Osmanlıca yazılışı: sünbül : سنبل
Sünbül, Farsça kökenlidir ve “başak, filiz” anlamlarına gelir. Lügat-i Remzi’de “ buğday ve arpa başağı” , hoş kolu bir nevi çiçek ve yaprağa “olarak tarif edilir. [1]
Soğanlı bitkilerden zambakgiller familyasından bir çiçek türüdür. Sümbüller, İran, Türkmenistan doğu Akdeniz bölgelerinde yetişen güzel görünüşlü güzel kokulu bir çiçektir. Süs çiçekleri içinde özel bir yeri olan bu çiçekler renklerinden ve güzel kokularından dolayı evler de ve parklarda süs çiçeği olarak da çok rağbet gören bir çiçektir. Gerekli ortam sağlanırsa her mevsim açabilen sümbül divan şairlerinin de en çok sevdiği sevgilin saçları ile bağdaştırdıkları şiirsel bir çiçektir.
Sümbül daha ziyade sevgilinin saçlarıyla ilgili olarak divan şiirinde en çok adı geçen çiçeklerden biridir. Şekli ve kokusu itibariyle sevgilinin saçlarına, zülüflerine benzetilir. Ne kadar güzel olursa olsun , ne kadar püsküllü olursa olsun yine de sevgilinin saçları gibi güzel kokamadığından ve onun saçları kadar güzel görünmediğinden sevgilinin saçlarını kıskanır. Şu Halde sümbül, sevgili ile mukayese edilen, sevgiliyi kıskanan bir çiçektir.
Sünbül daha ziyade gül, ile birlikte kullanılır. Gül daha ziyade sevgilinin yüzü ile alakalı olur iken sünbül sevgilinin saçları ile alakalıdır. Sümbül saçlar, gül yanak üzerine dökülürler. Sevgilinin saçlarını dağıtması da dağınık gözüken sümbüle benzetilir. Sümbüller tazeliği deste deste duruşu, rengi kokusu ve görüntüsü ile vurgulanır. Sevgili serpuşuna sünbül takabilir. Sünbül ayrıca gonca ve lale ile de birlikte yer alabilir.
Çöz sünbülüni Rûm diyârı Hoten olsun
Gül incü dişün şevkına ‘âlem ‘Aden olsun Hamdullah Hamdi
Ayaklarda kalur sünbül o zülf-i nîm-tâbâsâ
Saçuñla bahs iderse başa çıkmaz müşg-i nâbâsâ Baki
Başda dil bâgını ol kâkül-i sünbül götürür
Hâli sihr eylemege dâne-i fülfül götürür Bursalı Rahmi
Beni başdan çıkaran sünbül-i gül-bûdur bu
Cigerüñ nâfelerin hûn édici budur bu Ahi Benli Hasan,
Gösterür sünbül-i ter zülf-i perîşanı ucın
Goncenün kimse dahı görmedi dâmânı ucın Şeyhülislam Yahya
Ben bu gün bir nev-bahâr-ı hüsn ü ân seyreyledim
Tarfı destârıııda siinbiil gibi mâlar var idi Nedîm
Sevdâ-yı sünbülün beni dîvâne eyledi
Ma’mûr iken bu ‘aklumı vîrâne eyledi Hamdullah Hamdi
Sahn-ı zemîni sünbül benzetdi âsmâne
Bir nakş-ı dil-keş olup uydı zemîn zamâne Şeyhülislam Yahya
Kaynakça
[1]https://remzi.cagdassozluk.com/buyuk-osmanlica-sozluk-madde-17351.html
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın