Yalnızlar Konu Özet İnceleme Tarık Buğra

13.10.2019

Yalnızlar Konu Özet İnceleme Tarık Buğra

 

Tarık Buğra’nın Öykücülüğü ve Yarın Diye Bir Şey Yoktur Hikâyesi

Yalnızlar adlı roman Tarık Buğra’nın ilk baskısı 1981 yılında yazılmış olan bir romanıdır. Yalnızlar adlı roman yazarın ilk eserim diye nitelendirdiği “ Akümülatörlü Radyo “adlı tiyatro eserinden roman uyarlanmıştır.  Yani yazarın bu romanı ilk önce “Akümülatörlü Radyo “ adlı bir tiyatro oyunu olarak yazılmış ama daha sonra bu eser olarak Yalnızlar adı ile romana çevrilmiştir.

Edebiyatımızda Siyah Kehribar  (1955) Küçük Ağa (1964) Küçük Ağa Ankarada (1966) İbiş’in Rüyası (1970) Firavun İmanı (1976)Dönemeçte  (1980) Yağmur Beklerken (1981) Osmancık (1983 romanları nedeniyle daha çok romancı olarak tanınan Tarık Buğra,  kaleme aldığı öyküleri ile de son dönem edebiyat tarihimizin en mühim şahsiyetlerinden biridir. Tarık Bugra’nın bu eseri diğer romanlarından farklı olarak önce tiyatro eseri olarak yazılmış sonra da romana uyarlanmış bir roman olarak dikkati çekmektedir.

Yazar bu romanında diğer romanlarının aksine olay, olaylar ve vaka düzeninden ziyade betimlere ve psikolojik tahlillere önem vermiş, yazarın Yalnızlar adlı romanı psikolojik tahlilleri öne çıkaran bir roman olarak dikkatleri çekmiştir.  Örneğin İbiş’in Rüyası adlı romanı ise önce roman olarak yazılan ama daha sonra tiyatro eseri haline getirilen bir romanı olmaktadır.

“Osmancık”  adlı eseri ile 1985 yılında Milli Kültür Vakfı Edebiyat Armağanı’nı 1991’de Devlet Sanatçısı unvanını kazanmış olan [1]Tarık Buğra romanlarının yanı sıra öyküleri ile de başarılı olan milli, muhafazakâr düşünceler içinde eserler veren bir sanatçıdır.

Tarık Buğra’nın, Küçük Ağa , Osmancık  ve İbiş’in Rüyası adlı eserleri filme de uyarlanmış;  onun yazdığı oyunların hemen hepsi büyük ilgi görmüş,  öykü kitapları da çok sayıda baskılar yapmıştır.  Roman aşk konusu içermesine rağmen sosyal bir roman olarak kabul görmüş buna rağmen psikolojik tahlilleri ile de başarılı olabilmiş bir eserdir.

KONUSU

Bohem bir hayat yaşayan ve günlerini gün etme derdindeki Murat adlı bir müzisyen genç ile zor şartlarda eğitim görüp doktor olan Dr. Rıza’nın karısı Hürrem ve ona ilgi duyan Murat’ın arasında cereyan eden aşk  ve kimlik savaşları romanın konusudur.

ŞAHIS KADROSU:

Dr. Rıza Candaş:  Zor şarlarda eğitim gören ne istediğini bilen ve elde etmeyi başaran hırslı bir adamdır.  Mücadeleci yönü güçlü, karşıt düşünceleri ezebilen bir zekâya da sahiptir. Hürrem’i elde etmek istemiş ve onunla evlenmeyi de başarmıştır.

Murat Kervancı:  Bohem hayatı heveslisi bir Müzisyen gençtir. Çocukluktan beri Hürrem’e âşıktır. Hürrem onun yerine Rıza’yı tercih etmiş bundan dolayı da psikolojik bir yıkıma uğramıştır.

Şükriye: Murat’ın beşik kertmesi olan çiftlikte yaşayan Murat’a olan sevdası yüzünden intihar etmeyi bile deneyen masum bir genç kızdır.

Hürrem:  Murat’ın aşkına cevap vermeyerek Rıza’nın karısı olan kadındır.   Murat’ın ona olan ilgisi üçlü bir aşk çatışması olayını doğurmuştur.

ÖZET:

Rıza yokluklar içinde büyümüş, zor şartlarda eğitim görmüş ve doktor olmuş mücadeleci ruhlu biridir.  Yaşadığı hayat onu dirençli, sert mizaçlı, kararlı ve azimli bir adam haline getirmiştir.

 Hürrem ise bir hâriciyenin kızı olarak dünyaya gelmiş ailesi oldukça varlıklı, iyi şartlarda yetişmiş ve büyümüş bir bayandır.  Müzisyenlik yapan Murat çocukluk yıllarından beri Hürrrem’i sevmektedir.

Hürrrem’in babası ölünce Hürrem’in annesi onun zengin bir adamla evlenmesini istemektedir. Murat’ın ailesi de zengin bir ailedir ama Murat’ın beşik kertmesi bir evlilik adayı da vardır. Murat ile beşik kertmesi olan Şükriye büyük bir umutla Murat ile evleneceği günleri beklemektedir.

Ailesi zengin olduğu halde Murat, maddiyatı umursamayan bir adam olarak büyümüş, hayatını eğlencelere adayan genç bir müzisyen olmuştur.  Murat, büyük bir servetin veliahdı ve hukuk öğrencisidir.

Doktor Rıza, Hürrem’i gördüğü günden beri sevmiş ve onunla evlenmeyi kafasına koymuştur.  Dr Rıza  girdiği ortamlarda dikkatleri üzerine çekmeyi başaran,  karşıt düşüncedekileri  ezip geçebilen kültürlü ve savaşçı bir kişidir.  Üstelik Dr. Rıza, yalan söylemekten yeri gelirse iftira atmaktan da kaçınmayan bir adamdır.

Dr Rıza, tüm bu yeteneklerini kullanarak Murat’a ve Hürrem’in annesine rağmen Hürrem’in kalbini kazanıp onu ikna ederek Hürrem ile evlenmeyi başarır. Ama Dr Rıza ile Hürrem’in mutlulukları çok kısa sürecektir. Çünkü Murat ile Hürrem’in yakınlıklarını sürdürmesi, Murat’ın çekici bir genç olması  Rıza’yı kıskançlık krizlerine sokmaktadır.

Dr Rıza bu nedenlerle İstanbul’dan sıkılan Doktor Rıza bir kasabada doktorluk yapmaya başlar. Hürrem de kasabaya gelir ve halasının çiftliğine yerleşir. Halası aynı zamanda Murat’ın annesi Nigar Hanım’dır. Nigar Hanım, Murat’ın kendisiyle beşik kertmesi olan Şükriye ile evlenmesini ve çiftliğe yerleşmesini istemektedir.  Bu nedenle Murat da ailesinin olduğu çiftliğe döner.

Bu sırada Murat’ın beşik kertmesi olan Şükriye, evlenmeyi umduğu Murat’ın Hürrem’e olan aşkını anlamıştır.  Murat’ın Hürrem’e olan alakasını fark eden Şükriye bunalıma girmiş ve intihara kalkmıştır.


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/osmancik-hakkinda-ozet-incelemetarik-bugra/80203

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar