Şeref-i Şems Eşref Saati Nedir ve Ne Zaman Gelir

25.06.2023


Şeref-i Şems Eşref Saati Nedir ve Ne Zaman Gelir

Eşref saati eski devrilerde  “şeref-i şems, şeref-i âfitâb, şeref-i kamer, şeref-i utârid,” tabirleri ile de ifade edilmiştir.  Başka bir deyişle ““şeref-i şems, şeref-i âfitâb, şeref-i kamer, şeref-i utârid” tabirleri eşref saati denilen olgunun eski edebiyatta ve eskilerin astral inançlarında yıldızlar ilmi ile ilgili eş anlamlıları olmaktadır.  Eski dilde şems, Güneş; âfitâb, Güneş yüzlü; kamer, Ay; Utarit ise Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür’dür.

Eşref saatinin ne olduğunu anlamak ve önemini idrak etmek için aşağıdaki bilgileri de bilmek gerekir.

Eskiler, yıldızlar, gezegenler ve felekler ve burçların dokuz kat gökte olduklarına inanırlardı.  

Bu dokuz kattaki burçlar, felekler ve gök cisimlerinin hareketlerinin âlemdeki devriler, dönemler,  yıllar,  mevsimler,  haftalar, aylar,  hatta günler, saatler ve dakikalara kadar tesir ettiklerini olan bitenlerden de bunların sorumlu olduklarını düşünürlerdi.[1]  İnsanlar kaderleri, bahtları, şansları hatta karakterleri, hayvanlar, bitkiler ve madenlerin hatta hayvanlar, bitkiler ve madenlerin kaderi dahi bu tesirlere göre belirlenirdi. Duygular, ahlâk, mizac ve sağlık dahi gök cisimlerin devirlerine göre belirlenen şeylerdi.

Örneğin en üst katta olan ve diğer feleklerin tersinden dönerek onları kendi ekseninde dönmeye zorlayan Atlas kendi dönüşünü 24 saatte[2], kendi çevresindeki dönüşünü yetmiş senede tamamlardı.  Atlas, her iki bin yüz senede ise bir burcu geçiyor, yirmi beş bin iki yüz senede bir devresini tamam ediyordu.

Burçlar üç yüz altmış derecelik açılarda her biri otuzar derecelik on iki parçaya bölünmüş bir şekildeydi. Güneş, kendi feleğindeki dönüşü 12 durakta gerçekleşiyor, Güneş’in her bir burca yani durağa girip çıkması yaklaşık 30 gün sürüyordu. On iki burcun altısı kuzeyde altısı güneydeydi. Kuzey burçları: Koç, boğa, ikizler, yengeç, Arslan ve başak; Güney burçları: Terazi, akrep, yay, oğlak, kova ve  balıktır.   Bu burçların dördüne değiştiren, dördüne karıştıran dördüne de sabit diyorlardı. Koç, yengeç, terazi ve  oğlak, değiştiren burçlardı. [3]

Felekler ve gezegenler Atlas’ın zorlaması ile bir birlerine yaklaşıp uzaklaşırlar,  kendi dönüşlerini farklı sürelerde tamamladıklarından belirli sürelerde bir burç diliminde buluşup ayrılabilirlerdi. Bu tip buluşmalara  “kırân” deniliyordu. Uğurlu yıldızlar bir burçta birleşirse  “kırân-ı sa’deyn”, uğursuz yıldızlar bir burçta buluşursa  “kırân-ı nahseyn” ortaya çıkıyordu.

Eşref Saati Tespiti İhtiyârât

Bu buluşmaların en uğurlu olanına kırân-ı sa’deyn”, eşref saati “ şeref-i şems, şeref-i âfitâb, şeref-i kamer, şeref-i utârid,” gibi adlar veriliyordu.  Eşref-i sâat bir teşebbüsün başarılı olabileceği en ideal en uygun, en uğurlu zamandı. İlm-i ahkâm-ı nücûmün (astroloji) en muteber işi eşref-i saatinin tespit edilmesiydi. Astroloji ilminin eşref saatini bulmak ile uğraşan dalına  “ihtiyârât “ denirdi.[4] [5]

Bu ilimle uğraşanlar saraya müneccimbaşı olduklarında tahta çıkma, şehzadelerin doğum, düğün sünnet tarihlerini, savaş ilânı, ordunun hareketi uygun vakti gibi zamanları tespit etme zâyîçe (defter-i nücûm) hazırlayarak eşref-i saatinin veya uygun anların belirlenmesi işini yaparlardı.

Eşref Saati Nasıl Tespit Edilir.  

Padişahlara tahta çıkma, düğün, sünnet, savaş açma zamanı bulmak için müneccimlerin pek çok uğurlu saat veya eşref saati uydurmak zorunda kaldıkları açıktır. Ancak astral inançlara göre eşref saati ancak 960 senede ( bazı kaynaklara göre de bin senede)  bir defa gelen uğurlu bir vakittir. 960 senede bir gelen eşref saatinde “kıran- sadeyn” uğurlu yıldızlar olan Müşteri ( Jüpiter) ve Zühre ( Venüs )  yıldızlarının bir burçta bir araya geldikleri dakika ve saat oluyordu.

Yedinci göğün padişahı Zühal (Satürn), altıncı göğün padişahı Müşteri (Jüpiter), beşinci göğün padişahı Merih (Mars), dördüncü göğün padişahı Güneş, üçüncü göğün padişahı Zühre (Venüs), ikinci göğün padişahı Utarit (Merkür), birinci göğün padişahı Ay’dı[6]. Bu padişahların süresi bin yıl ( veya 960)  yılda bir defa geliyordu.

Örneğin Eşref Bey Hikâyesinde, Gence hanı Murat Han’a bir saat içinde üç müjde birden gelir. Şah Abbas,  onun han olduğunu kabul etmiş, beratını göndermiş,  oğlu Eşref’in dünyaya gelmiş, yıllardır yapılan sarayı da bitmiştir. Müneccimler bu müjdeler bir gün ve bir saat içinde geldiğine göre bu saat bin yılda bir kez gelen ve bir saat süren eşref saatidir. O yüzden oğlanın adı da “Eşref” olmalıdır derler. [7]

Eşref saatinde doğduğuna inanılan hükümdarlara sahib- i kıran denirdi.  Müşteri ( Jüpiter) ve Zühre’nin ( Venüs ) bin yılda bir defa bir araya geldiği vakitte doğan sahib- i kıranların mükemmel bir talihe, şansa ve baht açıklığına sahip olduğuna inanılırdı.  Kırân vaktinde dünyaya gelmese bile kıran vaktinde tahta çıkan hükümdarlara da sâhib-kırân denirdi.   [8] ( blz SÂHIB-KIRÂN NEDIR EŞREF SAATINDE DOĞAN KIŞILER VE SULTANLAR

Divan şairleri hangi hükümdarın zamanında yaşamış ve destek görmüş ise o padişahı  Eşref saatinde doğmuş veya sahib-i kıran ilan ederdi.

  • Çün tâze oldı gül şeref-i âfitâb-ıla.
  • Teşrîf eyle bâğa ki vakt-i şerîfdür.
  • Bir gün elbet ola eşref sâati
  • Bu dil-i işkestemi ben sağlarım  Enderûnlu Fazı
  • Şeref-i şems-i kerem sâat-i nevrûz-i himem
  •  Pertev-i nûr-ı harem âyet-i nasr u te’yîd    Atâî
  • Rûyunda la‘li üzre hat-ı müşgbâr-ı yâr
  •  Şîrinlik yazar şeref-i âftâbda      Nedim

KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar