Fecri Ati Topluluğu Yazar ve Şairleri

24.08.2016

 Fecri Ati TopluluğuYazar ve Şairleri( hayatları, eserleri, edebi kişilikleri )

  1909'da kurulan Fecri At Topluluğunun üyeleri şunlardır:  Ahmet Haşim , Emin Bülent Serdaroğlu, Ali Canip Yöntem Hayatı Edebi Kişiliği, Yakup Kadri   , Fuad Köprülü  , Tahsin Nahit (/tahsin-nahit- )  , Abdullah Hayri, Fazıl Ahmet Aykaç  , Mehmet Fuat, Refik Halit Karay , M. Lâmi, Izzet Melih, Müfit Râtip, Ahmet Samim, Şahabettin Süleyman, Hamdullah Suphi Tanrıöver 

Ahmet Haşim'(d. 1885, Bağdat - ö. 4 Haziran 1933, Kadıköy, İstanbul) Sembolizmin öncülerinden Türk ŞAİR ( bkz Ahmet Haşim Hayatı ve Edebi Kişiliği)

Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden birine mensup Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Dil olarak da aynı sebepten sadece Arapça öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanîsine yatılı olarak verildi. 1907'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği (1914 - 1918) sırasında Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 1924'te Paris'e, 1932'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Haşim', daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefise Mektebinde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebindeki Fransızca öğretmenliği görevlerine ölünceye kadar devam etti.Ahmet Haşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanîsinde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, ABDÜLHAK HAMİT TARHAN, Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin 'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve Sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i At 'ye girdi. "Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" prensibinden hareket eden  Fecri Ati grubunun yayın organı Servet-i Fünun Dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn - Edebiyat-ı Cedide - topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 1911'de yayınlanan Göl Saatleri adlı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Atî dağıldıktan sonra siyasî ve edebî akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı.

Kaynakça: Ahmet Özdemir, Ahmet Haşim, AŞG Yayınları,İst. 1990 Ahmet Özdemir, Ahmet Haşım Hayatı, Sanatı, Eserleri, Boğaziçi Yayınları, İst. 1998.Ahmet Haşim: Hayatı,Şahsiyeti, Seçme Şiir ve Yazıları. Ankara: Edebiyat Yayınevi, Türk Şair ve Yazarları Dizisi:6, 1968.

( bkz Sembolizim Ahmet Haşim ve Fecri Ati'ye Etkileri)

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/4/4f/Emin_B%C3%BClent_Serdaroglu.jpg/200px-Emin_B%C3%BClent_Serdaroglu.jpg

 

Emin Bülent Serdaroğlu

(d. 1886 - ö. 28 Kasım 1942), Dedesi Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa, babası Ömer Muzaffer Bey'dir. Annesi ise, Müşir Cemil Paşa'nın kızıdır. Çocuk yaşta annesini kaybetti.

Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) okudu ve futbola orada başladı. 1905 yılında Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Galatasaray Futbol Takımının ilk Türk kaptanıdır. Galatasaray Spor Kulübü'nün 2 numaralı kurucu üyesidir. Fenerbahçe'yle 17 Ocak 1909'da yapılan ilk maçta iki golü de o attı. Aynı zamanda şairdir. Şair olarak Fecri Ati Topluluğu kurucularından biriydi. Kin ve Hisarlara Karşı adlı millî temalı şiirleri önemlidir.

Victor Hugo'nun 'Mavi Gözlü Yunan Çocuğu' adlı eserine karşı yazdığı 'Kin' adlı şiiri ile o dönemde çok geniş yankılar uyandırmıştır. Kin ve Hisarlara Karşı eserleriyle Milli Edebiyat 'ın habercisi olmuştur.

Ahmet Haşim, onun şiiri için "Türk şiirinin üstünden bir kuyruklu yıldız gibi geçti. Ondan ağzımızda tamamlanmamış bir lezzet kaldı" demiştir. İETT'te memur olarak görev yapmıştır.

1910'da yazdığı "Kin" adlı şiirini Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok severdi. Hatta Çanakkale'de düşmana karşı savaşırken en zor zamanlarda o şiirin "Garbın cebin-i zalimi (Batı'nın çirkin zalimi) affetmedim seni" dizesini bağıra bağıra ezberinden okurdu. Emin Bülent Serdaroğlu 1932 yılında Kin adlı şiirini davetli olduğu Dolmabahçe Sarayı'nda bir akşam yemeğinde [Atatürk]]'ün huzurunda kendi ağzından seslendirdi.

Balkan Savaşı'na kendi atıyla katılan, Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale cephesinde çarpışan Emin Bülent Serdaroğlu'nun ölümünden önceki son sözleri, "Lüleburgaz, Lüleburgaz. Harp ediyoruz" olmuştu. 1942'de vefat etti. ( GENİŞ BİLGİ BKZ : Emin Bülent Serdaroğlu Hayatı

Eserleri :

Kin, Hatay'a Selam, Dev Şarkısı.

 

Ali Canip Yöntem

(d. 1887 İstanbul) - (ö. 1967), Türk şair, yazar ve edebiyat tarihi araştırmacıs ( bkz Ali Canip Yöntem Hayatı Edebi Kişiliği)

Selanik Hukuk Mektebi`ndeki eğitimini son sınıfta yarım bıraktı. Gençlik yıllarında Selanik`te yayımlanan Genç Kalemler (1910-12) dergisinin başyazılarını yazdı. Öğretmenliği seçen Ali Canip , Çanakkale Sultanisi edebiyat ve felsefe öğretmenliğine atandı. İstanbul`da Gelenbevi Sultanisi`nde ve İstanbul Darülmuallimini`nde öğretmenlik yaptı. Edebiyat İncelemeleri Komisyonu`na seçildi. Ankara hükümetinin çağrısı üzerine 1921`de Anadolu`ya geçerek Trabzon Sultanisi müdürlüğü, 1922`de de Giresun maarif müdürlüğü görevlerini üstlendi. Daha sonra maarif müfettişliği yaptı, Kabataş Erkek Lisesi`nde ve İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümün`de ders verdi. Ayrıca lise edebiyat programlarının düzenlenmesinde çalıştı ve ders kitapları hazırladı. Ordu milletvekili (1934-43) ve Demokrat Parti`den Bursa milletvekili (1950-1954) olarak TBMM`de görev yaptı. Türk Tarih Kurumu üyeliği yaptı ve Türk Dil Kurumu merkez üyeliğinde bulundu.

Edebiyata şiirle başlayan Ali Canip Bey, Hec ölçüsüyle ve yalın bir dille yazdığı şiirlerini 1917-1918`de Yeni Mecmua`da yayımladı. Ömer Seyfettin ile birlikte Genç Kalemler dergisini cıkardı,bu derginin başyazarlığını yaparak Milli Edebiyat Hareketi'ne öncülük etti. Tek şiir kitabı Geçtiğim Yol adını taşır. Çoğu Türk Yurdu`nda yayımlanmış olan makalelerini Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Beyle Münakaşalarım (1918) adlı kitapta toplamıştır. Epope (1927, 1963) ile Ömer Seyfettin; Hayatı ve Eserleri (1935), diğer önemli iki kitabıdır.

İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa'da başladı. 1903'te İzmir İdadisi'ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır'a döndü, öğrenimini İskenderiye'deki bir Fransız okulunda tamamladı. 1908'de başladığı  İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi. 1909'da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Ati Topluluğuna katıldı.

1916'da tedavi olmak için gittiği İsviçre'de üç yıl kadar kaldı. Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. 1921'de Ankara 'ya çağrıldı ve bazı görevler verildi. 1923'te Mardin, 1931'de Manisa milletvekili oldu.

Bir yandan da gazetciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. 1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934'te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra 1935'te Prag, 1939'da Lahey, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960'tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal yaşamının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu. ( GENİŞ BİLGİ BKZ Ali Canip Yöntem Hayatı Edebi Kişiliği)


 

https://savaska.files.wordpress.com/2008/11/25711_2.jpg

 

 Yakup Kadri Karaosmanoğlu,

(d. 27 Mart 1889, Kahire-Mısır – ö. 3 Aralık 1974, Ankara)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu yazarlığa Ümit, Servet-i Fünun Resimli Kitap gibi dergilerde başladı. Fecr-i Âticiler'in "sanat şahsî ve muhteremdir" görüşünü paylaştığı ve "sanat için sanat" yaptığı bu ilk döneminde Nirvana adlı bir Tiyatro, Makaleler, Deneme;er, düzyazı şiirler ve Hikayeler yazdı. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumu,  Sanat anlayışını değiştirmesine yol açtı. Türk toplumunun çeşitli dönemlerdeki gerçekliğini sergilemek istediği için bir ikisi dışında yapıtlarında belli tarihsel dönemleri ele aldı. Kiralık Konak I. Dünya Savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi II. Meşrutiyet'in, SODOM VE GOMORE Mütareke döneminin,  Yaban Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara, Cumhuriyet'in ilk on yılının, Bir Sürgün II. Abdülhamid döneminin işlendiği romanlardır. Panorama 1923-1952 yıllarını kapsar.  Y.K.Karaosmanoğlu 1920'lerden sonra iyimser bir devrimci görünümündeyken, sonra umutlarını yitirerek romancılığını devrimci yönde kullanmaktan vazgeçmiştir. 1955'ten sonra da anı kitaplarından başka bir şey yazmamıştır.

Bireyci sanattan vazgeçtikten sonra yazdığı ilk roman olan KİRALIK KONAK 'ta Karaosmanoğlu, II. Meşrutiyet yıllarında Batılılaşma hareketinin yol açtığı değer kargaşasını, geleneklerden ve eski yaşam biçiminden ayrılışı ve kuşaklar arasındaki kopukluğu sergiler. Ona göre geleceğin Türkiye'sinde ne geçmişin Osmanlı'sının, ne Batı hayranlarının, ne de yurt sorunlarından habersiz, yalnızca sanata tapan bireyci aydınların yeri vardır. Romanın başkişileri gerçi belli tiplere örnek olarak sunulmuşlardır, ama Karaosmanoğlu bunları çok yönlü bireyler olarak yaşatmayı amaçlar.

Karaosmanoğlu toplumsal sorunlara belli bir siyasal açıdan eğilmiş bir romancı olmakla birlikte, bu sorunlara yaklaşımını elden geldiğince sanatsal bir düzeyde tutmaya çalışmıştır. Ona karşı yapılan eleştiriler daha çok romanlarının içeriğine ve bazen de diline yönelik olmuştur. Ruhsal çözümlemede, karakter yaratmada ve ele aldığı dönemin toplumsal gerçekliğini yansıtmadaki başarısı övgüyle karşılanmıştır. 1910'dan 1974'e dek verdiği eserler, üslup özellikleri bakımından Türkçe'nin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Yakup Kadri 'nin Fransız etkisinde başlayan yazarlığı 1920'lerden sonra özgün bir sese kavuşarak siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve birey psikolojisini irdelemeye yönelmiştir.

Yakup Kadri "Türk romanında belki ilk defa tipleri toplumsal koşullara ve tarihsel sürece bağlamaya çalışırken, bu tiplere canlı ve gerçek bir kişilik kazandırma uğruna bilinçli bir çaba gösterdi."

Romanları:

 KİRALIK KONAK(1922) NUR BABA (1922) HÜKÜM GECESİ (1927) SODOM VE GOMORE (1928) Yaban  (1932) Ankara, (1934) Bir Sürgün (1937) Panaroma (2 cilt, 1953)Hep O Şarkı (1956)

Öykü

Bir Serencam (1914)Rahmet (1923)Milli Savaş Hikâyeleri (1947)

Şiir

Erenlerin Bağından (1922)Okun Ucundan (1940)

Oyun: Nirvana( 1909

( GENİŞ BİLGİ BKZ : Yakup Kadri Hayatı Edebi Yönü Eserleri)
 

Ord.Prof.Dr. Mehmet Fuat Köprülü

(d. 4 Aralık 1890 - ö. 28 Haziran 1966), Fuat Köprülü 4 Aralık 1890’da İstanbul’da doğdu. Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın soyundan gelmektedir. Edebiyat ve tarih alanında ilerlemek için hukuk öğrenimini yarıda bıraktı

1909’da Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. Şiirlerini 1913’e kadar Mehasin ve Servet-i Fünun Dergilerinde yayımladı. Bu yıllarda “Milli Edebiya” ve “YENİ LİSAN,” akımlarına karşıydı. 1910’dan sonra İstanbul’un çeşitli okullarında Türkçe ve edebiyat okuttu, liselerin edebiyat programını düzenledi. Ziya Gökalp çevresine girdikten sonra Milli Edebiyat akımını benimsedi; Türk tarihinin ilk dönemlerine kadar indi, ilk Türk topluluklarının tarih ve edebiyatlarını inceledi. 1913’te, Halit Ziya Uşaklıgil’den boşalan İstanbul Darülfünunu Türk Edebiyatı Tarihi müderrisliğine getirildi. Aynı yıl Bilgi dergisinde Türk edebiyatının hangi yöntemle incelenmesi gerektiğini tartışan “Türk Edebiyatı Tarihinde Usul” adlı yazısı çıktı. 

İlk büyük yapıtı Türk Edebiyatı’nda İlk Mutasavvıflar’ı yayımlandı. 1923’te Edebiyat Fakültesi dekanı oldu, Türkiye Tarihi adlı kitabını çıkardı. 1925’te Türkiyat Mecmuası’nı çıkarmaya başladı, ünü giderek dünyaya yayıldı, birçok uluslar arası kongreye Türkiye temsilcisi olarak katıldı. 1928’de Türk Tarih Encümeni başkanlığına seçildi. 1931’de Türk Hukuk Tarihi Mecmuası’nı çıkarmaya başladı; 1932-1934 arasında Divan Edebiyatı Antolojisi’ni çıkardı. 1933’te ordinaryüs profesör oldu, İstanbul Üniversitesi’nde birkaç kez dekanlık yaptı. 1934’te siyasete atılarak Kars milletvekili oldu. 1936-1941 arasında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’yle Siyasal Bilgiler Okulu’nda ders verdi. 1935’te, Paris’te Türk Tetkikleri Merkezi’nde verdiği konferansların toplamı olan Les Origines de L’Empire Otoman (Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu) adlı kitabı yayımlandı ve büyük yankı uyandırdı. Heidelberg, Atina ve Sorbonne üniversitelerince onursal doktorluk sanı verilen, bilim kuruluşlarınca onur üyeliğine seçilen Köprülü 1941’den sonra İslam Ansiklopedisi’nin yayımına katıldı. V.(Ara Seçim), VI., VII. Dönem Kars, VIII., IX., X. Dönem İstanbul Milletvekilliğine, hem de İstanbul ve Ankara Üniversitelerindeki görevlerine devam etti.

Celâl Bayar, Adnan Menderes ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu. Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 seçimlerini kazanıp iktidara gelince, dışişleri bakanı oldu. Asıl yararlı çalışmalarını Türk Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı araştırmaları oluşturur. Çok verimli bir araştırmacı olan Köprülü, ardında 1500'ü aşkın kitap ve makale bırakmıştır.

Mehmet Fuat Köprülü 28 Haziran 1966’da İstanbul’da, direğe çarparak, kaldırıldığı Baltalimanı Hastanesi’nde öldü. Çemberlitaş’taki Köprülü Türbesi’nde babasının yanına gömüldü.

Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı (1916)Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (1919-1966)Nasrettin Hoca (1918-1981)Türk Edebiyatı Tarihi (1920)Türkiye Tarihi (1923)Bugünkü Edebiyat (1924)Azeri Edebiyatına Ait Tetkikler (1926)Milli Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türk-i Basit (1928)Türk Saz Şairleri Antolojisi (1930-1940, üç cilt)Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar (1934)Anadolu’da Türk Dili ve Edebiyatı’nın Tekamülüne Bir Bakış (1934)Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu (1959)Edebiyat Araştırmaları Külliyatı (1966)İslam ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi (1983, ölümünden sonra) ( BKZ GENİŞ BİLGİFuad Köprülü Türk Edebiyatı Tarihi Hakkında Bilgiler Değerlendirme ve Yorumlar )

Tahsin Nahit

(d. 1887, iSTANBUL- ö. 12 Mayıs 1919,İstanbul ), Galatasaray Spor Kulübü'nün 9 numaralı kurucu üyesidir. Hukuk eğitimi almıştır, "Adalar Şairi" olarak tanınmış bir şair ve oyun yazarıdır. Fecr-i Ati akımının bir üyesidir.

1887 yılında istanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra bir süre hukuk öğrenimi gördü. Öğrencilik yıllarında edebiyat ve politikayla ilgilendi, İttihat ve Terakki Partisi'ne girdi ancak partinin çalışmalarından hoşnut olmayınca politikayı bıraktı. I. Dünya Savaşı yıllarında İaşe Müfettişliği’nde bulundu. Büyükada'da doğup yetişmiş Şahika Hanım ile yaptğı evlilikten bir kızı oldu. 12 Mayıs 1919 günü, Rakibe adlı oyunun Darülbedayi'deki provaları sırasında hayatını kaybetti. Mezarı Büyükada'dadır.

Tahsin Nahid, yazın yaşamının başlangıcında şiirle ilgilendi. II. Meşturiyet'ten sonra oyun yazarlığna yöneldi. İlk şiirleri Selanik’te çıkan Çocuk Bahçesi dergisinde “T.Nahide” adıyla yayımlandı (1905). Hale, Muhit, Resimli Kitap dergilerinde şiir ve öyküleri yayımlandı. Aşiyan’da yayımlanan “Ben, Rûh-ı mağdur, Şiirlerim için, Serab-ı müstakbel, yaz gecesi” gibi manzumeleri daha geniş bir çevrede tanınmasını sağladı. Genellikle aşk üzerine Şiirler yazan Şaire en çok ün getiren şiiri “Adalar, Kamer ve Zühre ” oldu. Şiirlerinde  Ahmet Haşim' etkisi vardır. Son şiirleri Şair (1918) ve Nedim (1919) mecmualarında yayımlanmıştır.

Tiyatroya olan ilgisi onu başka yazarlarla ortak eserler vermeye yönelltti. Fecr-i Atinin kadn yazarlarından Ruhsan Nevvare ile üç perdelik Jön Türk adlı oyunu yazdı (1908). Bu oyun, Ferah Tiyatrosu'nda sahnelendiğinde bir sanat olayı olarak nitelendi. Ruhsan Nevvare ile Aşkımız (1907) ve Sanatkârlar isimli basılmamış birer perdelik iki komedisi daha bulunmaktadır.

Şiir :

Çocuk Bahçesi" dergisinde Fener şiiri (1905) Ruh-ı bikayd (1911) ( BKZ (/tahsin-nahit- )

Oyun

Yakarım bu şehri evlendiğin gün1906) Aşkımız(R. Nevvare ile, 1907) Hicranlar (1908) Sanatkarlar (R. Nevvare ile, 1908) Jön Türk (R. Nevvare ile, 1909) Firar (1911) Kösem Sultan (Ş. Süleyman ile, 1912) Kırk Muhafaza (Ş. Süleyman ile, 1913)

Bu şairler ve yazarların dışında : Şehabettin Süleyman, Faik Ali Ozansoy, sonra sırasıyla, Fazıl Ahmet, Hamdullah Suphi Tanrıöver ve  Celâl Sahir Erozan topluluğun üyesi olarak görülmüşlerdir

Refik Halit Karay


Refik Halit Karay,15 Mart 1888’de  İstanbul’da doğan, Hikayeci ve yazar 

HAYATI

15 Mart 1888’de  İstanbul, Beylerbeyi semtinde doğan 18 Temmuz 1965’te  İstanbul'da hayatını kaybeden Anadolu yaşamını anlatan Hikâyeler yazarak tanınan, Milli Mücadele'ye karşı tutum takınan; romancı, öykü yazarı ve gazeteci Türk yazarıdır.

AİLESİ

Yazar hem anne hem de baba tarafından Kırım’dan gelen ailelere mensuptur. Baba tarafından soyu Fatih zamanında Kırım’dan gelerek  İstanbul'a yerleşen Karaim Türklerine dayanır. Soyu Karakayış ailesine dayanan maliye baş veznedarı ve Bank-i Osmanî ‘de veznedarlık yapan Mehmet Halit Bey'in oğludur. Annesi Nefise Ruhsar Hanım ise Kırım Hanı giraylarındandır.

Mevlevi tarikatına mensup olan Mehmet Halit Bey’in  mensup olduğu Karakayış ailesi dönemin önemli ailelerinden birisi olmaktadır. Refik Halit, Beylerbe.......( DEVAMI Refik Halit Karay Hayatı Edebi Kişiliği Eserler)

Hamdullah Suphi Tanrıöver

 Hamdullah Suphi Tanrıöver, (d. 1885 İstanbul, Osmanlı Devleti - ö. 10 Haziran 1966, İstanbul, Türkiye),

Çerkez asıllı Türk Edebiyatçı, yazar, öğretmen, milletvekili, siyasetçi. Mütareke  ve cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı coşkulu konuşmalarıyla tanınan siyaset adamı, şair ve yazarıdır. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Meclis'te yaptığı coşkulu konuşmaları nedeniyle “milli hatip” ve “cumhuriyet hatibi” olarak tanınan bir siyaset adamı ve yazardır.

Siyasi yaşamının yanı sıra Türk Ocakları'nın başkanlığını yürüttü. Türk Ocakları'nın kapatılmasından sonra 13 yıl Bükreş'te büyükelçilik görevinde bulundu. Yurda geri döndüğünde Türk Ocakları'nı tekrar kurdu; ismi, aralıklarla toplam 34 yıl başkanlık ettiği bu kurum ile özdeşleşmiştir. Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ömer Naci'den sonra Türk dünyasında büyük bir ün kazanan yeni bir milli hatiptir.  ( DEVAMI bkz m/post/hamdullah-suphi-tanriover-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/74616)

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar