Orman ve Ev Öyküsü Konusu Metni Sait Faik

30.12.2019

 

 

Orman ve Ev adlı öyküsü Sait Faik’in ilk hikâye kitabı olan Semaver adlı kitabının içindeki öykülerden biridir.  Semaver adlı öykü kitabının İlk baskısı 1936 yılında yapılmış ve bu kitabın içersinde yazara ait on dokuz öykü bulunmaktadır.

Sait Faik’in ilk kitabı olan Semaver kitabı içindeki tüm öyküleri daha önceden devrin çeşitli dergilerinde yayımlanmış olan yazarın yazdığı ilk öykülerden oluşur.  Semaver adlı öykü kitabının basım ücreti yayınevine babası tarafından ödenmiş ve   daha sonra da kitabın pek çok baskısı yapılmıştır.

Yazarın bu kitabındaki öyküleri içinde Orman ve Ev adlı öyküsü yazarın Adapazarı’ndaki çocukluk günlerinden kalan bazı anılarını da aktarması açısından önemlidir. Bilindiği gibi yazarın ailesi ve babası Adapazarılıdır.  Sait Faik’in babası kereste tüccarı olan zengin bir iş adamıdır.  Sait Faik gençlik yıllarına kadar Adapzarı, Akyazı’da yaşamış ve bu hikâyesinde adı geçen Dokurcun köyünde de pek çok anısı olmuştur.

 

Orman ve Ev

Haleplizadelerin ormanı “Dokurcun suyu”nun buz gibi sularından aldığı kuvvetle büyüyen levent kavaklardan başlar; sırasıyla meşe, ayva, köknar ve çamlarla biterdi. Tam 1400 metreye çıkan bir dağın tepesindeki kırınızı derili kayalara varıncaya kadar bu orman bir denizdi.

Kavakların tepesinde sergüzeşt arayan köy çocuklan, bir transatlantiğin yolcuları yere baktıkları zaman sığ ve berrak denizlerde derinliğin acayip renk ve balıklanın, ziyanın suyun içinde yaptığı helezonları nasıl seyrederlerse Dokurcun suyunu ve çimenleri kavakların tepesinden öylece seyrederlerdi.

Ata biner gibi bindikleri bir daldan ayaklarını salladıkları zaman Dokurcun suyu kabarmış ve onların çıplak ayaklarına kadar çıkmış sanırlardı. Onların bazen bu mevhum suya balıklama atlayacaklarını zanneden avare ve tarlasız köylüler korkarlardı.

Haleplizadelerin ormanı hakikaten bir denizdi. Bu denizin sathı kavakların tepesine çıkmış kel çoban çocuklarının ayaz kafalarından bir iki metre daha yükselirdi. Sonra oradan bir tek dalga halinde ta 1400 metrenin kızıl derili, insan kafalı, hayvan vücutlu kayalarına kadar tırmanırdı. Tırmanan ve göğe doğru yükselen deniz olur mu? Yelkensiz, balıkçı gemisiz, transatlantiksiz deniz olur mu? Hepimiz olmadığını biliriz. Fakat yine hepimiz Dokurcun Köyü‘ne gelmiş hassas köy hocaları, cürmümeşhuda çıkan müddeiumumiler, kazaya dağ kenarından iyi su getirtmek için yaylı arabalarda gezmeye çıkmış kaymakamlar, mühendisler ve belediye reisleri de benim gibi Haleplizadelerin ormanını bir denize benzetmişlerdir. Bütün bu anonim teşbihin karşısında yeni bir vasıf bulmak için uğraşmama lüzum yoktur.

Haleplizadelerin ormanı bir denizdir. Bir Mağara denizinden daha da zengindir.  Ev: Beyaz köknarların araba araba taşındığı kasabaya orman bir öküz arabası süratiyle 48 saattir. Bir öğleyin çakır mandaların çektiği taze çam kokulu, ağır arabaya binersiniz. İki gece yıldızlan sayarak kasabaya varırsınız.

Arabacı büyük bir ardiyenin önünde “deh ayı“larını durdurur. Çakır mandalar eğer yağmur yağmışsa kasabanın çamurlarına mesut uzanırlar. Arabacı önlerine kuru otlar atar. Onlar isteksiz ve iştahsız fakat doymadan yerler. Sonra tahtaları birer birer arabacı ardiyeye taşırken kafanızı kaldırıp ardiye damlarının ötesinde beyaz bir konak görürsünüz. Üslupsuz, biçimsiz bir binadır.

Yalnız, beyazlığı bir mana ifade eder. Kafesli pencerelerinden ötesini insan tahayyül bile edemez. Hâlbuki bütün kasaba evleri gibi bir sofa, beş oda, bir mutfak, bir hamam, bir de arkada iki dönümlük yemiş bahçesinin gölgeliğine asılmış nişastalar, pestiller ve tarhanalar kuruyan bir balkondan ibarettir. Bütün kasaba evleri gibi dedim. Böyle demekle bütün kasaba evlerinin bir sofa beş oda, bir sofa yedi oda olduğunu kastettim. Oyledir.

Fakat ben ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum. Zaten öte tarafına ev demiyorlar. Kulübe diyorlar. Ardiye damlarıın arkasından gözüken beyaz konağı iyice görebilmek için yan çıkmaz sokağa sapılır. Oradan yüz metre kadar yürüdükten sonra solunuza rastlayan ahşap kitleye dikkatle bakmalıdır. Işte on dokuz ayak mermer merdivenler… Mermer merdivenlerin kenarlığı yeşil çubuklarla örülü; yeşil çubukların sivri uçları bir iki parmak sarı yaldızla kaplı. Güneş varsa eğer sıcak ve şaşalı bir yaz öğlesi ise bu demir çubukların uçları cami âlemleri gibi parlar. Zaten kuyrukları geniş bir gökyüzüne bakan hilaller çubukların sivri uçlarında birer minyatür halinde görünür gibi olur. Ve siz İstanbullu iseniz bu yaldızlı çubukların altında birer Süleymaniye kubbesi görmek için muhayyelenize müracaat edersiniz.

Evin içine gündüz bile olsa, girmek mümkün değildir. Zaten bu çıkmaz sokağa bu evi görmek kastıyla girmek de mümkün olacağını sanmıyorum. Kimse sizi bu görmek fiilinden ötürü mahkûm edemez. Öyle olduğu halde gidip göremezsiniz. Yalnız bazan sokağın çıkmaz olduğunu bilmeyen acemiler evin önüne kadar gelmişler; ve karşılarına çıkan bahçe duvarıyla karşılaşmışlardır.

Bu yazıların sahibi benim de başıma böyle bir kaza geldi. Kestirmeden bir arkadaşın evine çıkmak istedim. Bahçenin kalın duvarı suratıma çarpa yazdı. Ters yüzüne dönünce evvela, büyük, biçimsiz ve mimarisiz konağı gördüm. Sonra sağdan sola bir yarım çarkla döndüğüm zaman bir küçük kulübe ile burun buruna geldim. İşte bu küçük kulübe beni çok alakadar etti: Kapıyı vurdum.

Beyaz başörtülü bir kadın; bir cumbanın içinden sarktı.

Ne var çocuğum? Dedi.

— Hanım teyze, dedim. Lûtfi evde mi?

Lûtfi evde yoktu, mektepten daha dönmemişti. Lûtfigillerin evinin ön kapısı bu çıkmaz sokakta idi. Fakat Lûtfigiller büyüce bahçelerinin anayola açılan kapısından işlerlerdi. Ben bunu bilirim. Fakat ardiyelerin kiremitleri ötesinden gözüken Haleplizadelerin evini görmek bende merak haline geldiği zaman Lütfi bana:

— Çıkmaz sokakta da kapımız vardır, demişti.

Yoksa ben, Lûtfi’nin mektepten daha dönmediğini, bizim mahallede ceviz oynadığını biliyordum.

Hikâyelerinden Özetler

Sait Faik Abasıyanık Hayatı Edebi Kişiliği Eserler

Sait Faik 'in Lüzumsuz Adam Kitabı - İnceleme ve Öykünün Metni

Sait Faik’in Havuz Başı Öyküsü Konusu Metni ve Kitabı

Projektörcü Öyüküsü ve Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik'in Hancının Karısı Adlı Öyküsü Hakkında ve Metni

Sait Faik'in Meserret Oteli İnceleme Özeti ve Metni

Semaver Kitabı ve Öyküsü Hakkında Özeti Metni Sait Faik Abasıyanık

Mahalle Kahvesi Hakkında Özeti Tam Metni Sait Faik Hakkında

Sait Faik 'in Lüzumsuz Adam Kitabı - İnceleme ve Öykünün Metni

Sarnıç Öyküsü Metni ve Kitabı İle Sait Fai

Sait Faik Abasıyanık Sinagrit Baba İncelemesi ve Tam Metni

Zemberek Öyküsü Hakkında Metni ve Sait Faik Abasıyanık

Yani Usta Öyküsü ve Sait Faik

Yalnızlığın Yarattığı İnsan Öyküsü Konusu Metni ve Sait

Şehri Unutan Adam Konusu Özeti Metni ve Sait Faik

Şahmerdan Kitabı ve Sait Faik Abasıyanık Hakkında

Satılık Dünya Öyküsü ve Metni ile Sait Faik

Sait Faik Haritada Bir Nokta Metni ve Değerlendirme

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar