ROMAN HAKKINDA GENEL BİLGİLE
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, George Orwell’in yazdığı alegorik ( Soyut bir düşünceyi heykel ya da resim ile gösterme ) bir romandır. Politik bir konuda yazılmış olan roman, hayalî bir toplum anlayışının anti-tezini sunan bir konuda yazılmıştır.Orwell bu romanı ile Stalin'in Rus Devrimine olanihanetini alegorik olarak ve fabl türü bir roman şeklinde kara mizah tekniğinde anlatmaya çalışmıştı. Gelecekte olacak olan felaketleri distopik bir roman halinde anlatmıştır.
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bu tip romanlar arasında en ünlü olanlarından biridir. George Orwell, 47 yıl süren hayatında yazdığı Hayvan Çiftliği ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı eserleri ile şöhret bulmuş bir yazardır.
Hayvan Çiftliği adlı eseri de hayalî ve politik konulu bir romandır. Bu romanında ise bir grup hayvanın kendilerini sömürenlerin yönetimini devirip, eşitlikçi bir toplum kurmaya çalışması anlatmıştır.
“Bin Dokuz Yüz Seksen Dört “ romanı da en az Hayvan Çiftliği kadar ciddi etki yaratmış, Big Brother (Büyük Birader) kavramının dillere düşmesini de sağlamıştır.[1] Orwell bu eserini, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum oluşmasının ne denli sakıncalı olabileceğini dile getirmek amacıyla yazmıştır. George Orwell, korkunç baskı ve zulme dayalı bir devlet hayal ederek, sürekli olarak birbiriyle savaşan ve dünyaya egemen olan üç totaliter polis devletinin düşsel bir gelecekte geçen öykülerini konu edinmektedir.
Yazar bu eserini 1947-1948 yılları arasında verem hastası iken kaleme almış, Roman, Avrupa'daki Son Adam (The Last Man in Europe) ismi ile yazılmıştır., ABD ve Birleşik Krallık ‘ta aynı anda satışa sunularak Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (Nineteen Eighty-Four) adıyla 8 Haziran 1949'da basılmıştır.[2]
Yazar Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı eserinin son sayfalarını 1947-1948 yılları arasında yazmıştı. Yazar, Hayvan Çiftliği adlı eserinden elde ettiği gelirleri ile İskoçya sahilleri önündeki Hebridean adasında Jura denilen bir yerde ücra bir çitçi evini satın almıştı. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanının son sayfalarını işte bu evde yazmıştı.
Roman Sosyalizm karşıtı olmakla suçlanmasına rağmen buna karşı çıkan Orwell: " sosyalizme ya da İngiliz İşçi Partisi'ne bir saldırı kastetmedim, ama komünizm ve faşizmde kısmen gerçekleşmiş bozukluklara değindim. Kitabın konusunun İngiltere'de geçmesi İngilizce konuşan ırkların doğuştan diğerlerine göre daha üstün olmadığını ve baskıcı rejimlerin karşı konulmadığı sürece herhangi bir yerde zafer kazanabileceğini vurgulamak içindir." Diye bir demeç vermiştir. [3] Orwell; ”Kitabımda anlattığım toplumun bir gün var olup olmayacağını bilmiyorum, ama buna benzerin geleceğine inanıyorum.” Demişti.
“Roman daha sonra ünlenecek Büyük Birader ve Düşünce Polisi gibi kavramları içermektedir. 20. yüzyılın en etkili romanlarından biri olmasının yanı sıra satış anlamında da çok başarılı olmuştur.” Pek çok dile çevrilen ve yüksek satış rakamları yakalayan roman pek çok listede dünyanın en iyi romanları arsında gösterilmektedir. [4] 1984” dünyanın 62 diline çevrilmiş sadece Amerika’da 10 milyon baskı yapmıştır.[5]
Bu roman aynı zamanda 1984 yılında beyaz perdeye de uyarlanmıştır.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ
George Orwell
Orwell, 1903′de Hindistan Bengal’inde bir memuru çocuğu olarak doğdu. Eton’da bursla okudu. 1922 yılında Burma’ya gitti. Orada bir polis olarak 5 yıl geçirdi ve İngiliz sömürgesinden nefret etti. 24 yaşında bu işinden ayrılarak Paris’e geldi. George Orwell ismini vererek yazmaya başladı. Londra’ya döndü ve tekrar yoksulluk içinde yaşadı.1931′de yardımcı öğretmenlik işinde çalıştı.1933′de ilk eseri yayınlandı.1936′da İspanya İç Savaşı’na Franco’ya karşı çarpışan komünist bir grubun üyesi olarak katıldı.
Oregon cephesinde yaralandı. Bu savaştan ruhen ve bedenen yıpranmış olarak Hertfordhir’e döndü. Burada karısı Eilen’le bir köy dükkânını işletti. İkinci Dünya Savaşı yıllarında verem hastalığı yüzünden askere alınmadı. Londra’da BBC’de spiker olarak çalıştı. Gazetelere makaleler yazdı.
1944′de ilk büyük başarısı olan Hayvan Çiftliği (Animal Farm) [6]isimli eseri yayınlandı. İçinde bütün hayvanların eşit olduğu, ama bir kaçının diğerlerinden daha eşit olduğu(!) bu fabl-hiciv öykü onun komünizmle hesaplaşmasıydı. “HAYVAN ÇİFTLİĞİ' "sosyalizm" e getirdiği çok farklı kara mizah eleştirisi ile, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilmişti.
Orwell bu eseriyle ünlü oldu, fakat artık hasta ve yalnızdı. Karısı bu sıralarda öldü. Yalnızlığı İskoçya sahilleri önündeki Jura adasında etrafı çalılıklarla kaplı bir çitçi evine taşınmasından sonra daha da arttı. Orada kendisini dünya çapında üne kavuşturan ”1984” isimli eserini yazdı. 21 Ocak 1950′de veremden öldü.[7] ( Geniş Bilgi BKZ : George Orwell Hayatı Eserleri )
ROMANIN ÖZETİ
Winston Smith, "Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan biridir. Gelen notları ve bilgileri not tutmakta olan ve işinden memnun olan bir memurdur. Ama bir gün her şey değişmeye başlamıştır. Winston antika eşyalar satan bir dükkândan, bir defter ve kalem almaya başlamış, bu defteri günlüğü yapmış oluşan gariplikleri de not almaya başlamıştır. Bu günlüğünü de “Tele Ekrandan” görülmeyecek şekilde yazmaya gayret etmektedir. Esasında yaptığı bu şey bir suçtur ve artık bir fikir suçlusu olmuştur. Çünkü artık günlük tutmak ve düşünmek büyük bir suç sayılmaya başlanmıştır.
Suçlarından bir diğeri de "Büyük Birader" diye biri olmadığını, devleti yönetenlerin insanları kandırdığını düşünmeye başlamış olmasıdır. Üstelik bu düşüncelerini doğrulayacak kaynak, bilgi, delil, arayışına da girmiş, hatta kendine inanacak veya kendisi gibi düşünen başka kişiler de aramaya başlamıştır.
"Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan "Anti-Sex" adlı örgütün üyesi Julia ve devletin önemli adamlarından olan O'Brien'in da kendisiyle aynı düşünceleri paylaşmaktadır. Julia gizlice avucuna "Seni Seviyorum" yazan bir kâğıt sıkıştırmıştır ve o da artık bir düşünce suçlusudur, çünkü birini sevmiştir. Julia ile "düşünce polisinin olmadığı gizli bir yere giderler ve Winston, Julia ile sevişerek yıllar önce ayrıldığı ama resmiyette eşi olan kadını aldatmış olur. Bu gizli buluşmalarında geçmişleri paylaşarak mutlu olmaktadırlar. O'Brien' de bir şeyler yazdığı için o da düşünce suçlusu olmuştur.
O'Brien, Winston ve Julia'ya bir kitap ulaştıracağını bu kitabı okuduklarında merak ettikleri şeylerin cevabına ulaşacaklarını söyler.
Winston, kitabı okumak ve Julia ile daha rahat birlikte olabilmek için, günlüğünü aldığı dükkânın üst katını kiralar. Burası, Büyük Birader'in çalışanlarına verdiği dairelerden çok farklıdır. Eski tarzda döşenmiş ve odada "Tele Ekran" yoktur! "Tele Ekran"nın olmaması büyük bir avantajdır çünkü "Tele Ekran" hem alıcı, hem vericidir ve düşünce suçlularını yakalamaktadır. Julia bu dükkâna elinde gerçek çikolata, gerçek ekmek vb. ve sadece sokak kadınlarının kullandığı adi bir kaç makyaj malzemesi ile gelir. Bunlar sadece adlarını duydukları ama görmedikleri şeylerdir. Çünkü onların yaşadığı zamanda, her şey yapaydır. Üstelik kitabı okumaya ve devleti anlamaya başlarlar.
Sorun, zenginliği artırmaksızın, endüstri çarkını döndürmektir. Üretim sürdürülmeli, ama üretilenler insanlara dağıtılmamalıdır. Bunun için de sürekli savaş çıkması gerekmektedir. Savaş endüstrisi, tüketim maddeleri üretmeksizin işgücünü kullanmanın ve üretimi paylamamanın akıllıca çözümüdür.. Yeni silahlar için araştırmalar aralıksız sürdürülmekte zeki beyinler i ise oyalamak mümkün olmaktadır. Okyanusya'da, bilim artık yaşamamaktadır. Yenikonuş'ta "bilim"i karşılayacak bir sözcük yoktur. Teknik gelişmeler, insan özgürlüğünü daha da kısıtlıyorsa işe yaramış demektir.
Televizyonun yapımı ve aynı aygıtın, hem alıcı hem verici olarak kullanılmasını sağlayan teknik gelişmeler, özel hayata son verdi. Her yurttaşın ya da en azından gözetlenmesi gerekecek kadar önemli herkesin, hiç aralıksız polis denetimi ve başka iletişim yolları bulunmadığından, sürekli bir resmi propaganda bombardımanı altında tutulabilmesi sağlandı. Böylece tarihte ilk kez herkesin devletin isteklerine boyun eğmesi ve her konuda düşünsel bir birliğin oluşması sağlandı. Karşıt olayların ve kavramların birbirine bağlanması, Okyanusya toplumunun en belirgin yanıdır. Resmi ideoloji, gerek olmayan yerlerde bile çelişkilerle doludur. Böylece Parti, sosyalizm akımının savunduğu tüm İlkerleri yadsır, kötüler ve sonra bunun sosyalizm adına yapıldığını söyler. İşçi sınıfının yüzyıllardır hor görüldüğünü söylerken, kendi Parti üyelerine, işçilere giydirilen ve bu nedenle kabul edilmiş üniformaları giydirir. Aile bağlarını düzenli bir biçimde çürütürken, önderini doğrudan aile duygularına seslenen bir adla-Büyük Birader- çağırır. Gerçekte iktidar, ancak karşıtların uzlaştırılması yoluyla sonsuza dek elde tutulabilir. Eğer eşitsizlik sürdürülecekse -yani yüksek grup yerini koruyacaksa- zihinsel koşullar, denetlenmiş olmalıdır.
İktidar araç değil, bir amaçtır. Kimse devrime bekçilik etmek için diktatörlük kurnaz; devrim diktatörlüğü kurmak için yapılır. Baskı kurmanın amacı, baskı kurmaktır. İşkencenin amacı işkencedir. İktidarın amacı, iktidardır.
Fakat düşünce polisi onları bulmuş, teslim olmalarını istemektedir ve düşünce polisi içeri girer. Düşünce polisi, odayı kiraladıkları, günlüğü aldığı antikacıdır! Meğer odada "tele ekran" vardır.
Sevgi bakanlığına götürülürler. Sevgi Bakanlığı penceresi olmayan, yer altında yapılmış, korkunç bir yapıdır. Orada Winston'a çeşitli işkenceler yapılır ve devlete koşulsuz itaat etmesi sağlanır. Düşünceleri kontrol altına alınır. Ama hala duyguları kontrol altına alınamamıştır.
Sevgi Bakanlığından gönderildikten sonra, hiç izlenmeden yaşamaya başlar. Arkadaşı yoktur ama bir önemi de yoktur. Bir gün yolda Julia ile karşılaşır. Julia'da korkusuna yenik düşüp onu satmıştır. Birbirlerinden özür dileyip, dostça ayrılırlar. Ve geçen her gün, Büyük Birader'e olan bağlılıkları ile hayata devam ederler.
HAYVAN ÇİFTLİĞİ'NE DAİR DEĞERLENDİRME
Hayvan Çiftliği Romanı Hakkında ve Özeti George Orwel
Burma Günleri Özet inceleme ve George Orwell Hakkında
KAYNAKÇA
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Bin_Dokuz_Y%C3%BCz_Seksen_D%C3%B6rt
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/george-orwell-hayati-eserleri/147559
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Bin_Dokuz_Y%C3%BCz_Seksen_D%C3%B6rt
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/le-monde-yuzyilin-yuz-kitabi-listesi/93526
[5] Zeki Önsöz, GEORGE ORWELL ”1984” VE GÜNÜMÜZ, https://www.zekionsoz.com/wordpress/?p=201
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hayvan-ciftligi-romani-hakkinda-ve-ozeti-george/84269
[7] Zeki Önsöz, GEORGE ORWELL ”1984” VE GÜNÜMÜZ, https://www.zekionsoz.com/wordpress/?p=201