Sağırdere Hakkında Konu Özet ve Kemal Tahir

07.04.2020

 
Sağırdere Roman  ve Kemal Tahir
 
Sağırdere  adlı roman Kemal Tahir  ‘in - Asııl adı İsmail Kemalettin Demir -( d.Mart 1910, İstanbul - ö. 21 Nisan 1973) ilk baskısı 1955 yılında yapılan ilk köy romanıdır.  Bu kitap aynı zamanda Kemal Tahir’in “ Göl İnsanları adlı eseriyle birlikte basılan ilk kitabı olmaktadır.  Gölinsanları ve Sağırdere aynı yıl yani 1955 yılında basılmışlardır.
 
İsmail Kemalettin Demir  yani Kemal Tahir  1938’de Nazım Hikmet'’le birlikte Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından TKP  üyesi olmak  ve  “Orduyu isyana teşvik” suçlamasıyla on beş sene hapse mahkûm olmuş, Nazım Hikmet ile birlikte hapis yatmış,  Çankırı, Çorum, Nevşehir, Malatya cezaevlerini dolaşmış,  hapishanede  iken Nazım Hikmet’in tavsiyesi ile hikaye ve roman  üzerinde çalışmaya başlamıştı.[1] Kemal Tahir tam on iki yıl hapis yattıktan sonra 1950 yılında çıkan af ile hapisten çıkmış, Sağırdere ve Körduman adlı romanlarını ise hapishane yıllarında tanıştığı ve esinlendiği karakterlere dayanarak yazmıştı.  Çankırı Hapishanesinde yataraken tanıdığı kişilerden esinlenerek yazılan  Sağırdere  özellikle sol çevrelerden takdir gömüş  Kemal Tahir’in bu romanı yabancı yazarların etkisinden ırak yazılmış ilk  gerçek Anadolu romanı olarak kabul görmüştür.  Nitekim biraz da teşvik etmek maksadı ile Nazım Hikmet bir mektubunda bu konuda Kemal Tahir’e şunları yazmıştır. " Sağırdere sahici Türk romancılığında bir merhaledir. Bundan sonra daha ne kadar büyük eserler yazarsan yaz o, senin en taze, en ölmeyecek kitaplarından biri olarak kalacak. “  ( Nazım Hikmet, Kemal Tahir'e Mahpushaneden Mektuplar )
Esir Şehrin İnsanları , Yorgun Savaşçı , Rahmet Yolları Kesti, Kurt Kanunu , Bozkırdaki Çekirdek gibi romanları ile tanınan Kemal Tahir Türk Edebiyatının en mühim romancılarından biridir.
 
Sağırdere (1955) ve onun devamı olan Körduman (1957) Çorum’un Yamören köyündeki kahramanları etrafında  “köylünün sorunlarını, etik değerlerini, köyün ekonomik yapısını, tarih içindeki bağlarından koparmadan sergileyen “ romanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.   Türk köyünü ve köylüsünün sosyal hayatını derinlemesine bir gözlemle dile getiren  Sağırdere romanı “ Düğün “ ve “Gurbet “  olarak iki bölüme ayrılır.
 
Eserin ilk bölümü olan “Düğün” bölümünde Mustafa’nın sevdiği kızı alamaması ve diğer silik ve işe yaramaz hayatı, , ikinci bölümü “Gurbet’’te ise göçtüğü şehirde iyi bir meslek öğrenerek bir kimlik kazanması konusu işlenmektedir.
 
Sağırdere'de, Kemal Tahir, hikâyesini köy - kent ikilemi üzerine kurarken, yoksul köylünün küçük dünyasını olanca sadeliği ve samimiyetiyle anlatır. Çocuksu bir aşkla tutulduğu kıza kavuşamayan Mustafa'nın köye katlanamayıp Ankara'ya çalışmaya gitmesi, orada bütün zorluklara rağmen tutunmaya çalışması, kent hayatını görüp, kendini sorgulamaya başlaması,
sonrasında ise değişerek köye geri dönmesini anlatan "Sağırdere", bir yandan da naif bir aşk ve ergenlik hikâyesidir
.”[2]
 
 Esir Şehrin İnsanları Esir-Şehrin-Mahpusu-,  Yorgun Savaşçı , Rahmet Yolları Kesti, Kurt Kanunu Bozkırdaki Çekirdek gibi Sagirdere- ,  Yol-Ayrimi-  Kelleci Mehmet , Körduman-  romanları ile tanınan Kemal Tahir Türk Edebiyatının en mühim romancılarından biridir.

