Faik Baysal Hayatı ve Romancılığı

26.02.2012

Faik Baysal Hayatı ve Romancılığı


Faik Baysal

(d. 1922, Adapazarı-ö. 9 Aralık 2002 İstanbul) Yazar, Şair, Öğretmen

Toplumcu  rsosyal gerçekçi yönü ile yazdığı romanlarıyla tanınan Faik Baysal Romanya’dan göç ederek ülkemize gelen bir ailenin çocuğudur. 1922 yılında 1922 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir.  Asıl adı Mustafa Faik’tir. [1] Yazar yazılarında babasının adı olan Faik adını kullanmıştır.

Faik Baysal’ın babası Faik Bey, , İstanbul’da zahire ticaretiyle uğraşan biridir. Annesi ise Ferdane Hanım'dır. Yazarın annesi Ferdane Hanım, onu doğurduktan kısa bir müddet sonra veremden ölmüştür. Bu yüzden annesini hiç tanıyamadan büyümüş, çocukluk yıllarını dedesinin Adapazarı’ndaki çiftliğinde geçirmiştir.[2] [3] Dedesinin yanında büyümüş olması anne ve baba sevgisinden mahrum kalması içinde büyük bir ukde bırakacaktır.

İlkokula rehberi terakki ilkokulunda başlar ama bu okulda iki gün kalıp kırılan bir cam yüzünden bu okuldan ayrılıp altı yaşında başladığı Saint Joseph Lisesi'nde okumuş daha ilk, orta ve liseyi bu okulda tamamlamıştır. Ortaokul yıllarında annesi vazifesini gören ve onu yetiştiren babaannesini kaybeder. Bu hadise onu hayatta en çok üzen olaylardan biri olacak, bu ölüm eserlerinde de konu olarak yer alacaktır. Adapazarı Rehber-i Terakki Mektebi’nde okula başlamış ancak dedesinin ısrarıyla İstanbul Kadıköy’de papazlar tarafından idare edilen Saint-Joseph Lisesi’ne gönderilmiştir. (1928). Dedesinin en iyi okul diye gönderdiği Saint-Joseph Lisesi’ni 1939 yılında birincilikle bitirir. Faik Baysal, lisede iken zaman zaman amcasının Burgaz adasındaki yalısına gidip gelmektedir. Bu ziyaretleri esnalarında Burgaz adanın ünlü sakinlerinden Sait Faik Abasıyanık ile de tanışacaktır. [4] Liseyi bitirmiş II. Dünya savaşı çıkmış işsiz kalmıştır. Varlıklı bir ailenin çocuğu olduğu halde ailesi ile arası iyi değildir ve bu yüzden zorluklar yaşamaktadır. Bu yıllarda kirasını ödemeden kaçtığı Matmezel Elana’nın pansiyonunda kalmaktadır. [5]

 Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisinde yükseköğrenime başlar.[6] Fakat savaş nedeniyle fakülteye devam edemez.   1941 yılında Ankara Topçu Okulunda yedek subay olarak askerlik hizmetine başlar. Askerlik süresince Büyük Doğu Dergisi'nde 'Karıma Mektup' isimli şiir yayınlanır. Bu şiirinde geçen “Gözyaşı yasaktır askere” mısraı nedeniyle yargılanarak tutuklanır. [7] Gönderildiği cezaevinde Orhan Veli de yatmaktadır ve Orhan Veli ile orada tanışır. Bu tanışma sonrasında Garip şiirine ilgi duyacak, romanlarında ise toplumcu gerçekçi bir tutum takınmasında belki de etkili olacaktır.

 (1942), Gazetelerde, şirketlerde, ansiklopedilerde çevirmenlik ve çeşitli liselerde Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yapmış,  gazetelerde ve dergilerde çalışarak zengin ailesine muhtaç olmadan kendi ayakları üstünde durmaya çalışmıştır.  İkinci Dünya Savaşı boyunca yedek subay olarak orduda görev alır.

İlk romanı Sarduvan'ı 1944 yılında yayınlanır Arkasından çok sayıda şiir, öykü ve roman yazmış, ilk romanı olan Sarduvan'la  Orhan Kemal  Roman Armağanı'nı kazanmıştır. 1944- 1949 yılları arasında Fransızca öğretmenliği yapar. Yabancı dilleri bilmesi sayesinde İngilizce ve Fransızca özel dersleri vermiş radyo spikerliği de yapmıştır. 1969 yılından itibaren Meydan Laurusse çevirmenliği yapmaya başlamış bitene kadar da çalışmıştır.

1945 yılında Mubahat Hanımla evlenen yazarın biri doktor biri çevirmen olan iki çocuğu olmuştur.  

1969 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı kazanmış; 1984 yılında İnanç dergisi tarafından "Yılın Hikâyecisi" seçilmiştir. Faik Baysal'ın Fransızcadan birçok çevirisi vardır. Bunlardan birisi de  Gabriel Garcia Marquez  'in Nobel Ödüllü öyküsü olan  "  Kırmızı Pazartesi  " dir. [8] Faik Baysal, 9 Aralık 2002’de yakalandığı akciğer kanserine yenik düşerek  seksen yaşında iken  İstanbul’da vefat etmiştir.

 Vefatından sonra da İstanbul Merkezefendi Mezarlığına defnedilmiştir. [9]


Faik Baysal'ın Romancılığı ve Roman Anlayışı

Faik Baysal, zayıf uzun boylu, seyrek beyaz saçlı, boğuk sesli; ama  kibar konuşan biriydi. İlk şiiri Gündüz dergisinde çıkan (1936), 1943'ten bu yana, en çok Varlık dergisinde şiir, hikâyelerine, gazetelerde tefrika romanlarına rastlanan Baysal, konularını büyükbabasının yanında çocukluğunu geçirdiği Adapazarı ve çevresi köy ve kasabalarında, İstanbul'un kenar mahallerinden aldı, sefalet ve serseriliklere kaymış insanların hayat dramlarını inceledi.

 Şiir, hikâye ve romanlarında çocukluk yıllarındaki Adapazarı’ndan sık sık söz eden Faik Baysal, bir söyleşisinde  ‘tahta bavulla İstanbul’dan trenle Adapazarı İstasyonu’na gelişlerimi, istasyonda mis gibi kokan Ceviz kütüklerinin kokusunu, çocukluğum Çark Mesire’de içtiğim enfes Olimpos gazozunun tadını unutamıyorum’ diyerek Adapazarı’nın hayatındaki önemi vurgulamış oluyordu.

Şair ve yazar Faik Baysal'ın İlk şiirleri Gündüz dergisinde yayınlanmıştı. Yayımlanan ilk şiir “Tahta At “ adlı şiir olmuş ve Gündüz dergisinde çıkmıştı. 1936 [10] Şair kimliği ile Garip şiirine yakın bir duruş sergiler. Şiirlerinde de toplumcu gerçekçi çizgide olan Baysal “zaman zaman Garipçilerin “alelade” edasına sığınan her zaman konuşma dilinin imkânlarıyla, lirik, içli, hüzünlü bir çizgiyi benimsemiş, insana, hayata, dünyaya, toplumsala, trajik olana açık duran “ bir şair olmuştur. [11] İstanbul ve Adapazarı başta olmak üzere, Türkiye’nin farklı coğrafyaları şiirlerine taşıyan Baysal, öykü ve romanlarındaki gerçekçi, gözlemci çizgisini şiirlerinde de sürdürmüştür.

Faik Baysal, 1943′ten sonra Varlık dergisinde yazmış, romanlarını tefrika hâlinde yayınlamıştır. Eserlerinin konularını büyük babasının yanında geçirdiği çocukluk yıllarından almış, Roman kahramanlarını Adapazarı ve çevresi ile İstanbul’un kenar semtlerinde sefalet içinde yaşayan insanlardan seçmiştir. Romanlarında yaşadığı kentlerin insan manzaralarını malzeme olarak kullanmıştır. Bu açılardan Faik Baysal gözlemlere değer veren Realist anlayışta bir sanatçıdır.  

Yazarın romanlarında Adapazarı’nda yaşayan tipleri ele aldığı görülür. Baysal, içinden çıktığı toplumun sorunlarına ilgi duyan, yaşanılan düzensizlik ve yoksulluklardan rahatsız olan toplumcu bir yazardır.

Baysal, edebiyatla iç içe yaşayan, çevirileriyle evrensel kültüre açılan bir yazardır. Edebi hayatı şiirle başlamış romanla devam etmiştir. Ama asıl ününü öykü ve romanlarıyla yapmış; "1940 Kuşağı" içinde yer almıştır.  1944'te yayımladığı ilk romanı Sarduvan, ile romancılığa adım atmıştır. Romanın diğer baskılarındaki sunuş yazısında, Baysal; "Roman büyük gürültü kopardı ve sonunda edebiyat kazandı,"diye yazmış olması ilk romanı ile beğenildiğini ifade etmektedir.

Baysal, bu romanı yazmaya başladığında henüz 19 yaşındadır.  Roman toplumun sorunlarına ilgi duyan, yaşanılan düzensizlik ve yoksullukları dile getiren yaşadığı kent olan Adapazarı yörenin insan-yaşam gerçekliğini dile getiren toplumcu ve sosyal bir romandır. Bunu kendisi şöyle dile getirir: "Ben Sarduvan'ı daha çok bu rezilliği sarsmak, okuyucuya uyarıda bulunmak, biraz abartılı da olsa insanımızın gerçek dramını gözlerin önüne sermek, edebiyatımızı saçma sapan kitaplarıyla halkı afyon yutmuş gibi uyutan tefrikacılarımızın gerçek yüzlerini ortaya koymak için yazdım."[12]

Toplumcu bir romancı olan Faik Baysal'ı " Toplumsal Gerçeçiler " denilen romancıların içerisinde değerlendirmek gerekecektir. “Küçük ve sıradan insanların yoksul hayatlarına basit izlenimlerle, düşlerine ve  hayal kırıklıklarına yönelen yazarın küçük insanların dünyasını başarıyla aks ettirdiği söylenebilir. Olaylara ve sosyal hayatın sorunlarına toplumcu bir hassasiyetle yaklaşan romancının ele aldığı konularda bunlarla ilgili olmuştur.”

1957'de yayımladığı ikinci romanı Rezil Dünya adlı eseri yayımlanır. Bu romanında da toplumcu sosyal gerçekçi yaklaşımını devam ettirmiştir. Köylü kentli gecekondu olgusunu işleyen bu romanında da realist anlayışını devam ettirmiştir.  Faik Baysal “gelenekselle modern arasındaki çizginin önünü açan, düzyazıda yeni bir dil kurup biçim geliştirerek, farklı bakış açılarının edebiyatı nasıl zenginleştirebileceğini gösteren bir yazardır. Baysal, yöre/kasaba-kent gerçekliğini önceleyen bir tavır ile yazmış diğer eserlerinde de bu tavrını sürdürmüştür.

Elleri Sesinin Rengindeydi (1998) Rezil Dünya (1957), Drina'da Son Gün (1972) ve Voli (1993) romanları yaşadığı dönemdeki toplumsal değişimleri irdeleyen ve bunlara tanıklık eden dönemsel eserlerdir. ( bkz Drina'da Son Gün Hakkında ve Özet )

Yazarın son romanı  Son romanı Madam Bambu'dur.[13] (

Kavanozdaki Adam isimli romanı Mesut Uçakan tarafından sinema filmi yapılmış, eser televizyonda dizi halinde gösterilince çok beğenilmiş ve büyük yankılar uyandırmıştır.

 27 Nisan 2001 tarihinde ASM’deki ‘Faik Baysal’a Saygı Gecesi’nin finalinde yaptığı teşekkür konuşmasında ‘Ömrümce Avrupalı sanatçıları, özellikle de Fransız sanatçılarını kıskanmışımdır. Çünkü kendi toplumlarından cumhurbaşkanlığından daha büyük ilgi görüyorlardı. Ama bu geceden itibaren artık kıskanmıyorum; zira benim ülkem de, benim şehrim Adapazarı da sanatçısına sahip çıkmasını bilmiştir.’ diyerek mutluluğunu dile getirecekti.  [14]

Yazarın anısına her yıl Faik Baysal Edebiyat Ödülü düzenlenmektedir.

ROMANLARI

·         Güller Kanıyordu

·         Ilgaz Teyze Öldü

·         Rezil Dünya

·         Sarduvan

·         Voli

·         Drina'da Son Gün

·         Ateşi Yakanlar

·         Perşembe Adası

·         Sancı Meydanı

·         Nuni

·         Militan

·         Tota

·         Terlikler

·         Ayın Ucunda

·         Elleri Sesinin Rengindeydi

·         Kırmızı Sardunya

·         Madam Bambu

Şiirlerini Ayın Uçunda (1994) adlı kitabında topladı.

 ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ

KAYNAKÇA

·         [1] Emine Kurt, Faik Baysal’ın romancılığı Çukurova Ünver. TDve Edeb. Bölümü, SBE, Yüksek lisans Tezi, Adana 2009

·         [2]Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf 105

·         [3] https://www.sakaryarehberim.com/others/yazi.php?xnumber2=839  

·         [4] Emine Kurt, Faik Baysal’ın romancılığı Çukurova Ünver. TDve Edeb. Bölümü, SBE, Yüksek lisans Tezi, Adana 2009

·         [5] Emine Kurt, Faik Baysal’ın romancılığı Çukurova Ünver. TDve Edeb. Bölümü, SBE, Yüksek lisans Tezi, Adana 2009

·         [6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cumhuriyet-ilk-donem-romancilari-1923-1940/114118

·         [7] Doç.Dr. Mustafa Aydemir, “Sakarya'da Faik Baysal Söyleşisi”,.haberler.com/sakarya, 11-01 201

·         [8] Anonim,  https://www.msxlabs.org/forum/edebiyat-tr/237911-faik-baysal.html, son erişim 11-01 2014

·         [9] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf 105

·         [10] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf 105

·         [11] Abdullah HARMANCI, “FAİK BAYSAL ŞİİRİNDE MEKÂNLAR”, Turkish Studies, Volume 8/9 Summer 2013, p. 1687-1698, ANKARA-TURKEY

·         [12] https://tr.wikipedia.org/wiki/Faik_Baysal

·         [13] MUSTAFA AYDEMİR, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/baysal-faik

·         [14] https://www.sakaryarehberim.com/others/yazi.php?xnumber2=839   

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar