Ferdi ve Şürekası ile Halit Ziya Hakkında Konusu ve Özeti

25.04.2020

Ferdi ve Şürekası  ile  Halit Ziya Hakkında Konusu ve Özeti

Ferdi ve Şürekası  ile  Halit Ziya Hakkında

Ferdi ve Şürekası   Halit Ziya’nın il kez 1894 yılında İzmir’de iken yazdığı ama İstanbul’a geldikten sonra yayımlanan dördüncü romanı olmaktadır.

Halit Ziya Uşaklıgil, romancılığa İzmir’de öğretmen olarak görev yaparken başlamış ilk romanı olan “ Sefile  1885’te  İzmir’deki Hizmet Gazetesinde seri olarak tefrika edilmeye başlanmış ama  “Sefile” adlı ilk romanı ahlaka aykırı olduğu gerekçesi ile yasaklanmış ve bu roman yarım kalmıştı.  İkinci romanı olan  “Nemide” (1889),  ve üçüncü romanı olan “Bir Ölünün Defter” (1889) ve “Ferdi ve Şürekâsı” (1894)  Halit Ziya, İzmir’de Fransızca ve edebiyat öğretmenliğine devam ederken ve  Osmanlı Bankası’nda çalışırken Hizmet’te tefrika edilmiş romanları olmaktadır.   Halit Ziya İstanbul’da Reji Genel Müdürlüğü’nün başkâtiplik teklifini kabul  etmiş bu yüzden İzmir’den de  ayrılmış(1893). [1] ama Ferdi ve Şürekası adlı romanı İzmir’deki Hizmet Gazetesinde tefrika edilmeye devam etmişti.

Ferdi ve Şürekâsı  Halit Ziya’nın çıraklık dönemini aştığı kalfalık dönemi eseri olmaktadır. Ferdi ve Şürekâsı   Halit Ziya’nın Aşk - ı Memnu , Mai ve Siyah , Kırık Hayatlar  ve Bir Ölünün Defteri adlı romanlarından sonra en çok sevilen romanlarından biridir.  Ferdi ve Şürekâsı   romanı yazarın üslup, teknik ve konu yönlerinden usta bir romancı olduğunu ortaya koyan bir eseridir.  Servet-i Fünûn  döneminin zevk, dil, konu, estetik ve marazilik özelliklerinin tümünü taşıyan roman Mehmet Rauf ’un  EYLÜL adlı romanının da hazırlayıcısı bir roman olmaktadır.

Ferdi ve Şürekâsı Servet-i  Fünun Topluluğunun,  fikir, ruh ve  hayal dünyasını;  hastalıklı, marazi, karamsar, içe dönük dışa kapalı kişilik özelliklerini;  süslü sanat,  ağır dil ve edebi anlayışlarını ortaya koyan bir eserdir. Bu nedenle kahramanları hastalıklı, zayıf karakterli iradesiz ve silik kişiler olmuş dili de Arapça Farsça pek çoğu çok az bilinen ağır ve süslü bir dille yazılmıştır.

 Ferdi ve şürekâsı Cumhuriyet’in ilanından sonra bizzat Halit Ziya tarafından sadeleştirilmiş günümüz insanının anlayabileceği bir sadeliğe kavuşmuştur.

ROMANIN KONUSU

Zengin kızı Hacer, babasının da yardımı ile kendi iş yerlerinde çalışan İsmail Tayfur ile zenginliğini de kullanarak evlenir.  Fakat, bu fakir gencin gönlü başka bir fakir kız dadır. Zengin kızı Hacer, Fakir genç ile evlenir ancak bu aşkı trajik bir son beklemektedir.

KİTABIN ANA FİKRİ

Aşk ve evlilikte zorlama olmamalıdır. Para ile satın alınan aşk ve evlilik büyük bir trajedi ile bitebilir. Kolay yoldan amaçlarımıza ulaşmak, katlanılması çok zor sonuçlar da doğurur.

ROMANIN ŞAHIS KADROSU:

İsmail Tayfur:  Babası ölünce evinin geçimini üstlenmiş ve babasının çalıştığı iş yerinde çalışmaya başlamış , para ve aşk  seçeneğinden  parayı tercih etmiş ama bu nedenle de aklını yitirmiş  zayıf karakterli bir gençtir.

Ferdi Bey:  Eşi ölünce tüm hayatını  ve kazancını Kızı Hacer’in mutluluğuna adayan ve kızının isteklerini yerine getirmeye çalışan bir iş adamıdır.  İsmail Tayfur’u kızıyla evlendirerek olaylara neden olur.

Seniha: İsmail Tayfur’un evlenmeyi düşündüğü ve aşık olduğu besleme kızdır.  Ömrünü İsmail’e adamış ve heba da etmiştir.

Hacer: Ferdi bey’in kzıdır. Âşık oılduğu İsmail Tayfur’ ile babasının parası sayesinde evlenmiş, ama girdiği kıskançlık krizi sonrasında hayatını kaybetmiştir.

 

KİTABIN ÖZETİ

İsmail Tayfur, babasının ölümü üzerine okulunu terk edip babasının çalıştığı Ferdi ve Ortakları Ticaretevi’nde babasının yerine veznedar olarak çalışmaya başlar. Bu ticarethanenin sahibi ise Ferdi Efendi’dir. 

Ferdi Bey ‘in eşi ölmüş ve Ferdi Bey de kızı Hacer ile birlikte yaşamaktadır.  Ferdi Bey kızına çok bağlı bir adamdır ve eşi öldükten sonra da kızı ile daha da çok ilgilenmeye başlamıştır.

 

 Ferdi Efendi,  bir gün İsmail Tayfur'u yanına çağırır ve çok çalıştığından dolayı ticaret hanenin karının yüzde beşini İsmail Tayfur'a vereceğini söyler.

Fakat İsmail Tayfur bu teklifin altından bir şey çıkacağından şüphe duyarak patronu Ferdi Efendinin teklifini reddeder.  Fakat bu konuyu da şirketin emektar veznedarı ve baba dostu Hasan Tahsin Efendi’ye de anlatarak onun görüşünü sorar. İsmail Tayfur, Hasan Tahsin Efendinin söyledikleri karşısında çok şaşırır.  Hasan Tahsin Efendi, patronları Ferdi Bey’in kızı Hacer’in kendisine âşık olduğunu n Ferdi Efendinin de bu nedenle böyle bir teklif yapmış olabileceğini anlatır.

Gerçekten de Hacer, şirkete her geldiğinde İsmail Tayfur'a yakınlık göstermiş hatta bir defasında da İsmail Tayfur’un hesap defterinin arasına gül yaprakları koymuştur.  Fakat Ferdi Efendi kızı Hacer’in şirkete gelmesini yasaklar. Bunun üzerine de Hacer tüm duygularını bir deftere yazmaya başlar. Bir gün Hacer eve geç kalınca Ferdi Bey bu defteri bulup okumuş ve kızı Hacer’in bu duygularından haberdar olmuştur.

Hacer gelince de Ferdi Efendi kızına defteri okuduğunu belli eder.  Hacer'e de  onu İsmail Tayfur ile evlendireceğini vaad eder. İsmail Tayfur da bu yüzden maaş zammı yapmıştır. Ferdi Bey kızının durumuna üzülerek İsmail Tayfur'a kızıyla evlenmesi için baskı yapmaya başlamıştır.

Bir gün Hacer’in öğretmeni İsmail Tayfur’un annesi Besime Hanım yanına gelir. Besime hanım Seniha ile kalmaktadır. Seniha ise İsmail Tayfur’un babasının eve getirdiği ve evde büyüttükleri kimsesiz bir kızdır.  Saniha ile İsmail Tayfur habersizce birbirlerini sevmektedirler.

 Hacer’in öğretmeni Besime Hanım’a Hacer ile İsmail Tayfur’un birbirlerine aşık olduklarını anlatır.  Hatta bu öğretmen, gençlerin haberi olmadan nişan hazırlıklarını yapmalarını tembih eder.  Bu plana göre Hacer ile İsmail Tayfur’a büyük bir sürpriz yapılacaktır.  O yüzden gençlerin hiçbir şeyden haberi olmaması gerekmektedir.

Nişan haberini duyunca Saniha, çok üzülür. Fakat bu üzüntüsünü hem Besime Hanım'a hem de İsmail Tayfur'a hiç belli etmez.  Üstelik, Hacer ile nişanlanacağını öğrenen İsmail Tayfur bu nişanı hiç kabul etmek bile istemez.  İsmail Tayfur da Seniha’ya aşıktır ama zayıf karakterli birisi olduğu için bu aşkını kimseye hatta Seniha’ya bile belli etmemiştir. İsmail Tayfur gerçekle hayaller arasında yaşayan bir adamdır. Olanı biteni annesine anlattığında ise artık biraz geç kalmıştır. Çünkü Besime Hanım’da başlarına konan bu talih kuşunu elden kaçırmak istememektedir.  İsmail Tayfur’un karşı çıkmasına rağmen Saniha'nın da inadıyla, İsmail Tayfur ile Hacer evlenmiş olurlar.

Fakat, İsmail Tayfur evlendikten sonra da karısı Hacer'e karşı soğuk davranmaktadır. Düğünden sonra Seniha da Hacer ve İsmail’in yanına taşınmıştır. Hacer bir gece uyandığında İsmail Tayfur’un yatağında olmadığını görür. İsmail Tayfur'u aramaya çıkar.Hacer, bunun üzerine kocasının Seniha’nın odasında olduğunu anlar. Konuşmalarını da dinler. Kocasının Seniha ile kaçmak istediğini duyunca odasına geri döner.Hacer bunun için oldukça üzülmüştür.

İsmail Tayfur odaya geldiğinde Hacer, kıskançlık krizine girer ve kocasına bağırarak, kapıyı kilitler ve yatağı ateşe verir. İsmail Tayfur anahtarı alıp kapıyı açana kadar Hacer’in elbisesi tutuşmuş ve bir çok yeri yanmıştır. Kapıyı açar. Bu sırada Hacer’in elbisesi tutuşmuştur. İsmail Tayfur  Hacer’î yakalar ve evden çıkarmıştır ama evin her tarafı tutuşmuştur.  Evdeki herkes korku ile dışarı fırlamıştır.  İsmail Tayfur, taşıdığı Hacer’î yere bırakır ama Hacer can çekişmektedir.

Hacer ölünce İsmail Tayfur şoka girmiş, gülmeye başlamış, bu delirme anı kalıcı hale gelmiştir. Ferdi Efendi’de bu olanlara çok üzülmüş ve İsmail Tayfur'a maaş vermeye devam etmiştir.

Halit Ziya Uşaklıgil Hayatı ve Edebi Kişiliği

Aşk - ı Memnu Hakkında İnceleme ve Özet Halit Ziya UŞAKLIGİL

Mai ve Siyah Hakkında Bilgiler Analiz İnceleme Özet ve Halit Ziya

Kırık Hayatlar Hakkında Konu Özet inceleme Halit Ziya

Halit Ziya ve Bir Ölünün Defteri Hakkında Bilgiler Konusu ve Özeti

Ferdi ve Şürekası ile Halit Ziya Hakkında Konusu ve Özeti

Bir Yazın Tarihi Öyküsü ve Halit Ziya Uşaklıgi


KAYNAKÇA


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/halit-ziya-usakligil-hayati-ve-edebi-kisiligi/74552

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar