GAZEL
Hevâ-yi aşka uyup kuy-ı yâre dek gideriz
Nesîm-i subha refîkız bahâra dek gideriz
Pelâspâre-i rindi bedûş kâse be kef
Zekât-ı mey verilir bir diyara dek gideriz
Verip tezelzül-i Mansûr-ı sâk-ı arşa tamam
Huda Hudâ diyerek pây-ı dârâ dek gideriz
Ederse kand-i lebin, hâtır-ı mezâka hutûr
Diyâr-ı Mısr'a değil Kandehâr’a dek gideriz
Tarîk-i fâkta hemkefş olup Senâî’ye
Cenâb-î külhâni-i Lâyhâr’e dek gideriz
Felek girerse Kef-i Nâilî'ye dâmânın
Seninle mahkeme-î gîrdgâre dek gideriz
1-Aşk arzusuna uyup sevgilinin bulunduğu yere kadar gideriz. Sabahrüzgârına arkadaş olmuşuz, bahara kadar gideriz.
2-Rindliğin eski elbisesi omuzumuzda ve kâse elimizde şarabın zekâtının verildiği bir ülkeye kadar gideriz.
3- Mansur’un sallanışını arşın direğine verip Allah Allah diyerek darağacının ayağına kadar gideriz.
4-Senin dudağının tadı damağımızın hatırına gelirse Mısır diyarına değil Kandehar’a kadar gideriz.
5-Sıkıntılı yolda Senai’ye ayakdaş olup onunla yan yana Külhâni-i Layhar’ın yanına kadar gideriz.
6-Ey felek, eteğin Naili’nin avucuna girerse seninle hesaplaşmak için Allah’ın mahkemesine kadar gideriz