Niyazi Mısrı ve Eserleri

14.03.2015

Niyazi Mısri, Yunus Emre (tarzıTasavvuf geleneğininin en başarılı temsilcilerinden ve Halvetîyye tarikatının Ahmediyye koluna mensup iken, bu koldan ayrılarak kendine mahsus Mısriyye kolunu oluşturmuş ve Halvetîliğe yeni bir bakış açısı getirmiş olan bir mutasavvıf şairimizdir.

Niyazi Mısrî  için edebiyatımızda şiirlerine en çok şerh yazılan şairlerden biridir.

Niyazi Mısrı ’nin şiirleri, on yedi kişi tarafından şerh edilmiştir. Şerhlerinin bu kadar çok olması o’nun çok okunduğunun, çok sevildiğinin ve tesirinin genişliğinin delili sayılabilir. Niyazi-i Mısrî'nin kendisi de Yunus Emre'nin bazı şiirlerini şerh etmiştir. [1]

ESERLERİ

DİVAN:

“İlmihal-i tarikat “ olarak tanınan Mısri’nin divanı en çok tanınan ve sevilen eserlerden bir tanesidir. Eserin çok sayıda yazma  nüshaları  ve şerhleri bulunmaktadır.  Şairin şiirleri bestelenmiş, şiirleri tekkelerin ve zikir meclislerinin ayrılmaz parçası olmuş, Kadiriye’den, Uşşakiye’den, Nakşibendiye’den, pek çok tekke şairi de muhtelif manzumelerine şerh yapmışlardır. [2]

Bu şerhlerden bir tanesi de Seyyid Muhammed Nüru'l – Arabi’ye aittir. Basılmış olan bu şerhin arka kapağında Niyazı Mısrı divanı hakkında da bilgiler verilmiştir. Arka kapağındaki bilgiler şu şekildedir:

“Hz. Pîr'in ilâhiyâtı... Besteli olarak okunmuş veya sohbetlerde şerh edilmiştir. Bu şerhlerden birisi de Seyyid Muhammed Nûrü'l-Arabî Hazretlerine (1813-1887) aittir.

Esasen Seyyid Hazretleri Mısır'da doğan ve Ana dili Arapça olan bir zat olduğu halde manevî bir sevk ile gelip yerleştiği Rumeli'nde bir Türk gibi yaşamış, sohbetlerini genellikle Türkçe yapmıştır... Seyyid Hazretleri ihvânına şerhi yaparken muhtemelen Bulak baskısını (H. 1259/1843) esas almıştır. Bu nüshada 185 nutk-ı şerif mevcuttur. * Elinizdeki eser Seyyid Muhammed Nûr'un M. 1875-1881 yılları arasında Hak âşıklarına yapmış olduğu derslerde tutulan notların terkibiyle ortaya çıkmıştır. Seyyid Hazretleri'nin görevlendirdiği dervîşânın tuttuğu bu notlar daha sonra Hüseyin Şemsi Ergüneş Hazretleri (1968) tarafından karşılaştırma yapılarak tebyiz edilmiş ve son şekli verilmiştir. Bu eserde metnin Ali Muhittin Ergüneş'in elindeki müellif hattı ve şahsi kütüphanemizde bulunan istinsâhı esas alınmıştır” [3]

 

Eserin ilk baskısı Osmanlıcadır. Eser Kahire Bulak matbaasında (H. 1259/1843) basılmıştır. Bu nüshada şaire ait 185 nutuk bulunmaktadır. Divanın karşılaştırmalı metni Kenan Erdoğan tarafından yayımlanmıştır (Ankara 1998). Buna göre eserde 158’i gazel 199 şiir bulunmaktadır. Ayrıca bir mesnevi, yedi murabba, dört muhammes, bir müseddes, iki tarih, biri Arapça üç tahmîs, çeşitli na‘t ve mersiyeler vardır. [4]

Tuhfetü’l-uşşâk. Allah, varlık, insan, kâinat, ibadet gibi konuları içeren eser Niyâzî-i Mısrî’nin düşünce dünyasını tanıma açısından önemli bir kaynaktır. Eserin kütüphane kayıtlarına dayanılarak (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2980) Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin aynı adlı kitabının genişletilmiş tercümesi olduğunun söylenmesi (Öztekin, III, 273) yanlıştır. Bazı nüshaları Risâle-i Vahdet-i vücûd adıyla kayıtlıdır (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3299/3; Hâşim Paşa, nr. 27/2). [5]

 Mecmua. Mısrî’nin bizzat kendi el yazısıyla kaleme aldığı iki mecmua bulunmaktadır. Bunlardan “Mecmûa-i Kelimât-ı Kudsiyye” diye adlandırıldığı anlaşılan ilki (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Sultan Orhan, nr. 690) hâtırat mahiyetinde olup burada daha çok Limni’de geçirdiği sıkıntılı günler anlatılmıştır. Bu mecmua Niyazî-i Mısrî’nin Hatıraları adıyla yayımlanmıştır (nşr. Halil Çeçen, İstanbul 2006). Bir derleme ve antoloji niteliğindeki diğer mecmua (Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 1218) Niyâzî’nin ne tür eserleri okuduğunu, kimlerden etkilendiğini göstermesi bakımından önemlidir.

 Risâle-i Es’ile ve Ecvibe-i Mutasavvıfâne (Risâle fi’t-tasavvuf). Bazı tasavvuf terimlerinin açıklandığı eserin elliden fazla yazması tesbit edilmiştir. Matbu nüshaları ve sadeleştirilmiş neşirleri de bulunan eserin müellifin en çok okunan kitaplarından biri olduğu anlaşılmaktadır (Kenan Erdoğan, s. CLII-CLIII).

Risâle-i Devriyye. Tasavvuftaki devir nazariyesiyle ilgili mensur bir eser olup Abdurrahman Güzel tarafından özensiz bir şekilde yayımlanmıştır (Türk Kültürü Araştırmaları, XVII-XXI/1-2 [Ankara 1983], s. 121- 137). 6. Ta‘bîrâtü’l-vâkıât. Tasavvufta rüyaların sâlikin geçeceği yedi nefis merhalesine göre değerlendirildiği ve her birinin bir daire olarak ele alındığı bu küçük risâleyi Mustafa Tatcı neşretmiştir (Türk Folkloru Araştırmaları [Ankara 1989], s. 85-95).

Şerh-i Esmâü’l-hüsnâ (Esmâ-i Halvetiyye). Halvetîler’in seyrü sülûk esnasında zikrettikleri Allah, alî, hû, alîm, kahhâr, hay, azîm, hak, vâhid, kayyûm, samed, ahad isimlerinden oluşan on iki esmâ-i ilâhiyyenin tasavvufî şerhidir. Mustafa Tatcı (TY, 12/8 [1988], s. 28-33) ve Baha Doğramacı (Niyazi-yi Mısrî: Hayatı ve Eserleri, Ankara 1988, s. 68-75) tarafından yayımlanmıştır.

Şerh-i Nutk-ı Yûnus Emre. Şathiye türünün en güzel örneklerinden biri olup Yûnus Emre’ye atfedilen “Çıktım erik dalına ...” diye başlayan şiirinin şerhidir. Birçok yazması bulunan bu şerhin eski ve yeni harflerle çeşitli yayımları bulunmaktadır (meselâ bk. Yûnus Emre Şerhleri [haz. Emine Sevim - Necla Pekolcay], Ankara 1991, s. 137-152). Niyâzî-i Mısrî’nin Yûnus Emre’ye ait olması muhtemel bir başka şiir şerhinin daha bulunduğu ileri sürülmüştür (Mustafa Tatcı, “Yûnus’un Yeni Bir Şiiri mi?”, Erguvan, sy. 1 [Ankara 1985], s. 7-8).

 

 Niyazi Mısrî Hayatı Edebi Kişiliği

Niyazi Mısrı ve Eserleri

Niyazi Mısrı Divanı Edebi Yönü Şiirleri

KAYNAKÇA

[1] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/niyazi-misri-hayati-edebi-kisiligi/74323

[2] Niyâzî Divanı, (Osmanlıca) basım yeri ve tarihi yok, s.78-79; Ayrıca Bkz; Malatya Şiirleri Antolojisi, s. 48.)

[3] https://www.idefix.com/kitap/niyazi-i-misri-divani-serhi-seyyid-muhammed-nurul-arabi/

[4] Mustafa Aşkar- NİYÂZÎ-i MISRÎ -cilt: 33; sayfa: 168

[5] Mustafa Aşkar- NİYÂZÎ-i MISRÎ -cilt: 33; sayfa: 168

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar