Yazıda “Sadi Şirazi Bostan ” romanı hakkında bilgiler, romanının özeti, romanın konusu, ana fikri, romanın kahramanları, romanın olay örgüsü, romanın yazarı, “Sadi Şirazi Bostan ” hakkında bilgiler “Sadi Şirazi Bostan “ romanın şahıs kadrosu yazarın diğer romanları, “ Sadi Şirazi Bostan “ adlı eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
SADİ ŞİRAZİ HAYATI VE BOSTAN ESERİ HAKKINDA
Asıl adı Müslihüddin Şeyh
Sadi olan Sadi Şirazi İran edebiyatının en büyük şairlerindendir. Orta çağın ilim ve kültür merkezi Şiraz’da doğduğu için Şirazi olarak bilinmiş, büyük bir ihtimalle yaklaşık olarak 1184 yılında Şiraz’da doğmuş, 98 yaşında iken 1292 yılında Şiraz’da vefat etmiştir.
[1]
Sadi, Henüz on iki yaşında iken yetim kalmış, babasını kaybedip dedesi ve amcası tarafından yetiştirilmiştir. İlk tahsilini Şiraz'da tamamladıktan sonra, Moğol istilası üzerine Bağdat'a gitmiş, Bağdat'ta Nizamiye Medresesinde Abdülkadir Geylani hazretlerinin halifesinin derslerinde yetişerek tahsilini tamamlamıştır.
Sonra İslam ülkelerini gezmeye başlamıştır. Sadi, gençlik çağından sonraki yıllarda sürekli seyahat etmiş ve maceralı bir hayat sürmüş olan Sadi, Anadolu, Mısır, Suriye, Delhi, AZERBAYCAN ve Belh'e uğramış pek çok âlim ve insanla tanışmış, çöllerde vahalarda hanlarda geçen bir ömür sürmüştür.
Sadi, gençlik çağından sonraki yıllarda sürekli seyahat etmiş ve maceralı bir hayat sürmüştür. Yaşadığı dönemde İran, Moğol hâkimiyeti altındadır. Şam’da iken Haçlılara karşı savaşmış, Hıristiyanlara esir düşmüş, yıllarca ağır istihkâm işlerinde çalışmış, bilgisine hayran kalan Suriyeli bir tacir onu fidye ile esaretten kurtarmış ve kızıyla evlendirmiştir. Ancak eşinin kendisine kötü davranmasına dayanamayan Sadi, evini terk etmiş, Anadolu’yu Çin’i ve Hindistan’ı gezdikten sonra memleketi Şiraz’a dönmüştür.
[2]
1256da memleketine dönen Sadi, eserlerini kaleme almaya başlar. Tarih-i Cihanguşa’nın yazarı sahibi Cüveyni tarafından da takdir edilen Sadi, 98 yaşında Şiraz’da ölür. Mezarı Şiraz’a yakın Sadiyye’dedir.
Çok sayıda eserine rağmen en meşhur eserleri Bostan ve Gülistan’dır. Manzum ve mensur karışık ahlak, öğüt, terbiye, anı, türünde bir eser olan Bostan ve Gülistan doğu edebiyatının en önemli eserlerinden biri kabul edilir. Ayrıca tüm dünya edebiyatının da başyapıtlarından biridir. Şirazlı Sadi´nin bu eserlerinde evrensel temalara yer verilmiş, eserlerinde insanların yaşama gerekçeleri olan mutluluk ve huzura nasıl kavuşulur sorularına reçeteler ve cevaplar sunulmuştur. Sadi, gazel kaside ve mesnevi türünde en büyük üstatlardan biri kabul edilmektedir.
[3]
Onun Bostan ve Gülistan adlı eserlerinde bu gezilerde yaşadığı olaylar, tanıdığı insanlar bu gezilerde yaptığı sohbetler duyduğu hikâyeler malzeme olarak kullanılmıştır.
[4]Bostan ve Gülistan en önemli eserleridir. Fakat onun eserleri Bisûtun diye anılan Ali Bin Ahmet tarafından külliyat halinde derlenmiştir.( 1325-1335) (
Sadi Şirazi ve Bostan'dan Seçmeler )
İranlı, Türk hatta batılı Şairleri dahi etkileyen Sadinin çok sevilmesi, kitaplarında etkili kıssalar ve hikayeleri etkili, zor taklit edilebilir bir üslup- sehli mümteni ifade gücü ve olayları çok iyi vecizeler ile dersler vermesi sayesindedir. Eserleri, Baharistan ve Niğaristan gibi adlı eserlerle taklit edilmeye kalkışılmış ama taklitleri Sadi’nin eserlerindeki başarıya ulaşamamıştır.
BOSTAN
Sadi bu eserini Şiraza dönüşünün ertesinde 1257 yılında tamamlamış ve eserini Sadi Salgurlu Ebubekin Bin Sad b. Zengi adlı Atabek’e hediye etmiştir. Eser büyük ihtimalle Şam’da iken ve Kellase adıyla anılan medresede tertip edilmiştir.
[5] Esere önceleri Sadiname adı verilmişse de sonradan Bostan diye anılır hale gelmiştir. Eser mesnevi türünde orta büyüklükte 4000 beyti aşan bir eserdir. Eserin tüm yazma nüshalarında büyük farklar bulunmaktadır.
[6]Eser Hakkında Kilisli Rıfat ve Hikmet İlaydın değerli çalışmalar yapmışlar eserin Türkçeye çevirmişlerdir.
Eser mukaddime ve on bölümden oluşur. Eserin bölümleri: Adalet, ihsan, aşk, tevazu, rıza, kanaat, terbiye, tövbe, münacat, hatm-i kâtip şeklindedir. Eser ahlak adalet, siyaset, cemiyet ahlakı, ferdi ahlak, aşk, terbiye Allah karşısında insan gibi belli başlı konular içermektedir. Hayat ve cemiyet en belirgin konular olarak karşımıza çıkmaktadır.
[7]
Sadi’nin Bostan ve Gülistan’ı başlangıçtan beri edebiyatımız üzerinde tesirli olmuş, medreselerde okutulan baş eserlerden biri olarak derslerde işlenmiştir. Bostan’ın Divan Edebiyatımızda bilinen ilk tercümesi Hoca Mesud, tarafından yapılmıştır.
Hoca Mesud Süheyl ü Nevbahar ve Ferhengnâme-i Sa'di , ( 1354) adlı çevirisi Bostanın kısaltılmış tercümesidir ve 1073 beyitten oluşur. Bu tercüme Kilisli Rıfat Bilge ( İstanbul- 1937) ve Hikmet İlaydın ( Ankara 1947 ) tarafından günümüz harfleri ile yeniden neşr edilmiştir. Hikmet İlaydın’nın tercümesi Sadi’nin Osmanlıca Tercümesini esas almıştır. Bostan pek çok batı diline de tercüme edilen bir eserdir.
Eserin ( Mehmet Çelebi ( Fatih zamanı) Süruri, ( Ölm- 1562), Şem’i ( ö. 1591) Havayi Mustafa Çelebi, Sudi ( ö. 1596) tarafından Osmanlıcaya pek çok çevirileri yapılmıştır. Bu çevirilerin en önemlisi olarak Sudi’nin yaptığı çeviri olarak gösterilir.
Sadî, ömrünün üçte birini ilim tahsiliyle, büük bir kısmını da pek çok ülkeye yaptığı gezilerle geçirmiştir. Sadî, yaptığı bu seyahatlerini daha ziyade gitmediği görmediği ülkelerde duyduğu bildiği âlimler tanışmak ve onlardan feyz almak için yapmış, bu gezilerinde zamanın en büyük bilginleriyle ve mutasavvıflarıyla tanışmış, onlarla sohbet etmiş, yollarda tanıştığı seyyahlardan hikâyeler ve kıssalar dinlemiş bu bilgi ve birikimlerini de eserlerinde toplamıştır. Sadi bu birikimlerini yirmiye yakın kitabında toparlamıştır Fakat onun en önemli eserleri Bostan ve Gülistan adlı kitaplarıdır. Sadi’nin Bostan adlı eseri MEB Yüz Temel Eser arasında gösterilmiş, Türk okur, öğrenci ve okullara okunması için tavsiye edilmiştir.
[8]
Münacat,
Nat-ı Şerif,
Çâryâr-ı Güzîn,
Eserin Yazılış Gerekçesi,
Eserin Yazılış Tarihi,
İslam Sultanı Sad Oğlu Atabek Bekire Övgü,
İslam Halifesi Atabek Sad Oğlu Mehemmede Övgü,
Birinci Bölüm
Adalet ve Hükümdarlık,
İkinci Bölüm
Cömertlik,
Üçüncü Bölüm
Aşk, Tarikat ve Muhabbet,
Dördüncü Bölüm
Alçakgönüllülük,
Beşinci Bölüm
Rıza,
Altıncı Bölüm
Kanaat,
Yedinci Bölüm
Terbiye,
Sekizinci Bölüm
Şükür,
Dokuzuncu Bölüm
Tövbe,
Onuncu Bölüm
Münacat ve Kitabın Sonu,
Moğolların içki ve işret meclisinde bir tarikat öğrencisi,çalgıcıların defterini ve çengilerini kırmış.
Bunun üzerine sarhoşlar saçından tutarak çenk gibi yerde sürüklemişler onu.
Yüzünü def gibi tokatlamışlar ve hırpalamışlar.
Gece olunca zavallı delikanlı ,ağrı ve sızıdan uyuyamamış.
Şeyhine giderek durumu anlatmış.
Şeyhi, “ Tef gibi yüzü yaralı olmak istemiyorsan, çenk gibi başını aşağı tut’’diye nasihat vermiş.(sayfa 223)
İLGİLİ LİNKLER
[2] Bilge, Kilisli Rıfat, Sâdi Şirazi- Bostan ve Gülistan, Can Kitabevi, İstanbul, 1968
[3] Tarlan, Ali Nihat, Bostan ve Gülistan adlı eserin önsözü, Can Kitabevi, İstanbul, 1968
[9] https://www.birazoku.com/bostan-ve-gulistan