Matla Beyti Redd-i Matla Hüsn-i matla Musarra Nedir Örnekler

10.12.2018
 
 
 Matla Beyti ( Redd-i Matla- Hüsn-i matla- Musarra) Nedir Örneklerle Özellikleri
 

Yazıda matla nedir, matla beyti nedir, matla kelimesinin sözlük ve terim anlamları, kökeni,  hüsnü matla, musarra, matla‘-ı sânî, matla‘-ı sâlis,  zü'l-metâli , Redd-i matla nedir, musarra şiir örneği, matla beyti örnekleri yer alacaktır.

Osmanlıca yazılışı matla' :  مطلع
Matla" kelimesi Arapça kökenli bir sözcüktür. Arapça” tulü' “ kökünden gelir. Tulü’  sözcüğü doğacak yer, doğuş yeri anlamında bir sözcüktür. Matla’ kelimesinin  Osmanlıcada sözlük anlamları : doğacak yer, Güneş ve  yıldızların gök cisimlerinin doğması şekillerindedir.

 

Matla’ sözcüğü Edebiyatta terim bir anlam da kazanmıştır.


Edebiyatta Matla’

Matla sözcüğü sözlük anlamından hareketle edebiyatta şiirin başladığı beyit anlamına gelen bir terim olmaktadır. Matla beyti terimi gazel veya kasidelerin ilk beytini ifade eder.   Gazel ve kasidelerin ilk beyti ise diğer beyitlerden farklı olarak kendi arasında redifli ve kafiyeli bir beyittir.

Bir manzumenin kafiyeli ilk beyti birden fazla olursa bunlar matla‘-ı sânî, matla‘-ı sâlis diye sıralanır. Birden fazla matla beytinin bulunduğu şiirlere zâtü'I-metâli, adı verilmiştir.

Kasidelerde bu matla'dan başka kasidenin içinde söylenen Tegazzül bölümündeki iki mısraı kafiyeli beyitlere de matla' adı verilmiştir. Böylece bünyesinde Tegazzül bölümü olan kasidelerde iki tane matla beyti olmuş olur.[1] Bu tip kasidelerdeki ilk matla beyti asıl kasidenin ilk beyti, ikinci matla beyti ise kasidenin içinde yer alan gazelin matla beytidir.

Hüsn-i matla ise özellikle gazeller için kullanılan bir terimdir.  Gazellerin ikinci beyitlerine  Hüsn-i matla  denir. ( bkz Hüsn Ü Makta - Matla İle Makta Ve Matla Nedir - Edebiyat Terimleri ...)

Redd-i matla: Divan edebiyatının son dönemlerinde uygulanmaya başlayan bir yöntemdirBu matla türü 19 asırda ortaya çıkmıştır. “Şairler bazen matla mısralarından birini gazelin sonunda tekrarlarlar. Buna redd-i matla denir.”  Haluk İpekten

Redd-i matla

Matla beytinin birinci veya ikinci mısraının makta beytinin ikinci mısraında yinelenmesidir. [2]  Bu durumda bir gazelin ilk beytinde bulunan dizelerden birisi, gazelin son beyti olan makta beytinde yinelenmiş olur.   Fakat tekrarlanan bu mısra anlam bakımından gazelin konusu açısından önemli olmalı ve makta beyti ile de manaca münasebetli bulunmalıdır.  “Çünkü tekrarlanan mısraın makta beytinin anlamını bozmaması gerekir.”[3]

Matla:


İncinme cevrine dahı ol mâh tâzedir
 Bilmez nevâziş-i dili bi’llâh tâzedir
Makta
 Ey Nâilî sakın dem-i serd-i hezârdan
 İncinme cevrine dahı ol mâh tâzedir     (İpekten 1993:188-189)  Nâ’ilî [4] [4]

Hüsn-i matla

Divan şairleri  Matla beytindeki anlam ve ahengi zayıf bırakmamak, kuvvetten düşürmemek için ikinci beyti daha güzel, daha ahenkli ve daha anlamlı  yazmaya gayret ederlerdi. Bu bakımdan bazı gazellerin ikinci beyti, gazelin en güzel beyti olabiliyordu. Bu nedenle  güzellik manasına gelen hüsn kelimesi ile birlikte gazelin  ikinci beyitlerine Hüsn-i matla denmiştir.[5]

Lâle-hadler yine gülşende neler etmediler 
Servi yürütmediler goncayı söyletmediler       Matla Beyti

Taşradan geldi çemen mülkine bigâne dürür 
Devr- i gül sohbetine lâleyi i etmediler              Hüsn-ü Matla

………..
Ey Necâtî yürü şabreyle elünden ne gelür 
Hüblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler.         Makta Beyti


 Musarra ile Matla Beyti

Musarra beyit iki dizesi de matla beyti gibi kafiyeli beyitlere denmektedir. Bir mısraı diğer beyitlerdeki son dize ile kafiyeli olan dizelere ise müfret denir.   Beyit, kafiyeli iki mısradan meydana gelirse "beyt-i musarra" adı verilir. Kafiyeli beyitler genellikle metali, müfredler ise ebyat-ı müfredat [6]adı altında toplanır.

 Bu bakımdan gazel veya kasidenin ilk beyitleri hali ile musarra olmuş olur.  Divan şiirinde gazel ve kasideler genel olarak ilk beyitleri yani matla beyitleri musarra; diğer beyitleri ise müfretlerden meydana gelir. Fakat divan şiirinde her beyti musarralı olan şiirler de yazılmıştır. Bunlara musarra gazel veya –  mısraları zincirleme gittikleri için – müselsel de demişlerdir. Her mısrası aynı kafiyede olan şiirlere de musarra denir. (Musarra tuyuğ gibi)  

  Aşağıdaki şiir bir musarra örneğidir.

Hiçbir dem sensiz olmak istemez canım benim
Oldu güya tâb-i hüsnün imânım benim

Cevrin olmaz kâsir-i şevk-i firâvanım benim
Muttasıl alemde etsin girye çeşmânım  benim

Razıyım yansın müebbed kalb-i sûzânım benim
Mevt tutsun dâmenim hüsrân giribânım benim    Recaizade Ekrem [7]

Beyt-i musarra Matla beyti ile aynı  şekil özelliği taşır.  Fakat  Musarra beyti şiirin ortalarında da bulunur Musarra' beyte, gazel veya kasidenin baş tarafında bulunursa; matla; terci' ve terkib-i bentlerin arasında bulunursa; vasıta  beyti adını alır.

Nabi’nin şiiri üzerinde uygulamalı olarak gösterirsek

Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz.                 Bu ilk dize MATLA BEYTİ

Çok ta mağrur olma kim meyhâne-i ikbalde
Biz hezâran mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
.      İkinci dize Hüsn-ü Makta
 
Matla Beyti örnekleri

 Ah eylediğim serv-i hıramanın içindir 
Kan ağladığım gonca-i handanın içindir   Fuzuli 


Ben kimseye açılmaz idim dâmenin olsam
Kim görür idi sîneni pîrâhenin olsam       Nedim 


Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn
Derd çoh hem-derd yoh düşmen kavî tâli’ zebun    Fuzuli


Hayalinden gelir gam hatıra cananeden gelmez
Sitem hap âşinalardan gelür biğâneden gelmez    Nabi Şiirleri 

Beni şad eylemedin sen dahi naşad olasın
Şu’le-i ah-i garihan gibi berbat olasın         Nabi Şiirleri 

 



KAYNAKÇA




0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar