Anadolu Notları Hakkında Alıntılar Özet Reşat Nuri Güntekin

25.03.2015

Anadolu Notları Hakkında Alıntılar Özet Reşat Nuri Güntekin

 

 ESER VE YAZAR HAKKINDA 

 

Anadolu Notları   Reşat Nuri Güntekin  ‘in ilk baskısı ve birinci cildi 1936, ikinci cildi 1966 yılında yazılan gezi ve anı türündeki bir eseridir. Cumhuriyet ilk döneminin en önemli romancılarından birisi olarak kabul edilen yazar Çalıkuşu Damga Romanı  Anadolu Notları Yeşil Gece Ateş Gecesi Akşam Güneşi Kavak Yelleri romanları ile birlikte  henüz öğretmelik yaparken popüler bir romancı olmuş bu eserini de 1927 yılından sonra maarif müfettişi olarak göreve başlayıp Anadolu’nun hemen her köşesini görevi gereği defalarca gezmeye başladıktan sonra yazmaya başlamıştır.

Müfettişlik görevi yapan yazar,  çocukluk ve öğretmenlik yıllarından da yakından tanıdığı Anadolu’da çok sayıda insanla tanışmış,  görevi gereği pek çok yerde bulunmuş, çok sayıda olaya şahit olmuş, eserlerin de bu gözlemlerin ve birikimlerini kullanmıştır. [1]

Reşat Nuri bu kitapta, Anadolu’nun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili yaptığı çok çeşitli gözlemlerini ve izlenimlerini aktarmıştır. Bu kitap yazarın bu konularda yazılmış çeşitli yazılarından ve notlarından oluşmaktadır.

1927 de Maarif Müfettişi olan yazar, 1931'den itibaren Dil Heyeti'yle birlikte bazı çalışmalarda bulunmuş,  bu görevleri gereği Anadolu’yu baştanbaşa dolaşmıştır.  Anadolu insanı, kültürü, sosyal hayatı ve gerçeklerini yakından görme ve tanıma fırsatını sağlamış olan Reşat Nuri’nin 1931 yılından sonra yazdığı eserlerinde bu gözlem ve anılar yer almaktadır.  

Yazar bu eserinde görüp, gözlemleyip, duyup şahit olduğu şeyleri, Anadolu'daki yaşamı ve toplumsal sorunları; insan çevre ilişkisi içinde yansıtmayı başarmıştır.  Yazar  bu eserinde  Anadolu’nun o yıllardaki genel durumunu başarı ile yansıtmış, Anadolu’yu çok çeşitli yönlerden bizlere aktarmıştır.

Anadolu Notları  yazarın Anadolu’ya yaptığı gezileri içeren gezi  notları halinde tutulmuş ve bir kitap haline getirilmiş  gezi yazısıdır. Bu eser iki cilt halindedir. İlk cildi yazar hayata iken yazar tarafından bir kitap haline getirilerek  1936 yılında yayınlanmıştır. Eserin ikinci cildi ise  yazarın ölümünden on yıl sonra basılmıştır. İkinci cildi yazarın hayatta iken yazdığı Anadolu Notları adlı eserinin ilk cildinde yer alamayan ve değişik dergilerde ve yayınlarda çıkan  gezi notlarının bir kitap oylumu içine alınması ile oluşmuştur.   ( ikinci cildi 1966.)

Eserdeki başlıkların ilk yazım tarihi de 1936 olarak tarihlendirilir buna rağmen eserin 1931 yıllından sonra başlayan gezileri içerdiği de kuşkusuzdur. Eser pek çok defa basılmış 1936’dan bu yana  25. Baskıyı da aşmıştır.[2]

“Anadolu Notları”, 1930’lu yıllarda bir romancı duyarlılığı ile Anadolu’nun durumunun resmini çizer. Yazar, bu kitabında Anadolu’nun sosyal ve kültürel yaşamından kesitler sunar. Bunu yaparken edebiyatçılığın kendisine verdiği güzel Türkçeyi ve kolay okunabilirliği kullanır. Seyahatlerini esen rüzgâra benzetir. Gâh orada, gâh buradadır. Bazen bir tren istasyonunda uyuklar, kimi zaman bir cılız ağacın altında otomobilin tamir edilmesini bekler. Yazılar arasında yıl farkı olmasına rağmen o, hepsini bir arada bir roman lezzetinde hamur etmiştir.  [3]

 

Kitap pek çok kısa notlardan oluştuğu için eserin  içinde birçok olaylar vardır.  Eser , küçük küçük notlardan  ve anılardan oluşmuş, yazar tarafından bir roman havasında zevkli ve sürükleyici bir anlatımla yazılmıştır.

Eser MEB Yüz Temel Eser listesi içine alınmış, okul, öğrenci, öğretmen ve okurlara tavsiye edilmiştir. [4]

KİTAPTAN  ALINTILAR [5]

“YOLLARDA” adlı notunda;

Yazar daima kendi sınırlarımız içerisinde dolaştığından bahseder. Yazarın seyahatleri gelişigüzeldir. Tenha istasyonlarda saatlerce tren beklediğinden ve küçük bir kasabanın otelinde uyku beklediğini anlatır. Bu saatlerde vakit öldürmek için yaptığı iş, eline geçen kağıt parçalarına, yollarda gördüğü durumları karmakarışık not etmektir.

Yazar, bazen bir ova yolunda saatlerce gidersiniz. Karşınıza bir köy çıkar. Hayretle kalırsınız. Etrafı, insanları incelersiniz, der. Yine böyle bir yere gelmiş olan yazarı, köylüler etrafında daire kurarak döndürüp dolaştırıp, aynı yere getirirler. Önce köylülerin dik dik yaklaştığını, daha sonra tatlı bir gülümsemeyle etrafını sarmaya başladıklarını söyler. Hep aynı yere varmanın can sıkıntısına, yürek üzüntüsüne sebep olacağından, ancak bir yandan da bir kardeş kucağında bulunacağından emin bir insan ferahlığı duyduğundan bahseder. Yazar, bu notlarında zaman ve yer kaydı gözetmediğinden bahseder.

“İSTASYONDA” notunda;

Yazar burada da güney istasyonlarından birindedir. Kasabadan uzak, ağaçlıkla kaplanmış kaybolmuş bir istasyoncuk… Sigara beklerken, sigaranın ateşini gören istasyon şefi yazarı diğer yolcuları beğenmediği için aristokrat sanır. Çıkan bekleme konusunda yazarı haklı görür. Sonra başlar derdini anlatmaya. Dört senedir, bu adam bu istasyondadır. Öncesinde, İstanbul’daki banliyö istasyonlarında memurken, sonra nasılsa bir kazaya uğrar ve kasadaki bilet paralarının hesabını veremediği için bir hayli tartaklandıktan sonra, buraya sürgün edildiğinden bahseder. Fakat yazar, boş ümitle insan avutmayı sevmediğinden, çoğu kez yüzünü buruşturarak, açıkça mümkün değil, der.

Yine yazar istasyonda, Adana hastanesine gelen karı-koca ile konuşur. Adam karısının inlemelerine rağmen, hastalığın ameliyatla geçeceğini düşünse de, yazara sorar ve yazar ister istemez yalanla, geçer, der. Bunun üzerine adam yazardan, varsa tavsiye yazmasını ister. Halk artık “tavsiye” kelimesini öğrenmiştir, der.

“TRENDE” notunda;

Bu notta yazar şunları der: Bin tezvirle gelinini evden atmış kaynana, ertesi sabahtan tezi yok yeni bir gelin, kendine bir can yoldaşı aramaya başlar. “Hasılı insanlar, kalabalıkta yaşamayı yalnızlığa tercih etmişlerdir. Yalnız trenler müstesna, ” der. Kalabalığı seven bir insan bile trene binince, can dostunu yanında istemez. Yanına bütün ihtiyaçlarını alan insanın en büyük korkusunun, trendeyken vagona bir yolcu girmesi olduğunu, söyler. Bunun için çeşitli yollar dener. Mesela kendisini geçirmeye gelen tanıdıklarını, vagona doldurup insanların girmesini engellediğinden bahseder. Yine bir arkadaşının da hasta taklidi yaparak yanındakini uzaklaştırdığını, söyler.

“YOL” notunda;

Yazar, Anadolu’nun şimdiye kadar gezebildiği kısımlardaki büyük ana yolları, İstanbul’unkinden fena bulmadığını, hatta daha iyi olan yerleri gördüğünü, ifade eder. Anadolu’nun yol kenarlarında, taş yığınları ve amele çadırlarına rastlanmayan yer yoktur, der. Yollar hep yapılmaya çalışılır ancak ne hikmettir hemen bozulur. Bir de şehirlerin dışındaki bayındırlık yollarının, içlerindeki belediye yollarından daima daha iyi olduğunu söyler. İki vilayet arasında yolculuk yaparken, şoför bir şarkı patlatır, fiziki şartlara göre dalar gidersiniz, der.

“KAMYON” notunda;

Yazar, trende izlediği manzaralardan ve gittiği yerlerden hareketle karşılaştığı kamyonlardan bahseder. Kamyonlar, dört tarafında peykeler, ortasında gene iki peyke, korkulukları olan gürültülü yeşil kırmızı sarı renklere boyanmış araçlardır. 20’şer, 40’ar, 50’şer yaşlarındaki insanların çocuklarını kucaklarını alıp hoplayarak gittikleri bir fakir arabası olarak niteliyor yazar. Kamyonlarda yer bulma sıkıntısının olmadığını söylüyor. Müşteri çevrilmez bu kamyonlarda.

“ŞOFÖR” notunda;

Yazar kendi hesabına, uzun yollarda Anadolu şoförünün daima uyanık, becerikli, uysal ve cana yakın olduğunu söyler. Yalnız bir zaaflar vardır: Yarışa dayanamıyorlar, geçilmeye tahammülleri yoktur. Ayrıca yolda makineler sık sık bozulur, ancak şoför mükemmel bir usta olmasına rağmen, lazım olan alet nedense yayılı duran aletler arasında yoktur, der.

“ANADOLU’DA GAZETE, KİTAP” notunda;

Yazar, bu bölümde Anadolu’da satış teşkilatının ne kadar bozuk olduğundan bahseder. Bir vilayet kütüphanesindedir. Arkadaşlarına göndermek için kartpostal seçerken, kitap satışına rast gelir. Satışın durduğundan bahsedip, 400 liralık kitabın 200 liralığını sattığını, sattıklarının da okunmaya değer olduğunu, geri kalanın ise moloz olduğunu söyler. Bunu duyan yazar, kitap ve gazete satışının cahil insanların elinde olduğunu söyler. Kitabı yazmak gibi satmak da biraz kafa işidir, der.

“SU” notunda;

Yazar, hayatta tek lüksünün iyi ve temiz su olduğundan ve hep bavulunda birkaç şişe su bulundurduğundan bahseder. Kırılan şişelerden dolayı hep rezil olduğunu söyler. Su bulamadığında maden suyuna başvururmuş. Susuz duramadığından ve hayatın manasız geçtiğinden bahseder.

“YOLDA HASTALIK” notunda;

Yazar, hasılı hastanın evde bulduğu rahatı yolda, mesela, bir han veya otel odasında bulmaya imkan yoktur, der. Kaynanası ile geçinemeyen bir arkadaşından söz eder. Kaynanası büyücek bir hastalığa tutulmuştur. Yazar ziyaretine gittiğinde, evde bir cennet havasının hakim olduğunu görür ve şaşırır, imrenir. Demek bu evin mesut yaşaması için içlerinden birinin daima hasta yatması gerektiğini düşünür. Hastanın en muhtaç olduğu şeyin, hürriyet olduğunu, söyler.

“YENİLİKLER”

Yazar, şarka yakın bir vilayettedir. Penceresinin karşısında bir şekerci dükkanı vardır. Sokaktaki çocukların bir aralık dükkanın önündeki süprüntüleri eşelediklerini görür. Hava soğuktur. Çocukları zavallı zanneder ancak ne aradıklarını da merak edip yanlarına gider ve çocuklara sorar. Çocukların verdiği cevap şudur: Çikolatası mükafatlı müsabaka kartları! ...

  Reşat Nuri'nin Diğer Kitapları ve  Özetleri 


Reşat Nuri Güntekin Hayatı Edebi kişiliği Eserleri

Acımak Romanı Özeti Reşat Nuri Güntekin

Çalıkuşu Roman Özeti ve İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Dudaktan Kalbe Roman Özeti Reşat Nuri Güntekin

Damga Romanı Özeti Reşat Nuri Güntekin

Anadolu Notları Hakkında Alıntılar Özet Reşat Nuri Güntekin

Çalıkuşu Romanı

Yeşil Gece Hakkında ve Özeti İle Reşat Nuri Güntekin

Ateş Gecesi Hakkında Konusu Özeti İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Akşam Güneşi Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Kavak Yelleri Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Gizli El Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin18.06.2019

Kızılcık Dalları Hakkında Konu Özet Analiz Reşat Nuri Güntekin

Bir Kadın Düşmanı Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Tanrı Misafiri Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Kan Davası Hakkında Konu Özet Analiz Reşat Nuri Güntekin

Değirmen Hakkında Konu Özet inceleme Reşat Nuri Güntekin’in

Reşat Nuri'nin Diğer Kitapları ve  Özetleri 


Reşat Nuri Güntekin Hayatı Edebi kişiliği Eserleri

Acımak Romanı Özeti Reşat Nuri Güntekin

Çalıkuşu Roman Özeti ve İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Dudaktan Kalbe Roman Özeti Reşat Nuri Güntekin

Damga Romanı Özeti Reşat Nuri Güntekin

Anadolu Notları Hakkında Alıntılar Özet Reşat Nuri Güntekin

Çalıkuşu Romanı

Yeşil Gece Hakkında ve Özeti İle Reşat Nuri Güntekin

Ateş Gecesi Hakkında Konusu Özeti İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Akşam Güneşi Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Kavak Yelleri Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Gizli El Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin18.06.2019

Kızılcık Dalları Hakkında Konu Özet Analiz Reşat Nuri Güntekin

Bir Kadın Düşmanı Hakkında Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Tanrı Misafiri Konu Özet İnceleme Reşat Nuri Güntekin

Kan Davası Hakkında Konu Özet Analiz Reşat Nuri Güntekin

Değirmen Hakkında Konu Özet inceleme Reşat Nuri Güntekin’in

 


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/resat-nuri-guntekin-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/74570

[2] https://www.duyguguncesi.net/?p=235

[3] https://www.duyguguncesi.net/?p=235

[4]  https://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular/100TemelEser/100TemelEser.htm

[5] https://www.edebiyatfatihi.net/2013/07/anadolu-notlari-1-ozetibolumleri-ve.html

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar