Şeb Nedir Leyl Leylî Şem Divan Şiirinde Gece

15.01.2023

 

 

 

Osmanlıca yazılışı : şeb :  شب

 

 

Şeb Farsça kökenlidir ve gece, karanlık anlamlarına gelir. Sen sözcüğünün Türkçedeki anlamca karşılığı gece, Arapçadaki anlamdaşları ise leyli, ( leyla) ve şem ( şam) dır.

 

Arapça leyl, ( leylî- Leyla )  sözcüğünün anlamları: Gececi. Geceleyin kalan. Yatılı. Geceye âit. Geceye mensub. Gece renkli. Gece gibi karanlık, hüzünlü  [1] manalarına gelir.  Arapça şam, veya şem sözcüğü de Türkçedeki gece, Farsçadaki şeb sözcüğü ile aynı kavramı taşır yani gece veya karanlık anlamlarına gelir.

 

Şeb-i Yelda: en uzun gece

Şeb-i Iyd : bayram gecesi

Şeb-i rûze : gündüzün gecesi

Şeb-i hicran : hicran gecesi

Şeb-i vuslat: Kavuşma, gecesi

Şeb-i gam : Gam gecesi

Şeb-i arus : Düğün Gecesi

Şeb-i Miraç : Miraç gecesi, i

Şeb-i Kadr : Kadir geces,

Şeb-i bâr: Nurların sonu, bitişi,

Şeb-çerağ: Gece çırası

Rûz u şeb : gece gündüz

 

Divan Şiirinde Şeb Leyl Leyla Leyli Şem ve Şam

 

Divân şiirinde geca veya karanlık anlamına gelen şeb, leyl, leyla,şam, şem sözcükleri akşam gece, karanlık gibi asıl anlamları ile de kullanılır.  Bu sözcükler temel anlamları ile kullanılmadıklarında akşam ve gecenin renginin siyah olmasından hareketle sevgilinin karakaşları veya saçları  anlamında kullanılır. [2]

 

Gece, akşam ve karanlığın rengi olmasından hareketle siyah Divân şiirinde daha çok gündüz ve aydınlık anlamına gelen rûz sözüğü ile tezat olacak şekilde ve birlikte kullanılır.  Bu durumda rûz sevgilin yanağı, şeb ise sevgilinin zülüfleri saçları ve kaşları olmaktadır.

 

Diban şairlerinin tahayyüllerinde gece ile ilgili pek çok durum, tablo, hayal ve betimlemeler bulunur

Gece olunca sevgili akla gelir. Sevgili akla gelince, sevgili kiminledir şüphesi ortaya çıkar. Rakipler v ağyarlar ile sevgilin yapıp ettikleri işret, bezm ve eğlenceler akla gelir.

 

Divan şiirinde gece, aşığın uykusuz kaldığı gecedir. Âşık kimi zaman sabahlara kadar sevgilinin semtinde dolanır durur. Divan şairleri ara sıra köpeklerin havladığı sarhoşların dolaştığı, rakiplerin aşığa sataştıkları, köpeklerin aşığa saldırdığı gecelerin betimlemeklerini de yaparlar.

 

Sevgiliden ayrı yaşanılan akşam, âşık için en hicranlı şeb-i yelda, en uzun gece olur. Sevgilisinden ayrı olan âşık, geceleri dert ve gam içinde kalır. Şeb-i yeldâ 21 Aralık ile 22 Aralık gecesi yaşanan yılın en uzun gecesidir.  Şeb-i yeldâ en uzun ve en karanlık gece olması nedeniyle sevgilinin saçı ve âşıkların çektiği çileyi dile getirir. Şeb-i Yelda ayrılık acısı ile Şeb-i hicrân haline de dönüşür.

 

Divan şairleri gece ile ilgili çeşitli betimlemeler de yapar. Geceleri Ay’ın doğması sevgiliyi hatırlatır.  Geceleri fenerlerin yanması, bayram gecelerinde mahyalar tasvir edilebilir. Bayram gecelerinde aseslerden ve şahnelerden söz edilebilir ( bkz ASES VE ASES BAŞI NEDIR BEYITLERDE KOLLUK GÜÇLERI )

Gece, divan şairleri için gidilen meyhaneler, yapılan bezm - işret eğlenceleri, meyhanede ilen şahnelerin meyhaneyi basma korkusu, eve dönülür iken yakılan fener,  karanlık sokaklar ve sokak köpekleri  de demektir. Divan şairlerinin nazarında gece şarhoşlık halleri sarhoş sarhoş eve giderken aseslere yakalanma korkusu da demektir.

 

Gece, aşığa sevgiliyi hatırlatır. Divan şairlerinin yazdığı gece tabloları içinde mum, pervaneler ve ateş manzarası da vardır. Geceleri mum,  kandil, şema, şamdanlar yanar. Pervaneler bu ateşe atılıp yana yana düşerler. Âşıklar kendilerini ateşte yanan muma veya pervanelere benzetir.  Gece anlamı ile kullanılınca akşam ve gecenin rengi siyah olmasından hareketle şam sevgilinin karakaşları hatta saçları  manalarına da gelecek şekilde kullanılır.[3]

Tasavvufta ise şeb, gayb âlemi ve ceberut âlemini ifade etmektedir. Gayb âlemi akıl ve duygular yolu ile bilemediğimiz âlem olmaktadır. Ceberut âlemi ise en latif, en nurlu ve en yüce âlem olarak da bilinen, ilâhî kudret,  melekût ve mülk âlemidir.  Şeb yani gece yokluk ve karanlıktan ibaret olduğu için varlıkların ilahi ilimdeki ezeli hakikati yani a’yân-ı sabitedir.

 

Giceyle śubĥa-dek pervānesinüñ döndürür başın
Meger şem-i şeb-ārāda mücerreb bir duā vardur. Baki'

 

Mest- bâ temkine  rehzen mi olur  bim –i ases  

Temkinli – terbiyeli-  giden şarhoşun önünü ases kesmez. ( Rağıp Paşa)


Ases, hüsn ilini gönlümün zülfünde bulup
Gece gezdik diye asmağa kalktı resen        Ahmet Paşa )

 

Germ olup kûyunda kılıç çektiğiyçün afitâb

Şahne-i devrân anı her gece eyler habs-i câh   Emri

 

Güneş sarhoş olup onun semtinde ışık kılıçlarını çektiği için devranın şahnesi her gece onu kuyuya haps ediyor.

Değme kırsun şîşe-i rindânı kâfir muhtesib
Bir gice anıñ da çatlar başına âhır kabak     (Nevres-i Kadîm

Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir

Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat   La Edri  

 

Ayıtdı ol perî bir gün düşüne giriiren bir şeb

Sevincimde nice yıllar geçipdir görmedim uyku Zâtî

 

Şeb-i hicrân yanar cânını döker kan çeşni-i giryânım

Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı ? Fuzulî

 

Girer koynına şem`ün gice pîrâhenle pervâne
 Derûnında yer itmişdür dil-i rûşenle pervâne  Şeyhülislam Yahya

 

LEYL NEDIR LEYLÎ VE LEYLA

KADIR GECESI EDEBIYATTA LEYL-I KADIR

ŞE'M ŞAM ŞIIRLERDE GECE AKŞAM YEMEĞI MUM SEVGILININ SAÇLARI

 

KAYNAKÇA 

 

[1] LEYL NEDIR LEYLÎ VE LEYLA, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50122

[2] ŞE'M ŞAM ŞIIRLERDE GECE AKŞAM YEMEĞI MUM SEVGILININ SAÇLARI, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50121

[3] ŞE'M ŞAM ŞIIRLERDE GECE AKŞAM YEMEĞI MUM SEVGILININ SAÇLARI, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50121

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar