Attila İlhan'ın Romancılık Anlayışı

03.06.2012




ATİLLA İLHAN VE ROMANCILIĞI

Atilla İlhan şiirleri ile popüler bir isim olmasına rağmen kendisini daha çok romancı olarak tanımlayan bir yazardır. Onun romanları birbirini izleyen konularla bütünleşen 1908 yılından 1960 yılına kadarki dönemi parça parça ve her bir romanında dönemlerin bir yüzünü aktaracak şekilde yazdı.  Nehir romancılığı olarak adlandırılan bu romanlarıyla ülkenin bu dönemlerinin profilini tamamlamaya çalışan bir arayış içindeydi. Bireyi ele alıyor görünse bile romanlarında toplumsal konuları işliyor, olaylara yazılı ve resmi tarihin dışındaki bir pencereden bakarak romanlarında aktarmaya çalışıyordu. 

Romanlarındaki temel düşünce " Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti temel değerleri ile korumak ve yükseltmek, insan unsurunu değerli  ve yurtsever bir yurttaş bilincine taşımayı başarmak olmaktadır. Geleceğimize güvenle bakabilmek için geleneksel değerlere sahip çıkarak aydın ve üretken insan biçimleri oluşturmak romanlarındaki temel ülküler olarak belirir. Atatürk hayranlığını ve ülke sevgisini diri tutmak amacıyla yazan şair, Atatürk'ü mitsel bir öğe haline getirmeye de çalışmıştır. 

Romanda 'hazırlık ve arayış dönemi' diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı “Sokaktaki Adam” ve “Zenciler Birbirine Benzemez” de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür. Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, “Zenciler Birbirine Benzemez” 'de Avrupa'da komünist ve anti-komünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır.

Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez adlı romanlarıyla 1950-60 yılları romanı yazarları arasına katılan  Attila İlhan , bu romanlarında kent insanının yaşayışına, sorunlarına eğilmiştir. Bu iki romanını izleyerek yayımlanan Kurtlar Sofrası, yazıldığı 1954-1961 yılları arasındaki çalkantıları, ülkeyi 1960'a götüren olayları kapsar. Aynanın İçindekiler dizisini oluşturan Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Der Saadet ve Sabah Ezanları'nda ise Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'na değin geriye döner. Gerek kurgusu gerekse konusu ile en değişik romanı, cinselliği değişik bir biçimde ele aldığı Fena Halde Leman'dır. [1]

·          Attila İlhan Hayatı Şairliği Edebi Kişiliği

·          Attilâ İlhan’ın Kurtlar Sofrası Romanı ve Özeti

·          Attila İlhan Şiirleri

Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda önyargı oluşturmazlar. Attilâ İlhan, Zenciler Birbirine Benzemez için :" Kitap 'soğuk savaş'ın en belalı döneminde yazıldı, yayınlandı. Çok ikircikli bir sorunu tartışıyordum. Romanın kahramanı, İstanbul'daki ve Paris'teki 'solcu' çevrelerle düşüp kalkıyor, bunlarla ilişkilerini ve tartışmalarını anlatıyordu, her şeyi olduğu gibi yazmak, romanın yayımlanmasından vazgeçmekle eşitti. Bu bakımdan, içeriğine hafif flu bir hava verdim." şeklinde söz etmiştir. [2]

Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır.

Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası  ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası  'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir- ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır. “Bıçağın Ucu”, “Sırtlan Payı”, “Yaraya Tuz Basmak”, “Dersaadet'te Sabah Ezanları”,” O Karanlıkta Biz”, “Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa” bu seriyi oluşturan romanlardır. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşe başlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden herbiri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür. [3]

Attila İlhan'ın romancılığının temel unsurlarından birini, toplum içinde gördüğümüz hemen her kesimden insana romanlarında yer vermesi olmaktadır. Gözlem ve yaşantısından edindiği insanlara ait izlenimlerini başarıyla  aktarmıştır. Romanlarında dikkati çe3ken diğer bir unsur ise cinselliği öne çıkaran özellikle son romanlarında cinselliğe oldukça geniş yer veren bir romancı olarak gözükmüş olmasıdır.  Arkadaşı Kemal Tahir'in romancılığı ile Atilla İlhan'ın roman sanatı ve teknikleri hatta tiplemeleri açısından büyük bir benzerlik görülür. İdeolojik ve konu olarak da birlerine yakın hatta aynı çizgide duran bu romancılar eserlerinde sosyal konulara sosyalist bir çizgiden yaklaşan romancılardır. 

Roman okurlarının azalması konusunda sorulan bir soruya verdiği cevap günümüz romancılığı hakkındaki düşüncelerini de ortaya koymuş olur. "Şimdi görsellik ağır basıyor toplumda. İletişimde görsellik ağır basınca, romanın görselliğe intibak etmesi lazım. Aksi halde okumazlar. Yani düşünebiliyor musun sen? "Savaş ve Barış", Tolstoy. Tuğla gibi üç tane ciltti yanlış hatırlamıyorsam. Şimdi bunu kim oturur da okur? Okumazlar, sıkılırlar. Çünkü "Savaş ve Barış"ın iki saat süren videosu var. Parayı bastırır, videoyu alır, kaseti koyar, seyreder. "

Atilla İlhanın romancılığı ve şairliği hakkında pek çok akademik inceleme yapılmış, romancılığı ve şairliği hakkında çok sayıda inceleme ve tez çalışmaları kitp olarak da  basılmıştır. 

Romanları

    Sokaktaki Adam (1953)* Zenciler Birbirine Benzemez (1957)* Kurtlar Sofrası (1963) Aynanın İçindekiler serisi, Bıçağın Ucu (1973), Sırtlan Payı (1974) Yunus Nadi Roman Armağanı, Yaraya Tuz Basmak (1978),Dersaadet'te Sabah Ezanları , Karanlıkta Biz (1988), Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa (2002),Gazi Paşa (2006, Fena Halde Leman (1980, Haco Hanım Vay (1984) O Sarışın Kurt (2007)

Deneme-Anı

* Abbas Yolcu (1957 Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler (1985), Sosyalizm Asıl Şimdi (Ekim 2006 İş Bankası Yayınları)


ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ

BAZI YAZARLARIMIZ

Refik Halit Karay Hayatı Edebi Kişiliği Eserleri

Reşat Nuri Güntekin Hayatı Edebi kişiliği Eserleri

Halide Edip Adıvar Hayatı Eserleri Edebi Kişiliği

Halide Nusret'in Hayatı ve Edebi Kişiliği

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Romancılığı ve Hayatı

Yakup Kadri Hayatı Edebi Yönü Eserleri

Falih Rıfkı Atay Hayatı Eserleri Edebi Yönü Çankaya Özeti

Ruşen Eşref Ünaydın Hayatı Edebi Yönü Eserleri

Reşat Nuri Güntekin Hayatı Edebi kişiliği Eserleri

İbrahim Alaaddin Gövsa Hayatı

Abdülhak Şinasi Hisar Hayatı Edebi Kişiliği

Abdülhak Hamit Tarhan Hayatı ve Edebi Kişiliği

Abdülhalim Memduh Hayatı Eserleri


KAYNAKÇA 

 

[1], https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/1960-kusagi-romani-ve-romancilari-prof-dr-olcay/114110

[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Attil%C3%A2_%C4%B0lhan

[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Attil%C3%A2_%C4%B0lhan

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar