Hoca Neşet Hayatı ve Edebi Yönleri

30.06.2015

 

 

Hoca Neşet  

 

Hayatı ve eserleri: 

(1735-1807) 18 yy  Mevlevi divan şairi ve  hattat.

 Asıl adı Süleyman Neş’et Efendi’dir. Babası Enderun’da yetişen ve divan hocalığı  yapan verilen, Ahmed Refi’ Efendi (ö.l750)’ dedesi ise 1699′da ölen Mehmet Efendi’dir. (Güzelyüz, 1997: s. 167) [1]

Süleyman Neş’et, babası sürgünde   Edir­ne’de doğmuş babası onun doğumu üzerine bir tarih düşürmüştür. “Hudâyâ iki âlemde aziz eyle Süleymân’ı (Muallim Naci, 1992: s. 76)[2]

Babası Edirne’de sürgünde iken padişah tarafından  affedilip İstanbul’a döner.(1737).  İlk eğitimlerini zaten divan hocası olan babasından almıştır. Mevleviliğe yönelmesi ise  ile babası ile gittiği Hac yolculuğunun dönüşünde olmuştur. Babası, 1750 yılında kaftan ağası olarak Hicaz’a gitmek için görevlendirilmiş,  oğlunu da beraberimde götürmüş, dönüşte  Konya ve  Mevlânâ’nın türbesini ziyaret ederek  Süleyman Neş’et ‘e Mevlevi sikkesi giydirilmiştir. [3] Bu hadise Hoca Neşet’in bundan sonraki hayatının yol haritası veya pusulası olacaktır.

İstanbul’a döndükten kısa bir müddet sonra babasını kaybeder. Neş’et, öğrenimine devam ederek devrin tanınmış hattatları ve Yâsinîzâde’den hat dersleri alarak devrinin önde gelen  hat sanatçılarından ve özellikle nesih ustalarından birisi haline gelir. Mevleviliğe duyduğu merak ile mesneviyi çok iyi anlamak üzere Farsçayı mükemmel düzeyde öğrenmek ihtiyacını duymaktadır. Kendisini gece gündüz ilme ve  öğrenmeye vermiştir. [4]O yıllarda İstanbul’da bulunan  ve İstanbul’a hekimlik yapmaya gelen [5] Nâdir Şah’ın ikinci  hekimi olan ve o yıllarda  he­kim ve  şair Eymenî’den Farsça dersleri almış Farsçayı en ince noktalarına kadar öğrenmiştir. Bu Hocasının sayesinde mükemmel bir Farsça öğrenen  Hoca Neşet, devrinin en büyük Farsça âlimi  sayılmıştır. [6]

Divan şiir, aruz belagat ve meani ilimlerindeki hocası ise Dâyezâde Cûdî Efendi’dir.  [7]  Dâyezâde Cûdî Efendi ona divan şiir mazmunlarını şiir ilminin ve divan şairleri ile eserlerini öğreten kişi olur. Neşet mahlasını da ona hocası Dâyezâde vermiş bu hadiseyi ifade eden bir de beyit yazılmıştır.

Gayret-i tıyneti sarf et eser-i eslâfa
Mahlâs-ı ma’rifetün ola cihânda Neş’et     (Muallim Naci, 1992: s. 76)[8]

Artık kendi kendine Farsça şiirler dahi yazabilmeye başlamıştır. Gençlik  ve çocukluk yıllarında oldukça iyi  bir silahşorduk dersi aldığı da malum olmakla birlikte bu eğitimi nasıl ve ne şekilde aldığı kaynaklar tarafından belirtilmemiştir.

Neş’et, 1754’te  henüz genç bir delikanlı iken  Sadrazam Koca Ragıp Paşa’yı ziyarete gelen Nakşibendî ve Mev­levi şeyhi Bursalı Mehmed Emin Efendi’ye ve  Nakşibendî tarika­tına intisap  eder. Bu yıllarda Nakşibendi tarikatın usul  ve erkânla ilgili eğitimin alıp çilesine de girmiş olması muhtemeldir. Nitekim kaynaklar Nakşibendi Tarikatı şeyhi Mehmed Emin Efendi’den “ zahiri ve batıni ilimler öğrenmiş olduğunu,  Mehmed Emin Efendi Bursa’ya döndükten sonra da onunla mektuplaştığını “ ifade etmektedirler. (Güzelyüz, 1997: s. 169)[9]

Kaynaklar Hoca Neş’et ‘in bir zeamet  sahibi olduğunu ve  üzerindeki zeamet nedeni ile  1768-1774 Osmanlı-Rus savaşına katıldığını yazmakta ama 1754 yılında Nakşibendi tarikatına girmesi ile 1768 yılında bu savaşa katılması süresindeki hayatı hakkında pek bilgi vermemektedir. Fakat bu yıllar arasında da  zamanının çoğunu Molla Gürani semtindeki  konağında tarikat ehli olan kişilerle  sohbet ederek, Mesnevi müzakeresi yaparak ve talebelerine ders vererek geçirdiğine dair bilgiler verilmektedir. Bu yıllarda çok sayıda talebesi olduğu ve onlara özel dersler verdiği içlerinde Şeyh Galip ve Vakanivüs Pertev’in de olduğu bilinmektedir.[10]

Babasından kendisine intikal eden  söz konusu zeamet nedeni ile  1768 yılında Moskova Seferi (1768-1774) 'ne çıkan Hoca Neş'et, cephe gerisinde   görevler almış, hatta zaman zamanda  askerlerle birlikte savaşa katılmıştır.  “Hoca Neş'et seferde iken İstanbul'daki dersleriyle talebesi Vak'anüvis Pertev Efendi ilgilenmiştir.”

Bu savaş sonrasında İstanbul’a döner artık tamamen kendini derslere ve konağındaki sohbetlere vermiştir.  Devrinin en iyi düzeyde Farsça bilen âlimi olarak edebiyata ve şiire de  yön vermeye unutulmuş olan Acem ve Hint şiirini  yeniden  canlandırma  yolunda eğilimler oluşturmaya başlamıştır. Molla Gürânî semtindeki konağı d âde­ta bir mektep  haline dönüşmüş âlimler, ulemalar ve  tarikatçıların uğrak yeri olmuştur. Nitekim Gibb, konağın ziyaretçileri arasında İranlı ve Avrupalıların da bulunduğunu kayde­der.[11]

Neşet çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, Seb ki Hindi şiirne de dolaylı olarak ve öğrencisi olan Şeyh  Galip üzerinden etkili olmuştur.  Hoca Neş’et’in yetiştirdiği  öğrenci­ler arasında Şeyh Galib, Pertev Efendi, Arif, İhsan, Niyaz,  , Sâib-i Teb-rîzî,  Şevket-i Buhârî,  Seyyid Feda Efendi gibi isimler vardır.

1771 'de Halil adlı 14 yaşındaki oğlunu, 1778'de de ağabeyi Sürreeminizade Hacı Süleyman Efendi'yi kaybeden Neş'et, 11807'de vefat etmiştir.[12] Ölümü üzerine şair Sururi şu tarihi düşürmüştür.

"Neş'et Efendi göçdü, cinan ola menzili."

Mezarı, Topkapı dışında, Maltepe Hasta hanesi yolunda, sağ tarafta Sakız a­ğacı denilen set üstünde [13]diğer aile fertleriyle bir arada bulunmaktadır.
 

EDEBİ YÖNÜ VE ÖNEMİ

Hoca Neş’et önemi şairliğinden veya   eser­lerinden daha ziyade yetiştirmiş olduğu öğrencilerinden kaynaklanmaktadır.  Şeyh Galip üzerinden Sebk-i Hindi şiirine olan katkısı, İran edebiyatının âdeta ye­niden keşfedilmesine vesile olması onun en önemli özelliğidir.

 

Hoca Neş’et’in, Şeyh Galib, Sâib-i Teb-rîzî ile Şevket-i Buhârî’ye Fars ve Hint edebiyatını sevdirmiş, de Sebk-i Hindî üslûbunun  ve şiirinin  oluşmasına tetikleme görevi yapmıştır.  Pek çok öğrenci yetiştiren Hoca neşet çok sayıda şaire mahlas vermiş, çok sayıda şairin yetişmesine ön ayak olmuş, evini adeta bir okul ver dershaneye çevirmiş, Mevlevilik konusunda da yazdığı eserler ile de dikkat çekmiş bu bakımdan da  Hoca olarak anılmıştır. Neş’et, şiire yönelen gençlere yol gös­terdiği ve yazdığı mahlas namelerle her birine uygun mahlaslar verdiği için “ho­ca” lakabı ile anılmıştır.

Eserleri.

Divan (Bulak 1252). 2554 beyitten meydana gelen eserde bir mü-nâcât, beş na’t, iki kaside, on altı mah-lasnâme, bir destan, 134 gazel, bir sâki-nâme. bir müsemmen. İki müseddes, se­kiz muhammes, bir Kerbelâ mersiyesi, üç tahmis, iki tebriknâme, yirmi beş tarih, üç şarkı ve on yedi müfred yer al­maktadır. Neş’et’in divanının talebesi Pertev tarafından 1200 (1786) yılında tertip edilen yirmiye yakın yazma nüsha­sı tespit edilmiştir.[14]

Tercüme-i Şerh-i Dü Beyt-i Mollâ Câmî (İstanbul 1263). Abdurrahman-ı Câ-mî’nin Risâle-i Şerh-i Beyteyn-i Meş-nevî-i Mevlevi adlı eserinin tercümesi­dir. Hoca Neş’efin tasavvuf ve tarikatlar­la ilgili fikirlerinin, ahlâkî hikâye ve fıkra­ların, kendisine ve başkalarına ait şiirle­rin yer aldığı eser oldukça ağır. seçili ve sanatlı bir nesir diliyle kaleme alınmıştır.[15]

Tercümetü’l-ışk. Muhammed Nakşi­bendî tarafından yazılan Nakşibendî ta­rikatıyla ilgili M.eslekü’1-envâr ve men-bcfu’l-esrâr adlı eserin tercümesidir.]Adındaki noktalı harfler ebced hesabı ile eserin yazılış tarihini vermektedir: “İsmi ile târihi geldi ta­mâm  Tercümetü’1-ışk bu lafz-ı be-nâm”.[16]

Tûfân-ı Ma’rifet. Hintli şair Mirza Bîdil’in Tûr-ı Mafrifet adlı eserine nazire olarak kaleme alınan manzum-mensur karışık bu Farsça eserde Hoca Neş’et tasavvufi görüşlerini açıklamak­tadır. Belli seviyede bir tasavvuf kültürü­ne sahip okuyucuya hitap eden eserin daha geniş bir kitle tarafından anlaşıla­bilmesi için Seyyid İbrahim Hanîf Bey ta­rafından Şerh-i Tûfân-ı Ma’rifet adıyla tercümesi ve şerhi yapılmıştır. [17]

Muharrerât-ı Husûsiyye-i Neş’et. Hoca Neş’et’in bazı dostlarıyla devlet adamla­rına yazdığı mektuplarla bunlara verilen cevaplardan meydana gelmektedir. Kırk varak hacmindeki risalenin tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.[[18]

Şiirleri

·         Muhammes

·         Gamuñla defter ü dîvânam ey dost

·         Ben habâb–ı bahr–ı ‘aşkam kâr ü bârum sorma hîç

·         Sergüzeşt-nâme’den

KAYNAKÇA 

[1] GÜZELYÜZ, Ali (1997), Hoca Neş’et’in Hayatı, Eserleri ve Ma’rifet’teki Tasavvufi Görüşleri, İlmî Araştırmalar Dergisi, 5, İstanbul.

[2] Muallim Naci, haz. Cemâl KURNAZ (1986), Osmanlı Şairleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 684

[3] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[4] GÜZELYÜZ, Ali ,HOCA NEŞ'ET'İN HAYATI, ESERLERİ VE TUFAN-I MA 'RİFET'TEKİ T ASA VVUFi GÖRÜŞLERİ, ilmi Araştırmalar 5, İstanbul 199

[5] GÜZELYÜZ, Ali ,HOCA NEŞ'ET'İN HAYATI, ESERLERİ VE TUFAN-I MA 'RİFET'TEKİ T ASA VVUFi GÖRÜŞLERİ, ilmi Araştırmalar 5, İstanbul 199

[6] GENÇ, İlhan (2006), Mahlasname ve Kaside İlişkisi Üzerine Bir Mukayese, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Journal of Turkish World Studies,Cilt: VL Sayı 2, Sayfa: 317-331, İzmir.

[7] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[8] Muallim Naci, haz. Cemâl KURNAZ (1986), Osmanlı Şairleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 684

[9] GÜZELYÜZ, Ali (1997), Hoca Neş’et’in Hayatı, Eserleri ve Ma’rifet’teki Tasavvufi Görüşleri, İlmî Araştırmalar Dergisi, 5, İstanbul

[10] V. Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı, shf, 552 Pertev Maddesi

[11] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[12] GÜZELYÜZ, Ali ,HOCA NEŞ'ET'İN HAYATI, ESERLERİ VE TUFAN-I MA 'RİFET'TEKİ T ASA VVUFi GÖRÜŞLERİ, ilmi Araştırmalar 5, İstanbul 1997

[13] GÜZELYÜZ, Ali ,HOCA NEŞ'ET'İN HAYATI, ESERLERİ VE TUFAN-I MA 'RİFET'TEKİ T ASA VVUFi GÖRÜŞLERİ, ilmi Araştırmalar 5, İstanbul 1997

[14] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[15] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[16] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[17] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

[18] Mustafa İsen], Hoca Neşet, TDV İA, cilt: 18; sayfa: 192

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar