Nigâr
Osmanlıca yazılışı nigâr: نگار
Nigâr, köken olarak Farsça bir sözcüktür. Dilimize ve divan şiirine Farsçadan girmiştir. Sözlüklerdeki anlamları resim, resmi yapılmış,[1] büt, sanem, suret anlamlarına gelir. Nigar kadın adı şeklinde özel isim olarak da kullanılır.
Nigar kelimesi divan edebiyatında daha ziyade resmedilmiş, güzel, resmi yapılmış sevgili mahbube anlamlarında kullanılmıştır.
Hâtır-nigâr: hatırda resmolunan anlamına gelmektedir
Nigâr- hane: duvarları resimle nakşedilmiş ev, resim, heykel sergisi ( Nigâr- hane, Mani ve Buda dinlerine ait duvarları resimlerle süslü mabet anlamlarında da kullanılır. Nigarhane-i Çin, nigaristan-ı Çin de bu manaya gelir. Suret- hane-i Çin, nigar- hane-i Keşmir, suret- gede-i Çin vb de duvarları resimlerle süslü mabet, ev manasındadır.
Kıldı pey-der-pey hayâl-i yâr pür göz hânesin
San ki zeyn itdi Nigâristânı Çîn sûretgeri BESNİLİ NEHCÎ DEDE
Eski devrilerde ( günümüzde de kullanılır) kadınları parmaklarına kına ( hınnâ) yakma âdeti vardı. Ve parmaklara yakılan kınaya nakş-ı hezardost da denilir, kınaya da Nigar denmesi mümkün olurdu.
İran kültürünün efsanevi ressamı olan Mani adındaki Çinli bir rahip Mani dininin kutsal kitabı olan Arzhang ( Erjengi) (Erjeng Engelyun Kitab-ı Erjeng ve Mani ) resimlerle süslemiş [2]yazılan bu kitaba eski edebiyatta Nigaristan ‘da denmişti. Nigar sözcüğü muhtemelen bu nedenle daha çok resim veya resmi yapılmış güzel manasında daha çok kullanılmış, bu yüzden de nigar sözcüğü divan şiirinde bezen nakış ile birlikte tevriyeli, bazen da sevgili yerine kullanılmıştır. Nigar sözcüğü, çoğu kez Zühre ile de karşımıza çıkar. Bu durumda def çalan, oynayan, kaşları, gözleri, kirpikleri ile can alan sevgili tasavvurları ile belirtilir. Nigar sözcüğü sevgili anlamından hareketle tasavvufi şiirlerde Allah, Hz Peygamber veya şeyhi de kast edecek şekilde de kullanılır.
Gönül ki bir sanemi kendüye nigâr eyler
Anun belâlarını cândan ihtiyâr eyler Hamdullah Hamdi
Nigar ve Mani’nin yazmış olduğu Niğaristan adı verilen Kitab-ı Erjeng ( Erjeng Engelyun Kitab-ı Erjeng ve Mani ) nigar sözcüğü ile ilişkili olarak kullanılmış, bu nedenle de sık sık divan şiirinde karşımıza çıkmıştır.
Eski devirlerde resim yapanlara "nigârende" ve "nigârî" de denilmiştir. Nigarâ ise : Ey nigar, ey sevgili anlamındadır.
Niğar sözcüğü, kimi zaman Ferhâr Şehri Divan Şiirinde Güzeller Mabedindeki güzeller için de kullanılır. ( bkz Ferhâr Şehri Divan Şiirinde Güzeller Mabedi) Bu mabedin içinde mabedi veya şehri gezmeye gelen ziyaretçilere ikram edilen güzel kadınlar vardır. Mabedin rahibi, ziyaretçilere bu güzelleri ikram ederek, onlarla vakit geçirmelerini sağlar. Böylece bu mabetteki güzeller ile kalanları da Budizm’e davet eder.
Edebiyatımızda Ferhar, işte bu güzelleri ve putperest hanesi ile meşhur ve makbul tutulmuştur. Bu şehre gelenler bu şehirdeki mabede girmekte, mabed’de hizmet eden “ yetmiş güzel kızdan birisine tutulmakta kızların güzelliğine kapılanlar o şehre ve Budizm’e bağlanmaktadır.” ( bkz Halluh Hoten Nevşâd Şehirleri ve Ferhar Güzeller Mabedi )
Ayrıca Budistlerin mabetleri resimler, nakışlar ve tasvirlerle bezelidir ve bu mabetlerin içlerinde ve dışlarında Buda’nın heykelleri de bulunur. Şu halde güzel kadınların heykellerinin ve resimlerinin de bulunduğu bu şehre “ Büt-i Ferhar “ da denmiştir. Niğar –ı Çin, dendiğinde kast edilen işte bu güzellerdir.
Kuy-ı tecride niğaristân-ı Çin’de geçmişiz.
Hey ne dil-keş dil- rüba dilber sanemler görmüşüz Merzifonlu Muallim Cudi
Bunların dışında niğar ve niğaristan sözckleri divan şairlerinin tahayyüllerinde; büt, put, sanem, mabetlerdeki duvar resimleri; nakkaş Mani ve Bihzat'ın resimlerindeki güzeller; Çin , Keşmir, Halluh ve Ferhar mabetlerindeki heykeller; duvar süzleri, kadın ve güzel resimleri, içinde her gün beş yüz güzelin saz çalıp şarkı söylediği Sümnat mabedi vb anlamlarında anlaşıldığı görülür.
Şiirlerimizde Nigar
Nigârâ bezm-i hüsnünde dil-i mestânemiz kaldı
Perin yakmış cemâlin şem'ine pervânemiz kaldı Hayali Bey
Aferin olsun nigarın zülfü ila qaşinə,
Gər macal bulsam həbibin çövriləydim başinə. Seyyit Nesimi
Âh kim yakdı beni rûy-ı nigâr ayrılıgı
Ne ‘aceb müşkil imiş ‘âşıka yâr ayrılığı Hamdullah Hamdi
Baña tûmâr-ı muhabbet ol nigâruñ tîridür
Boynuma ey dil hamâyil safha-i şemşîridür Gelibolulu Sun’î
Bezm-i felekde Zöhre çalar zer-nigâr def
Sâkî benefşe sundı yine ehl-i meclise Ravzi
Gittikce hüsnünü ziyade eyle nigarımın
Geldikce derdine beter et mübtela beni Fuzûlî
Dünye vü ukbâda men yâr ol nigârı bilmişem
Gönlümün maksûdı hem ol gül-izârı bilmişem CİHÂNŞÂH HAKÎKÎ’
Gelse nigâr ayaguna başdan şarâba çek
Def’-i hicâb eyle su’âl u cevâba çek Aşık Çelebi
KAYNAKÇA
[1] https://www.osmanice.com/osmanlica-25812-nedir-ne-demek.html
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/erjeng-engelyun-kitab-i-erjeng-ve-mani/100470