Lale Lale-i Numan Nedir Şiirlerde Lale Konuları

30.06.2018

 
 
 
LALE VE LALE-İ NUMAN
 
Osmanlıca yazılışı:  Lale : لاله.
Osmanlıca yazılışı Lale-i Numan :  نعمان لاله. Bot, bir çeşit lâle, dağ şakayığı.
lâle-fâm :  لاله فام.
 

Yazımızda Divan şiirinde, şiirlerimizde, Türk süsleme sanatları, sosyal ve kültürel hayatımızda lalenin yeri, lale türleri, lalelerin özellikleri, lale konulu şiirler, şairlerimizin gözünde lale konularına değinilecektir.

 Bir rivayete göre Lale kelimesi Arapça mercan rengi kırmızısı anlamında olan lal sözcüğünden gelmektedir. Lale, gül ve nergiz divan şiirinde adı en çok geçen çiçeklerdir. Türk ve Fars şairlerinin laleye olan ilgilerini ilk ortaya koyan eserlerden birisi  Ferhat ile Şirin   hikâyesidir. Bu hikâyeye göre de lale’nin ortaya çıkması Ferhat’ın kanlı gözyaşlarından olmuştur. “Ferhat’ın Şirin’i özleyen ve hayal eden kanlı gözyaşları toprağa düştükçe laleler yetişmektedir.[1]

Özellikle lale XII. yüzyıldan itibaren Türk kültürünü simgeleyen bir çiçek haline dönüşmüştür.  Bu nedenle lale’nin Türk şiiri,  Türk süsleme sanatları, hat, tezhip, ciltçilik, minyatür ve kitap süslemelerinde kullanılmaya başlaması Selçuklulara kadar uzanır. 12. Yy dan dan itibaren lale figürü, Selçuklu mimari eserlerinin taş süslemelerinde,  Selçuklu çinilerinde, Selçuklu abidelerinde, Selçuklu yazma kitap ve ciltlerinde yer almaya başlamıştır

lâle,  Türk şiirinde zarif bir çiçek olarak, mimaride, çinide, minyatürlerde, tezhip hat, katı, cilt, kitap süsleme sanatlarında kumaş ve elbiselerde motif ve süsleme unsuru olarak karşımıza çıkmıştır.  Örneğin Yavuz Sultan Selim’i lale motifli elbise ile betimleyen minyatürler de vardır.  Bu eserlerde lale, ters lale olarak da stilize esilmiş bir haldedir.

Lale, 16. Yüzyıla kadar divan şairlerin de nazarında taşralı bir çiçektir. Şehirde ve şehirli çiçeklerinin yanında o yüzden biraz ayrıksı,  yabancı, kırsal bölgenin adamı gibi biraz gariban durmaktadır.

Taşradan geldi çemen mülkine bîgâne diyü
Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler        (Necâtî Beğ, Dîvân, G 198/2)19

Taşralı lalenin türlerinden biri Lale-i Numan,  نعمان لاله dır. Lale-i Numan,  Farsça ’da lale-i kûhi, lale-i duhteri, azergun adı da verilen kır laleleri türlerinden bir laledir.    

 Anadolu da yabani ve kırsal ortamlarda yetişen lale ‘nin şehirli hale gelmesi ve ıslah edilerek üretilmesi ise 16. Yy. ı bulmaktadır. A. T. Onay’ın eski devrin kaynaklarına dayanarak verdiği bilgiye göre Laleyi şehirli hale getiren ilk kişi Munziroğlu Nu’mandır.[2]  Lalelerin ilk kez İstanbul’da ıslah edildikleri, örneğin Kanuni’nin Şeyhülislamı Ebussud Efendi’nin de laleyi ilk ıslah edenlerden biri olduğu da bilinmektedir.   “Mehmed Aşkî Efendi’nin Takvîmü’l-kibâr ve Mi’yârü’l-ezhâr adlı eserine göre, Kanûnî’nin şeyhülislamı Ebussuud Efendi’dir.”[3]

Lale kelimesinin batılı ve Latin v dillerinde  “tulip”  “tulipe” (Latince: Tulipa )  şeklinde adlandırıldığı, bu sözcüğünde  “tülbent” ile ilgili” “sarık biçimindeki çiçek” anlamına geldiği de bilinmektedir. [4]

Islah edildikten sonra, , saraylara, kâşanelere, konaklara ve saksılara alışan lale,  Kanuni zamanında Frengistan’a da seyahate çıkmıştır. Frengistan’a giden şehirli lalelerimiz Frenk çiçeklerine de benzeşerek Frengi lale tür adıyla tekrar İstanbul’a döner. 18 yy da ise bir devre adını veren bir çiçek haline gelir. Islah edilen lalelerden onlarca lale türü de ortaya çıkmıştır. Bazı kaynaklara göre lalelerin türü 66 ya kadar ulaşır. Bazı kaynaklara göre Lale devrinde tam 1108 çeşit lale yetiştirilmiştir.[5]

Özellikle Lâle Devri’nde baş tacı olan lale,  Türk şiirinde gül ile birlikte, nergisten daha da fazla hakkında şiir yazılan bir çiçektir. O kadar ki lale konulu şiirlere esâmî-i lâle manzumeleri dahi denmiştir.

Lale Devrine adını veren lale şiir dünyamızda özellikle la’l taşı ve  “kırmızı” anlamıyla ilişkilendirilen bir çiçektir. ( BKZ La’l Taşı – La’l-i Bedehşan )

Jâlelerden takınur tâcına gevher lâle
Şâh olupdur çemen iklîmine benzer lâle (Bâkî, Dîvân, G 466/1)22

Lale-hadler yine gülşende neler etmediler
Servi yürütmediler goncayı söyletmediler...  Necati

Nesrine reng-i lale nedendir dedim dedi
Gamzem hadengi döktüğü kanın dürür senin      Fuzuli, 


ÇAĞDAŞ ŞAİRLERDE LALE

Eylül’de melûl oldu gönül soldu da lâle
Lâleyken emel ermedi bahçemde kemâle      Edip Ayel Şiirleri

Lalelim, Lalelide oturur
Laleli lale olur lalelimden.
Laleliden geçilir Lalelimden geçilmez!..     Orhan Murat Arıburnu


TÜRKÜLERİMİZDE LALE

Evlerinin önü lale bağıdır vay
Eser bad-ı saba zülfün dağıdır
Sevilecek koculacak çağıdır Erzurum Türküleri[6]

Lale sümbül bağına
Çıksam yarin dağına 
Melhemi bende bende
Sürsem yürek dağına (Vay beni)     Ferrahi ( Ceyhanlı Aşık ) Şiirleri

Dağlara lale düştü
Güle velvele düştü
Yanarım ona gelin
Yar elden ele düştü          Diyarbakır Türküleri[7]

Lale sümbül bağına
Çıksam yarin dağına
Melhemi bende bende
Sürsem yürek yağına   [8] Ceyhan Türküleri

Açıldı laleler güller
Uzar gider Muş Ovası
Güzeller kolkola vermiş
Akıp gider Muş Ovası     [9] Muş Türküleri

Yazin evvelinde Gence çölünde
Cixiblar yene de dize laleler
Yagisdan islanan yarpaqlar
Seribler dereye duze laleler  [10] Azerbaycan Türküleri

Kalenin ardında anam laleler biter (laleler biter)
Lalenin kokusu anam dünyaya yeter
Bu ayrılık vallah bize ölümden beter (ölümden beter) [11] Urfa Türküleri
Lalelik yaylası garlıdır yurdu
Şu benim çektiğim anamın derdi
Mevlam bu dertleri bana mı verdi
Açıl gara yerler gelin varıyor
Sar gara topraklar dertli varıyor[12]      Gemerek Türküleri

 

Çiçek Konulu Başlıklarımız ve Linkleri

KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Cemal Köroğlu

Cemal Köroğlu

6 years ago

Fayda veren bir yazıydı teşekkürler

Ferhan Şimşir

Ferhan Şimşir

6 years ago

herkesin okuması gereken bir yazı tebrikler