Beyit
Osmanlıca yazılışı beyit : بیت
Beyit, Arapça kökenli bir kelimedir. Dilimize da Arapçadan girmiştir. Sözlük anlamı Arapçada ev, konut şeklindedir. Eski Arplarda evlerin veya çadırların iki parçalı kapılardan oluşmasından dolayı beyit sözcüğünün ikili kapı anlamına geldiğine dair görüşler de vardır.
TERİM ANLAMIYLA EDEBİYATTA BEYİT
Beyit kelime anlamı ile ev, çadır hane, mesken, konak, anlamına gelir. Çadır kapısının iki yanı gibi nazımda da iki mısra bir beyti oluşturur.
Beyit, edebiyatta terim anlamıyla iki dizeden meydana gelen nazım birimidir. İki mısradan meydana gelen bu nazım biriminde anlam bütünlüğünün olması gerekmektedir. Beyit, Arap, Fars ve Divan edebiyatında temel nazım birimidir. Beyitin Batı edebiyatındaki anlamca karşılığı ise "kuple" dir.
Divan edebiyatının nazım birimi olan beyit, aynı vezinde anlamca bütünlük taşıyan iki dizeden oluşur. Her beyit anlamca bütünlük taşıdığından diğer beyitlerin manalarından bağımsız bir anlama sahip olabilmektedir. Bu nedenle divan edebiyatındaki bir nazım şekli beyit beyit anlamlara bölünür ve şiirin tümünde anlam bütünlüğü bulunmayabilir. Anlamı kendi içinde tamamlanmayıp alttaki beyitlere de geçen beyitlere her Merhûn adı verilir. [1] ( bkz Mısra Azade Berceste Beyit Nedir ve Seçkin Örnekleri) Ancak bunlara çok az rastlanılmıştır. Yani çoğunlukla beyitler anlamca bir diğerlerinden anlamca bağımsızdır.
Beyitlerin kendi aralarındaki kafiyeleşişleri nazım şekillerini oluşturur. Her beyiti kendi arasında kafiyeli nazım şekline mesnevi, ilk beyti kafiyeli, sonraki beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları ilk beyitle kafiyeleşen şekillere gazel ve kaside denir. Bu anlayış ancak "Edebiyat-i Cedide" ile değişmiş şiirler ana konuyu bütünleyen beyitlerle veya tüm dizeler aynı konu etrafında yazılmaya başlanmıştır.
Beyit gazel, kaside ve mesnevilerin temel nazım birimidir. Diğer nazım şekilleri ise beytin arttırılmış şekillerinden oluşur. Beyite iki, üç, dört, beş dize ilave edilerek oluşmuştur. Beyitlerdeki mısralar üçe ayrılır
Sadr- haşv -aruz
İbtida haşv- acz
Birinci mısranın ilk cüzü, tefilesine yani parçasına sadr, ilk dizenin son parçasına aruz, ikinci dizenin ilk tefilesine ibtida, son tefilesine acz ( darb veya kafiye) , ortalarına ise haşv adı verilir. [2]
a) "Beyt-i Musarra” : Beyit, kafiyeli iki mısradan meydana gelirse "beyt-i musarra" adı verilir. Kafiyeli beyitler genellikle metali, müfredler ise ebyat-ı müfredat [3]adı altında toplanır.
Benî candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı Fuzuli
Dağıtdun hâb-ı nâz-ı yârı ey feryâd neylersün
Edüp fitneyle dünyâyı harâb-âbâd neylersün (Şeyhülislâm Bahâyi)
Beyt-i musarra Matla beyti ile aynı şekil özelliği taşır. Fakat Musarra beyti şiirin ortalarında da bulunur Musarra' beyte, gazel veya kasidenin baş tarafında bulunursa; matla; terci' ve terkib-i bentlerin arasında bulunursa; vasıta beyti adını alır.
Her mısrası aynı kafiyede olan şiirlere de musarra denir. (Musarra tuyuğ gibi) Bu şekilde düzenlenen şiirlerin bir başka adı müselseldir.
b) Beyt-i Müfred :
Dizeleri kafiyeli olmayan beyitlere de Müfred ya da Ferd" adı verilir: Bu beyitlere “beyt-i hasi” de denir. Örnek
Meyhâne mukassi görinür taşradan ammâ
Bir başka ferah başka letâfet var içinde (Nedim)
Müretteb divanlann sonunda toplanan tek beyit ve mısra'lara da müfred denir. Bu beyitler kewndi başına şiir sayılan ve sadece iki dizeden oluşan beyitlerdir. Bunlar Müfredat adı altında bir arada bulunurlar.
Gele bir devr ki bu Galibi yad eyleyeler
Fırsat- ı sohbeti ahbab ganimet bilsin Şeyh Galip
Vücud-ı pakin Alla'a emanet eyledim anın
Gönül eğlencesi can paresibir dil -nüvazım var Şeyh Galip
Dil nûş-ı mey-i nâbdan olmaz mütelezziz
Âteştir o çün âbdan olmaz mütelezziz'"' (Şeyh Gâlib)
Bînevâlar aceb mi gelse sana Zerreler âfitâba râcidir"" (Şeyh Gâlib) [4]
Biz bülbül-i muhrik-dem-i şevkâ-yı firaakız
Âteş kesilür geçse sabâ gül-şenimizden Selimî
c) Matla Beyti: Bir manzumenin kafiyeli ilk beytidir. Matla doğuş, doğum yeri anlamına gelir. Eğer matla‘ beyti birden fazla olursa bunlar matla‘-ı sânî, matla‘-ı sâlis diye sıralanır. Birden fazla matla beytinin bulunduğu şiirlere zâtü'I-metâli, zü'l-metâli adı verilir.
Dağıtdun hâb-ı nâz-ı yârı ey feryâd neylersün
Edüp fitneyle dünyâyı harâb-âbâd neylersün (Şeyhülislâm Bahâyi)
Kasidelerde bu matla'dan başka kasidenin içinde söylenen iki mısra'ı kafiyeli beyitlere de matla' adı verilmiştir. Bu beyit daha çok kaside içindeki Tegazzül bölümünün ilk mısraıdır.
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bû ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı Fuzuli
d) Beytü’l Gazal ve Kasid ile Şah Beyit
Gazelin en güzel beytine beyt’ülgazel, kasidenin en güzel beytine de beyt’ül-kasîd; bir manzumenin (özellikle gazelin) mutlak güzel olan beytine de şâh veya şeh beyit denir. Şairin mahlasının bulunduğu beyitlere kasidelerde tâc beyit, gazellerde ise mahlas beyti veya mahlashane adını alır. Gazelin matla‘dan sonra gelen beytine hüsn-i matla‘, makta‘dan bir önceki beytine ise hüsn-i makta‘ denir. Kasidenin nesip bölümünden medhiye bölümüne geçiş sağlayan beytine ise Girizgah beyti adı verilir. Bir şiirin en güzel beytine ise Şah Beyit adı verilir. ( bkz : Mısra Azade Berceste Beyit Nedir ve Seçkin Örnekleri )
e) Berceste [5] ve Şah Beyit [6]
Bir mânayı en kapsamlı ifade eden âhengiyle hâfızalarda kolay yer alan , diğer beyitlerden dikkat çekecek kadar ustalıklı söylenmiş öz, güzel, latif, ince anlamlı, kolayca hatırlanan, derin anlamlar taşıayn , âdeta atasözü gibi kullanılan tek dizeye Mısra-ı Berceste , beyite ise beyt-i berceste veya Şah Beyit adı verilir.
Uyduk dil-i divâneye dil uydu hevâya Ruhi
Eğer maksut eserse mısra-ı berceste kâfidir. Rağıp Paşa
Kişi noksanın bilmek gibi irfan olmaz. Bursalı Talip
Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân
Beni bir gözleri ahuya zebûn etti felek Yavuz Sultan Selim
Gam-ı ağyâr u derd-i yâr ile matemdeyim her gün
Nice bayram olur mâbeynimizde merhabâ olmaz Yahyâ Bey
Çeşm-i insâf kadar kâmile mîzân olmaz
Kişi noksânını bilmek kadar irfân olmaz Bursalı Tâlib
f) Azade Mısra ve Beyit
Bir manzumede yer almayan veya diğer mısraları unutulan ve mânaları kendi içlerinde tamamlanan, mısra-ı bercesteler gibi dillerde dolaşan bu tek mısralara “mısra-ı âzâde” veya yalnızca “âzâde” denir.
“Ne ararsan bulunur derde devâdan gayrı “ Abdülhak Molla
“Mudhikât-ı dehre ben ölsem de tasvîrim güler” Muallim Nâci
Bir beytin anlam bakımından birbirine bağlı olmayan mısralarına da âzâde denir.
“Kalbini sâf eyleyen câm-ı safâyı neylesin
Aşk ile demsâz olan sâz u nevâyı neylesin Nev‘î
Mısra-ı âzâde manzumelerden kopuk ya da tamamlanmamış şiir parçaları şeklinde kalmayıp “müfred” adını alan tek beyitler gibi genellikle divanların son taraflarında “mesâri‘” adıyla anılan özel bir bölümde yer alır.
g ) Makta Beyti:
Şiirin son beytidir. Genellikle şairin mahlasının da bulunduğu beyittir. Makta beytinde şairin mahlası varsa mahlashane de denir. Makta beytinden önceki beyit makta beytinden güzelse buna hüsnü makta denir. Makta bitiş beyitidir.
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bû ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı Fuzûli
Mısra Azade Berceste Beyit Nedir ve Seçkin Örnekleri
Azade Mısra Nedir ve Örnekleri
Berceste Nedir. Mısra-ı Berceste Beyt-i Berceste Örnekler
Makta Nedir Makta Beyti Hüsn - i Makta Örnekler
Hüsn -i Makta Matla Ve Makta Nedir
Beyit Nedir Merhun Tac Mütali Musarra Matla Makta Beyitleri
Matla Beyti Redd-i Matla Hüsn-i matla Musarra Nedir Örnekle
KAYNAKÇA
[1] Tahir’ül Mevlevi Edebiyat Lüğati, Enderun Yayınları 1973, shf 18- 23
[2] Tahir’ül Mevlevi Edebiyat Lüğati, Enderun Yayınları 1973, shf 18- 23
[3] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda Terimler, 2005, Ank, sh. 43
[4] https://www.acikogretimedebiyat.com/1-doenem/eski-t%C3%BCrk-edebiyatina-giri%C5%9F-bi%C3%A7im-ve-%C3%B6l%C3%A7%C3%BC/885-beyit-ve-m%C4%B1sra.html
[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/misra-azade-berceste-beyit-nedir-ve-seckin-ornekleri/75727
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/berceste-nedir-misra-i-berceste-beyt-i-berceste/85163