Mehmet Rauf Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri

30.06.2011

Mehmet Rauf Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri

 



MEHMET RAUF HAYATI

Mehmet Rauf (1874-1931) İlk Psikolojik roman yazarımız ve Servet-i Funun dönemi Sanatçısı

MEHMET RAUF HAYATI

Mehmet Rauf (1874-1931) İlk Psikolojik roman yazarımız ve Servet-i Fünun Edebiyatı Şair ve Yazarlarından biridir.

İstanbul’da doğdu. Kaynaklar doğum tarihini 17 Ağustos 1875 olarak vermektedir. İlköğrenimini Balat Defterdar Mahalle Mektebinde yaptı; orta öğrenime ise Soğukçeşme Askerî Rüştiyesinde devam etti.[1] Rüştiyeden sonra Heybeliada’daki Mekteb-i Bahriye’ye girerek deniz subaylığı için eğitim almaya başlamıştı. (1884-1893). Mekteb i Funun i Bahriye i Şahane mektebinde öğrenim görürken edebiyata ve yazarlığa olan ilgisini belli edecekti.

He­nüz on altı yaşında iken yazdığı "Düşmüş " adlı hikâyesi İzmir' de, Halit Ziya’nın çı­kardığı Hizmet gazetesinde yayınlandı. Mehmed Rauf, Bahriye Mektebinde okuduğu sırada Fransızca ve İngilizceyi iyi düzeyde öğrendi. Batılı şairleri kendi dillerinden okuyor hale gelmişti. [2] Bahriye Mektebi’nde öğrenci iken edebiyata iyiden iyiye merak salmış, yerli ve yabancı birçok roman okumuş akabinde çeşitli denemeler de yapmaya başlamıştır. [3] Öğrencilik yıllarında “Resimli gazetede” ilk hikâyeleri yayımlandı. Bu okuldan teğmen olarak mezun oldu.

Mekteb i Funun i Bahriye i Şahane mektebini bitirdikten sonra sekiz ay boyunca Girit, Suda limanında ve bir eğitim gemisinde staj eğitimi görmüştür. [4]  Stajından sonra İstanbul’a gelmiş ama bu defa askeri bir görev ve Kiel kanalının [5] açılması münasebetiyle verilen görevi için Hamburg’a gönderilmiştir. Hamburg’dan döndükten sonra tekrar Girit, Suda limanında sekiz ay boyunca bir eğitim daha görür. Bu eğitimlerini tamamladıktan sonra Trabya’da elçilik gemilerinin protokol ve irtibat subaylığını yapmaya başlamıştı. Sait Halim Paşa'nın sadaret şifrecisi olarak da görev yapıyor ve İstanbul’da çalışıyordu. Çeşitli gönül maceraları peşinde sürüklenen Mehmet Rauf, İlk evliliğini bu yıllarda yaptı. Tevfik Fikret’in halasının kızı Sermet Hanımla evlendi. [6] Bu evliliğinden iki kızı oldu.  Fakat illa bir erkek çocuk sahibi olmak istiyordu. Sermet Hanım hayattayken bu gerekçe ile  iki evlilik daha yapmış,  ama  erkek çocuğu olmamıştı. Hepsinden de kız çocukları olacak erkek evladı dünyaya gelmeyecekti. [7]

1904 yılında protokol memurluğuna – 1905 yılında bahriye mektebinde kitabet öğretmenliğine getirildi.  Buna rağmen edebiyatla olan alakasını kesemiyor, askerlikten çok edebiyatçı ve romancı olmak istediğini düşünüyordu. Bu yıllar arasında “ Bir Zambak’ın Hikâyesi” adında bir roman yazmış imzasız olarak bastırmıştı. Meşrutiyetin ilanı sıralarında oluşan özgürlük ortamında biraz fazla özgürce davranmaya kalkışmıştı.  Zambak adlı açık saçık hikâyesini neşretmiş ve bu uzun hikayesi  dönemin şartlarına göre müstehcen olduğu gerekçesi ile Dâhilliye Nezareti tarafından okunması yasaklanmıştı. Üstelik çıkarıldığı askeri mahkemeden altı ay hapis cezası almıştı. Bu roman yüzünden ordudan da atılmış oldu. [8]

 

Meşrutiyet (1908) ten sonra deniz subaylığından ayrılarak hayatını yazarlık ve ticaret yaparak sürdürmek zorunda kaldı.Bu yıllarda İlk eşi olan Ayşe Sermet hanımdan ayrılmadan  Besime Hanım ile evlendi. Besime Hanımdan da  kızları dünyaya geldi.

Hikâyeleri, resimli gazetede Rauf Vicdanî  [9]adıyla yayımlanıyordu. Üstelik bazı yazıları ve öyküleri  bir ara yazı işleri müdürlüğünü de yaptığı Mektep dergisinde yayımlandı.

Daha sonra Mektep dergisinde, Edebiyat-ı Cedide kurulduğu zaman da Servet-i Fünun ’da küçük Hikâyeler, mensur şiirler, edebi Makaleler yazmış, Servet-i Fünun ’da tefrika edilen “EYLÜL " Romanıyla ünü genişlemiştir. 

1920 yılından sonra Şule Neşriyat Evini kurdu.Kendi eserlerini de bastırmaya başlamıştı. Ahmet Nuri Sekizinci'nin  kurduğu Yeni Tiyatro Temsil Heyeti’ne dahil olur. Bu heyette Reşat Nuri Güntekin, Hüseyin Suat Yalçın , Mehmet Mahmut Yesari  , Halit Fahri Ozansoy ve kendisi vardı. Ancak bu topluluk, 1923'te maddi destek bulamadığı için dağılır. 21 Kasım1921 de Vakit Gazetesi adına İtalya’ya gitti. 2 Mart 1922 yılına kadar İtalya’da kaldı. [10] Cumhuriyet devrinde kadın dergileri çıkarmaya, ticaretle uğraşmasına rağmen düzensiz hayatı ve savurgan yaşantısı dolayısı ile ekonomik sıkıntılardan bir türlü kurtulamıyordu.

Evliliklerinin yanı sıra yasak aşklarla da anılan Mehmet Rauf, bir intihar girişiminde de bulunmuştu. Kimi çevrelere göre Mehmet Rauf’un Tevfik Fikret  ile aynı evi paylaştıkları sırada Tevfik Fikret’in eşine âşık olduğu yaşadığı bu yasak aşkın neticesinde de “Eylül”  adlı romanı kaleme aldığını savunmaktadır. [11]

1926 yılında ikinci eşi Besime Hanım ile evli ilken kendisinden 28 yaş küçük olan Muazzez Hanım ile üçüncü evliliğini yaptı. Fakat aynı yıl kısmi bir felç getirmiş taze gelin Muazzez Hanım ona bakmak zorunda kalmıştı. [12]1928 yılında tamamen felç olmuştu. Hükümet bunun üzerine ona aylık bağlamış ve bakım masraflarını üstlenmiş oldu. 

Fakat Mehmet Rauf, birçok Hikâye, Roman, Tiyatro piyes yazmış, sürdüğü maceralı ve dengesiz hayat sonunda yoksulluk içinde ölmüştü.


EDEBİ HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ? 

Türk roman sanatında romancılığımız batılı romanlar seviyesine çıkaran  Servetİ Fünunculardır.  Bu nedenle roman sanatımızı batılı romancılar seviyesine çıkaran ilk romancılarımız da Halit Ziya ve Mehmet Rauf olmuşlardır. Eylül  romanı Mehmet Rauf’un bu bağlamdaki en önemli romanıdır.

Olaylardan çok kahramanların ruh halinden bahseden kitap, 1900 yılında Servetİ Fünun Dergisinde tefrika edilmiş, dergi de bölüm bölüm yayımlanan romanın büyük ili görmesi üzerine 1901 yılında kitap halinde basılmıştır.

Birçok roman yazmış olmasına rağmen Mehmet Rauf’u romancı olarak ilan ettiren tek romanı Eylül’dür.  Mehmet Rauf ,EYLÜL  romanından başka, Sevda-yı GaramGenç Kız Kalbi, Böğürtlen, Son Yıldız, Tuba, Halas, Ceriha, Kan Damlası, Define, Bir Zambak Hikâyesi, Darendem adlarında kimileri uzun hikâye benzeri romanlar yazmış ama sadece Eylül adlı romanı ile dikkatleri çekmiştir.

Özellikle Nemide romanı ve Halit Ziy ’nın izinden giden Mehmet Rauf , Halit Ziya ile tanıştıktan sonra onun kütüphanesinden yararlanma imkânı ve fikir alışverişinde bulunabilmiş ve romancı olmaya hevesi artmıştır. Halit Ziya sayesinde romancılık konusundaki fikirleri gelişmeye başlayan yazdığı ilk romanı olan Ferda’y-ı Garam adlı romanından sonra yazdığı Eylül romanı Mehmet  Rauf’un edebi hayatının ikinci ve en önemli romanıdır. 

Türk edebiyatı klasik romanları arasına girmeyi de başaran Eylül, özellikle    ruhsal çözümlemelerde çok başarılı kabul edilmiştir.

Servet-i Fünun Dönemi dil anlayışı ile yazılmış olan romanın dili süslü, sanatlı ve günümüz Türkçesine göre biraz da ağdalıdır.Sanatı sanat için düşünen Servet-i Funun döneminde yazılmış olan Eylül’ün orijinal metni, günümüz Türkçesine göre Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalar ile doludur. Buna rağmen günümüzdeki baskıları rahatça anlaşılabilecek sadeleştirilerek yapılmaktadır.   Yalnız bu tip romanların dili biraz ağır olduğu için okurken zorluk çekilmekte ve bu yüzden biraz da okuyucuyu sıkmaktadır.( bkz  Servet-i Fünun Edebiyatı Şair ve Yazarlar )

Mehmet Rauf’un edebiyata eğitimi çok küçük yaşta okuduğu kitaplar ve babası ile gittiği Tiyatro oyunları ile başlamıştır. Askeri lisede iken okuduğu romanlar edebiyata olan ilgisini daha da pekiştirir. İlk denemelerine askeri okuldayken başlamıştır. Nemide  romanı ve Halit Ziya’nın Mehmet Rauf’un edebi hayatında çok önemli bir yeri vardır. Bu romanı okuduktan sonra romancı olmayı hayal etmiş, Halit Ziya’nın “Bir Muhtıranın Son Yaprakları” ve “Bir İzdivacın Tasih-i Muaşakası” adlı eserleri de romancı olması yolunca isteklerini arttırmıştır. Bu eserlerin Mehmet Rauf’un romancı olması üzerinde derin tesirleri olmuştur.

Mehmet Rauf,  Halit Ziya’yı daha yakından tanımak ister ve ona hayranlığı giderek artar. “Düşmüş” adlı bir hikâyesini “fikrini almak üzere ”Halit Ziya ’ya gönderir. Halid Ziya bu hikâyeyi beğenerek “Hizmet” adlı gazetesinde yayımlar. Mehmet Rauf ve Halid Ziya arasında mektuplaşmalarla bir dostluk oluşmaya başlar.

Fransızca bilgisi, okuma sevgisi ve Halid Ziya ile tanıştıktan sonra onun kütüphanesinden yararlanma imkânı ve fikir alışverişinde buluna bilme sonrasında Mehmet Rauf’un romancılık konusundaki fikirleri gelişmeye başlamıştır. İlk yıllarda Rauf Vicdani takma adını kullanır. Hikâyeler ve seyahat izlenimlerini kaleme alarak yazarlıkta yol almaya başlamıştır. “Garam-ı Şebâb” adlı eseri İkdam gazetesinde yayımlanır. Mektep dergisinde ki yazıları ile Mehmet Rauf adını kullanmaya başlar. Mektep dergisi, Serveti Fünun topluluğuna girene kadarki günlerde edebi faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürdüğü ilk dergidir.

Mehmet Rauf’un Serveti Fünun edebi topluluğuna girmeden önce, edebi kişiliğini kanıtlayacak diğer birçok eser vermiştir.  


Servet-i Fünun Dergisi  Tevfik Fikret’in çabalarıyla bir edebiyat dergisi haline gelince, Mehmet Rauf,  Cenap Şahabettin başta olmak üzere Mektep mecmuasından bazı arkadaşları da Servet-i Fünun Dergisi de yazmaya başlar. Servet-i Fünun ’a geçmeden hemen önce, Mehmet Rauf’un “Mütalâa” adlı bir dergide de iki hikâyesinin yayımlanmıştır.

Mehmet Rauf’un Servet-i Fünun’da hikâyeler, romanlar, mensur şiirler, makale ve incelemelerini yayınlamaya başlar.

Mehmet Rauf’un iki romanı da Servet-i Fünun Dergisinde tefrika edilmiştir. İlk romanı “Ferda-yı Garam” iki gencin aşkını anlatmaktadır. Bu gençler hastalık nedeni ile birbirlerini göremezler. Eylül romanı Mehmet  Rauf’un edebiyat hayatının ikinci ve en önemli romanıdır.

Eylül, Mehmet Rauf   ve Servet-i Funun Dönemi Türk edebiyatının ilk  psikolojik romanı olduğu gibi Türk romancılığında teknik, yapı ve anlatım bakımlarından Halid Ziya’nın romanları ile birlikte ilk modern romanlarından birisi olmaktadır. Olaylardan çok kahramanların ruh halinden bahseden kitap, 1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiş, dergi de bölüm bölüm yayımlanan romanın büyük ili görmesi üzerine 1901 yılında kitap halinde basılmıştır. [13]

 Mehmet Rauf, Mektep dergisinde başlamış olduğu ve adını Halid Ziya’dan alan “mensur şiir” türünün en güzel örneklerini yine bu dönemde verir. Servet-i Fünun’da beş yıl süren bu ilk edebi faaliyeti sırasında yazmış olduğu kırk iki mensureyi önceliklerle birlikte Eylül’den sonra en çok tanınan eseri “Siyah İnciler” de bir araya getirip yayımlamıştır.


Mehmet Rauf serveti funun dergisinde “Eser-i Edebi”,“Bizde Hikâye” ve “Bizde Roman” adlı makalelerini yayımlar.  Bu yazılarında edebiyatımızda romanın yeri ve önemini ele almıştır.

“Bir Cinayet-i Aşk” Mehmet Rauf’un etkisinde olduğu Fransız yazardı Paul Bourget’nin “Un Crime d’amour” adlı eserinin özetidir. “Asıl Romanlar”.“Aşka Dair” adlı seri makalesi,  “Tekâmül-i Tenkid” “Şu Tenkid Mes’elesine Dair” dergide yayınlanan diğer yazılarıdır. Mehmet Rauf’un Servet-i Fünun’da bu dergiden adını alan topluluk içindeki edebi faaliyetleri sadece bunlarla sınırlı değildir. Bu yoğun faaliyet arasında, Mehmet Rauf ile Hüseyin Cahit“Yeni Mecmua” adında bir mecmua çıkarmak istemişler ancak başarılı olamamışlardır.

O yıllarda,  Servet-i Fununcular yeni keşfedilen Yeni Zelanda’ya gidip yerleşmek, orada doğayla iç içe yazmak “Yeşilyurt” adını verdikleri böyle bir yaşam yeri kurmak hayaline kapılmışlardır. Bu yüzden Mehmet Rauf, gazetelerde Yeni Zelanda ile ilgili olarak çıkan haberleri ve bazı broşürleri İngilizceden Türkçeye çevirir.

Mehmet Rauf’un Servet-i Fünun edebi topluluğu ile birlikteki faaliyetleri onun edebi hayatının en önemli devresi olmuştur. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte tekrar yazı hayatına dönen Mehmet Rauf, bu dönemde Servet-i Fünun, Resimli Kitab; Musavver Hâle; Musavver Muhit; Şehbâl; Şiir ve Tefekkü; Şebâb; Cumhuriyet, Peyâm (Peyâm-ı Edebi); Pâyitaht; Vakit gazetelerinde yazılarını yayınladı Kendisi de yayımcılığa başlamış kadınlar için dergiler çıkarmaya başlamıştı. 1920 yılından sonra Şule Neşriyat Evini kurdu. Mahasin; Süs, Gelincik ve Sinema Yıldızı adında dört magazin dergisi yayımladı. Bu dergilerde kadın haklarını savunmaya çalışıyor kadınların da Tiyatro sahnesine çıkması gerektiğini savunuyordu. 1925 yılında Süs adlı dergisinde bir kadın resmi basınca üç aya hapis cezası yemişti. [14]  Mehmet Rauf, bunların bazılarında da başyazarlık yapmıştı.

 Mehmet Rauf’un sanat ve konu anlayışı Servet-i Funun topluğu sanat anlayışı içinde ve aynı anlayıştadır. Buna rağmen onun dili diğer Edebiyatı Cedidecilerin dilinden daha sadedir. Eswerlerinde yenilikçi bir tutum sergileyen Mehmet Rauf diğer Servet-i Fununcular gibi marazi konulara eğilmiş, hastalıklı bir ruh hali içinde karamsar, kötümser, marazi duygular, ferdi sorunlar, ferdi konular, ölüm, intihar, aşk, karşılıksız aşklar, kavuşamayan sevgililer gibi konular işlemiştir. Eserlerinde psikolojik çözümlemelere girmiş sık sık ruh tahlillerine yönelmiştir. Eylül romanı bu konuda oldukça başarılı olmuş ilk Psikolojik romanımız olarak ün kazanmıştır.

 

Halid Ziya’nın izinden giden Mehmet Rauf, Tanzimat Romancılarının düştükleri teknik kusurlara düşmemiş romancılığımızı çağdaş batılı yazarlar seviyesine getiren ilk romancılardan biri olmuştur.

a) Hikayeler: 1908 ile 1927 yılları arasında geçen yaklaşık on dokuz yıl zarfında Mehmet Rauf toplam 49 hikaye kaleme almıştır. Bu dönem hikâyelerinin bir yönü de, bunlarda ele alınan aşk anlayışının platonik aşkı işleyen önceki devrelerden farklı olarak, maddi aşkı ele almış olmasıdır.

b) Romanlar: Mehmet Rauf, bu son dönemde toplam 11 roman kaleme almıştır.

c) Mensur Şiirler: Bu dönemde, Mehmet Rauf’un mensur şiirlerinin sayısında azalma gözlenir. Bu, aynı zamanda Mehmet Rauf’un artık duygusallığa fazla önem vermediğinin kanıtıdır. Mehmet Rauf bu dönemde sadece 8 mensur şiir kaleme almıştır. Bunlar 1901 yılında yayımlanan “Siyah İnciler” adlı kitabın dışında kalmışlardır.

d) Seyahat İzlenimleri: Mehmet Rauf’un Vakit gazetesi yazarı olarak Napoli’ye yaptığı seyahat ve buradaki izlenimlerini aktardığı bir dizi yazı, Gezi Yazıları türü içinde değerlendirilebilir.

e) Makaleler: Mehmet Rauf bu dönemde, Tük edebiyatı, Batı edebiyatı ile ilgili Makale ler yazmıştır. Bu iki konudan başka, çeşitli konularla ilgili de Makaleler yazmıştır. Mehmet Rauf’un çeşitli konularda yazdığı makaleleri ise kadınlara yönelik magazin yazılar, Avrupa ve İstanbul yaşantısı, eğlence hayatları ve o günlerin yen Sanat dalı olan Sinemayı konu olan yazılarla aşkı ele alan yazılardan meydana gelmektedir.

ESERLERİ [15]

Romanları

·         Eylül (İlk psikolojik romandır)

·         Ferda-i Garam

·         Karanfil ve Yasemin

·         Genç Kız Kalbi

·         Böğürtlen

·         Son Yıldız

·         Tuba

·         Halas

·         Ceriha

·         Kan Damlası

·         Define

·         Bir Zambak Hikayesi

·         Darendem

·         Bir Aşkın Tarihi

·         Kan Damlası

·         Hikaye Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir]

·         İhtizar

·         Son Emel

·         Aşk Kadını

·         Eski Aşk Geceleri

·         Gözlerin Aşkı

·         Aşikane

·         Siyah inci

·         Hanımlar Arasında

Mensur şiir

·         Kazım

·         Siyah İnciler

·         Sonbahar

Tiyatro Oyunları

·         Pembe Köşk

·         İki Kuvvet

·         Yağmurdan Doluya

·         Pençe(1920):

·         Sansar (1920):.

·         Cidal (1911):.

·         Diken (1911): [16]

S.FÜNUN ŞAİRLERİ YAZARLARI İLGİLİ LİNKLER

·         Servet-i Fünun Edebiyatı Şair ve Yazarlar

·         Tevfik Fikret Hayatı ve Eserleri

·         Mehmet Rauf Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri

·         Cenap Şahabettin Hayatı ve Edebi Yönü

·         Halit Ziya Uşaklıgil Hayatı ve Edebi Kişiliği

·         Hüseyin Cahit Yalçın Hayatı ve Eserleri

·         Celâl Sahir Erozan Hayatı ve Sanatçı Kişiliği

·         Faik Ali Ozansoy Hayatı

·         Süleyman Nazif Hayatı Edebi kişiliği Eserleri

·         Ahmet Hikmet Müftüoğlu Hayatı Edebi Yönü Eserleri

·         Hüseyin Suat Yalçın Hayatı

Kaynakça 

·         [1] Dr. Ali İhsan Kolcu, Servet-i Fünun Edebiyatı, Salkım Söğüt Yayınları, 2005.

·         [2] Rahim Tarım, Mehmet Rauf’un Hayatı, Sanatı Eserleri. Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 1998 

·         [3] Dr. Ali İhsan Kolcu, Servet-i Fünun Edebiyatı, Salkım Söğüt Yayınları, 2005.

·         [4] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005 , SHF366-367

·         [5] Rahim Tarım, Mehmet Rauf’un Hayatı, Sanatı Eserleri. Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 1998 

·         [6] Rahim Tarım, Mehmet Rauf’un Hayatı, Sanatı Eserleri. Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 1998 

·         [7] Rahim Tarım, Mehmet Rauf’un Hayatı, Sanatı Eserleri. Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 1998 

·         [8] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005 , SHF366-367

·         [9] Rahim Tarım, Mehmet Rauf’un Hayatı, Sanatı Eserleri. Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 1998 

·         [10] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005 , SHF366-367

·         [11] Dr. Ali İhsan Kolcu, Servet-i Fünun Edebiyatı, Salkım Söğüt Yayınları, 2005.

·         [12]  Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005 , SHF366-367

·         [13] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mehmet-rauf-eylul-roman-ozeti/80147

·         [14]  Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005 , SHF366-367

·         [15]  https://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet_Rauf

·         [16]  https://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet_Rauf

  Üye olarak ESA şairi ve yazarı olabilir, yazılara katkıda bulunabilir yazı ve şiirlerinizi; tez, inceleme vb paylaşabilir; yazılara katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar