Gazneli Mahmud Kölesi Ayaz ve Hikayeleri

10.10.2018

Faydalanılan Alıntı  adresi : https://www.wikiwand.com/tr/Mahmud_Gaznevi

Ferîdûddin Attâr, Alt Şiir’, Minyatürlerinden ,

 
Gazneli Mahmud ve Ayaz  
 
Yazıda Gazneli Mahmud, hizmetçisi Ayaz, Mahmud- Ayaz eserleri, Ayaz kimdir,   Divan edebiyatında Mahmud ve Ayaz hikâyeleri, Ayaz’ın talihi,  Gazneli Mahmud ile Ayaz arasındaki eşcinsellik,  Mevlana’nın Mesnevi ve Fih-i Mafih adlı eserlerinde Sultan Mahmud ve Ayaz hikâyeleri  konuları ele alınmıştır.
 

Gazneli Sultan Mahmud (970-1031)      Gazneliler devletinin kurucusu  olan  Sebük Teğin’in oğlu  ve Gazneliler Devletinin en büyük ve en ünlü hükümdarıdır. Gazneli Sultan Mahmud (970-1031)   , cömertliği, cesareti, edebi eserlerde adından ço k çok söz edilen kölesi Ayaz; bilime, bilim adamlarına,  edebiyata, sanata, şairlere ve sanatçılara çok önem verişi;  caizeyi ortaya çıkaran ilk hükümdar oluşu;   Gurlular ülkesi Afganistan ve Hindistanlıların Müslümanlaştırılması, Şii Büveyhoğuları ile yaptığı mücadeleler, için gösterdiği gayretleri ile tarihe geçmiş, önemli bir Türk hükümdadırıdır.[1]


Ayaz, Gaznelİi Mahmud’un akıllı,  feraset sahibi, bilgisi ve sadakati ile tarihe ve edebi eserlere geçmiş bir kölesidir. Gazneli Mahmud’un bu niteliklerinden dolayı çok sevdiği, çok itimat ettiği bir gulam, köle olarak anılır. Sultan’ın gözüne giren ve onun itimadını kazanan Ayaz, kölelikten hazinedarlığa kadar yükselmiş ve en kıymetli mücevherlerin en kıymetli taşların emanet edildiği birisi olmuştur. Hatta Gazneli Mahmud öldükten sonra Sultan Mesut’un komutanı bile olmuş, birçok seferi ve fethi de gerçekleştirmiştir.   Ahmet Talat Onay’a göre tarihteki Ayaz, Gazneli Mahmut’un oğlu Sultan Mesut’un komutanı olarak hicri 449 yılında ölmüştür. [2]

Sultan Mahmud ile Ayaz ı konu edinen birçok hikâye oluşmuş, hatta Gazneli Mahmud ile Ayaz’ın hikâyelerini içeren eserler dahi yazılmıştır.

Gazneli Mahmud  ile Ayaz ve Hikâyeleri 

Mevlana’nın Fih-i Mafih ve Mesnevi adlı eserlerinde dahi Gazneli Mahmud ile Kölesi Ayaz’ın aralarında geçen hikâyelere rastlanılmaktadır.  

Hikaye 1 : Ayaz'ın Sultan Mahmud ile Karşılaşması 

Hikâyelere göre Ayaz’ın saraya köle oluşu şu şekildedir.  Gazneli Mahmud ava çıktığı bir gün bir Türkmen evine yaklaşıp su ister. Kapıda onu karşılayan Ayaz,  hiç tanımadığı ama önemli birisi olduğunu anladığı Sultana çok saygılı davranır.  “Babam çeşmeye su almaya gitti” diyerek onu bir müddet oyalar. Sonra da eve girip bir kâse ile su getirip Sultan’a verir. Gazneli Mahmud, “ babam çeşmeden getirecek diye beklettin ama suyu içerden alıp getirdin. Nede böyle yaptın ?” diye sorar.  Ayaz şöyle cevap verir” Sultanım terli ve yorgundunuz. Suyu hemen verseydim üşütüp hasta olabilirdiniz. Terinizin soğuması için sizi beklettim sonra suyu getirdim”  diye cevap verir.  Bunun üzerine Gazneli Mahmud akıl dolu bu genci himayesine alarak kölesi yapar.


Hikaye 2: Ayaz'ın Gizli Sandığı  ve Sırrı 

Ayaz, saraya ilk geldiği gün,  geçmişini unutmamak için perişan kıyafetleri ile delik ve yırtık çarığını bir odaya saklayıp, kilitli tuttuğu bu odaya gelip zaman zaman kalıp “ Gazneli Mahmud’un kölesi oldun diye kibirlenme, eski çarığına ve pırtılarına bak ve kim olduğunu hatırla “ diye söylenirmiş.  Sultan Mahmud’un en çok kıymet verdiği ve güvendiği bir köle haline gelince rakipleri onu çekememişler.

Kilitli odasında çaldığı altınları ve defineleri saklıyor” diye onu Sultan Mahmud’a şikâyet etmişler. Oda açılınca hazine ve altınlar yerine Ayaz’ın yırtık eski elbiseleri ile delik çarığından başka hiçbir şey bulamamışlardır. “Padişah bunun sırrını Ayaz’a sorar. Ayaz padişaha, senin huzuruna gelirken bu elbiseyi giyerim, gururumu bununla def ederim, benim değerim budur, bundan başka ne varsa senin cömertliğindendir, der. “[3]

Hikaye 3 : Ayaz'ın Zekası 

Bir gün beylerden birisi Gazneli Mahmud’a “ Bu köleye neden otuz köleye verdiğin maaş kadar maaş veriyorsunuz “ diye sorar.  Gazneli Mahmud, biraz bekle anlarsın der ve yanındaki adamlardan birisine uzaktaki bir kervanı göstererek “ Git sor bakalım bu kervan nereden geliyormuş” diye gönderir. Adam geri gelerek “Rey’den geliyorlarmış Sultanım !” diye cevap verir.  Sultan “ Peki nereye gidiyorlarmış?” deyince “ adam “ Sormadım Sultanım!”  der. Sultan başka birini yollar. “ Yemen’e gidiyorlarmış cevabını getirene “ Yükleri neymiş ?“ diye sorunca bir cevap alamaz. Birisini de ne yüklediklerini öğrenmek için yollamış, o adam ise “  her cins malları varmış ama en çok kâse taşıyorlarmış”  diye cevap vermiş ama Sultan’ın  “ Rey’den ne zaman çıkmışlar ?” sorusuna cevap verememiş. Sultan’ın gönderdiği otuz beyin otuzu da tam cevap verememişler. Bu defa Sultan Ayaz’ı çağırttırmış. “ Ayaz git bakalım bu kervan nereden geliyor, öğren “ demiş .

Ayaz gelip cevap vermiş” Kervan dün sabah Rey’den kalkıp buraya gelmiş, Yolları Yemen’e, yükleri kumaş, kâse ve diğer şeyler.  Kervanda şu kadar, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katır, şu kadar tüccar, şu kadar, köle var. Muhafızları şu kadar, silahları şunlar, şu kadarı atlı bu kadarı yayan.  Şu yollardan geçip o yollardan gidecekler diye otuz beyin vermediği bilgiyi vermiş.

Sultan yanındaki beye dönerek
“ Ayaz’a neden otuz kişilik ücret ödediğimi anladın mı?”  diye sormuş?

Hikaye 4: Ayaz'ın Sadakati ve Dürr ü yekta İnciyi Parçalaması 

Gazneli Mahmut, divana dürr-i yekta  ( bkz  Dürr-i Yekta Dürr-i Yetim )  bir inci ile gelip vezirlerine bu incinin değeri nedir diye sorar.  Vezirleri; yüz, altın eder, yüz katır altın eder. Diye tahminlerde bulunurlar.  Sultan bir vezirine  “ bu inciyi kır “ deyince veziri bu değerli inciyi kırmaktan çekinir. Sultan Mahmud birçok görevliyi çağırıp İnciyi kırmaların istemiş ama hepsi de incinin çok değerli olduğunu söyleyerek inciyi kırmaya cesaret edemeyip Sultan’a geri vermişlerdir.  Bunun üzerine Ayaz’ı çağırtır. Ayaz’a incinin değerini sorar.  Ayaz. “ Sultanım bu incinin değeri benim tahminlerimden de çok fazladır” diye cevap verir.  Sultan “ İnciyi kır Ayaz “ der. Ayaz hiç tereddüt etmeden inciyi parçalar. Divandaki herkes ayağa fırlayıp  “ neden kırdın diye bağırır. Ayaz ise şu cevabı verir. “ Sultanımın emri en kıymetli inciden de kıymetlidir.

Hikâye 5. Ayaz ve Saçları 

 Bir başka hikâyeye göre Gazneli Mahmut sarhoşken çok güzel saçları olan Ayaz’ın saçlarını kesmesi ister.  Sadık kölesi Ayaz ertesi gün kazınmış saçları ile Sultan’ın huzuruna çıkınca Sultan verdiği emir için çok üzülmüştür.


EDEBİ ESERLERDE  GAZNELİ SULTAN MAHMUT VE AYAZ 

Edebi eserlerde  Gazneli Mahmut ve Ayaz, dostluk sadakat, bağlılık, güven ve itimat timsali olarak karşımıza çıkar. Şiirlerde  Gazneli Mahmut ve Ayaz arasındaki itimat  işlenen  en önemli konular arasındadır. Bir köylünün  yükselerek Gazneli Mahmud'un kölesi, dostu , sırdaşı ve hazinedarı oluşu  baht açıklığı için edebiyatımızda  kullanılan en önemli misallerden biriis olmuştur. Bu nedenle Ayaz, baht açıklığına ve yükselişe telmih olmaktadır. 

Divan şairleri daha ziyade imalı olarak  Ayaz ve Gazneli Mahmud arasındaki dostluk , sırdaşlık hatta eşcinsellik ilişkilerine de  işaret  etmişlerdir.

Ayaz’ın talihli oluşu, talihi yüzünden yükselişi,  bahtının açıklığı, Gzneli Mahmud'a karşı eşsiz sadakati, köylü bir delikanlı iken rastlantı sonucu Sultan Mahmud'u en yakın dostu sırdaşı hatta hazinedarı oluşu,  divan şiirinde örnek gösterilen  en mühim , talih  ve baht açıklığı sembollerinden ve örneklemelerinden  birisi olmuştur..

Ayaz’ın kıvrık saçları Divan şairlerimizin dikkatini çeken, telmihlerde bulundukları diğer bir konudur. Ayaz’ın saçlarından söz eden divan şairleri Ayaz ile Sultan Mahmut arasındaki alakaya farklı boyutlar da katmışlar, Sultan Mahmut ile Ayaz arasındaki eşcinsellik ilişkilerine de imalarda bulunmuşlardır.


Tarh-ı güftarına meftun şode rûh-ı Mahmud
Tarz-ı reftârına  üftâde dil ü can-ı Ayaz               Nazim [4]

Düşme kayd-ı ser ü sâmâna olursan bâri
Beste-i zülf ü Ayaz ol dil-i Mahmud gibi 

Baş ve mal kaygısına düşme , bari Sultan Mahmud gibi Ayaz’ın saçına bağlan.

Nâiliyâ ukde-i hâtırı Mahmud’u aşk
Şâne –zen pîçîş-i zülf-i Ayaz eylemiş 

( Ey Naili aşk denilen şey - o kadar kudretlidir ki  bir köle olan-  Ayaz’ın kıvrık saçlarını  Sultan Mahmud’un - gibi bir hükümdarın-  gönül derdine taratmıştır. )

Muhaldir baa geçmek heva-yı zülfünden
Olur mu hiç dil-i Mahmud, Ayaz’dan fariğ       Vecdi

Enis-i hâtırı Mahmud olaydı şugl-ı gamın
Ederdi nim kirişmen Ayâz’dan fariğ     Naili
(  Ey sevgili  senin gamın ile meşgul olmak  Mahmud’un  saçlarının Ayaz’ın  saçları  ile eğlenmesi naz ve işve etmesi  gibi bir keder olaydı , senin cilvelerin  Sultan Mahmud’u Ayaz’dan vaz geçirirdi. )

 

KAYNAKÇA

 

  • [1]
  • [2] A. Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,  İst. 1996, s. 343-344
  • [3] Fatma BÜYÜKKARCI YILMAZ , Sultan Mahmud ve Ayaz Hikâyesi https://www.turkishstudies.net/DergiTamDetay.aspx?ID=9808&Detay=Ozet
  • [4] A. Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,  İst. 1996, s. 343-344

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Metin Mesutlu

Metin Mesutlu

6 years ago

site ve paylaşmcıları edebiyat dünyamızın ne kadar zengin olduğunu göstermiş oluyor. Kutlarım

Dursun Demirci

Dursun Demirci

6 years ago

sizin gibi şairler ve yazarların eserlerini okumaktan memnunum