ROMANIN KONUSU
 
Romanın konusu köyden kente giderek  bir meslek öğrenip işe yarar bir adam olmak şeklinde özetlenebilir.
 
İşsiz, güçsüz eğitimsiz cahil ve silik bir köy genci olan Mustafa, sevdiği kızı alamayınca Ankara’ya çalışmaya gider. Çalışmaya birlikte gittikleri arkadaşları ile araları açılıp onlardan ayrılır. Bir taş ustası ile tanışan Mustafa mesleği öğrenip para kazanır ve başarılı üretken bir adam olarak bir şahsiyet kazanır.
 
ROMANIN KARAKTERLERİ
 
Kulaksızların Mustafa : Köyde yaşayan başı boş silik bir gençtir.  Sevdiği kızı da alamayınca çalışmaya gittiği Ankara’da iyibir meslek öğrenip bir şahsiyet kazanır.
Ayşe : Kulaksızların Mustafa’nın sevdiği kızdır fakat başkasıyla evlendirilir.
Murat Ağa : Kulaksızların Mustafa’nın ağabeyidir.
Pelvan Vahit: Mustafa’nın arkadaşı
 

Sağırdere Roman Özeti
 
Çankırı’ya yakın Yamören köyünde Murat Ağa’nın kardeşi Kulaksızların Mustafa köyde işsiz , güçsüz hatta zavallı bir gençtir.
 
Mustafa ve arkadaşı Pelvan Vahit’in köylerinde sevdikleri kızlar vardır. Mustafa ile Vahit köydeki bir düğünde sevdikleri kızları izleyip iç çekerler. Fakat ne Mustafa ne de Pelvan Vahit sevdikleri kızı alamazlar.  Çünkü Pelvan Vahit, çok fukaradır. Mustafa’nın ise yaşı daha küçüktür ve abisi Murat daha evlenmemiştir. Bu yüzden Mustafa ne kadar istese de abisinin yüzünden sevdiği kız olan Ayşe’ye dünür göndermez.  
 
Pelvan Vahit’in  sevdiği kız olan Güldane’nin peşinde   Jandarma Nail vardır. Mustafa ise Ayşe’yi 2. eş almak isteyen Hocaların Hakkı ile mücadeleye girmiştir. En sonunda Mustafa, Ayşe’sini Pelvan Vahit de Güldane’yi rakiplere kaptırırlar.
 
 
Bunun üzerine Pelvan Vahit ile Mustafa  çalışmak için Ankara’ya gitmeye karar verirler. Asıl amaçları da hayalleri kırılan köylerinden kaçmaktır. Fakat Mustafa hayatını sorgulamakta bir daha köye dönmemek için yolculuğu çıkmaktadır.  Hocaların Hasan’ın rehberliğinde yola çıkan Mustafa ve Pelvan Vahit şehir hayatına alışmak için büyük zorluklar yaşarlar.  Fakat Mustafa çok azimlidir. “İş bulmalı… Köye dönmek yok ! Ya iş bulmalı ya da ölmeli”
 
 
Bir süre sonra Mustafa işten çıkarılmış,  kiracı kaldıkları odada arkadaşlarının işten dönüşünü bekleyen Mustafa,  çalışmadığı için Pelvan Vahit ve diğer arkadaşlarının iğneleyici sözlerine maruz kalır. Bunun üzerine Mustafa , gurbete birlikte geldikleri Vahit ve Hasan ile yollarını ayırmak zorunda kalmıştır.
 
Ama Mustafa , iyi bir taş ustası olan Cemal Usta’nın yanına çırak olarak girer. Zamanla bu işi öğrenip kalfalık ve ustalık seviyesine kadar çıkar.  Mustafa mesleği öğrendikçe para kazanmaya, para kazandıkça da şehrin kirli yüzünü daha iyi görmeye başlar.
Mustafa’nın karşısına üçkâğıtçılar ile bir sürü düzenbaz çıkar.
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar