06.09.2015
HAYATI
Babası, tasavvufa meraklı bir kişi olan subaylık mutasarrıf yapmış M. Cemal Bey’dir. Babasının farklı yerlerdeki görevleri nedeniyle eğitim hayatı İstanbul’dan Gümüşhane’ye kadar uzanan farklı bölgelerde devam eder. [1] İstanbul da iken Küçük yaşlardan itibaren Arapça ve Farsça öğrenmiş, medrese dersleri görmüş ve hafız olmuştur.
İlköğretimine İstanbul’da Numune-i Terakki okulunda başlar. [2]Fakat babasının görev yerlerinin değişmesi ile liseye kadar tahsil hayatını Anadolu’nun çelşitli yerlerinde devam eder. Gümüşhane Rüştiyesi ile Musul idâdîsi’de dâhil çeşitli yerlerde, çeşitli okullarda öğrenim görmüştür. Çocukluk yıllarında Musul, Gümüşhane ve Trabzon’a kadar uzanan bu gezilerine eserlerinde de bahsedecek anılarında Gümüşhane ve Ziğana ‘ya geniş yer verecektir. [3]
Lise yıllarında ailesinin İstanbul’a gelebilmesi ile Lise tahsilini İstanbul’da Lycee Français’ tamamlar Fazıl Ahmet, bu lisede Fransızca öğrenmek istemiş bu okulu birincilikle bitirdiği gibi mezuniyet törenine o yıllarda İstanbul’da bulunan İstanbul Aşığı, Piyer Loti ‘de katılmıştır.
Liseyi bitirdikten sonra Sanayi-i Nefise mektebi- Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi- mimari bölümüne kayıt olur. Paris Ecole Libre des SciencesPolitiques et Morales’in(Siyasal Bilgiler Fakültesi) derslerini mektupla tamamlar. Almanca ve İngilizce de öğrenir. [4]
Babası M. Cemal Bey vefat edince annesi ve iki küçük kardeşine bakmak zorunda kalmıştır. İlk olarak Maarif Nezaretinde “Mekatib-i Ecnebiye Kalemi”nde çıraklık yapmaya başlar. Müze Kütüphanesinde çalışmaya başlar. Oradan ayrılıp Darphane Tahrirat Kalemine geçer. Daha sonra bir müddet de İzmir Valisi Kazım Paşa’nın özel kâtibi olur. 1908’de Darülmuallimin’e öğretmen olarak atanır. Bu okulun Edebiyat ve felsefe derslerini verir. Bu yıllarda ilk yazılarını da yazar. Celâl Sahir’in sahibi olduğu Seyyare Gazetesi’nde yazıları çıkmaya başlar. Celâl Sahir’in çıkardığı “ Seyyare” gazetenin baş muhariridir.
Mezun olduğu Sanayi-i Nefise ‘de estetik ve mitoloji, İstanbul ve Galatasaray Liselerinde felsefe, edebiyat, pedagoji ve Fransızca derslerini verir.
Bu yıllar arasında edebiyatla yoğun olarak uğraşmış, eserlerini batırmıştır. Şiirleri, hiciv, eleştiri ve anılarını eski harflerle bastırmıştır.
Galatasaray’da muallim iken 1927’de Elazığ milletvekili seçilir. 1938’e kadar mecliste milletvekili olarak kalır. Atatürk’ün ölümü üzerine Ankara’ya gelir. Daha sonra Diyarbakır milletvekili seçilerek tekrar Ankara’ya döner ve 1950 seçimlerine kadar siyasi hayatta yer alır. 1950 den sonra ise siyaseti bırakır. [5]
Enekli olduktan sonra Şehir Tiyatroları Edebi Kurulu’nda görev alır. Ömrünün son zamanlarında felç olarak yatağa düşer., 5 Aralık 1967’de Cerrahpaşa Hastanesinde vefat eder ve Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilir.
EDEBİ KİŞİLİĞİ
İyi düzeyde Arapça ve Farsça öğrenmiş olan Fazıl Ahmet , Acem dilinde gazeller yazabilecek kadar iyi düzeyde Farsça öğrenmiş, Fransızcayı da iyi bilen kuranı hıfz etmiş bir şairdir.
II Meşrutiyetten sonra basın hayatında görülen bu rahatlama sonrasında gazetelerde çıkan yazılarda hicivleri anıları, günlük hayatla ilgili yazıları ile şiirleri çıkmaya başlar. “İlk makalesi Halit Ziya’nın Sabah’ta neşredilen “İtidal” başlıklı yazısına cevaben yazdığı “Muhafaza-i İtidal Nasıl Kabil Olur?” adlı makalesidir.” [6] Divan şairlerine ilgi duymakta onların şiirlerine nazireler de yazmaktadır. Celal Sahir’in Seyyare gazetesinde başmuharrirken Arkadaşı Hüseyin Cahit vasıtasıyla Tanin gazetesinde de yazıları çıkmaya başlar. Alaycı iğneleyici bir dille, eğitim felsefe edebiyat, gezi, anı, türünde yazıları çıkmaktadır. Divan edebiyatı zevkini taşıyan şiirlerine mizahı sokan ilk şairdir.
Bir mizah ve hiciv şair olarak dikkat çeken Fazıl Ahmet, Nedim ve NefÎ ’nin etkisi altında şiirler yazmış, devrin büyüklerini kibarca hicvetmiştir. Çeşitli devlet adamlarına, edip ve şairlerine, siyasetçilerine hicivler yazmış olmasına rağmen Şeyhül’islam Musa Kazım Efendi’ye yazdığı hicivlerin fazlalığı dikkat çeker. [7] Fecri Ati Topluluğu yazar ve şairlerinden olmasına rağmen daha ziyade eski şiire şeklen ve ruhen bağlı bir şair olmuştur. Şiirlerinde mizaha ve hicve eğilmesine rağmen terbiyesi ve üslubunu bozmayan bir şair olmuş fakat ağır tenkitlere, hakaretlere, aşağılamalara yer vermemiş, bayağılığa asla düşmemiştir.
Mizah ve hafif hiciv onun mensur yazılarında da bulunur. Devrin çeşitli dergi ve gazeteleri olan Tanin Hilal, Akşam ve Servet-i Fünun da birçok yazıları çıkmış [8] bu dergi ve gazetelerde çıkan yazılarının bazılarını eski harflerle batırmıştır. Tanin gazetesinde mensur yazıları mizahî şiirleri çıkmış, Hilal Matbaasında Gazeteci Ahmet Samim ile Muhtar Bey, Rıza Tevfik , AHMET ŞUAYP H , Faik Ali Ozansoy , Süleyman Nazif’le tanışmış; Celâl Sahir Erozan ve Ahmet Samim vasıtasıyla Fecr i Ati Beyannamesine imza atan şairlerden biridir Fecri Ati Topluluğunun oluşumuna dâhil olmuştur. Okuduğu yazar ve şairlerin etkisi altında kalmaya meyilli bir mizacı vardır.
Bu nedenle birçok şiir veya yazısı etkisi altında kaldığı kişilere yazılmış nazire özelliği taşır. Mensur yazılarında ve şiirlerinde en dikkat çekici yönü mizah hiciv ve nazire olgusudur. Şiirlerinde yazılarında etkisi altında kaldığı şair ve yazarın düşünce ve deyiş özellikleri açıkça hissedilir. Zaten kendisi de bu etkinin farkında olarak yazmaktadır. Yazıları ve şiirleri özgün nitelikler taşımaz. Çocukluk yıllarında gezdiği yerle ve anıları eserlerinde anlatmaktan hoşlanmış, devrinin önemli kişilerine yazdığı alaycı, mizahi ve hicivli yazı ve şiirleri ile dikkat çekmiştir. Hatırlarında çeşitli tasvirlerde de bulunmuş, gündelik hayat, siyaset, eleştiri, tenkit, hiciv, mizah, eğitim, tarih, siyaset, konulu geniş bir yelpazede yazıları çıkmış fakat hemen hiç birinde derinlemesine bir çalışma yapmamıştır.
Gazete ve dergilerde çıkan yazılarının bazılarını ve şiirlerini Osmanlıca olarak eski yazılarla bastırır. Cumhuriyet döneminde Latin harfleri bastırdığı eserleri de olmasına rağmen siyasetle ilgilenmeye başladıktan sonra edebi hayatı ve yazın dünyası sönük geçmiştir. Osmanlıca olarak basılan eserlerinin özeti Şahamettin Kuzucular’ın hazırlamış olduğu “ Fazıl Ahmet Aykaç Hayatı ve Eserlerinde Mizah adlı “ basılmamış Lisans tezinde özetlenmiştir. ( Bkz AÜ. DTCF Kütüphanesi) Fazıl Ahmet, keskin zekâsı, sivri dili ve güçlü kalemiyle mizah edebiyatımızın vazgeçilmez şahsiyetleri arasında yer almış,[9] yazdığı dönem boyunca nesirlerindeki mükemmel Türkçesi yanında şiirlerindeki buluşları ile de büyük bir okuyucu ve hayran kitlesini etrafında toplamıştır
ESERLERİ
Dîvançe-i Fâzıl (1913, şiirler),
Harman Sonu (1919, şiirler),
Terbiyeye Dair 1910,
Kırpıntı (1924),n ( Hatıra)
Şeytan Diyor Ki (1927, sohbet, makale vs.),
Tarih Dersi (1928)
Fazıl Ahmet Hitabeler, Şiirler Hicivler 1934
İkinci Sis 1951
· FECR-İ ATİ EDEBİYATINDA ÖYKÜ VE ROMAN VE TİYATRO
· Fecri Ati Topluluğunun Genel özellikleri
· FECRİ ATİ DÖNEMİ SİYASİ ORTAMI
· Fecri Ati Topluluğunun Genel özellikleri
· Fecri Ati TopluluğuYazar ve Şairleri
· Sembolizim Ahmet Haşim ve Fecri Ati'ye Etkileri
·
Kaynakça
[1] Nuray YAZICIOĞLU, Gölgede Kalmış Bir Hiciv Şairi: Fazıl Ahmet Aykaç, https://edebiyatufku.net/
[2] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler. Elips Yyaınları, Ank, 2005, shf 86
[3] Şahamettin Kuzucular, Fazıl Ahmet Aykaç Eserlerinde Mizah, AÜ DTCF Basılmamış Lisans Tezi. 1985
[4] Nuray YAZICIOĞLU, Gölgede Kalmış Bir Hiciv Şairi: Fazıl Ahmet Aykaç, https://edebiyatufku.net/
[5] https://www.tbmm.gov.tr/TBMM_Album/Cilt1/index.html
[6] Şahamettin Kuzucular, Fazıl Ahmet Aykaç Eserlerinde Mizah, AÜ DTCF Kütüphanesi, Basılmamış Lisans Tezi. 1985
[7] Halit Fahri Ozansoy, “Fazıl Ahmet Aykaç”, Edebiyatçılar Çevremde, Ank., 1970, Sümerbank Kült. Yay., s.62
[8] Halit Ziya Uşaklıgil, “Hüner ve Zeka”, Sanata Dair, C.2, İst., 1939, Hilmi Ktbv., s.41
[9] Şahamettin Kuzucular, Fazıl Ahmet Aykaç Eserlerinde Mizah, AÜ DTCF Kütüphanesi, Basılmamış Lisans Tezi. 1985
Üye olarak ESA şairi ve yazarı olabilir, yazılara katkıda bulunabilir yazı ve şiirlerinizi; tez, inceleme vb paylaşabilir; yazılara katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın