdikten sonra Üsküdar Adliyesi Ceza Mahkemesi zabıt kâtipliği göreviyle işe başlar. Osmanlı Bankası ve Deniz Yolları İşletmesi'nde memur olarak çalışır.

 

 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü kitaplığında görevliyken 1956 yılından sonra sık sık hastalanmaya başlar.  Diyabet rahatsızlığının yanında koroner kalp yetmezliği de ortaya çıkmıştır. Kalp krizi geçirerek Guraba Hastanesi’ne kaldırılır. 15 Ekim 1958 Çarşamba günü kalp krizini atlatamayarak saat 16 sularında yakınlarıyla helalleşerek hayata gözlerini yummuştur.

Cenazesi 16 Ekim Perşembe günü ikindi namazını müteakip Küplüce Mezarlığı’na defnedilir.[5]

SANATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ

Kaynakların anlattıklarına göre Asaf Hâlet, orta boylu, şişmanca, esmer, pos bıyıklı biridir. Genellikle ceplerinde antika kutular içinde, kaya tuzu, safran,  gibi şeyler taşıyan konuştuklarına ikram eden birid olarak anlatılır. (Miyasoğlu 1994: 27). Asaf Halet’in fiziki portresi güleç yüzlü, sempatik, kibar, mütevazı, bir İstanbul efendisi, olarak anlatılırmıştır. (Kırımlı 2000).

Gençlik yıllarında Divan Edebiyatından etkilendi. Gazeller ve rubailer yazdı. Klasik edebiyatımızla Fars edebiyatını da iyi bilen Asaf Halet Çelebi, genç yaşta gazel ve rubailer yazmaya başlamıştı. Modern Türk Şiirinde Doğu uygarlıklarına özgü motif ve sembolleri ustalıkla kullanan şairlerin başında gelir.[6]Âsaf Hâlet Çelebi, seksen kadar şiir, sekiz ciddi inceleme ve dergi sayfalarında kalmış onlarca deneme ve mensur şiir yazmıştır. [7]

İlk şiirlerini aruzla yazan şair, 1937'den sonra serbest şiiri kullanmaya ve Batı şiirinin tekniklerine yönelmeye başlar. Serbest Şiirin önde gelen dergilerinden Ses, Hamle, Sokak, Servet-i Fünun Dergisi -Uyanış'ta ve Gün gazetesinde 1938–1941 yılları arasında ilk şiirleri yayınlar. Bu şiirlerinde ergenlik çağına ait duygular, çocukluk, masallar ve tekerlemelerin gerçeküstü dünyası gibi temaları kullanmıştır.

Kapalı ve garip şiirleri II. Yeni şiirine ve Sezai Karakoç’a ilham ve fikir vermiştir.   Divan şiirinin estetik anlayışı ile Fransız şiirinin letrislerinin ve harflerin ses çağrışımlarına dayanan kendine has bir şiir tarzı geliştirmiştir. 8] Şiiri “ Kelimelerin bir araya gelmesinden hâsıl olan büyük bir kelimedir “ şeklinde tarif ederek mistik konularda şiirler yazmıştır.

Hırsız, Trilobit ve Cüneyt adlı şiirlerinin Fransızca çevirileriyle birlikte 45 şiirin bulunduğu He'nin (1942) ardından aynı çizgide on şiirin yer aldığı Lam elif’i (1945) yayımlar. Bütün şiirlerinin toplandığı Om Mani Padme Hum (1953), İstanbul dergisinde yayımladığı Benim Gözümle Şiir Davası (Temmuz-Aralık 1954) adlı altı makalede şiirle ilgili görüşlerini açıklamıştır.  “Ses, imge, anlam ve düşünce olarak kültürler arası ve metinler arası bir nitelik taşıyan şiirleriyle Asaf Halet, Türk şiirinde "modern gelenekçi" tavrın temsilcisi olmuştur.”Mehmet Kaplan, Asaf Hâlet’in şiirinin “kuvvetini dil, şekil ve ahenkten çok, psikolojik muhtevası ile hayal ve masal unsurlarından” aldığı kanaatindedir. [9]

Şiirlerinde dinler, ideolojiler ve toplumsal olaylardan çok Anadolu-İran-Hindistan kültürlerinden unsurlar taşıyan sesler kullanmıştır.  Soyut şiire yönelen şair  şiirlerinde kendine özgü soyut bir dünya yarattığına inanan bir tutum içinde olmuştur. Kendisinden sonra gelen şairleri soyut Türk Edebiyatı'nda ilk  soyut şiir tanımları ile etkilemiştir. Şiire bakış açısını "Mesela esasen, müşahhas malzeme ile mücerret olan hayali yaşatabilmektir. Yani mücerret şiir, bilakis mücerret mefhumlu kelimelerden mümkün mertebe soyunmuş olan ve toplu bir halde mücerret bir mana anlatan ve bize o ihtisası veren ruh anının ifadesini taşıyan şiirdir." diyerek açıklamıştır. [10]

Şiirlerinin yanı sıra  Divan Şiiri  ile ilgili çalışmalarıyla da tanınır.  Konuyla alakalı birçok makale yazan Asaf Halet  Çelebi, Hint ve Fars Edebiyatları üzerine yaptığı çalışmaları dergilerde ve kitaplarda yayınlamıştır.  Hint edebiyatı üzerine yazdığı makalelerini Semih Güngör, Asaf Halet Çelebi incelemesiyle birlikte yayımlamıştır.

Asaf Halet, ruhî huzura ve saadete ulaşmak için tasavvuf düşüncesinden Budizmdeki Nirvana’dan yararlanır. Fakat onun Nirvana’ sı kendine mahsus bir şekle bürünerek ayrı bir nitelik kazanır. O, kendi Nirvana’sını şöyle tanımlar. “Benim Nirvana’m Budistlerinkinden veTagor’unkinden şu noktada ayrılır ki, Nirvana’da saadet zirvesine erebildiğim anda bile içim rahat değildir.[11]

Beşir Ayvazoğlu onun portresini şöyle çizmiştir.” Seçkin bir entelektüel ve kudretli bir şair olmasına rağmen, yaşarken, daha çok tuhaflıklarıyla tanınan Çelebi, şiirde, yepyeni bir ses yakalamıştı. Çok geniş bir   Divan Şiiri  ve Tasavvuf kültürüne sahipti, İran edebiyatına vâkıftı ve şiir yazacak kadar Farsça bilirdi. Fransızcası sayesinde hem Batı hem de Uzakdoğu kültürleriyle ilişki kurmuştu. Bu kültürlerden devşirdiklerini şiirine taşırdı.

Rüyalar, masallar, efsaneler ve menkıbelerle örülü, nüfuz edilmesi kolay olmayan bir şiir dünyası vardı. Şiirlerinde Sanskritçe, eski Mısırca, Rumca vb. kelimeler ve ibareler bile kullanırdı. Bugün zevkle okuduğumuz Om Mani Padme Hum gibi şiirlerinin yanı sıra şiir okuyuşu, tostoparlak vücudu, aşağı sarkan upuzun bıyıkları, dar ve paçaları kısa pantolonlarıyla da mizah dergilerinin vazgeçilmez malzemesiydi. "Ultra-modern" veya "bobstil şair" diye anılırdı. 

Haldun Taner onu şu sözlerle anlatır. "yakasına çiçek takıp kökünü mendil cebine yerleştirdiği küçük bir şişenin suyu ile beslemesi, kocaman bir gülsüz gezmeyen Oscar Wilde 'in dandliğini anımsatıyordu.  Asaf Halet, böylece, ciddiye alınmaktan çok, insanı bohem renkliliği ile gülümseten bir çağrışım oluyordu”

1946'dan itibaren, yaşadığı sürece bütün seçimlere bağımsız aday olarak katıldı. “Çelebi, hiç dinleyicisi olmasa bile, meydanlarda yüksekçe bir yere, mesela bir taşın üzerine çıkıp uzun uzadıya nutuklar söylerdi… ”[12]

Eserleri

·         He (1942) 

·         Laleler (1943) 

·         Lâmelif (1945) 

·         Om Mani Padme Hum (1953)

Araştırma

·         Mevlâna (1940) 

·         BeNJamiN (1940) 

·         Molla Câmi (1940) 

·         Eşrefoğlu Divanı (1945) 

·         Naima (monografi, 1953) 

·         Ömer Hayyam (1954) 

·         Divan Şiirinde İstanbul (antoloji, 1953)

·          

 

FAYDALANILAN DİĞER ESERLER

·         Kaplan, Mehmet (1978). Edebiyatımızın İçinden. İstanbul: Dergâh Yayınları.

·         Kırımlı, Bilal (2000). Asaf Hâlet Çelebi. İstanbul: Şule Yayınları.

·         Miyasoğlu, Mustafa (1994). Asaf Hâlet Çelebi. İstanbul: MEB Yayınları.

·         Uçman, Abdullah (1993). “Çelebi, Asaf Hâlet”. Türkiye Diyanet Ansiklopedisi C. 8

·         DR. MEHMET NARLI, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/celebi-asaf-halet


KAYNAKÇA 

·         [1] Miyasoğlu, Mustafa. Asaf Halet Çelebi, Ankara, 1993.

·         DR. MEHMET NARLI, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/celebi-asaf-halet

·         [2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Asaf_H%C3%A2let_%C3%87elebi

·         [3] https://www.idefix.com/kitap/asaf-halet-celebi/urun_liste.asp?kid=1184

·         [4] https://yazarmezar.com/mezar-sayfa-134.html

·         [5] https://yazarmezar.com/mezar-sayfa-134.html

·         [6]  Behçet Necatigil, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, İstanbul, 1980, s. 106.

·         [7] ÖMER FARUK ŞERİFOĞLU, Asaf Hâlet Çelebi 100 yaşında, https://kitapzamani.zaman.com.tr/kitapzaman

·         [8]  Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ankara  2005 shf152-153

·         [9] Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri II ( Cumhuriyet Devri Türk Şiiri), Dergâh Yayınları, İstanbul 2004, ( 13. Baskı), s.173.

·         [10] https://tr.wikipedia.org/wiki/Asaf_H%C3%A2let_%C3%87elebi

·         [11] Raşit KOÇ, MEVLANA’DAN BUDA’YA FENAFİLLAH’TAN NİRVANA’YA MİSTİSİZM VE ASAF HÂLET ÇELEBİ,

·         [12] Müzmin bağımsız aday: Asaf Hâlet Çelebi , Beşir Ayvazoğlu ,Zaman 26 Temmuz 2007)

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar