BÜLBÜLNAMELER
Gül ile Bülbül arasındaki ilişkiyi anlatan eserlerdir. Bu eserlere Bülbüliye, Gül ile Bülbül denmiştir. İslam Edebiyatında yazılan ilk bülbül-name Feriddün Attar’a aittir. Attar’ın bu eserinden sonra Divan edebiyatında da birçok Gül-i Bülbül mesnevisinin yazıldığı görülmüştür. Kara Fazlı ’nın yazmış olduğu Gül İ Bülbül Mesnevisi Türk Edebiyatındaki en güzel mesnevilerden biridir.[1]
Eski şiirde bülbül ve gül hikâyesi hem beyitlerde hem pek çok gazel, kaside, murabba gibi türler de hem de müstakil eserler ve mesneviler şeklinde çok sık işlenmiştir (Bülbül ile Gül) Bülbül ile Gül mazmunu divan şiirinde en yoğun işlenen mazmunların başında gelir.
Gül ü Bülbül mesnevileri Alegorik – temsili istiareye dayalı olarak gül ile bülbül arasında geçen aşk macerasını anlatır. Birer sembol olarak gül ve bülbülün şahsında ve aralarında geçen aşk ile ilahi aşkı dile getirmeye çalışılır. Gül, bülbül, yel, rüzgar ve diğer çiçekler birer semboldür ve mecazi olarak anlatılan bu aşk ile gülde tecelli eden ilahi güzellik ile, bülbülde tecelli eden ilahi aşkın güzelliği anlatılır. Bülbül ile gül arasındaki aşk ile İlah aşka ulaşmanın yolları ve ilahi aşkın kendisi anlatılmaya çalışılır. [2]
Bülbül-nameler ise müstakil eserlerdir ve baştan sona bu konu etrafında oluşmuştur. Buna rağmen pek çok eserin içerisinde geçen ama müstakil olarak yazılmayan pek çok bülbül-name de vardır. Örneğin “Hicrî 1341 yılında İstanbul Kader Matbaasında basıla Ebu Ali Sina ve İbn-i Haris Hikâyeleri adlı eser gibi “ eserlerde müstakil olmayan bülbül-nameler de vardır. [3] Müstakil Bülbül-nameler edebiyatımızda XIII. yüzyıldan itibaren görülmeye başlar. Anadolu sahası Türk Edebiyatında bu tarzda yazılmış ilk eser Mevlânâ Celâleddin Rûmî’ye ait olduğu düşünülen Bülbül-nâme adlı 55 beyitlik küçük mesnevîdir. Mevlânâ’ya atfedilen ama Mevlana’ya ait olmadığı zannedilen Hikâye-i Bülbül-nâme başlıklı diğer mesnevî de 14. yüzyılda yazılmıştır. [4]
Bülbülnâme”, “Bülbüliyye”, “Gül ü Bülbül” adları ile yazılan bu eserlerin içersinde en meşhur olanı Kara Fazlı ‘nın Gül ile Bülbül Mesnevisi – dir. Kara Fazlı ‘nın Gül ile Bülbül Mesnevisi bu eserler içinde en hacimlisi olup en çok beğenilenidir. Bu eser aruzun “fâilâtün mefâilün fâilün” kalıbıyla yazdığı 2450 beyitlik bir mesnevidir. Gül ü Bülbül Kara Fazlı tarafından 960/1553'te yazılmıştır. Edebiyatımızda Kara Fazlı’nın dışında Ömer Fuadi ( Ölümü 1636 ) ve Gazi Giray Han ’ın da ( 1554-1608 ) Bülbül-name adlı bir eseri vardır. Fuâdî’nin Bülbüliyye’sini Manisalı Birrî 1705’te nesre aktarmıştır. Hayatî mahlaslı bir şaire ait, mensur bir Gül ü bülbül mesnevisi daha vardır.
Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi’nin (ö. 1166/1752) Bülbülnâme’si de bu eserler arasında yer alır. Hüseyin Ayan’ın, Paris Bibliotheque Nationale’de kayıtlı Farsça bir mecmuanın içinde (Farsça Yazmalar 7 [A.F. 2147], vr. 196b-209) bulup neşrettiği (bk. bibl.) Rifâî adlı bir şaire ait Bülbülnâme adlı bir eser daha vardır. Edebiyatımızda yazılmış en son Bülbüliye XIX. yüzyılda yazılmış olan Abdurrahim Utızîmenî’ye ait Gül ü Bülbül dür. [5]Tatar Türklerinden bir şair olan Abdurrahim Utızîmenî bu eserini Tatar Türkçesi özelliklerine göre yazmıştır.
Bülbülnameler hakkında Hüseyin Ayan, Cemal Kurnaz, Nilüfer TANÇ, Mustafa Özkan, Betül Sinan gibi akademisyenlerin çalışmaları olmuştur.
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kara-fazli-ve-gul-ile-bulbul-mesnevisi/74321
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kara-fazli-ve-gul-ile-bulbul-mesnevisi/74321
[3] https://muhammedinur.com/forum/viewtopic.php?f=20&t=4675
[4] Nilüfer TANÇ, RİFÂÎ’DEN OSCAR WILDE’A GÜL VE BÜLBÜL, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum 2009 Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı
[5] Nilüfer TANÇ, RİFÂÎ’DEN OSCAR WILDE’A GÜL VE BÜLBÜL, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum 2009 Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı