03.05.2017
Hülâgû Şiir Dünyamızda Hülagu Han
Hülagû Han, ((1217-1265) İlhanlıların kurucusu olan hükümdardır. Babasının adı Tuluy'dur. Cengiz Han'ın torunu, Mengü Han ve Kubilay Han'ın da kardeşidir. İran'da hüküm sürmüş olan İlhanlılar Devleti`ni kurmuştur.
Hülagü Han; Abbasileri yıkan, kimsenin alamadığı Alamut Kalesi`ni fetheden, Bağdat’ı yerle bir eden Selçuklu ve Anadolu Selçuklularını da boyunduruk altına alan İlhanlı Devleti`nin en önemli hükümdarı olarak tarihe geçmiştir.
Alamut Kalesi`nin altına tüneller kazdırıp, patlayıcılar yerleştirip, Alamut'u havaya uçuran Hülagu Han, Bağdat'ın kendisine teslim olmaması üzerine bu güzel şehri ele geçirmiş, içinde kim varsa herkesi öldürtmüş, bu zalimliği ile de tarihe geçmiştir.
Kaynaklar, Bağdat’ın fethinden sonra (1258), Bağdat’ta yaşayan 90 bin kişinin şehrin içinde öldürüldüğünü, Bağdat’ın bir hafta boyunca yağmalandığını ve tamamen yerle bir edildiğini yazar.
Bağdat’ı alıp Abbasiler`i ortadan kaldıran Hülagu Han, daha sonra Güney ve Doğu Anadolu’ya yürümüş, Anadolu’daki beyliklerin tamamı onun egemenliğini tanımak zorunda kalmışlardı. Hülagü Han daha sonra Suriye üzerine yürüyüp Halep’i ve Şam’ı da ele geçirmiş, Memluklar ile mücadeleye başlamıştı.
Fakat Memluklar üzerine yürüyen komutanı Ketboğa ve ordusu Ayncalut’ta Memluklara mağlup oldu.
Divân şiirinde yağmaları, çapulları, zalimliği, acımasızlığı ve kötü niyeti ile ve Bağdat`ı tamamen yakıp yıkıp, katleden zalim padişah kişiliğiyle tanınmıştır.
Bu nedenle Hülagu Han, zalimliğin sembolü olarak gösterilir ve yakıp yıktığı Bağdat’la birlikte anılır. ( Bağdâd Şehri Divan Şiirinde Dârü’s-Selâm -Bkz Ayyâr Nedir Bağdat Ayyârları- Gayur u Bağdat Nedir Bağdat Deyusu) O vakte dek hiç kimsenin alamadığı, Önasya’nın fitne batağı olan Haşhaşiler`in efsanevi kalesi Alamut'u fetheden ilk hükümdar olmasına rağmen, Divan Şiirinde Bağdat'ı yaktığı için bilinir. Hülagu Han, Basra ile de anılır. Bağdat ve arkasından Basra 1258’de Hülagu’nun emrindeki Moğollar tarafından talan edilmiş, Basra`ya atfen, “ harâbe’l-Basra " (Basra harap olduktan sonra) deyimi Hülagu Han'dan eser olarak kalmıştır. Nitekim Basra'nın adı, Osmanlı eğemezliğine geçene kadar " harâbe’l-Basra ", "Ba'de Harâbi'l-Basra". "Ba'de harâbi'l-Basra", yani "Basra harap olduktan sonra" deyimi ile harap bir kent olarak kalmıştır. ( bkz . Basra Şehri Divan Edebiyatında Basra)
Düşmanum öldi velî ba’de harâbe’l-Basra
Geçdi pâşâ-yı cihân-dâra beni haylî zamân Taşlıcalı Yahyâ
Bazı durumlarda ise Hülagu Han`in zulmü, sevgilinin zalimliğine, bir benzetme unsuru olarak kullanılır. Sevgilinin zalim bakışları Hülagu Han’ın bakışlarına benzetilir. Sevgili tıpkı Hülagu Han gibi dünyayı yakıp yıkan, şairin gönlünü talan ve yağma eden, Hülagu Han gibi zalim ve kan dökücü olan, aşığa zulmeden ve katledici bakışlarla bakan bir sevgilidir.
Şehr-i Bağdat gibi kişver-i dil oldu harab
O civanın sitem-i çeşm-i Hülagü’sundan' Senih Efendi
(O Hülagü gözlü sevgilinin eziyetinden, gönül ülkesi Bağdat şehri gibi harap oldu.)
Hulagu-hadinı şah-ı Oktay-vezir
Selim Han-ı gazi hidiu-i dilir Sabit
Muhabbet mülkünü yıkdın Hülagu Han mısın kafir
Aman dünyayı yakdun ateş-i suzan mısın kafir Nedim
Bazı durumlarda adı anılmasa da Bağdat’ı yakıp yıkması cihetinde telmih yolu ile adı hatırlatılır.
Bir Moğol-Çîn yüzlü kâfir gönlümün Bağdâd’ını
Yakdı yıkdı cevr ile âlân u tâlân eyledi Hayali Bey
Hem yakarsın berk-i şimşîr-i sitemle âlemi
Hem yine dersin ser-i kûyumda efgân olmasın La edri
Bezm-i ‘uşşâka ki ol yâr-ı cefâ-cûy gelür
Şehr-i Bağdâda sanasın ki Hülâgûy gelür Nigari
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın