Adonis Kimdir ve Adonis Efsaneleri

19.04.2020

 

 Venüs Ve Adonis 

 

Adonis Kimdir ve Adonis Efsaneleri

Antik Yunan Mitolojisinde baba ile kızı arasında meydana gelen ensesi bir ilişkiden doğan erkek güzelliğinin sembolü, Afrodit'in âşık olduğu ölümlü,  Doğu Akdeniz uygarlıklarında tahıl tanrısı , Sümer uygarlıklarında ise kış ve yaz mevsimlerinin oluşmasına sebebiyet veren mitolojik bir karakterdir.

Yunan mitolojisine göre Afrodit 'in âşık olduğu ölümlü olarak karşımıza çıkan Adonis,  Mezopotamya ve Sümer mitolojilerindeki gökyüzü fahişesi İştar ile sevişince baharın gelmesini sağlayan, uykuya dalınca kış mevsimin gelmesine yol açan, Damuz, ( Dammuz- Temmuz- Diğer adı ile Mezopotamya uygarlıklarının Güneş Tanrısı Baal )[1] karakteri ile benzer işlevlere sahip mitolojik bir karakterdir. ( BKZ Sümer ve Mezopotmayalıların Uygarlığa Katkıları )  Başka bir deyişle Mezopotamya Uygarlığındaki mitolojik unsurlar kültürel etkileşimler yolu ile Yunan mitlerine de geçmiş, belki genişleyerek ve zenginleşerek Yunan mitolojisi haline dönüşmüş,  Damuzi veya  Tammuz,[2] Yunan mitolojilerinde Adonis olurken; Sümerlerin İştar’ı da Afrodit’e dönüşmüştür.


Yunan Mitlerine Göre Adonis ve Efsanesi

Birçok kaynağı tarayıp karşılaştırarak denkleştirdiğimiz Yunan Mitlerine göre Adonis’in hikâyesi aşağıdaki şekildedir.

Suriye kralı Theias’a ın kızı Myrrha,  kendisini Aprodite ’den bile daha güzel gören bir kızdır.  ( BKZ Nâhid Nedir Kimdir ( Afrodit Venüs Zühre Alakası ) Böyle düşünmekle hem Afrodit'eye saygı göstermemiş, hem annesi de kızının Aprodite’den daha güzel olduğunu sağda solda söylemeye başlamıştır.  ( BKZ Afrodit Aprodite Venüs Kimdir )   Bunları duyan  Afrodite çok kızmış ve hem kızını, hem de annesini cezalandırmak için kendi güzelliğine rakip gösterilen bu Myrrha'yı babası Theias’a âşık ederek cezalandırmıştır.  Babasına âşık olan Myrrha, bu hisleri yüzünden ilk önce kendisini asmak ister fakat intihar etmek yerine bu hevesini gidermeye karar verir.  Bunun üzerine Myrrha, dadısı Hippolyte’nin yardımı ile (yedi gece veya kırk gece) babasıyla birlikte olur.  Fakat babası beraber olduğu kadının öz kızı olduğunu anlayınca kızını öldürmek ister. Fakat kızı kaçarak tanrılara sığınır. Tanrılar ona acıyarak onu mersin ağacına çevirirler.

Fakat mersin ağacına dönüşen Myrrha, hamiledir ve on ay sonra kabuklarını çatlatarak Adonis’i doğurur.  Ağacın babasının kılıcı veya ağaca sürünen domuzların yüzünden çatlamış gövdesinden doğan Adonis, ölümlülerin en güzel erkeği olarak dünyaya gelir. Garip bir tecelli olarak Adonis’i gören aşk tanrıçası Afrodit, hemen Adonis'e âşık olur. Bunun üzerine Afrodit, onu saklaması için yer altı tanrıçası Persephone'ye vererek herkesin gözünden saklamak istemiştir.  Anlaşmaya göre Adonis büyüyünce Aprodite onu geri alacaktır.  Fakat çocuk genç br delikanlı olunca Persephone de Adonis’e vurulmuştur.  Bu nedenle Adonis’i, Afrodit'e geri vermek istemez. Lakin bu defa iki tanrıça arasında bu yüzden kavga çıkar. 

Adonis ile Aprodite’nin aşkı ebetteki Ares’i çok kızdırmaktadır. ( BKZ  Ares Nedir ve Kimdir ( Harp Tanrısı) Aprodite’nin  (  Ön Asya mitlerindeki karşılığı Zühre ) uzatmalı aşığı savaş tanrısı Ares ( Roma mitlerinde Mars, ön Asya mitlerinde  Behram)  Adonis’i öldürtmeye karar verir. Kendisi öldürürse Apfrodite’nin bileceğini ve kızacağını düşünmüş olmalı ki Adonis’in üzerine bir yaban domuzu salar ve ağır yaralanan Adonis ölür. Efsanenin bazı varyantlarında ise Adonis’i öldüren ve yer altına kaçıran Persephone ‘dir.

Ama Adonis’in ölümü başta Aprodite olmak üzere tanrıları çok üzmüştür. Adonis’e âşık olan iki kadın tanrıça arasında bu yüzden savaş çıkar. Üstelik çok üzülen Afrodit’in güzelliği de kaybolmaktadır.  Bunun üzerine tanrılar toplanıp  Adonis’e can vermeye karar verirler.  

Zeus ve diğer tanrılar Adonis’in diriltilmesine, 4 ay insanlar arasında Afrodit ile  4 ay Persephone ile   4 ay da  kendi istediği yerde kalmasına karar verirler. Böylece Afrodit ile Persephone arasında kısa bir barış sağlanır. Adonis anlaşmaya uygun olarak 4 ay Afrodit ile 4 ay da Persephone ‘nin yanında kalır fakat kendi keyfine göre hareket edeceği boş zamanlarında da Aprodite’nin yanına gitmektedir.   Adonis'in Persephone’nin yanına yer altına indiği dört ay boyunca dünyaya kış gelmektedir. Aprodite’nin yanına geldiği zamanlar ise bahar mevsimi gelir.

Adonis’in efsanesi tam da bu nokta da Mezopotamya’nın Dumuzi ve İştar efsanesine dönüşür.  Zaten efsanenin başlangıcının Suriye kralı Theias’a ve kızı Myrrha ile vurgusuyla hikâyenin Mezopotamya bağlantısını da ortaya koymaktadır.  “ Adonis yeraltına indiğinde yaz biter, kış başlar; yeryüzüne çıktığında toprakların bereketi tekrar gelir ve ilkbahar olur.”[3]

Adonis ile Aprodite aşkının kökeni Sümer mitolojisindeki İştar ile Damuzi arasındaki ilişkiye dayandığı gibi Antik Mısırlılardaki İsis ile Osiris arasındaki hikâye de buna çok bezemektedir.  Üstelik bu hikâye Hitit metinlerinde  Telibinu hikâyesi şeklinde de karşımıza çıkmaktadır. Hatta Adonis, Fenikeliler de genç bir Bbylosl Tanrısıdır ve avlamak istediği yaban domuzu onu öldürmüş, bunun üzerine de sevgilisi Aştar onu almak için yer altına inmiştir. [4]

Yani tıpkı Sümerlerdeki Tufan hikâyesi gibi İştar ve Damuzi’nin aşkı Anadolu’yu aşınca Adonis ile Aprodite,  Sina Çölünden aşınca da İsis ile Osiris’e dönüşmüş, bu hikâye Hıristiyanlık dinindeki Paskalya Bayramı ile günümüze kadar anısını sürdürmüştür.

Adonis’in dirilmesi ve yer altından çıkması baharın, gelmesi, çiçeklerin açması, hayvanların çiftleşmesi ve üremeye başlaması demektir. Antik uygarlıklardaki Adonis'in yer altından yeryüzüne çıkıp, baharı getirmeye başlamasını ifade eden takvimdeki gün Hz İsa’nın çarmıha gerildikten sonra yeniden dirildiğine inanıldığı gün olan Paskalya Bayramına denk gelir. Adonis 'in dirilmesi ile Hz İsa' nın dirildiğine inanılan günlerin çakışması bir hayli manidardır. Açıkçası  yaklaşık altı bir yıl öncelerinden beridir Sümer, Mezopotamya, Fenike, Antik Yunan mitlerine dönüşerek  gelen bu hikâye Hıristiyanlık dini ile  ilgili bir inanca da dönüşerek günümüzde dahi yaşamaya devam etmektedir. 

Bir başka şekilde düşünürsek paganların inancı veya mitolojisi tek tanrılı bir dine de sirayet etmiş, Hıristiyanlığın bir parçası haline de gelmiştir. 

Bu hikâye, pek çok şair, ressam, heykelci ve yazar tarafından işlenmiş, batı edebiyatı ve sanatının en çok işlenen klasik konularından da birisi olmuştur.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar