ESER HAKKINDA İLGİNÇ NOTLAR
Drina’da Son Gün Faik Baysal’ın 1972 de yayımlanan romanıdır. Kendisi de göçmen bir ailenin çocuğu olan Romanya’dan göç eden Faik Baysal’ın ailesi Romanya’dan göçerek [1] Türkiye’ye gelmiştir. Bu roman ise Yugoslavya’dan Türkiye’ye göçmek zorunda kalan Yugoslavya iç savaşı sırasında Türkiye’ye göç etmeye çalışan bir aileyi anlatmaktadır.
Kitap Milli Eğitim Bakanlığının 100 Temel Eser listesinde yer almış, okur öğrenci ve öğretmenlere tavsiye edilen Yüz Temel Eser arasında kabul edilmiştir.
“Faik Baysal‘ın belgesel niteliğinde bir savaş romanı olan bu romanın en önemli özelliği, ilk kez bir Türk yazarının yurt dışında geçen yaşanmış olayları, evrensel bir düzeyde anlatmasıdır.” Roman yazarın yaşadığı dönemdeki toplumsal değişimleri irdelediği bizzat tanıklık ettiği eden dönemsel eserlerinden biridir. [2]
Eser romanın da başkahramanı olan Rıza Selmanoviç’in anılarından yola çıkılarak yazılmış olduğundan belgesel bir savaş romanı şeklindedir. 1971 de 76 yaşında bulunan Rıza Selmanoviç, 1958 de Anavatana dönmüştür. [3] Romandaki olaylar İkinci Dünya Savaşı yıllarında eski bir Türk ailesi olan Selmanoviçler’in çiftliğinde geçen gerçekte yaşanmış olaylara dayanmaktadır. Romandaki olaylar Sırp ve Hırvatlarla Türkler, Boşnaklar ve Arnavutlar arasındaki iç savaşları anlatmaktadır.
Baysal bu romanında İkinci Dünya Savaşı yıllarında Yugoslavya Türklerinin yaşadığı insanlık dramını farklı bir açıdan ele almış, tarihi gerçeklere bağlı kalarak, barışın önemini, insanların insanlara neler yapabileceğini, savaşın neden olduğu yıkımları dramları işkenceleri, ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.
Roman barışın önemini ve barışın sağlanması için önerdiği “ çözümler bakımından da oldukça sıra dışı ve ilginç bir romandır.
İLGİLİ LİNKLER
Faik Baysal Hayatı ve Romancılığı
Drina'da Son Gün Hakkında ve Özeti Faik Baysal
Edebiyatımızda Köy Romancılığı
ROMANIN KONUSU
Yugoslavya göçmeni Rıza Selmanoviç’in (Yenerer) yaşamış olduğu belgesel nitelikli olaylara ve anılara dayanır Roman Yugoslavya Türklerinin İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşadığı sıkıntıları, Yugoslavya’daki Türklere uygulanan işkence ve zulmü eleştirel bir tutumla ele almış, onların var olma ve hayata tutunma mücadeleleri ile sonunda Türkiye’ye göç etmelerini belgesel bir kurgu şeklinde ele almıştır.
Drinada Son Gün Kahramanları
Rıza Selmanoviç: Drina’da köklü bir Türk ailesine mensuptur. Selmanoviç, çevresinde çok itibar gören, saygılı, ve vatansever bir kişidir.
Mehdi Azamoviç: Hukuk mezunu olan ve Selmanoviç ailesinin çiftliğinde çalışan biridir.
Mordaç: Eşi Almanlar tarafından öldürülünce Alman düşmanı olmuştur. Aynı zamanda Türklerden de nefret eden ve ahlaksız bir sırp eşkiyasıdır.
Neniç ve Mihailoviç: Sırplar tarafından kahraman sanılan iki eşkıyadır. Savaştan yararlanarak her türlü zulmü ve ahlaksızlığı yapan iki Sırp lideridir.
Alfons Karr: Zalim Alman komutanıdır. Ahlaksız, vicdansız biridir.
Mirza: Belgrad Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirmiş, saygıdeğer, kültürlü, çocukları için yaşayan bir kadındır. Alfons Karr’ın kötü emellerine karşılık vermediği için öldürülür.
Drinada Son Gün’ün Özeti:
Almanların saldırısından sonra General Mihailoviç, Hersek’te komuta ettiği sahil muhafaza kıtasının başına geçip Bosna dağları Ravna Gora bölgesinde Çetnik örgütünü kurarak Türklerle savaşmaya başlamıştır. Çetnikler, Müslümanları ve Türkleri öldürmeye yönelmiş Sırp çetelerinin adıdır.
Çeotina Suyu boyunca Fiat marka eski bir otobüs Taşlıca, Priboy, Vişigrad yolcularını bindirerek batıya yol almaktadır. Fakat Hitler’in askerleri otobüse doğru yaklaşmaktadır.
Yolcular çok tedirgindir çünkü Alman askerleri Yugoslavya’da pek çok suçsuz insanı katletmiştir. Askerler otobusu durdurmuş, sakallı bir adama silahlarını doğrultmuşlar, adamın her yerini kontrol edip, botlarını dahi çıkartmışlardır. Hiçbir şey bulamayınca adamı yanlarına alırlar. Bazı Alman askerleri de otobüsün üstündeki tavukların kafasını koparmıştır. Götürülen adamın adı Popoviç’tir.
Otobüsteki Sırp, Hırvat, Türk, her milletten insanlar Alman askerlerine lanet etmektedirler. Bir Türk olan Mehdi Azamoviç, Sırp kahramanı olarak tanıtılan Neniç ve Mihailoviç’e de lanet ederek, onların Türkleri kovmaktan başka bir şey istemediklerini söylemiştir. Çocuğu hasta olan bir Sırp kadın ise, Neniç’in kahraman olduğunu haykırır. Türkler ise kadını öldürecek hâle gelmişler ama hasta çocuklu bir anne olduğu İçin affetmişlerdir.
Otobüsteki pipolu bir adam Mehdi ile görüşmek istediğini söylemiştir.. Mehdi, Selmonoviçlerin evinde kaldığını söyleyince otobüsteki herkes susup kalmıştır. Eski ve çok köklü bir aile olan Selmonoviçlerin o civarda yaşayan insanlar üzerinde büyük bir ağırlığı vardır. Selmanoviçler o civardaki bütün Türklerin cesaret ve ümit kaynağı olan bir ailedir. Neniç ve Mihailoviç dahi Almanlardan daha çok bu aileden korkmaktadır.
Otobüs yoluna devam ederken Çentikler arabayı pusuya düşürmüştür. Çetnikler yaklaşınca affedilen Sırp kadın Kahrolsun Türkler, Kahrolsun Almanlar!” diye haykırmaya başlamıştır. Kapıları kırarak otobüse giren Çetnik haydutları herkesin üzerindeki paraları zorla almaya başlar. Aksine Çetnik haydutlar çocuğu ağladığı için en çok da Sırp kadına işkence yapmışlar, bütün değerli eşyaları topladıktan sonra çekip gitmişlerdir.
Mehdi Azamoviç ilk durakta inmiş ve evine gitmiştir. Azamoviç, yatağa yattığında karanlıktan gelen bir karaltının kendisine doğru yaklaştığını hissedip çok korkmuştur. Oysaki yanına yaklaşan on iki yıllık arkadaşı Sırp asıllı Mordaç’tır.
Mordaç, beş ay önce aniden kaybolmuş, Türklere ait bir çiftlikte çalıştığı için Türkler tarafından öldürüldüğü zannedilen bir adamdır. Oysaki bu Sırp arkadaşı onların yanlarından ölümle tehdit edildiği için ayrılmıştır. Şimdi ise Sırpların ve diğer herkesin bir kahraman olarak kabul ettiği Neniç’in yanında Almanlara karşı savaşmaktadır.
Azamoviç, arkadaşı Mordaj’a Neniç’in bir kahraman olmadığını aksine hırsız haydut ve katilin teki olduğunu anlatmaya çalışır. Ama Mordaç ona inanmamaktadır. Mordac, Neniç’in Almanların işini bitirdikten sonra Türkleri de bu topraklardan atacağını, bir süre sonra çiftliği de basacaklarını söylemiştir. Neniç’in bu çiftliği basmamak için bir şartı vardır. Bu şart ise çiftliğin sahibi Rıza Selmanoviç’in kızı Elmasa’yı Neniç’e vermeleri şartıdır. Çünkü çetenin önde gelenlerinden biri olan azılı haydut Gorli, bu kıza göz koymuştur. Mordaç’ı Neniç’in sağ kolu olan Goril İpan yollamıştır. Goril İpan, Rıza Selmanoviç’in güzel kızı Elmasa’nın kendisine verilmesini ve çetelerinin çiftlik tarafından beslenmesini istemektedir.
Neniç’in Selimovlardan bir isteği daha vardır. Selimoviçler, Almanlar yurttan atılana kadar çeteleri beslemek zorundadır.
Bunları duyan Azamoviç, Mordaç’in bu kadar nankör olabildiğine inanamaz. Halbuki, Selmanoviçler yıllarca Mordaç’ı her kötülükten korumuş ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamışlardır. O yüzden, Azamoviç, eski dostu Mordaç’ın sözlerine ve tekliflerine çok sinirlenir. Mordaç gider gitmez Alman askerleri kapıya dayanmıştır. Azamoviç, herşeye rağmen eski dostu Mordaç’ı ele vermez. Almanlar Mordac’ı bulamayınca dönüp gitmiş ama giderken de arabaları ile yüzlerce insanı besleyen tarlaları çiğneyerek dönmüşlerdir. Azamoviç’in ektiği tarlalar harap olmuştur. Azamoviç aç kalacak çocukları düşünerek ağlamaya başlar.
Selmanoviçler tarih boyunca eksile eksile ancak birkaç kişi kalmıştır. Ailenin başında, Almanya’da yükseköğrenim yapmış olan Rıza Selmanoviç vardır. Mehdi Azamoviç ise yirmi yıldır çiftlikte çalışmaktadır. Mehdi Azamoviç hukuk mezunudur. Bu çiftlikte Taşlıca’lı, Miç lakabı ile kâhyalık yapmaktadır.
Rıza Selmanoviç Türklerin hâlini ve3 Almanların sürekli olrak bombaladığı Londra’daki olan oğlunu düşünmektedir. Mirza adındaki bir kadın Almanlar tarafından kurşuna dizilmiştir. Namuslu bir kadın olarak bildikleri Mirza, Neniç’in metresi olarak ilan edilmiş ve kurşuna dizilmiştir. Aile dostları Osmaniç ise Neniç’in adamları tarafından dövülmüş ve ölmüştür.
Mehdi Azamoviç ve namuslu bir kadın olan Mirza Almanlara esir düşmüştür. Alman komutanı Mirza’ya kötü niyet beslemekte Mirza ise direnmektedir. Alfons Karr adındaki komutan, Mirza’ya emellerini açıkça söyler. Mirza ise bunu kabul etmez. Bunun üzerine Mirza’nın Neniç’in metresi olduğu ilan edilerek kurşuna dizilir.. Alfons Karr, bununla da yetinmeyerek çocuklarını getirtip Mirza’nın cesedini onlara göstertmiştir. Bu olaydan bir müddet sonra Neniç’in yerini söylemedi diye, Mehdi Azamoviç de aynı akıbete uğrar.
Türkler,Türk Divisia adlı bir örgüt kurmaya karar verirmiş örgütün başına başkan Hatipoviç gelmiş Rıza Selmanoviç de başkanın yardımcısı olmuştur.. Selmanoviç, Belgrad’a gidererek oradaki Türklerden yardım istemeye karar veriir. Belgrad yanmış yıkılmış ve her yeri mahvolmuş bir şekildedir. Selmanoviç şehrin en zenginlerinden biri olan Türk iş adamı İstanbuloviç’ten yardım ister. İstanbuloviç ve diğer iş adamları her türlü yardımı yapacaklarını söyler. Selmanoviç burada iken bombnalamalar sonucunda havaya uçan insan parçalarını görmek zorunda kalmıştır.
Dündar Selmanoviç, ailesinin yanına dönmeye karar verdiği gün öldürülür. Türk Divisia örgütü Türk halkını korumaya çalışmaktadır. Selmanoviç, bir ara haydutların eline düşerse de kaçarak kurtulur.
Mordaç örgütün önde gelenlerinden bir olan Çavuş’u öldürmüş ve Selmanoviç’in kızı Elmasa’yı kaçırırken yakalanmıştır. Mordaç, Neniç’in Alman uşağı olduğunu anlamış, artık Gorli için çalışmaktadır. Mordac, Selmanoviç ve arkadaşlarının elinden kurtulur; onun çok sevdiği katil Gorli öldürülür.
Drina’da Türklerin duurmu gittikçe kötü olmaya başlamıştır. Her gün onlarca Türk öldürülmektedir. Hitler’in galip çıkamayacağı belli olmaya başlayınca. Mihailoviç ve Türklere baskıyı oldukça artırmıştır. Osmaniç’ler yurtlarından, kaçmaya başlamışlar, Peder Yuvan, kadın ve çocuklardan oluşan Türklere yardım etmeye çalışmaktadır. Fakat yolda Mihailoviç’in adamları pederi dahi öldürür. Türk askerlerinin yardımı ile kurtulan kadın ve çocuklar ve papazı ağlayarak gömer. Başta Şevvale Ana olmak üzere hepsi Fiat marka otobüse binerek Türkiye’ye gitmek üzere yollara koyulurlar.
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/faik-baysal-hayati-ve-romanciligi/74877
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/faik-baysal-hayati-ve-romanciligi/74877
[3] https://www.kitapozetleri.gen.tr/196-drinada-son-gun.html
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın