Biz İnsanlar - Hakkında Konu Özet Analiz Peyami Safa

06.03.2019

ROMANIN İÇERİĞİ KONUSU BASIMI ANALİZİ HAKKINDA

Peyami Safa ‘nın “Biz İnsanlar” adlı romanı, ilk olarak 1937 yılında Cumhuriyet Gazetesinde tefrika edilmiş fakat roman çok uzun bir süre kitap halinde basılmamış romanın kitap halinde basılması ancak 1959 yılında gerçekleşmiş [1]olduğundan bu roman Peyami Safa’nın basılan en son romanı olmuştur. [2]

Fatih Harbiye , YALNIZIZ , Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu gibi romanların yazarı olan Peyami Safa bu romanında özellikle Sözde Kızlar ve Fatih Harbiye adlı romanlarındaki konulara benzer bir vaka düzeni seçmiş, hemen diğer sosyal konulu romanlarındaki konulara benzer konular ele almıştır. Peyami Safa’nın bu romanının konusu da tıpkı Sözde Kızlar romanında da olduğu gibi bu Mütareke döneminde İstanbul'da geçen bir olayı anlatmış, bu romanında da tıpkı diğer romanlarında olduğu gibi doğu-batı çatışmalarını, yanlış batılılaşmayı ve yanlış Batılılaşmaktan kaynaklanan ferdi ve kişisel buhranları işlemiştir.

Diğer romanlarındaki benzer konuları işlemekte, yanlış batılılaşma, toplumun ve fertlerin ahlaki çöküntülerinden kaynaklanan kişisel toplumsal bunalımları, yozlaşmanın ve ahlaki çöküntülerin insanların ruhlarında yarattığı sıkıntıları ele almıştır. Yazar bu romanında diğer romanlarına nazaran siyasi konulara biraz daha fazla yönelmiş bu romanında İstanbul’u işgal eden kuvvetlere yardım eden insanlara ve halka duyduğu öfkeyi daha fazla hissettirmiş, Batılların halkımızı manen ve ahlaken yozlaştıran emperyalist tutumlarına, sosyalizm ve milliyetçilik gibi kavramlara da daha fazla yer vermiştir.

Romanlarında genellikle yanlış batılılaşmanın ve sosyolojik sorunların yarattığı fikri ve ruhi bunalımların arasında sıkışan insanların milli ve manevi değerlerin önemini idrak ederek bu psikolojik sorunlarından kurtulmaya başlamaları konusunu işleyen Peyami Safa’nın bu romanı da benzer bir konuda yazılmıştır. Fatih Harbiye , YALNIZIZ , Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı romanlarında da bu konuyu hem vaka düzeni hem de fikri açıdan irdeleyen yazarın, para kazanmak amaçlı yazdığı diğer ciddi romanlarının hemen hepsinde bu konulara değinmeden edememiştir.

Mütareke yıllarında yazılmış olan roman “Türkiye’nin yaşayacağına inanmayan bir Türk’ün kaç türlü ahlakı olabilir?” sorusa cevap arayan bir arayış içinde yazılmıştır. Batı medeniyeti karşısında düştüğümüz aşağılık duygusunun milli onurumuz ve değerlerimiz için en büyük tehlike olarak gören Peyami Safa bu romanında da bu konuları öne çıkarmaktadır. Batıya özentinin yarattığı sosyal ve kişisel tahribatları psikolojik ve sosyolojik yönlerden ortaya koymaya çalışan yazar[3]Bu özentiler ve duygularından kurtulmak ilmi metotlara yönelmeyi sağlık vermekle birlikte, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkarak kendimize gelmeyi önermektedir. Her Türk’ün objektif ve bilimsel düşünmesini öneren yazar hemen her romanında bu meseleler yüzünden bunalıma girmiş bir Türk aydının bu sorunları çözerek huzura ermesini örnekleyecek karakterler üretmiştir. Yalnızız romanındaki Samim, Matmazel Norilya’nın Koltuğu adlı romandaki Ferit, Sözde Kızlar romanındaki Mebrure buhranlarından maneviyata sarılarak kurtulan örnek Türk kadını ve gençleridir.

Roman mütareke yıllarında yaşanan ahlâkı ve sosyal ve sosyal çöküntüyü dile getirinken dürüstlüğü ve idealizmi savunmuş; kozmopolitliğe karşı milliyetçiliği tavsiye eden yazar, materyalizme karşı manevi yatçılığa sığınmayı önermiştir. Romanlarında mücerret – müşahhas, ( soyu- somut ) çatışmalarına çok kafa yoran Peyami Safa, “insanın maddî bir varlıktan çok manevî bir varlık olduğunu, insanda ruhun maddeden önce geldiğini “ savunan romanlarında da bu görüşlerini dile getiren bir yazardır.

ŞAHIS KADROSU:

Orhan Şakir: Orhan doğu ile Batı kültürü çatışması arasında kalmış bir öğretmendir. Batı kültürü ile yetişmiş Vedia’ya âşık olunca ruhundaki çatışmalar daha da bir alevlenmiş olan Anadolu kültürünü temsil eden bir aydındır.

Vedia: Samiye Hanım’ın konaklarda yetişen batılı eğitim alan, kozmopolit, genç, güzel ve pervasız bir kızıdır. Orhan’a karşı duygularını yazıya geçirmiş Orhan da onları okuma şansı bulmuştur.

Samiye Hanım: Kocası öldükten sonra da alafranga hayatı devam ettiren fakirleri sevmeyen hizmetçileri ve mensubu olduğu halde Türklükten de iğrenen Fransız hayranı bir kadındır..

KONUSU

Mütareke yılları içinde Orhan Şakir Boğaziçi’nde özel bir okulda öğretmenlik yapan milliyetçi, muhafazar ve fakir bir aileden gelen bir Türk gencidir. Bu okulda okuyan fakir bir öğrenci olan Tahsin, kendisine “eşek Türk” diyen zengin çocuğu Cemil’i yaralamıştır. Orhan öğretmen olanları duymuş ve görmüş; taşla yaralanan Cemil’i alıp konağına getirmiştir.

Cemil yalıda oturan zengin bir ailenin şımarık bir çocuğudur. Orhan Öğretmen bu ailenin Fransız özentisi alafranga hayat yaşayan bir aile olduğunu hemencecik fatk etmiştir. Cemil ve annesi Türk asıllı oldukları halde Türkleri aşağılaması konusu da kafasını karıştırmıştır. Milliyetçi ve vatanperver bir öğretmen olan Orhan Şakir bu yüzden yalıdakileri daha da bir merak eder.

Yalıda kısa bir süre kallan Orhan Öğretmen bu esnada Cemil’in ablası Vedia ile annesi Sami ile de tanışmış olur. Vedia, her hali ile alafranga bir hayat yaşadığını ve batılı bir eğitim aldığını belli eden kozmopolit düşüncel uçarı, havalı, pervasız ve güzel bir bayandır.

Üstelik Orhan öğretmen, öğrencisi Tahsin’i savunduğu için artık işsiz de kalmıştır. Parasız ve zor günler geçiren Orhan, yaşadığı evde soğuktan donmak tehlikesi bile yaşar. Arkadaşı Necati ona başka bir okuldan iş ayarlayıncaya kadar çok zor günler geçirmiştir. Orhan öğretmen bir gün arkadaşı Necati ile Beyoğlu’nda gezerlerken Orhan, Vedia ile rastlaşır. Vedia onu yalıya davet eder.

Yalıda iyi karşılanmış yalıdakiler, okuldan ayrıldığına ve işsiz kalmasına üzüldüklerini söylemişlerdir. Böylece Orhan Öğretmen İdealizmle materyalizm arasında bocalayan, İstanbul’unun zengin ve yozlaşmış kesimiyle haşır neşir olmaya başlamış, konağın güzel kızı Vedia’ya aşık olmuştur. Batılı eğitim almış, kozmopolit, genç, güzel, pervasız bir kadın olan Vedia, Cemil’in ablasıdır. Vedia’ya âşık olan Orhan öğretmen, kendine yabancı olan toplumsal katmanlar ile umutsuz bir aşk macerasına ve çatışmalara girmek zorunda da kalır.

Vedia’nın annesi zengin bir adam olan Rüştü ile evlenmesini istemektedir. Bu esnalarda Orhan’a Elazığ’dan bir miras kaldığı haberi gelir. Orhan Öğretmen artık zengin biri olmuş olsa da Vedia’nın annesi kızı ile evlenmesine karşıdır. Çünkü Vedia’nın annesi Orhan Öğretmeni basit bir alaturca olarak görmektedir. Alafranga hayat alışkın bir kadın olan Samiye Hanım’ böylesi hayatlarına Orhan’ı yakıştırmaz.

Vedia ise batılı eğitim almış, varlıklı bir ailenin kızıdır. Aldığı eğitim ile özündeki ve çevresindeki kültürel çatışmalardan dolayı ruhu çelişkiler ile sıkışmış olan Vedia ise Orhan ve karşıtları arasından birisini tercih zorundan bunalmıştır.

Vedia kendisi gibi yaşama batılı yaşam penceresinden bakan Rüştü ile milli ve manevi değerleri önde tutan Orhan arasında bir seçim yapacaktır.

Vedia bir gün annesiyle tartışıp evden ayrılır. Tüberküloz teşhisi konulan Vedia’nın yanına gelen Orhan, Vedia’ın kendisi için yazdığı yazıları da okuma şansı bulur.

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

· Peyami Safa Hayatı Edebi Kişiliği ve Romancılığı

· Mahşer Romanı ve Özeti ( Peyami Safa)

· YALNIZIZ ROMAN İNCELEME VE ÖZETİ PEYAMİ SAFA

· Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Roman Özeti ve İnceleme Peyami Safa

· Fatih Harbiye Özet ve İnceleme Peyami Safa

· Fatih Harbiye Hakkında ve Analiz Peyami Safa

· Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Yazımı Basımı Konusu Hakkında Peyami Safa

· Peyami Safa Hayatı Edebi Kişiliği ve Romancılığı

· Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Hakkında Özeti Tahlili Peyami Safa

· Sözde Kızlar Hakkında Konu Özet İnceleme Peyami Safa

· Biz İnsanlar - Hakkında Konu Özet Analiz Peyami Saf