Aşk Elif Şafak Roman Özeti

15.11.2016
 

Aşk  Elif Şafak



 

Bu yazıda, Elif Şafak ‘ın  “AŞK “ adlı romanın tahlili, tenkidi, incelemesi yapılacak; romanın konusu, basımı, yazım serüveni, eserin karakterleri, tahlili, eser hakkında yorumlar, eserin özeti, yazar hakkında bilgiler verilecektir.
 
 
Aşk romanı Strasbourg doğumlu Türk asıllı kadın yazar Elif Şafak’ın İngilizce olarak kaleme aldığı ama sonradan Türkçeye çevrilerek basıldığı 2009 yılının mart ayında yayımlanmış olan altıncı kitabıdır.  Aşk adlı romanı yazarın en çok ses getiren eseri olmuş, bu kitap yayımlandığı yıllardan itibaren Türkiye de satış rekorları kırmış ve uzun süre en çok satanlar listesinin başında bulunmuştur. Orijinali İngilizce yazılmış olan bu eserin Türkçe ‘ye tercümesini ise Kadir Yiğit tarafından yapılmıştır.
 
Roman birisi günümüzde diğer geçmişte olan iki olayın iç içe işlenmesi ile yazılmış, teknik yönden, çağdaş bir çerçevece hikâye içinde Mevlana ile Şems; Ella ile Zahara aşkı konusunu birlikte le alacak şekilde yazılmıştır.
 
Roman,  bu teknik özelliği ile de dikkati çekerken roman içinde işlenen kırk kural ile Mevlana ve Şems’in hayatını tarihi bilgilere yakın bir ölçekte ele alması ile de biyografik ve didaktik bir eser olma özelliği de kazanmış olur. 
 
 
ROMAN HAKKINDA BİR KAÇ SÖZ
 
Ella Rubinstain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi düzenli ve görünüşte 'sorunsuz' bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın Tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanının editörlüğünü yapmaktadır.
Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap hiç beklemediği bir şekilde Ella'yı derinden sarsacak dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır. Ella ile Zahara, mailler vasıtasıyla internet üzerinden yazışarak temas kurmaktadır. Zahara, sürekli yer değiştirmekte hem gezdiği yerler hakkında Ella'ya bilgi vermekte, hem de düşüncelerini ve duyguylarını yine mailler yoluyla Ella ile paylaşmaktadır. Ella'nın evliliği bu esnalarda çatırdamaya başlamıştır.
İki dost bu mailler yoluyla birbirlerine âşık olurlar ve romanın sonlarına doğru buluşurlar. Fakat onları ummadıkları bir kader beklemektedir.
 
YAZAR HAKKINDA :  Elif Şafak:
 
 Strasbourq Doğumlu Olup Çocukluğunu ve Gençliğini Ankara, Madrid, Amman, Köln, İstanbul, Boston’da geçirmiştir
Odtü uluslararası ilişkiler Bölümünü Bitirmiştir. Yüksek Lisansını aynı Üniversiteye Kadın Çalışmaları Bölümünde, doktarasına ise siyaset bilimi alanında tamamladı..
İlk Romanı  Pinhan’la 1998 Mevlana Büyük Ödülünü aldı. Mahrem adlı Romanı ise Şehrin Aynaları ve Türkiye yazarları birliği Ödülünü Kazandı. Ardından her ikisi’de çok satan ve geniş bir okur kesimine ulaşan Bit Palas ve İngilizce Kaleme aldığı Araf Yayımladı.   Med Cezir’de okunan Kitabı Olan Baba Ve Piç Yayımladı .
Ardından aylarca satış listelerinden inmeyen ilk otobiyografik kitabı siyah Süt’ü Yazdı.Doğan kitapçılık tarafından 2009 Martında yayımlanan “Aşk” Türk Yayıncılık dünyasında Önemli Bir rekora İmza Atarak En kısa sürede en çok satan roman oldu.   Tüm eserlerinden seçkiler niteliğinden olan Kağıt Helva’da 2009’da yayımlandı,
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, tez, yazı, İnceleme ve araştırmalarınızı sitemize üye olarak ve bize başvurarak ESA da paylaşabilirsiniz.
 
Konusu:
Roman, Ella Rubinstein adlı bir Amerikalı kadın ile Aziz Zahara adlı bir tasavvufçunun güncel hayattaki dünyevi aşkı ile Şems ve MEVLANA arasında geçen mistik Aşkı birlikte ele alan bir konudur. Şems ile Mevlana'nın otobiyografik mistik aşklarını anlatan Aşk Şeriatı adlı kitap,  Zahara ile Ella'yı bu mistik aşka benzer dünyevi bir aşk ile birbirine bağlamıştır. Şems ile Mevlana'nın mistik aşkları ile Zahara'nın mistik kimliği Ella'yı büyüleyecek, kırk yaşında evli ve üç çocuklu bir ailesi olduğu halde Ella'nın hayatında topyekûn bir değişim meydana gelecektir. Romanın konusu en kısa şekliyle aşk adına yaşanmış verilmiş büyük sınavlar ve İlahi aşkların hüzünlü neticeleridir.
 
Romanın Karakterleri
 
Ella Rubinstein
Evli ve üçocuk annesi olan Bir ev kadını modeli hayatının en büyük sınavı olan çat kapı gelen aşkının karşısında Yarısı Yenilgi ve Yarısı Buruk Kısa Mutluluk Yaşayan Bir Kadın. Ella Rubinstein 40 Yaşlarında Amerikalı Bir ev kadınıdır. Oldukça sakin mütevazı bir hayatı, Görünüşte düzenli ve Sorunsuz Bir Evliliği vardır. Bu evliliğinin temeli Hoşgörü, Anlayışı Saygı ve Sabırdan İbarettir.
Üç çocuğunun büyümesiyle kocasının da yardımıyla bir yayınevinde editör asistanı olarak çalışmaya başlar ve ilk görevi Aziz Zahar’a adlı tanımamış bir yazarın tasavvuf felsefesini Konu olan bu romanı değerlendirmektedir.
Fakat hayatının kesintili, kopmaya meyilli bir döneminde eline aldığı bu kitap hiç beklemediği bir şekilde Ellayı derinden etiketleyecek aşkı keşfetmek uğruna zorlu ve tüm hayatını alt üst edecek bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktı
Aziz Zahara:
Ella'ya  Aşk Şeriatı adlı kitabı değerlendirmesi için yollayan esrarengiz bir yazar. Mistik düşünceler içinde olan sürekli insanlara yardım etmek için Dünya'nın çeşitli yerlerini dolaşan gezgin bir derviş ruha sahip bir adamdır.
Mevlana:
Konya'da Yaşamış Bir Din Adamı ve İslam alimidir. Diğer yarısı Şems Tebrizi tanıştıktan sonra hiçbir şey onun hayatında aynı olmayacaktır. Mevlana derlerdi ona Konya’da yaşayan bir İslam alimiydi. İslam aleminin ışık tutan feneriydi Namı diğer Mevlana Celaledin  Rumi .
Gördüğü İlginç Rüya Şems Tebrizi'yle Kesişecek olan hayatına ipucu olacaktır. Mevlana’nın sakin ve huzur dolu hayatının görünüşte şemsin gelişiyle tepe takla olacaktır. Koca Bir İslam alimi Mevlana’nın Şems tarafından olan zorlu imtihanı onun hayatını derinden etkileyecektir. Mevlana’nın İlahi Aşkı Keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğu çıkmasına neden olacaktır.
Şems Tebrizi
Dünya Görüşü, Hayat Felsefesi, Tasavvuf Düşüncesi çoğu din adamından daha yüksek seviyide olan ve hayatını sadece ilahi aşka adayan üstün bir insandır. Kuralları hiçe sayan kral, dilenci, fahişe , şeyh herkesi aynı düzeyde gören ve seven , sıradışı bir gönül adamı olarak betimlenir.
Kimya:
Düştüğü genelevinden Şems tarafından kurtarılan, cesur ve iyi kalpli bir günahkarken, tövbe edip Mevlana'nın dergahına giren bir taliptir. Erkek kılığına girip Şems'in vaazlarına katılmak için camiye gidebilecek kadar cesur ve gözü kara bir kadındır. Mevlana'nın oğlu Alaaddin ona , Kimya ise Şemse karşı karşılıksız bir aşk beslemektedir.
 
Alaaddin
Şems ile Babası Mevlana'nın dostluğunu çekemeyen, Kimya'yı sevdiği ve onu elde edemediği için Şems'e kin duyan biridir. Şems'in ölümünden mesul gibi şüpheliler arasında gösterilir.
Sultan Veled
Sultan Veled, Babasına tamamen gönülden bağlı ve onun istediklerini koşulsuz onaylayan sadakat timsali bir oğul portresi çizer. Babasının tüm iyi hasletleri ruhunda toplanmıştır.
 
ROMANIN ÖZETİ
 
“Romana ve romancıya saygı gereği özet kısa tutulmuş, final bölümü yazılmamıştır. “
 
Ella kırklı yaşlarını bitirmeye yaklaşmış, üç çocuk annesi evli bir Amerikalı hanımdır. Evlilik onun için alışılmış ve katlanılması gereken kutsi bir müessesedir.  Uzun bir zamandan beri kocası ile olan problemlerini göz ardı etmekte çocuklarını düşünerek ve bu akıntının seyrine kapılarak tüm sorunları sorun etmezmiş gibi davranmaktadır.  Evliliğinde ciddi problemler yaşıyor olsa da kendisini bu sorunları adeta görmemesi gerektiğine inandırmış bir karakterdir. Eşi onu aldatmakta ama Ella bu olayları görmezlikten gelmektedir. O kendini daha çok çocuklarının bakımına, evinin işlerine, büyük kızının aniden ortaya çıkan evlilik hayalleri ile mücadeleye adamıştır Büyük kızının aniden ortaya çıkan evlilik hayalleri ile aile hayatının rutin işleri içinde kaybolmuş, kendi benliğinin ve gönlünün isteklerini unutmuş bir haldedir.
Bir yayınevinde kitap eleştirmenlerinin asistanlığına başlar. İlk işi Aşk Şeriatı isimli bir kitabın hakkında rapor hazırlamaktır. Kitabın yazarı A.Z. Zahara’ kitabını yayınlanması için Amsterdam’a el yazısı halinde postalamıştır. Kitabın konusu ise Mevlana ve Şems Tebrizi’nin ilahi aşkıdır. Ella da dâhil hiç kimse kitabın yazarı Zahara hakkında hiç bir şey bilmemektedir. Ella , Zahara ile sadece mailler yoluyla haberleşebilmektedir.
Bu aşamadan itibaren Zahara'nın yazdığı Aşk Şeriatı adlı kitapa romanın içindeki diğer roman olarak ortaya çıkmaya başlar Aşk Şerati adlı Zahara'nın romanını Ella okumaya ve değerlendirmeye başlar.
Şems Tebrizi’ sağda dolaşmakta ama içindeki bir ses adını ve adresini bilmediği bir gönül daşının olduğunu söylemektedir. Diğer yerler ve Bağdat’ta bir müddet dolaşıp duru. Gönül daşını bulmak için  bir imtihan yaşadığının ve çile süresi gerektiğinin bilincindedir. İçindeki seslere kulak vererek uzun yolculuğa çıkar. Konya’ya yaklaştığında gönüldaşına yakın olduğunu hissetmiştir. Bir vaazdan çıkan Mevlana'yı atın ın üstünde görür ve onun aradığı gönüldaş olduğunu anlamıştır. Şemsi bekleyen Mevlana, Mevlana'yı arayan şems ile kavuşmuştur. İki dost tüm vakitlerini birbirleri ile sohbet etmekle, muhabbet etmekle geçirmeye başlamıştır.  Bu dostluk çok ilerleyince müritlerini ailesini ve iki oğlunu da Mevlana ihmal etmeye başlamış, Mevlana'nın yakınları, müritleri ve özellikle oğlu Alâeddin Şemse çok kin duymaktadır.
Roman içinde roman okuyan Ella Tarihi öyküyü okuyup değerlendirirken, Zahara ile mailler yoluyla iletişim kurmaya ve hayalinde bu yazarı sevmeye başlamıştır. Zahara sık sık yer değiştirmekte her gittiği yerden Kendisi, düşünceleri ve gezdiği yerler hakkında Ella'ya bilgiler yollamaktadır. Ella'nın  hayatı Zahara'dan gelecek maillere endekslenmiş her Zahara'dan gelecek mailleri dört gözle bekleyen biri olmuştur. Bu arada eski alışkanlıkları da değişmeye başlar. Evini çocuklarını ve kocasını eskisi kadar umursamamaya başlar.
Mevlana ile Şems'in dostluğu Mevlana'nın etrafındakiler iyice huzursuz etmektedir. Kimya adlı bir kadın Şems'e âşık olmuştur. Bu kadın Şems'in genelevden kurtardığı eski bir fahişedir. Mevlana'nın dergâhına kabul edilen Kimya doğru yola dönmüş ama Şems'e karşı dünyevi bir aşkın pençesine kapılmıştır. Şems, Kimya'nın dünyevi aşkından haberdardır. Ama Şems, Kimyadaki bu aşkı bir emare olarak görmekte " Her şeyin bir sevgiyle başlayacağının bilinciyle" Kimya'yı ilahi aşka girmek için bulunması gereken emareye sahip bir talip olarak görmektedir.  Mevlana'nın oğlu Alaattin ise Kimya'ya deli gibi âşık olmuştur. Fakar Kimya'nın Şemse, Alaadinin Kimya'ya olan aşkları karşılıksızdır. Romadaki Şems, kuralları hiçe sayan, etraftaki düzene aldırış etmeyen, dini veya şeri kaidelere aldırmayan Fütursuz deli dolu bir Derviş görünümü çizmektedir. Şems ile Mevlana arasındaki mistik aşk Şems’in yakınlarını gösterdiği kıskançlık ve  tepki yüzünden kesintiye uğrar. Bir gün Şems aniden kaybolmuştur.
Ella ile Zahara'nın mailler yoluyla kurdukları ilişki Ella'nın alıştığı hayatın yıkımına doğru gider. Ella eşinden ayrılır. Ella ile Zahara görüşmeyi ve buluşmayı yazışmaya başlamıştır.  Eskiden evine bağlı, ailesinin istediklerinden dışarı çıkamayan, hayatını ailesine adayan, herşeyini planlayan, her şeyi programlayan kendi halinde bir kadın olan Ella'nın birden bire pek çok huyunu değiştirmesi, ailesinden kopmayı göze alması inanılacak bir şey değildir. Ella'daki ruhsal ve fiziki değişimler, yapmayı göze aldığı şeylerde gösterdiği cesaret,  herkesi hayrete düşürmektedir. Elindeki kitap Ella'nın hayatını değiştirmekte ve birbirlerine aşklarını anlatacak kadar yakınlaştırmaktadır.
 
Şemsin gidişine çok üzülen Mevlana tümüyle üzüntüye girer. Etrafından hiç kimseyle konuşup görüşmez olur. Babasının üzüntüsünün nedeni bilen Küçük oğlu Sultan Veled Şemsi aramaya başlar. Sonunda Şemsi bularak tekrar Konya'ya getirir. Şems'in gitmesine sevinen Alladdin , Şemsin gelmesinden üzüntü duymaya başlar. Kimya ile olan aşkı hakkında duyduğu ümit tekrar suya düşmektedir. Romandaki Cani asker artık devreye girmiştir. Şemsi öldürmek için aldığı paraya ve cinayet işleme hususunda profesyonel olmasına rağmen Şemsi öldürmek için tereddüt göstermektedir. Bu caniyi tutan kişinin Alladdin olduğuna dair kuşkular uyandırılır. Cani bu cinayete bir kaç kez teşebbüs etmiş ama her bir seferinde bunu başaramamıştır.
Ella ile Zahara da görüşmeye başlamıştır. …………….
Şems, ölüm vaktinin geldiğinin blinciyel bir gece dışarı çıkar, Katil pusuya yatmış Şemsi öldürmek için cesaret beklemektedir. Öldürmek onun için çok kolay ve yüzlerce kez yaptığı çok sıradan bir eylemdir. Fakat Şemsi öldürmek………….
 
Kitaptan Alıntılar
''Peki ama o halde neden anlayamadığım, açıklayamadığım bir boşluk var içimde? Öyle bir boşluk ki günbegün büyümekte. Fare gibi sinsice, sessizce ,hırslı ve haris,bu eksiklik duygusu ruhumu kemirmekte. Nereye gitsem içimdeki boşluk da benimle gelmekte. İnsan bu kadar tam iken gene de hala eksik hissedebilir mi? Ya da mutluyken kederli de olabilir mi?''
''Ondördüncü Kural:Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın’ ‘Düzenim bozulur, hayatımın alt üstüne gelir’ ‘diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?''
''Ya aşkı öğret bana ya da aşkın yokluğuna üzülmemeyi'
''İnanç aşk gibidir. İspat şstemez.Mantıksal bir açıklama beklemez. Ya vardır, ya da yok
Beni dindar biri olarak saymışsın.Halbuki değilimDindar olmakla inançlı olmak aynı şey değil!''
''Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milat demektir. Şayet 'aşktan önce' ve 'aşktan sonra' aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir kadar çok değişmelisin ki sen, sen olmaktan çıkmalısın!''
' ''Rüzgarla gelmedim'' demişti Şems,''ki rüzgarla gideyim senin hayatından!'' ''
''Beni sevebilir misin?'' diye sordu
''Seni zaten seviyorum'' dedi Aziz gülümseyerek
''Ama daha beni tanımıyorsun bile''
''Seni tanıyorum'' diye üsteledi Aziz emin bir sesle
''Benimle ilgili bilmediğin o kadar çok şey var ki''
''Seni tanımam için çok şey bilmeme gerek yokSenin özünü görüyorum'' dedi Aziz Ve Ella bu cümleyi bir yerden hatırladı.Sanki ağzından çıkan kallavi cümleler beklemediği anlarda ona geri dönüyordu.Çember gibiydi hayatNe verirsen aynen iade ediyordu.Çılgınlıktı bu! ''
Ve son söz;
Kırkıncı Kural: aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, değişmeceli mi, yoksa dünyevi, semai ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur Aşk’ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde!
 
 
 
Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, tez, yazı, İnceleme, ve araştırmalarınızı sitemize üye olarak ve bize başvurarak ESA da paylaşabilirsiniz.
 
 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya s_kuzucular@hotmail.com 



 
 

1

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Günay

Günay

5 years ago

Elif Şafak bir orospu avukatıdır. Çok berbat bir şey.