Ferhat ve Bî-sütûn Dağı Süt ve Su Kanalları ile Lale

01.02.2016

 
 

Bisütun Dağı  Süt ve Su Kanaalları  Lale ve Ferhat

 

Bisütun Dağı, Ferhat ile Şirin Hikâyesinde Ferhat’ın deldiği  aşılması ve delinmesi imkânsız zannedilen bir dağdır.  Bu dağın adı  Husrev ile Şirin veya Ferhat ile Şirin mesnevileri ile divan şiirinde adı çok sık geçer. ( BKZ HÜSREV Ü ŞİRİN'LER VE GENEL ÖZETİ )  Şirin’i isteyen Ferhat’a “Bisütun Dağı'nı delip suyolunu açarsan Şirin'i sana vereceğiz “ şartı konmuştur. Ferhat bu dağı delerek içinden kanal  açıp, suyu şehre getirmiş, yine bu dağlardaki otlakları yararak  Şirin’e süt götüren  kanallar  da açmıştır.   Ferhat , “çocukluğundan beri süt içmediği için sıkıntı çektiğini düşünen Şirin’e” [1]dağları yararak  bir süt kanalı açar. Ferhat’ın açtığı  bu süt kanalına  Çeşme-i şir, Çeşm –i şir [2]“bennâ-yı çeşme-i şîr”, adları da verilmiştir.

Ferhat ile Şirin öyküsünde geçen Bisütun dağı daha çok efsanevi bir dağdır. Fakat  İran’ın Hamedan kentinde kayalıkları sarplığı ve gayet dik oluşu ile meşhur, ipek yolu üzerinde bulunan, Kirmanşah’ın 26 km Batısında “Kirmanşah ile Hamedan arasında,   Zağros Dağlarını kesen, biri Elvend’de diğeri Kangavar’da bulunan iki geçitten aşılan, düz bir ova  üzerinde yükselen, Zağros Dağlarının otuz km uzağında bir plato üzerinde ve bin metre yüksekliğinde dik kayalardan oluşan, çarpıcı görüntüsü nedeni ile ski çağlardan beri bir kült ve tapınma merkezi olan, bu nedenle Tanrılar Dağı diye anılan “  [3] gerçek bir Bisütun Dağı  da vardır. Gerçek Bisütun dağı eski iran medeniyetlerinden pek çok heykel, kabartma, eser gibi tarihi eserleri içinde bulunduran [4]dik sarp ve kayalıkları ve arkeolojik kalıntıları  ile meşhur bir dağdır.

Bisütun dağı  sadece Ferhat ile Şirin hikâyesinde değil,   Firdevsi'nin Şehnamesinde Afrasyap ile İranlıların yaptığı savaşlarda da sık sık geçmiştir.  İranlılar Alpertunga ile savaşırlarken  kutsal bildikleri ve tanrılarının mekânı saydıkları bu dağı arkalarına almışlardır.

Ferhad ile Şirin hikayelerinde  Mehmene Banu yeğeni Şirin’e aşık olan  Ferhat’ı yanına çağırarak Bisütun dağının ardındaki suyu Bisütun dağını delerek şehre taşıdığında  Şirin’i ona vereceğini vaat eder.  İşe koyulan  Ferhad, Bisütun dağını delmeye başlar. Delmeye çabalarken de her gün kanlı gözyaşları dökerek Şirin’in anmakta ve onun hayalini kurmaktadır.  Ferhat’ın Şirin’i özleyen ve hayal eden kanlı gözyaşları toprağa düştükçe laleler yetişmektedir.

Bisutun” adı verilen dağı aşkı için delerek suyu  getirdiği halde, bir kötü kadın  Ferhat’ın yanına gelerek Şirin’in akan suda boğulduğunu  söyler. Bunun üzerine Ferhat  dağları deldiği gürzü havaya atıp başını düşmekte olan gürzün altına tutup intihar eder. 

 

Okuñ Ferhâd’ı peykân tîşesin alup gelür her-dem
Ciger tagı meger kim aña kûh-ı Bîsütûn olmış            Vizeli Behişti Ramazan 

 

Ferhat bu hazin öyküsü ile   sevgiline kavuşamayan bahtsız bir aşık olarak anılmış edebiyatımızda başlı başına bir mazmun olmuştur.   Bîsütun dağı, Şirin, lale, Çeşm-i şir,   Şebdîz ( Hürmüzün efsanevi atı)   Gülgûn  ( Şirin’in bindiği doru at)  ile  anılan Ferhad,  divan şiirinde  tenasüp, telmih, tevriye, irsâl-i mesel sanatları içinde kullanılmıştır. [5]

 

Bîsütun dağı  kırılması imkânsız kayaları ile öne çıkan buna rağmen  Kuhken Ferhat’ın  gürzüne dayanmayıp delinen bir dağdır.  Bisütun dağı  bu hikâyede laleleri ile de meşhurdur. Çünkü  dağları delerken Ferhat, Şirin’in özlemi ile kanlı gözyaşları dökmüş,  dökülen kanı veya tutuşmuş ateşleri, gürzünden çıkan kıvılcımlar  Bisütun dağını lalelerle bezemiştir.

 

Ṭaġlar ḳadar niyāz u tevaḳḳuʿ yiter baña

Ferhāda Bīsütūn temennā ḳayasıdur    [6]        Necati Bey 

 

Bîsütun ile  Ferhad kastedilmiş; Bîsütun dağından bahsedilmesi Ferhad’ın onu yarmak yolunda giriştiği macerayı hatırlatması manasında kullanılmıştır.  Divan şiirinde  Bisütun dağı  “Bîsütûn-ı mihnet, Bîsütûn-ı derd, kûh-i gam, kûhsâr, kayabaşı, derbend-i mihnet” sözleri bu münasebetli olarak

Kullanılmıştır. [7] Ferhad’ın dağı delmek için kullandığı, gürz vey külünk (kazma) tenâsüp ve telmih sanatları ile Bisütun dağını da hatırlatmış olmaktadır.   Ferhat,  Şîrin’in bulunduğu yere süt akıtmak için açtığı  Çeşme-i Şir’i veya  “bennâ-yı çeşme-i şîr” kanalını açması, Şîrin’e kavuşabilmek emeliyle Bîsütun dağını yarıp  suyu  şehre akıtması  yönlerinden  Bisütun dağını delen “kûh-ken” dağ delici olarak anlatılır.  

Hükümdar Mehmene Banu yeğeni  Şirin’e âşık olan  Fehad’a dağları delip su getirmesi şartını koşmuş, dağları delerek suyu şehre getiren  Ferhat, Şirin’in öldüğünü duyunca gürzünü havaya atıp altına başını koyarak öimüştür. Bisutun dağını delen  dağ delici  Kûhken  Ferhad aynı zamanda bir nakkaş,  mimar ve mühendistir.

 

Aşk-ı Şirin eyledi  meşhur yoksa  kimseler
Bilmezdi Bisütun dağında Ferhad  olduğun      Suzi

 

Varup feryâdlar kıl bî-sütuna karşu ey âşık
Sanup Ferhâd'ını rahat bulup kuhsâr dinlensün           (Ş. Yahya)

 

Ey aşık, git Bisütun dağına karşı feryad et, seni Ferhad zannederek titremeyi bıraksın. Çünkü, Ferhad'ın firakından dolayı sürekli sallanıp durmaktadır.

 

Bî-sütunu gamda Bâki seng-i mihnet kesmede
Şöyle üstad oldı kim Ferhâd'a sana't gösterir             Baki'


Bâkî, gam bi-sütununda cefa ve mihnet taşı kesmektedir, öyle usta oldu ki, Ferhad'a sanat öğretir.

 

Olsaydı bendeki gam Ferhad-ı mübtelada
Bir ah ile verirdi bin Bisutunu bâdâ                    Fuzuli 

 

Hâkinin bir zerresi Ferhat’ın eylermiş fiğan
Bîsütun’da bir kişi çağırsa Şirin adını                    Hayali Bey 

 

Ferhad yüz çevirdi dağlarda ah ederken
Yoksa değildi aciz  bir Bîsütun elinden                Nevi 

 

Leb-iŞirinlerin  aşkıyla  Ferhad’ı benem asrın
Yanımda cem olan  seng-i melamet bisütunumdur.    Fuzuli

 

Bî-sütun Ferhâd'a hem-âheng ise Kays'ın dahı
Nâle-i zincir usül-i nağme-i feryâdıdır                   (Nedim)
Bisütun dağı  Ferhad ile hem-aheng oluyor ise, Mecnun'un boynundaki zincirlerin sesi de onun feryadının nağmelerinin makamıdır.

Taş bağırlı olmasaydı Bî-sütun Ferhâd için
Su yerine gözlerinden akıtırdı seyl-i hûn           (Fuzuli)Eğer Bi-sütun dağı Ferhad'a karşı taş bağırlı olmasaydı, gözlerinden su yerine kanlı sel suyu akıtırdı.

Bu âlem pây-tâ-ser kûh kûh-ı mihnet ü gamdır
Eder her tîşekâr-ı ârzû bir Bîsütûn peydâ               Naili Kadim 

Bî-sütûn-ı gamda urdum taşa başı başa taş
Kûh-kenden kalmadum girü bu ben âvâre baş   / Aşık Çelebi 

Düşen hep Bî-sütûnda sûret-i Şîrîne düşmişdür
Sanur Pervîz kim Şîrîne hûn-ı Kûh-ken düşmez     Semerkândî-i Âmidî Âgâh

Bisütun dağı halk şairlerimizin de bilip sözünü ettiği bir dağdır.

Bisütun-i Gamda Ağlar Gezerim
Ayakdaş olamaz yanımca Ferhad
Kuh u sahra demem dağlar gezerim
Bir dem m’oldu iki didelerim şad               Aşık Ömer 

Dertli aşk yolunda olmuştur irşad
Memalik-i aşkı eyledi abad
Tişesin taşlara vururdu Ferhad
Bistün'da Allah Allah diyerek         Aşık Dertli Hayatı ve Şairliği ( Geredeli)
 

İLGİLİ SAYFALAR VE LİNKLERİMİZ

 

 KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar