Esatir : ( Mitoloji, Mit , Efsane )
Osmanlıca yazılışı: esâtîr: اساطير
Esatir sözcüğü Arapça kökenlidir. Arapçada masal anlamına gelen “usṭūre “ sözcüğünün çoğuludur. Bazı kaynaklara göre” Ustüre” sözcüğü Arapçaya antik Yunancadaki, “astre “ sözcüğünden geçmiştir. Eski Yunancadaki “astre “sözcüğü ise yıldız anlamına gelmektedir.
Kimi kaynaklar ise esatir sözcüğü “Yazı yazmak” manasındaki satr kökünden türeyen ustûre kelimesinin çoğuludur. Bu tip kaynaklara göre de esâtîr “gerçeğe uymayan düzensiz, asılsız ve boş sözler” [1]olarak tarif edilir. .” Esâtîrin Yunanca, Ârâmîce veya Süryânîce’de “tarih” anlamına gelen historia ve storiadan Arapçalaşmış istâr veya istârenin çoğul şekli olduğunu kabul edenler de vardır”[2]
Esatiri: Esatirle ilgili
Esâtîrü’l-evvelîne: : “önceki milletlere ait rivayetler
Ustüre ve çoğulu olan Esatir kelimesinin eski dile ait sözcüklerdeki anlamı: “Masa , Destan ve Efsane kabilinden hikâye ve rivayetler, ilk çağ insanlarına ve tanrılarına ait maceraları anlatan ve milletlerin eski inanç ve duygularını aksettirmesi bakımından değer taşıyan olağanüstü ve hikâyeler, masallar, mitoloji”[3] şeklindedir. ( bkz Dünya Edebiyatında Başlıca Mitolojiler- Ezop Hayvan Masalları )
Eski dilde esatir, daha ziyade Mitoloji veya Mit kelimesini karşılayacak şekilde bazı şekillerde efsane kelimesinin de yerine kullanılan bir kelimedir. Arapça kökenli olan” Esatir “ sözcüğünün batı dillerindeki anlamca karşılıkları: myths, mythology; legendary tales, legends sözcükleridir. (Mit Mitoloji )
Günümüz sözlüklerinde ise Esatir: “söylencebilim” : “Tarih öncesi tanrılarının efsaneli serüvenlerini anlatan ve bir topluluğun duygularını, anlayışını ve özlemlerini göstermesi bakımından değeri olan hikâyeler, mitoloji “ şeklinde tarif edilir. Bu bakımdan mitolojiyi antik çağlardaki tanrıların tasavvurları etrafında uydurulmuş, efsaneler, masallar olarak değerlendirmek gerekir. ( bkz Esatir Nedir Mitoloji Mit Efsane İlişkisi )
Esatir kelimesinin eski Yunancadaki yıldız anlamına gelen “ astre “ sözcüğünden Arapçaya geçtiği, esatir kelimesinin de astre sözcüğünden türetildiği, üsture diye bir müfred de çıkarıldığı [4]hakkındaki görüşler karşı çıkılmayacak kadar isabetli olmalıdır. Çünkü Antik Yunan, Roma, Sümer, Pers ve Babil mitlerinin yıldızlar, mevsimler, ırmaklar, ağaçlar vb nasıl oluştu sorularına insana benzer tanrıların yaptıkları eylemlerin sonuçları olarak cevap verdikleri dikkati çekmektedir. Örneğin Aprodite, Ares, Athena, Zeus, vb yıldızları temsil ederler. Bu yıldızların ve tanrıların antik dinlere ve astroloji ile ilgili inançları da ortaya çıkardığı görülür. ( bkzEşref Bey İle Zühre Han Hikâyesinde Dini Mitolojik Menkıbevi Unsurlar )
Esatir kelimesinden çok tanrılı tarih öncesi dinlerdeki tanrı, yarı tanrı, hayali varlıklar vb nin efsanevi serüvenlerini anlatan mitolojiler ve hayali öyküler olarak anlaşılmalıdır. Bu bakımdan Tahir’ül Mevlevi esatiri “ Yunanlıların mabutlarından bahs eden bir masal silsilesi” olarak tarif eder. Esatirleri efsaneden ayrıan ana ayrım da bu noktadan gelmektedir. Efsaneler direk olarak dinsel motifler üzerine dayanmaz ayrıca Tanrı, Yarı Tanrı öykülerini anlatmak amaçlı oluşmamıştır. Efsaneler ise: tabiat olaylarını, varlıkların meydana gelişlerini, tabiattaki nesnelerin ve tabiat olaylarının ortaya çıkışlarını ortaya çıkan değişimleri, olağanüstü hakikat ve akıldışı açıklamalarla anlatan söylencelerdir.
Esatirler aralarında konu ve inanç birliği, bağlaşıklılığı olan bir dizi mitsel öyküden meydana gelir. Örneğin, Zeus, Afrodit, Ares vb hakkında anlatılan bir dizi mitsel öykünün bir birleri ile ilintileri oluşur. Ayrı gibi gözüken pek çok efsanede aynı hayali tanrılar, ortak kahramanlar halinde karşımıza çıkar. Aynı millete ait mitlerde aynı tanrıların isimlerinin anıldığı aynı tanrıların karıştığı zincirlemeli pek çok olay anlatılır. Efsaneler diğer efsanelerden bağımsız tek bir motife dayanır.
Tahir’ül Mevlevi esatirden söz ederken Türklere ait ilginç esatirlerden söz eder. Tahir’ül Mevlevi’nin nereden aldığını veya öğrendiğini bilemediğimiz esatir özetleri şu şekildedir “ Mesela bir dağın gebe kaldığı, sonra yarılıp içinden beş tane çocuğun dünyaya geldiği, bu çocukların büyüyüp hükümdar olduğu…” [5]
Tahir’ül Mevlevi, Ergenekon Destan’ının bir varyantından da söz ederek esatir’e örnek olarak vermiştir. “ Elleri ayakları kesilmiş bir delikanlının dişi bir kurt tarafından bakılması, sonra kurdun ondan gebe kalıp on tane çocuk doğurması, “
Tahir’ül Mevlevi’nin Türk esatirlerine verdiği üçüncü örnek ise tarafımızdan hiç bilinmeyen ve bizi hayretlere bırakan bir özettir “ Türklerin Şi’râ- yi Şami ile Şi’râyi Yemâni hemşire ve bir yerde iken Şi’râyi Yemâni ‘nin Yemen’e kaçması dolayısı ile Şi’râyi Şaminin ağlamaktan gözleri çapak bağladığı için Şi’ra-’l Gumeysa yani “ Çapaklı Şi’ra “ [6] vasfını alması
Örnek verecek olursak, İran destanlarındaki Cem’in sekiz yüz sene yaşadığı, Güneş’in oğlu olduğu mitolojik bir hikâyenin kalıntılarıdır. Negis çiçeğinin kendi güzelliğini seyrederken göle düşüp ölen yarı tanrı Adonis’in göbeğinden çıkan kokulardan oluştuğunu anlatan bir öykü esatirle karışmış bir efsanedir. Medusa, Afrodit, Venüs, Zues, Ares , İştar, Dammuz vb mitsel unsurlardır ve bunlarla ilgili anlatılanların hepsi mitsel , yani esatiri anlatılar olmaktadır.( bkz Hindu Nedir Divan Şiirinde Hintli ve Mecazları)
Efsane ve fesane aslen Farsça kökenlidir. Latince “legendus” ,Yunancada "mitos, mit" Batı dillerinde mythe, Arapça usture, Türkçede ise efsane karşılığı olarak “söylence” dir. ( Bkz Efsane Nedir Özellikleri Türleri ve Örnekleri )
Anonim edebiyat ürünü olarak Efsane tek motifli ve olağanüstü nitelikler taşıyan olay, olgu, oluşum, değişim, dönüşüm, inanç la ilgili izahlarının doğruluğunu yer zaman, kişiler ve şahitlerle de ispata kalkışan, gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan, belli bir üsluba ve şekle bağlı olmayan anlatılara denir.
Örneğin bir kaya hakkında anlatılan taş kesilen âşıklar hikâyesi, Tanrı, yarı tanrı gibi kahramanları olmayan bir yatır, göl, mezar, ırmak, şehirle vb anlatılan söylenceler ise efsanedir.
KAYNAKÇA
[1] ŞERAFETTİN GÖLCÜK, https://islamansiklopedisi.org.tr/esatir
[2] ŞERAFETTİN GÖLCÜK, https://islamansiklopedisi.org.tr/esatir
[3] https://www.lugatim.com/s/esatir
[4] Tahir’ül Mevlevi, Edebiyat Lüğati, Enderun, 1970, shf. 42
[5] Tahir’ül Mevlevi, Edebiyat Lüğati, Enderun, 1970, shf. 42
[6] Tahir’ül Mevlevi, Edebiyat Lüğati, Enderun, 1970, shf. 42