Korkunç Yıllar Hakkında ve Özeti Cengiz Dağcı

15.11.2016

 

Korkunç Yıllar Hakkında ve Özeti Cengiz Dağcı ile ilgili görsel sonucu

Yazıda “Cengiz Dağcı - Korkunç Yıllar”   romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı,  “Cengiz Dağcı - Korkunç Yıllar ” hakkında bilgiler “Cengiz Dağcı - Korkunç Yıllar  “   romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları, “Cengiz Dağcı - Korkunç Yıllar  “   adlı eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.

ESER VE YAZAR HAKKINDA 
 
Cengiz Dağcı, Rus baskı ve işgalleri sonucu yurdunu kaybeden binlerce Kırım Türk'ünden biridir.  Korkunç Yıllar adlı romanı Sadık Turan isimli bir Subay’ın ansı imiş gibi anlatılmasına rağmen esasında tamamıyle Cengiz Dağcının biyografisinden ibarettir.  Roman veya özeti okunduğunda anlatılanların tümünün Cengfiz Dağcının hayatıyla ilgili olacaktır. Konu hakkında önce Cengiz Dağcı’nın biyografisini vermek sonra da eserin özetini okumak yeterli olacaktır. 
 
Cengiz Dağcı, Rus baskı ve işgalleri sonucu yurdunu kaybeden binlerce Kırım Türk'ünden biriydi. 9 Mart 1920'de Kırım'ın Yalta şehrinin Gurzuf,  Kızıltaş köyünde doğdu. Babasının adı Emir Hüseyin annesinin adı ise Fatma’dır. Babası o yıllarda Gurzuf’ta berberlik yapan bir kişidir. [1] 1923 senesine kadar Emir Hüseyin Dağcı ve ailesi Gurzuf’ta Demirlibahçe mahallesinde yaşadı. 1922 senesi Kızıltaşta ev kurmağa başladılar. 1923–1925 senelerinde evleri kurulup bitinceye kadar  Kızıltaş’ta Cengiz Dağcı’nın amcası Osman Dağcının evinde yaşadılar.[2]
 
Çocukluğu Kızıltaş (şimdiki adıyla Krasnokamenka) köyünde geçti. . İlk ve orta öğrenimini köyünde ve Akmescit `te yaptı. 1938'de ortaokulu bitirdi.
 
Öğretmen olmak isterken Rus ordusunda Subay olmuş,  Dünya Savaşı patlak verince, tahsilini bitirmeden askere alınır. [3] Odesa'da subaylık eğitimini tamamladıktan sonra Almanlara karşı savaşa iştirak eder.1941'de Ukrayna cephesinde subay olarak savaşırken Almanlara  yaralı olarak esir düşer. [4] “Rivayete göre, Ruslara duyduğu kinden dolayı bilerek Almanya'ya esir düştü. Almanlara karşı bilerek esir düşmesinin nedeni belki de I. Dünya Savaşı'nda Almanlarla müttefik olmamız rol oynamıştır.”[5] Savaşın sonlarına doğru bir fırsatını bulup Polonya'ya sığınır. Alman işgaline karşı Polonyalı milli direnişçilerin yanında yer alır.[6]
 
 Bir süre sonra Almanlar tarafından kurulan Türkistan Lejyonu'na katılıp, bu sefer de Ruslara karşı savaşır.
 
KONU
Roman  Sadık Turan adındaki henüz öğrenci iken, askere alınan ve ikinci Dünya Savaşı'na sürülen Kırımlı bir gencin, acıklı hikâyesidir.. Roman, Teğmen Sadık Turan'ın hatıraları olarak anlatılmaktadır. Rusların zulmünden kaçarken Almanlara esir düşer ve esir kampında bir arada tutunmaya çalışan bir avuç arkadaşıyla Almanlar tarafından kurulan Türkistan Kurtuluş Lejyonuna katılır. Ruslarla Almanların arasında kalan ve birinden zulüm diğerinden ikiyüzlülükten başka bir şey görmeyen Kırım Türklerinin yalnızlıkları ve çektikleri acılar eserin konusunu teşkil eder.
 
KİTABIN KONUSU:
 
Sadık Turan adlı bir Kırım Tatarının Ruslar’la yaşadıkları ve İkinci Dünya Harbi sıralarında başından geçenler.
 
KİTAPTAKİ ŞAHISLAR

Sadık TURAN: Küçük yaşta sorunlarla karşılaşıp, savaşı gören ve yıllarca evinden uzakta sürgün yaşıyan Tatar Türkü.
Bekir: Sadık Turanın yaşayan tek kardeşi. Sadık askeri okula gittikten sonra hiç görüşememişler.
Süleyman : Sadık’ın komşusu daha sonra askeri okulda beraberler ve aynı cepheye tayin oluyorlar. Milli duguları Sadık’tan daha zayıf kendini daha çok düşünen biri.
İvan Aleksandroviç ŞİŞKOF: Askeri okuldaki Rus komiseri. Sadık ve Süleyman’ın yüzüne gülse de onlar hakkında değişik düşüncelere sahip. Rus çıkarları için her şeyi yapabilen biri.
Grişa: Balıkçı Rus Kırımlı. Kırımlı olduğu için Sadık’a yakınlık duyuyor, O’nun için kendini feda edip yaşamını yitiriyor.
Şults: Alman çavuşu. Sadık’a iyi davranıyor. Dürüst davranan biri.
 
 
KİTABIN ÖZETİ :
 
Cengiz DAĞCI, Roma’da Sadık TURAN adlı biriyle tanışmış,  ertesi gün Sadık’ın kendisine bir paket bırakıp ayrıldığını öğrenmiştir.  Paketin içinde Sadık’ın anıları vardır. Sadık TURAN sıkıntılarını, milletine, topraklarına duyduğu özlemi yazıya dökmüş ve ilk kez de yazar ile paylaşmıştır. Roman ise bu defterin okunmasından oluşmaktadır.
Sadık Turan’ın anıları babasının milisler tarafından yemek masasında  tutuklanıp götürülmesiyle başlar. Babasının yansıra beyaz yüzlü, sarışın, iyi kalpli bir kadın olan öğretmeni Safiye hanım ve köyün yarsının tutuklanmasıyla devam eder.  Babasının serbest bırakıldığı haberiyle Akmesçit’e taşınırlar.
Sâdık, Kırım’da, Akmesçit’e bağlı Kızıltaş köyünde doğmuştur.  Ruslar tüm Kırım’da ileri gelenleri aydınları tutuklayıp sürer veya hapse atarlar. Rusların  Camileri yıkarlar, tarihî eserleri harab eder. Sık sık alfabe değiştirerek Türk dilini unutturmaya, Türklerin birbirleriyle irtibatlarını kesmeye çalışır. Bu arada Rus mekteplerinde okumuş olan bazı Kırımlı Türkler de Rusların politikasını desteklemektedir.
Babası serbest bırakıldıktan sonra iki hafta işsiz dolaşmıştır. Sâdık ailesiyle birlikte önce, Akmesçit’te bir tavuk kümesine yerleşir. Sadık 1937 yılında Kayabaşı Orta Mektebi’ne başlamış. Sonrada  Rus ordusunda subay olmuştur. Akmescit’e taşınmalarından kısa bir süre sonra iki kardeşi hastalanır ve ölür. 1939 yılında köyüne uğrayan Sadık evlerine bir Rus ailesinin yerleştiğini görmüştür. Sadık ve  onu subay yapmaya ikna eden arkadaşı  Süleyman 1940 yılında teğmen rütbesiyle mezun olmup 54ncü tümen 94ncü taburun 2nci bölüğüne tayin olurlar. 
 
 İkinci dünya harbine tank teğmeni olarak katılırlar. Krasnoye’de yapılan savunma sırasında. Topçu olan Süleyman savunmada ölmüş. Daha sonra da aldığı özel görevde çavuşu Vasilef  de ölmüş Sadık da Almanlara esir düşmüştür.  Esir kamplarındaki esir Türkler arasında çok kuvvetli bir bağlılık vardır. Birbirlerine hayatları pahasına yardım ederler. Hatta Kırım topraklarında doğup büyümüş olan Ermeni, Yahudi, Rum veya Ruslar dahi birbirlerine bağlıdır. Almanlara esirken Cevdet, Osman, Halil, Enver ve Mustafa isimli hemşerileri ile tanışmıştır.  Mustafa çalışmaya gidip onlara ekmek getir mektedir. Almanlar esirleri başka yere sevk etmek için yola çıkardıklarında yolda Sadık’ın arkadaşları ölmüştür.. 
 
Sâdık esir kamplarında, bir Kırımçak’ın (Kırımlı Yahudi) yardımıyla hemşerilerini bulur, yine Kırımlı bir Ermeni’nin yardımıyla zindandan kurtulur. Kamptayken daha önce görüştüğü Ermeni doktorla karşılaşır. Ermeni  Doktor O’na iş vermiş, hasta hanenin yanında kalmasını sağlamıştır.  Taşıdıkları ölülerin arasında kaybettiği Mustafa’nın cesedini bulunca Sadık’ı çok üzülmüştür.
 
Karşılaştığı bir  Azeri onu İskender adlı  baş aşçılık yapan bir hemşerinin yanına götürür. Sadık da aşçılık yapmaya başlar. Aşçılık çok rahat olduğu halde Alman çavuşu Şults  ona emir erliğini yapmasını önerirince Sadık da kabul eder. Bu,  karar onun esaret hayatının dönüm noktasıdır. Alman başçavuşunun emir eri olmasıyla birlikte. Başçavuş cepheye tayin olunca da Sâdık’ı Alman casus mektebine götürüp, Rusya’da Almanlar hesabına casusluk yapmasını teklif eder. Sâdık bunu reddedince, onu yeni teşkil edilen Türkistan ordusuna götürürler.
Roman Almanların düzenledikleri, bir toplantıda, Türkistanlıların üzerlerindeki Rus üniformalarının yakılıp, Alman üniformalarının giyilmesiyle son bulur.
 
[1] https://crh.wikipedia.org/wiki/Cengiz_Da%C4%9Fc%C4%B1
[2] https://crh.wikipedia.org/wiki/Cengiz_Da%C4%9Fc%C4%B1
[3]  https://esa.websayfasi.tk/edebiyad/935-cengiz_dagci_hayati_ve_romanciligi.html
[4] Mehmed Niyazi, “Gurbette Ölüm” Zaman 26 Eylül 201
[5] Mehmed Niyazi, “Gurbette Ölüm” Zaman 26 Eylül 2011
[6] Mehmed Niyazi, “Gurbette Ölüm” Zaman 26 Eylül 2011

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar