Mehmet Emin Yurdakul Hayatı ve Edebi Kişiliği

30.06.2011

Mehmet Emin Yurdakul Hayatı ve  Edebi Kişiliği




 

Mehmet Emin Yurdakul

HAYATI

Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944), Cumhuriyet dönemi Türk Şairlerindendir. Milli Edebiyat akımının öncü Millî Edebiyat Dönemi Şair ve Yazarları arasında yer almıştır. Milliyetçi Türkçü Turancı, halkçı görüşleri savunan şiirler yazmıştır.

AİLESİ
1869 yılında İstanbul’un, Beşiktaş semtinde doğan şairin babası balıkçı Zekeriya köyünden Hâlim Ağa’nın[1] oğlu,  balıkçılık yapan Salih Reis’tir. Annesi ise Edirne, Hasköy'de ikamet eden, aslen Şebinkarahisar’dan gelme bir ailenin kızı olan Emine Hanım'dır. [2] Şairin anne tarafından babası ise Bulgaristan göçmenlerinden Körükçü Mehmed Ağa’dır.[3]

1869 yılında İstanbul’da doğdu. İlköğretimine Saray Mektebi de denilen Sıbyan Mektebi'ne başladı. Üç yıl sonra Beşiktaş Askerî Rüştiye’sini girdi.  Ardından Mülkiye Mektebi’nin idadî kısmına yazıldı, ancak tasdikname alarak eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kaldı.

 

1887'de Babıâli Sadaret Dairesi Evrak Odası'na aylıksız kâtip olarak atandı.[4] 1897’de Türk-Yunan Savaşı sırasında “Cenge Giderken” adlı şiiri yazdı. Bu şiir ile olukça ses getirdi. Son derece yalın bir dille ve hece ölçüsü ile yazılmış olan bu şiir, Milli Edebiyat hareketi ve Yeni Lisan’ın habercisi oldu. Sade dil ve hece ölçüsü ile şiirler yazan ilk şair olarak dikkati çekti. Bu şiiri 1899’da neşredilen  “Türkçe Şiirler” isimli küçük şiir kitabında da yer aldı..

1899'da Hukuk Mektebi'ne başladı. Madam Mutt'un maddî desteğiyle ABD'ye gitme, orada İngilizce öğrenme ve tahsiline devam etme hayali [5]ve öğrenimini ABD'de tamamlamak üzere iki yıl devam ettiği bu okuldan da ayrıldı. Madam Mutt'un anî ölümüyle bu plan suya düştükten sonra da  Mekteb-i Hukuk'a dönmedi.[6]

Hukuk Eğitimini de yarım bırakınca Bâbıâli kaleminde üç yüz elli kuruş aylıklı kâtip olarak işe başladı. 1890 yılında Ebuzziya Matbaasında bastırdığı “Fazilet ve Asalet” adlı risaleyi Sadrazam Cevad Paşa’ya takdim etti. Cevad Paşa risaleyi beğendi ve Mehmet Emin Bey'i Rüsumat Emîni (Gümrük Bakanı)  Hasan Fehmi Paşa'ya tavsiye etti. Hasan Fehmi Paşa, Mehmet Emin Bey'i önce Rüsûmat Tahrirat Kalemi Müsevvitliğine, (Gümrük idaresinde yazı işlerine) bir müddet sonra da Rüsûmat Evrak Kalemi Müdürlüğüne (Gümrük idaresinde Evrak İşleri) tayin etti.[7]  Şebinkarahisarlı Müzeyyen Hanım'la evlendi.

Bu dönemde İstanbul'da olan Cemâleddin Afganî'yle tanıştı. Onun rahle-i tedrisatından geçerek Afganî'yi mürşidi olarak kabul edip onun yolundan gitmeye başladı. Cemaleddin Afganî : ‘insanlar arasındaki ittihadın dil ve din birliğine bağlı bulunduğunu’ söylüyor, Türkçüler üzerinde de tesirli oluyordu. Şiirleri hayli ilgi görünce 1898’de Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Şemsettin Sami  , Rıza Tevfik Bölükbaşı Fazlı Necib’in yazdıkları takdim yazıları ile birlikte ve saray ressamı Zonaro’nun yaptığı resimlerle birlikte Türkçe Şiirler adıyla yayımladı.

 Ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. Şiirlerinde dile getirdiği düşünceler, yansıttığı gerçekler saray tarafından kuşkuyla karşılandığı için 1907'de Erzurum rüsumat nazırlığına gönderilip İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Meşrutiyet’in ilanının akabinde aynı görevle bu defa Trabzon Gümrük Nazırlığına gönderildi.

1908’de Yusuf Akçura, Necip Asım, Veled Çelebi, Ahmet Hikmet Müftüoğlu  gibi Türkçü aydınların da içinde bulunduğu bir grubun önderliğinde Türk Derneği kurulmuş ve aynı adı taşıyan bir mecmua yayın hayatına başlamıştı. Mehmet Emin İstanbul’a gelir gelmez bu derneğin ve mecmuanın faaliyetleri arasına daldı. Türk Yurdu Cemiyeti ile Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer aldı, derneğin başkanı oldu.[8] Bu cemiyet, Türk Ocakları'nın kurulmasına hazırlık teşkil etmiş, derneğin kurucuları da daha sonra Türk Ocakları içinde yer almıştı. Türk Yurdu mecmuasının imtiyaz sahibi olan Mehmet Emin Bey, Türk Ocaklarının kuruluş teşebbüsleri süresi boyunca bu cemiyetin ve dergisinin reisliğini yaptı.

Meşrutiyet sonrası 31 Mart Olayından sonra 13 Nisan 1909′da İstanbul’a çağrıldı. 1909'da bahriye müsteşarlığına atandı, bu görevi istemeyince de Hicaz valiliğine gönderildi. Rüsumat Evrak Müdürlüğü (1892-1907) görevinde bulundu. 1909’da Hicaz valisi oldu ise de Mekke Emîri Şerîf Hüseyin’le anlaşmazlığa düştüğü için Sivas’a vali olarak geldi.

 

Ancak çalışması engellenince sağlığı da bozulmaya başladığı için ertesi yıl da emekliye ayrılmak zorunda bırakıldı. Üç ay sonra Sivas’taki görevinden de ayrılarak 1910 yılında İstanbul 'a döndü.  

Türkçü bir cemiyet olan, Türk Yurdu Cemiyeti 31 Ağustos 1911'de Mehmet Emin (Yurdakul), Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzâde Ali, Doktor Âkil Muhtar gibi şahsiyetler tarafından kurulmuştu. Bu cemiyetin yayın organı olarak çıkarılan Türk Yurdu dergisinin de sorumluluğunu üstlendi.

İttihat ve Terakki yönetimiyle arası açılmış olduğu için İttihat ve Terakki onun Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Yurdu Dergisinin reisliğinden ayrılmasını istiyordu. Erzurum valiliği göreviyle 1911'de İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Mehmet Emin Bey, Türk Yurdu Cemiyeti Reisliğini ve Türk Yurdu dergisini Yusuf Akçura'ya devrederek Erzurum'a gitti. 1912 yılında Erzurum Valiliği’nden yeniden Sivas Valiliği'ne yollayarak Sivas Valiliğinden emekli ettirildi.

Birinci Dünya Savaşı başlarında (1914) Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda Musul mebusu oldu. 17 Aralık 1914’te “Türkler’in ilk büyük millî şairi” tanıtımıyla Türk Ocağı onun adına bir tören tertip etmiş ve onu onurlandırmıştı. 1915 yılında “Tan Sesleri” adlı kitabı yayınlandı. I. Dünya Savaşı tüm hızıyla devam ediyordu. Çanakkale Cephesi’ndeki kahramanlık destanlarını tespit etmek amacıyla başlatılan harp edebiyatı meydana getirme faaliyetleri içinde oluşturulan Edebiyat Heyeti içinde Çanakkale Cephesi’ne gitti. İstanbul'a dönüşüyle “Çanakkale Kahramanlarına”  ithaf ettiği “Ordunun Destanı”  adlı kitabı yayınladı. Bu eser “Mustafa Kemal’den bahseden ilk manzum eser olmuştu.[9]

1918'de “Turan'a Doğru”  ve “Zafer'e Doğru”  kitapları ile cephedeki askere ve halka moral verme gayretlerine devam etti.  Fakat savaşı Türk Milleti kaybetmiş akabinde İzmir işgal edilmişti
"Demir ve ateş; kardeşler ben bunlarla hiçbir vatan ve ırkın öldüğünü işitmedim. Şerefli bir tarih ve medeniyete, sağlam bir fazilet ve ahlâka, zengin bir şiir ve edebiyata, dinî ve millî ananelere, ırkî ve vatanî hatıralara mâlik olan bir milletin mahvolduğunu tarih göstermiyor..."[10]

Aralık 1919′da Türk Fırkasını kurdu. I. Dünya Savaşı sonunda İstanbul işgal edilince, 1921'de Anadolu'ya geçti. II. İnönü Savaşı esnasında Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Bey İnebolu’ya gelmişti.[11]Zafer haberini duyunca İnebolu Hürriyet meydanında önce Mehmet Emin Bey, daha sonra Yusuf Akçura birer nutuk çekmişlerdi. Bu mitingde Hilâl-i Ahmer -Kızılay’a- 6 000 lira para toplanıp teslim edildi.[12] 8 Nisan 1921’de Ankara’ya geçti. Millî Mücadele boyunca cephe gerisinden Antalya, ADANA,  İzmir yörelerinde dolaşarak halkın ve ordunun manevi gücünü arttırıcı konuşmalar yaparak Milleti gayrete getirmek için didindi.

Millî Mücadele’nin zaferle neticelenmesinden sonra 2.TBBM Şebinkarahisar mebusu oldu. Bir dönem sonra- 3.dönem Şebinkarahisar mebusluğu sırasında- Serbest Fırka’nın kurucuları arasında yer aldı Halide Edip Adıvar, Fuad Köprülü ve Hamdullah Suphi ile birlikte Hars ve ilim Heyeti üyeliğinde bulundu.[13]

Cumhuriyetin ilk yıllarında önce Şarkikarahisar, sonra da Urfa ve İstanbul milletvekili oldu. Mehmet Emin Yurdakul, hayatının sonuna kadar da milletvekili seçilerek beş dönem meclise girdi.[14] Türk Şairi, Milli Şair diye anılan Mehmet Emin, 14 Ocak 1944 tarihinde İstanbul’da öldü. Naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı’na gömülmüştü.


EDEBİ YÖNÜ VE ŞAİRLİĞİ

Şiir yazmağa Servet-i Fünun Dergisinde başlayan (ilk şiiri: Cenge Giderken,1897) milliyetçi Yurdakul bütün Şiirlerinde sade bir dil ve hece ölçüsü kullandı; konularını toplum dertlerinden, sosyal-epik hayat sahnelerinden aldı; uyarıcı-öğretici Şiirler yazdı. Edebi şahsiyetinin meydana gelmesinde, ailesinin tesiri yanında, yaşadığı yılların sosyal ve siyasi durumu da rol oynadı. Edebiyat hayatına atılması, milliyetçilik akımının geliştiği bir döneme rastlamıştır. Halk diliyle yazdığı şiirleriyle “Milli Edebiyat” akımının öncüsü olmuş ve yeni bir çığır açmıştır. Mehmet Emin, Türk şiirinde  Sanatçı kişiliği ve edebî yönü zayıf olmakla birlikte, “Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur.” mısralarıyla, Türklüğünü haykıran bir şair olarak, kendisinden sonra gelecek Türkçülerin “lideri” olma vasfını kazanmıştır. Milli Edebiyat ve Türkçülük akımının en büyük temsilcililerinden biridir.

Mehmed Emin Yurdakul edebiyat yaşamına Servet-i Fünun döneminde başlamıştır. Türkçe şiirleri ilgiyle karşılanmış, yankılar uyandırmıştır. Dönemin Şiir anlayışı dışında, hece ölçüsünü kullanarak yazdığı şiirlerinde yalın bir dil kullanmıştır. Türk edebiyatına halk sesini getiren şair olarak nitelendirilmiştir. Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına karşı Türkçülük akımını savunan, bu konudaki düşüncelerini dile getiren öğretici şiirler yazmıştır.

Mehmet Emin Yurdakul’un şiirleri, sanat değerinden ziyade, edebiyatımıza getirdiği yeni dil ve duyuşlar, yeni temalar bakımından incelenir. Pek az şiirinde mısra güzelliğine ve kompozisyon gücüne ulaşmıştır. Heceyi kullanmışsa da halk ozanlarının işlediği, yedili- on birli gibi vezinleri dururken, şiirini iyice nesir hale yaklaştıran on altılı, on dokuzlu kalıpları fazlaca kullanmıştır. Şiirlerinde yapmacık ve kuru bir dil kullanmakla itham edilmesine rağmen düşünce olarak şiirleri amacına ulaşmıştır.

Şairin 1899’da yayınladığı Türkçe Şiirler kitabı, gibi bir hayli taraftar da toplamış herkesin anladığı halk diliyle yazılan bu şiirleri edebiyatçılar ve eleştirmenler tarafından Türkçe’nin sedası olarak nitelendirilmiştir. “Mehmet Emin Yurdakul, bir fikir adamı değil, bir ideal ve sanat adamıdır. “ [15]

Türkçülük- İslâmcılık-Asrîlik” fikirlerini benimsemiş ve yaymaya çalışmıştır. Bu üç unsur arasında bağ kurmaya ve üçünün bir sentezini yapmaya uğraşmıştır. Fikir yapısının temelini teşkil eden Türkçülük, bu sentezde ön sırayı almış, İslâmiyet ve asrın icaplarını buna göre değerlendirme gayretine düşmüştür. Fikrî yapısının bu şekilde teşekkül etmesinde, İslâm dünyasında kavmiyetçilik ve dinde değişiklik fikirleriyle tanınan ve mason olduğuna fetva verilmiş olan Cemâleddin-i Efgânî (Bkz. Cemâleddin-i Efgânî) ile beraberliğinin ve yakınlığının büyük tesiri olmuştur. Efgânî’nin ırkçı yönde Mehmed Emin’e, İslâmî reform yönünde Mehmed Âkif’e tesiri büyüktür.[16]

Şiirde biçim yönünden yenilikler yapmıştır. Geleneksel Türk şiirinde sürekli kullanılan kalıpların yerine 4+4+4+3=15,4+4+4+5=17,4+4+4+7=19 gibi alışılmışın dışında kalıplar kullanmıştır. Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer, altışar, sekizer dizelik kıtalar kurmuştur. Servet-i Fünun doğrultusunda Batı'dan gelen sone biçiminde şiirler de yazmıştır.[17]

Halkçı, ulusçu düşünce ve duyguları dile getirmiştir. Toplumsal ve ulusal konuları işlemiştir. Halkın ve ülkenin gerçeğini, özgürlük istemini yansıtmıştır. Coşku, umut, yüreklendirme ve öğreticilik, şiirinin belirgin öğeleri olmuştur.

Mehmet Emin’in şiirleri Fevziye Abdullah Tansel tarafından toparlanmış ve tek kitap halinde yayımlanmıştır. (Mehmed Emin Yurdakul’un Eserleri: Şiirler, Ankara 1969). August Fischer bazı şiirlerini Almanca tercümesiyle yayımlamıştır. (Übersetzungen und Texte aus der neuosmanischen Literatur: I. Dichtungen Mehmed Emins, Leipzig 1921).

ESERLERİ

* Türkçe şiirler, 1899 
* Türk Sazı, 1914
* Ey Türk Uyan, 1914
* Tan Sesleri, 1915
* Zafer Yolunda, 1918
* Aydın Kızları, 1919
* Dante'ye, 1920
* Mustafa Kemal, 1928
* Ankara, 1939
* Cenge Giderken 1886

Mensur Eserleri

·         Fazilet ve Asalet (1891)

·         Türkün Hukuku (1919)

·         Halk Hükümeti-Halkçılık (1923),

·         Kral Corc’a (1923

·         Dante’ye (Ankara 1928).

Ahmet Hikmet Müftüoğlu ,Mehmet Emin Yurdakul ,Rıza Tevfik Bölükbaşı, Şemsettin Sami , Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Fuad Köprülü, Abdülhak Şinasi Hisar,


KAYNAKLAR

[1] NURİ CİVELEK, MEHMET EMİN YURDAKUL, https://www.toredergisi.com/nuri-civelek/ erişim, 22-11-2013

[2] NURİ CİVELEK, MEHMET EMİN YURDAKUL, https://www.toredergisi.com/nuri-civelek/ erişim, 22-11-2013

[3] ABDULLAH UÇMAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/yurdakul-mehmet-emin

[4]  Tuğrul Asi Balkar, Mehmet Emin YURDAKUL, https://www.siir.gen.tr/siir/son erişim, 22-11-2013

[5] NURİ CİVELEK, MEHMET EMİN YURDAKUL, https://www.toredergisi.com/nuri-civelek/ erişim, 22-11-2013

[6]  Kültür Bakanlığı Web Sitesi, Mehmet Emin Yurdakul Sayfası

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar