KISKANÇLIK ADLI ÖYKÜSÜ KONUSU METNİ VE SAİT FAİK HAKKINDA

02.11.2019

KISKANÇLIK ADLI ÖYKÜSÜ KONUSU METNİ  VE SAİT FAİK HAKKINDA

 

 

KISKANÇLIK ADLI ÖYKÜ VE SAİT FAİK HAKKINDA 

Kıskançlık adlı öykü  Sait Faik’in 1934 yılında yazdığı ve aynı yıl içinde Varlık dergisinde  yayınladığı küçük bir öyküsüdür. 
Kıskançlık adlı öykü daha sonra yazarın ilk öykü kitabı olan Semaver adlı hikâye dosyası içine alınmış ve Semaver adlı kitabındaki 19 öyküden birisi olmuştur.  İlk baskısı 1936 da ve Sait Faik’in babasının parası ile basılmış olan Semaver adlı kitap yazarın ilk öykülerinin yer aldığı ilk öykü kitabı olmaktadır. Sait Faik bu yıllarda Fransa'da Grenoble'  kentinden yeni dönmüş, Ekonomi eğitim için gittiği okulu bitiremeden gelmiş, Kısa bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe grup dersleri öğretmenliği de yapmıştı.


Yazarın öğretmenlik yaptığı yıllarda yazılmış olan Kıskançlık adlı öyküsünün kahramanı ve anlatıcısı da öğretmendir. Yazar bu öyküsünde bir köy kızı ile bir köy öğretmenin arasında geçen garip bir ilişkiden söz etmiş ancak birçok noktası belirsiz kalan bu öykü başı sonu olmayan, neden ve niçin ve nasılları  belirgin olmayan , izah da getirilmeyen bir birliktelik ve kıskançlık konusunu işlemiştir.


Öykü muhtemelen Sait Faik’in öğretmenlik yılları içinde cereyan eden kısa süreli bir birlikteliği, mekân ve zaman şaşırtmaları yaparak anlatmaktadır.


Yazarın hayatına bir müddet dahil olan kısa süreli bir ilişki ve kıskançlık  bu öykünün oluşmasına amil olmuş olabilir.

 

ÖYKÜNÜN METNİ

 

Köyün civarını, çiçek açmış şeftalilerin dibinde derileri pul pul çobanlarla dinlenerek, ekseriya, bahar güneşine sarılıp yürüyerek dolaştım.

Dağlara türkü söyleyen ufacık çobana:

-Karnım aç, yavru? Dedim.

Dağarcığından kumlu köy ekmeği ve suyu seli kaçmış Mihaliç peyniri çıkarıp verdi. Pınar buldum, su içtim.

Köye akşama doğru ancak varabildim. Meydandan geçerken ağalar el ettiler.

-Muallim Efendi? Dediler. Bir çayımızı içmen mi?

-İçeriz be ağa? Dedik.

Arkalıksız ufak iskemleye çöktük. Ağalar:

-Eee… Yoruldun zaar. Koca cumayı dağda bayırda ne diye geçirirsin anlamayız. Sizin sırrınıza akıl ermez ki. Biz eski zaman insanı ne anlarız yenilerin keyfinden, eğlencesinden?

-Ağalar be, siz her gün dağda bayırdasınız. Ben, çocuklarla şu kümes gibi yerde pinekliyorum. Bir cumayı sizin gibi geçirsem çok mu?

Sustular. Biraz sonra:

-Eh, size doyum olmaz? Dedim.

Ağalardan hangisinin çay paramı vereceğini bilemediğim, aralarında bu şerefi paylaşamayacaklarını tahmin ettiğim için iki kuruşu fincanın kenarına bıraktım.

-Olmaz? Olmaz? Diye bağrıştılar.

-Biz çağırdıktı?

-Ziyanı yok? Dedim. Ben de sizi çağırırsam, siz de kendi paranızı verirsiniz.?

-Hay köftehor hay! ? Dediler? Akıllı bu Muallim Efendi?

Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. Tatlı tatlı güler. Bu kızı sevmiyorum ama hoşuma gidiyor. Elin fakir çocuğuna fakir Fadime’yi ağalar zorla nikâh ediverdiler.

-Kızın sende gözü var. Eh diyiver işte?

Bir gün diyiverdim. Akşama Fadime geliverdi. Bir kuzu, iki bakır mangal, dört tencere, bir sini, iki şilte, beş altı yastık ve yorgan yüzü de beraber getirdi. Konu komşu:

-Muallimin evi tamtakırdı? Dediler ?Bereket Fadime’ye, şanlı şerefli oldu?

Fadime’ye gel, dedim, geldi. Git, dedim, gitti. Ne yalan söyleyeyim beni hiç rahatsız etmedi. Bazı korkunç geceler, insanlığımın bütün iştihasıyla ona sarıldım da.. Öptüm de.

Fakat sonraları düşünüp taşındım. Fadime’yi kendime eş bulamadım. Kendi kendime sana arkadaş lazım, kadının ne lüzumu vardı ki. Başkalarının çocuklarını sevmesini bildikten sonra kendi çocuğun olsun diye heveslenmenin budalalığından geliyor. Mesela şimdi koskoca koç olan Fadime’nin gelinlik kuzusunu her akşam dağdan getiren esmer, güzel delikanlı çoban Fadime için ne biçilmiş kaftandı. Ne güzel eş olurlardı. Onları bir şair görse ne şiirler yazmazdı. Biraz evvel kahve önünde otururken geçtiğini gördüğüm çoban Hüsrev’in çağrışımıyla böylece düşünüp yol alıyordum.

Evin arkasında üç dört dönümlük bir bahçemiz vardı. Çitten, her akşam yaptığım gibi, mektepten kalmış spor aşkıyla atladım. Çimenlerin üstüne akşam gölgeleri dolmuştu. Otlar kopkoyu, İstanbul kızlarının yeşil gözleri gibi derin bir renk almışlardı. Gölgelere çarpmamak için mi ihtiyatla yürüyordum nedir, birden durakladım. Hemen hemen kulağımın dibinden Hüsrev’in sesi geliyordu. Fındıkların dibindeydiler. Yapraklar, kafalarını örtüyordu. Fadime acayip, şimdiye kadar hiç farkına varmadığım bir lirizmle:

-Koca Hüsrev, delikanlı oldun gittin be. Eh Karagöz iyi dövüşüyor mu, bakalım? Diyordu.

-Sorma Fadime. Geçen gün Celil Ağanın kara koçunu bir altüst etti, görseydin. Celil’in koçu bir kaçıyordu ki?

-Kaçırır Karagözüm kaçırtır!

Yapraklar kafalarını örtüyordu. Koç ortada, parlak, yağlı boynuzlarıyla gölgelerin içinde heybetli bir Satir olmuştu.

Yaprakları ayırarak yaklaştım. Hüsrev, Fadime’nin elini tutmuştu. Beni görünce çekmedi. Filozoflaşarak içimden:

O yedi yaşında bir erkek çocuk on yedi yaşında bir kız çocuğunun elini tutarsa, otuz beş yaşındaki erkek on yedi yaşındaki kızın kocası da olsa şaşmamalıdır? Dedim.

-Merhaba oğul, Fadime nasılsın? Dedim. Koçu biraz sevdim, yürüdüm. İçim ezikti, yüreğimde bir bulantı vardı. Buna rağmen yaprakların arasında konuşmalarına devam eden iki mahlûkun cümbüşünden aldığım bir buruk lezzetle, ıslık çalarak kitaplarımın arasına atıldım.

Fadime, neden sonra, odaya ayak parmaklarının ucuna basarak girdi. Kınalı ellerini ovuşturarak:

-Yemek hazır, ağa? Dedi.

-Hiç iştahım yok Fadimecik, sen otur ye, ben yatarken kendim bir şeyler bulur, yerim? Dedim.

 

Varlık, 1934   (Semaver)

Hikâyelerinden Özetler

Sait Faik Abasıyanık Hayatı Edebi Kişiliği Eserler

Sait Faik 'in Lüzumsuz Adam Kitabı - İnceleme ve Öykünün Metni

Sait Faik’in Havuz Başı Öyküsü Konusu Metni ve Kitabı

Projektörcü Öyüküsü ve Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik'in Hancının Karısı Adlı Öyküsü Hakkında ve Metni

Sait Faik'in Meserret Oteli İnceleme Özeti ve Metni

Semaver Kitabı ve Öyküsü Hakkında Özeti Metni Sait Faik Abasıyanık

Mahalle Kahvesi Hakkında Özeti Tam Metni Sait Faik Hakkında

Sait Faik 'in Lüzumsuz Adam Kitabı - İnceleme ve Öykünün Metni

Sarnıç Öyküsü Metni ve Kitabı İle Sait Fai

Sait Faik Abasıyanık Sinagrit Baba İncelemesi ve Tam Metni

Zemberek Öyküsü Hakkında Metni ve Sait Faik Abasıyanık

Yani Usta Öyküsü ve Sait Faik

Yalnızlığın Yarattığı İnsan Öyküsü Konusu Metni ve Sait

Şehri Unutan Adam Konusu Özeti Metni ve Sait Faik

Şahmerdan Kitabı ve Sait Faik Abasıyanık Hakkında

Satılık Dünya Öyküsü ve Metni ile Sait Faik

Sait Faik Haritada Bir Nokta Metni ve Değerlendirme

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar