KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarKöşe Yazısı Fıkra Nedir Örneği

Köşe Yazısı Fıkra Nedir Örneği

18.02.2016

 

 

Fıkra Gazete Fıkraları Köşe Yazıları

 

Gazete Fıkrası Nedir

 

Gazete yazarlarının gündemdeki konulara ilişkin ülke dâhilindeki veya ülke dışındaki toplumsal, siyasal, günlük olaylar,  ülke ve toplum sorunları hakkındaki şahsi görüş ve düşüncelerini biraz da alaylı, kısa özlü, açık anlaşılır bir dille, okuru ile senli benli konuşur bir şekilde ele aldığı yazılardır.

Gazete fıkraları yazarının günlük olaylardan hareketle  konu üzerindeki  kişisel görüş, yorum ve  bakış açısını yansıtan  köşe yazılarıdır.   Fıkralar gazete için  hazırlanır ve fıkra  yazarlarına ait bir köşe de yayınlandığı için sohbet gibi köşe yazılarındandır.

Fıkralar gündeme ilişkin yazılardır.  Fıkraların konusu siyasi, toplumsal, magazin, aktüel, sanat gibi çok farklı konular olabilir.  Bu nedenle gazete fıkraları konu yönünden örneğin kendisi gibi güncel bir yazı olan sohbetten ayrılamaz. Gazete fıkralarını sohbetten ayıran esas özellikleri üslubu ve sohbetten daha kısa olması, ayn ı köşe içinde birden fazla konuya kısa kısa değinebilir olmasıdır.  Sohbet yazarı ise kendi köşesinde tek bir konu üzerinde fıkradan daha detaylı bir yazı yazar.

Fıkralarda güncel olan bir konu veya olay yorumlanarak belli bir görüşe bağlanır.   Bu olaylar ile konu bazen ciddi, bazen de alaycı bazen de  mizahi bir yaklaşımla ele alınır.  Fıkranın güldürücü fıkra ile irtibatı varsa alaycı veya mizahi yaklaşımı ile  kısa bir yazı olmasıdır.  Fıkra,   ele aldığı, olaya, durum veya konuya çarpıcı, esprili, alaycı veya ciddi bir şekilde yaklaşarak, canlı, hareketli, kısa ama  etkili bir şekilde ele alan yazıdır. Bu nedenle fıkra  yazarların  dili kıvrak, anlatımı kısa ama etkili,  ele aldığı konuyu can alıcı yerinden vuran nükteli bir dildir.

Fıkra, düşünceyi ispatlayan, ele alınan konuyu  derinlemesine tahlil eden, üzerinde durulan konuya çözüm üreten bir yazı değildir.   Bu nedenle  makaleden oldukça uzaklaşır. Sohbetten ise daha kısa oluşu,  sohbete nazaran, daha alaycı bir üsluba sahip oluşu, okur ile daha senli benli olması, onun gibi köşe yazısı olmasına rağmen  bir köşe de birkaç konuya ve başlığa yer vermesi ile sohbetten ayrılır.  Yine de en yakın olduğu tür sohbettir.

Fıkra planı diğer fikir yazıları gibi giriş gelişme sonuç bölümlerinden oluşur.  Fıkrada güncel olayları izlemek, tekrara ve  sıradanlığı düşmemek, güncel olayları esprili ve nükteli bir şekilde yorumlamak önemlidir.

Fıkra 17. Yy dan sonra gazeteciliğin yaygınlaşması ile ortaya çıkmış, gazetelerde köşe yazıları olarak belirginleşmiştir. Edebiyatımızda  ilk  önemli fıkra yazarı olarak Ahmet Rasim gösterilebilir.  Diğer önemli fıkra yazarlarımız ise: Hüseyin Cahid,  Ahmet Haşim, Burhan Felek, Falih Rıfkı,  Peyami Sefa,  Ahmet Kabaklı, Ergun Göze, Cetin Altan… dır.

 

Fıkra örneği

 

BİR TEŞHİS

Beş altı seneden beri edebiyatımızın gösterdiği çıplaklık manzarası bütün fikir adamlarını düşündürse yeri var. Okuyup yazmanın halk arasında yayılması ve bundan dolayı okuyucu sayısının çoğalması nispetinde yazı hünerine arız olan bu soysuzlaşmanın anlaşılmaz sebepleri hakkında hayli şeyler söylendi. Felce uğrayan maalesef yalnız edebiyatımız değildir. Bu bitkinlik rengi, gizli bir hastalığın sarılığı gibi, ruh ve hayalin bütün bahçelerinde yayılmakta ve bütün yaprakları, yer yer soldurup kurutmaktadır. Geçen gün Türk Ocağı’nın bayramında bütün iyi niyetlere rağmen, yaşlı ve yorgun iki sanatkârın ney ve sazından daha genç ve daha zinde bir şey dinlenilemediğine bakılırsa, musikide de artık sanatkar neslinin tükenmiş olduğuna hükmetmek lâzım geliyor.

Gerçi iyimserliği saflık derecesine vardıran bazı kalem sahipleri, hâlâ kısır çalı fidanları üzerinde taze güller görmekte ısrar etmektedir. Safdilliğin bu derecesi hakkında fikir beyan etmek, ancak tıbbın salâhiyetine girer.

Bahsi dağıtmadan edebiyata dönelim. On, on beş seneden beri aynı nağmeyi geveleyip durduğumuzun açık alâmetlerinden biri, okuyucunun yeni eserlere karşı gösterdiği hayretsizlik ve alışkanlıktır. Bu alışkanlık ancak âdet şekline gelmiş bir hassasiyetin uysallığı değil midir?

Aksülâmeller, hiddetler, kinler ve gayzların durduğu bir fikir âlemi içinde, artık yeni hiçbir eserin ortaya çıkmadığında zerre kadar şüphemiz olmamalıdır.

Ahmet Haşim, Bize Göre (Haz. Mehmet Kaplan), Ankara 1981, s. 6-7.

Oruç Baba'dan Fıkra Aşuresi

Köşe Yazısı Fıkra Nedir Ve Örneği

Güldürücü Fıkra ve Türleri

Nasreddin Hoca Hayatı Fıkralarına Dair Kaynaklar

Şair Haşmet ve Fıkraları

Nasreddin Hoca Fıkraları ve Özellikleri

Bekri Mustafa Fıkralarına Güler Misiniz?

Nasreddin Hoca Fıkralarına Güler Misiniz?

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da