KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarNigâr Nedir Şiirlerde Nigâr ve Nigâristan

Nigâr Nedir Şiirlerde Nigâr ve Nigâristan

22.07.2020

 

Nigâr 

Osmanlıca yazılışı nigâr:   نگار

Nigâr, köken olarak Farsça bir sözcüktür.  Dilimize ve divan şiirine Farsçadan girmiştir. Sözlüklerdeki anlamları resim,  resmi yapılmış,[1] büt, sanem, suret anlamlarına gelir.   Nigar kadın adı şeklinde özel isim olarak da kullanılır.

Nigar kelimesi divan edebiyatında daha ziyade resmedilmiş, güzel, resmi yapılmış sevgili mahbube anlamlarında kullanılmıştır.

Hâtır-nigâr: hatırda resmolunan anlamına gelmektedir

Nigâr- hane: duvarları resimle nakşedilmiş ev, resim, heykel sergisi ( Nigâr- hane, Mani ve Buda dinlerine ait duvarları resimlerle süslü mabet anlamlarında da kullanılır. Nigarhane-i Çin, nigaristan-ı Çin de bu manaya gelir.  Suret- hane-i Çin, nigar- hane-i Keşmir, suret- gede-i Çin vb de duvarları resimlerle süslü  mabet, ev manasındadır. 

Kıldı pey-der-pey hayâl-i yâr pür göz hânesin
 San ki zeyn itdi Nigâristânı Çîn sûretgeri  BESNİLİ NEHCÎ DEDE 

Eski devrilerde ( günümüzde de kullanılır) kadınları parmaklarına kına ( hınnâ) yakma âdeti vardı. Ve parmaklara yakılan kınaya nakş-ı hezardost da denilir, kınaya da Nigar denmesi mümkün olurdu.

İran kültürünün efsanevi ressamı olan Mani adındaki Çinli bir rahip Mani dininin kutsal kitabı olan Arzhang ( Erjengi)  (Erjeng Engelyun Kitab-ı Erjeng ve Mani ) resimlerle süslemiş [2]yazılan bu kitaba eski edebiyatta Nigaristan ‘da denmişti.  Nigar sözcüğü muhtemelen bu nedenle daha çok resim veya resmi yapılmış güzel manasında daha çok kullanılmış, bu yüzden de nigar sözcüğü divan şiirinde bezen nakış ile birlikte tevriyeli, bazen da sevgili yerine kullanılmıştır. Nigar sözcüğü, çoğu kez Zühre ile de karşımıza çıkar. Bu durumda def çalan, oynayan, kaşları, gözleri, kirpikleri ile can alan sevgili tasavvurları ile belirtilir.  Nigar sözcüğü sevgili anlamından hareketle tasavvufi şiirlerde Allah, Hz Peygamber veya şeyhi de kast edecek şekilde de kullanılır.

Gönül ki bir sanemi kendüye nigâr eyler
 Anun belâlarını cândan ihtiyâr eyler Hamdullah Hamdi 

 Nigar ve Mani’nin yazmış olduğu Niğaristan adı verilen Kitab-ı Erjeng ( Erjeng Engelyun Kitab-ı Erjeng ve Mani  ) nigar sözcüğü ile ilişkili olarak kullanılmış, bu nedenle de sık sık divan şiirinde karşımıza çıkmıştır.

Eski devirlerde resim yapanlara "nigârende" ve "nigârî"  de denilmiştir. Nigarâ ise : Ey nigar, ey sevgili anlamındadır. 

Niğar sözcüğü, kimi zaman  Ferhâr Şehri Divan Şiirinde Güzeller Mabedindeki güzeller için de kullanılır. ( bkz Ferhâr Şehri Divan Şiirinde Güzeller Mabedi) Bu mabedin içinde mabedi veya şehri gezmeye gelen ziyaretçilere ikram edilen güzel kadınlar vardır. Mabedin rahibi, ziyaretçilere bu güzelleri ikram ederek, onlarla vakit geçirmelerini sağlar. Böylece bu mabetteki güzeller ile kalanları da Budizm’e davet eder.

Edebiyatımızda Ferhar, işte bu güzelleri ve  putperest hanesi ile meşhur ve makbul tutulmuştur. Bu şehre gelenler  bu şehirdeki mabede girmekte,  mabed’de hizmet eden “ yetmiş güzel kızdan birisine tutulmakta   kızların güzelliğine kapılanlar o şehre ve Budizm’e bağlanmaktadır.” ( bkz Halluh Hoten Nevşâd Şehirleri ve Ferhar Güzeller Mabedi

Ayrıca Budistlerin mabetleri  resimler, nakışlar ve tasvirlerle bezelidir ve bu mabetlerin içlerinde ve dışlarında Buda’nın heykelleri de bulunur.  Şu halde  güzel kadınların heykellerinin ve resimlerinin de bulunduğu bu şehre  “ Büt-i Ferhar “  da denmiştir. Niğar –ı Çin,  dendiğinde kast edilen işte bu güzellerdir.

Kuy-ı tecride niğaristân-ı Çin’de geçmişiz.
Hey ne dil-keş dil- rüba dilber sanemler görmüşüz  Merzifonlu Muallim Cudi

Bunların dışında niğar ve niğaristan sözckleri divan şairlerinin tahayyüllerinde; büt, put, sanem, mabetlerdeki duvar resimleri;  nakkaş Mani ve Bihzat'ın  resimlerindeki güzeller;  Çin , Keşmir, Halluh ve Ferhar mabetlerindeki heykeller; duvar süzleri, kadın ve güzel resimleri,  içinde her gün beş yüz güzelin saz çalıp şarkı söylediği Sümnat  mabedi vb anlamlarında anlaşıldığı görülür. 


Şiirlerimizde Nigar

Nigârâ bezm-i hüsnünde dil-i mestânemiz kaldı
Perin yakmış cemâlin şem'ine pervânemiz kaldı  Hayali Bey 


Aferin olsun  nigarın zülfü ila qaşinə,
Gər macal bulsam həbibin çövriləydim başinə.   Seyyit Nesimi

Âh kim yakdı beni rûy-ı nigâr ayrılıgı
 Ne ‘aceb müşkil imiş ‘âşıka yâr ayrılığı     Hamdullah Hamdi

Baña tûmâr-ı muhabbet ol nigâruñ tîridür
Boynuma ey dil hamâyil safha-i şemşîridür   Gelibolulu Sun’î

Bezm-i felekde Zöhre çalar zer-nigâr def
Sâkî benefşe sundı yine ehl-i meclise    Ravzi

Gittikce hüsnünü ziyade eyle nigarımın
Geldikce derdine beter et mübtela beni   Fuzûlî

Dünye vü ukbâda men yâr ol nigârı bilmişem
Gönlümün maksûdı hem ol gül-izârı bilmişem  CİHÂNŞÂH HAKÎKÎ’


Gelse nigâr ayaguna başdan şarâba çek
Def’-i hicâb eyle su’âl u cevâba çek     Aşık Çelebi

 

KAYNAKÇA

 

[1] https://www.osmanice.com/osmanlica-25812-nedir-ne-demek.html

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/erjeng-engelyun-kitab-i-erjeng-ve-mani/100470

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da