Dolapdere adlı öykü Sait Faik’in en son çıkardığı hikâye kitabı olan Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı öykü kitabı içindeki hikâyelerden biridir.
Dolapdere adlı öykü ilk kez ve müstakil bir öykü olarak Resimli İstanbul Haftası, dergide yayımlanmış ( 2 Mayıs 1953) daha sonra Alemdağda Var Bir Yılan adlı öykü kitabı içindeki öykülerden birisi olarak bu kitapla birlikte 1954 yılının Mart ayında Varlık Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı son öykü kitabındaki hikâyeler yazarın siroz hastalığı ile pençeleştiği günlerde yazılmış öykülerinden oluşur. Dolayısı ile bu eser ve içindeki öyküler yazarın hem en son hem de ustalık dönemi öyküleri olmaktadır.
Alemdağ’da Var Bir Yılan adı eserindeki öyküleri Sait Faik’in “Bir Nokta “adlı öyküsü ile birlikte başlayan kentli insanların ve bireyin iç dünyasına yönelen öyküler şeklindeki öykülerdir. Lakin yazar 1948 yılında siroz hastalığına yakalandıktan sonra öykülerinde kendi iç dünyasına da yönelmiş hatta hayatı boyunca evlenmemiş olması, belli bir iş güç sahibi olamaması, yalnızlığı ve avareliğinden şikayet eden konular da işlemiş kendi iç sıkıntılarını dile getiren ben merkezli hikâyelere de yönelmişti.
Bu nedenle yazarın en son öykülerinde hayatına dair sorgulamalar, yalnızlık, evlilik, hatta en çok sevdiği İstanbul’dan birle kaçıp gitmek isteği vb konular göze çarpar.
Dolapdere – Sait Faik Abasıyanık
İstanbul’un semt adları yok mu? Bayılırım onlara. Ne güzelleri vardır. Yalan da olsa, yanlış da olsa, bu semt adlarından insanın muhayyilesine bir şeyler üşüşür. Başka yönlerden gelmiş anılar kaynaşıverir içimizde. Bir filmdir başlar dönmeye beynimizin karanlığında.
Dolapdere’de bostanları sulayan dolabı gözümüzü kapamadan da görüyoruz: Sıra sıra bostanların kuyuları, kocaman kovalar, gözlerine mendil bağlanmış bir emektar beygir, bir gıcırtı, kovaların deliklerinden durmadan düşen su, zincir şıkırtıları, dolap beygirinin adaleleri, tahtadan olukların arklara gönderdiği sularda ışık ve güneş oyunları, atın duraklayışı, hızlanışı, bahçıvanın hooo sesi, çıplak ayaklı bir Arnavut kızının pespembe topukları, burma kırmızı bıyıklarında hıyar çekirdekleri, Sigara dumanları, tütün ve hiddet tutuşan bir ellilik bahçıvan, kuyruğu havada düşmanca dönüvermiş, sırtının tüyleri diken diken, burnu ağzı kapkara, ıpıslak, dili bir eski zaman pembesi ile pembe bir acar, edepsiz dişi köpek…
Bu semtlere Beyoğlu’nun ta garaja kadar her sokağından inebilirsiniz. Ben en şairanesini seçtim. Elmadağı’ndan indim.
Elmadağı dikçe bir yokuştur, iki tarafına muntazam evler sıralanmıştır. Ne elmaya, ne dağa tesadüf etmeden yokuşu iner, birkaç sene evvel bozuluvermiş bir asfalta girersiniz. Semt birdenbire fukaralaşmıştır. Kulübeler, tahtadan, taştan, sacdan ve mukavvadan kulübeler görürsünüz. Çıplak, çırılçıplak çocuklar görürsünüz. Çıplak, çırılçıplak aynasız, hasırsız, iskemlesiz kahveler görürsünüz. Şivelerinden kim olduklarını çabucak anlayacağınız insanların mahalle meydanını görürsünüz. Birisi:
— Abe, der, senin kızan pavlikaya gitmez mi be?
— Rüstem be senin kara kız, yine mi koğuldu işten; ıskara maşa satar.
Mahalle bir bayram yeri gibidir. Dümbelek, zurna, keman sesleri duyulur. Kara bıyıklı, poturlu ihtiyarlar gezer. Öyle kızlar görürsünüz ki içiniz titrer ama burnunuzun alışık olmadığı ağır kokuya çare yoktur. Çamurlarda geçen kıştan, ne geçen kıştan öteki kıştan, Fatih’in İstanbul’a girdiğinin ertesi günü yağan yağmurdan kalma nal izleri vardır. Duvar diplerinde keskin, gözleri acıtan bir amonyak kokusu… İleride bir fabrika gürül gürül işlemektedir. Mahalle gençlerinin çoğu bu emprime fabrikasına giderler. Fabrikanın etrafını bu sefil evler, kaldırımsız, eski sahtiyan, amonyak, insan fabrikasının küsbesı kokulu sokaklara çevirmiştir. İşte Dolapdere burasıdır. Tekrar asfalta inince Yenişehir’e doğru yürürsünüz. Sağınızda kocaman Vangelistra kilisesi bir derebeyin şatosuna benzer. Vakit akşamsa, günlerden bir aziz günü ise Vangelistra kilisesi karanlığın içinde mumlar ve avizelerle pırıl pırıl yanar. Sanki içerde dekolte prensesler, kontesler, beyaz ve pudralı perukalı dükler ve prenslerle polka oynamaktadır.
Beyoğlu’nun yüzlerce, binlerce dükkânında, terzisinde, berberinde, gazinosunda, gardırobunda, pastacısında, barında, modistrasında, kürkçüsünde ve sinemasında yok bahasına çalışan Hıristiyan kızları bu semtte yetişir. Duvarcılar, badanacılar, kuyumcu çırakları, tornacılar, düğmeciler, marangozlar, dülgerler, çilingir ustaları, kalfaları ve çırakları ile bu semtte yetişir.
Bu semtte tövbekâr yankesicilere, yeni hasta haneden çıkmış eroin hastalarına, falcılara, 1900, 1953 senesi orompolarına, eski tulumbacılara, şık, Bobstil cebi bıçaklı, yakışıklı yeni külhanbeyleri, arakçılara, haraççılara, jigololara, kızlarına kodoşluk yapan analara, karılarına müşteri arayan kocalara… Pirzola kokusuna, açlığa, rakıya, aşka, şehvete, iyiye kötüye, her mücerret kelime vasfının karşılığına rastlamak mümkündür.
Akşam oldu muydu her sokakta birbirini tanıyan ıslık sesleri duyulur. Karanlık köşelerde Rumca aşk fısıltıları…
Yağmurlar yağmışsa sel önce buralarını basar. Yaz geceleri meltem öteki semtleri bir rüya serinliğine boğarken burada yaprak oynamaz. Yenişehir’in kahveleri, meyhaneleri büyük ve güzeldir. Çarşı ışık, kokoreç, midye tavası, istiridye, tarak, kırmızıturp, maydanoz, ciğer tavası, şarap, ızgara balık ve rakı kokusu içindedir. Saçları alınlarına yapışmış yumurta ökçe, 59 paça, kırmızı kuşaklı, semtten ancak mahpushane için ayrılan ellilik acayip delikanlılar görürsünüz.
Hikâyelerinden Özetler
Sait Faik Abasıyanık Hayatı Edebi Kişiliği Eserler
Sait Faik 'in Lüzumsuz Adam Kitabı - İnceleme ve Öykünün Metni
Sait Faik’in Havuz Başı Öyküsü Konusu Metni ve Kitabı
Projektörcü Öyüküsü ve Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik'in Hancının Karısı Adlı Öyküsü Hakkında ve Metni
Sait Faik'in Meserret Oteli İnceleme Özeti ve Metni
Semaver Kitabı ve Öyküsü Hakkında Özeti Metni Sait Faik Abasıyanık
Mahalle Kahvesi Hakkında Özeti Tam Metni Sait Faik Hakkında
Sait Faik 'in Lüzumsuz Adam Kitabı - İnceleme ve Öykünün Metni
Sarnıç Öyküsü Metni ve Kitabı İle Sait Fai
Sait Faik Abasıyanık Sinagrit Baba İncelemesi ve Tam Metni
Zemberek Öyküsü Hakkında Metni ve Sait Faik Abasıyanık
Yalnızlığın Yarattığı İnsan Öyküsü Konusu Metni ve Sait
Şehri Unutan Adam Konusu Özeti Metni ve Sait Faik
Şahmerdan Kitabı ve Sait Faik Abasıyanık Hakkında
Satılık Dünya Öyküsü ve Metni ile Sait Faik
Sait Faik Haritada Bir Nokta Metni ve Değerlendirme