Hüseyin Suat Yalçın Hayatı

11.11.2012



Hüseyin Suat Yalçın 

 

 (İstanbul, 1867 - İstanbul, 1942) Türk yazarıdır.

 

Serveti Fünun Topluluğunun önemli esircilerinden olan HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ’ın ağabeysidir. [1] Babası orta halli maliyede şar müdürü olarak çalışan  Ali Rıza Bey[2], annesi ise Fat­ma Neyyire Hanım’dır. 

 

Hüseyin Suat Yalçın,  ilkokul öğrenimini Molla Gurânî Mahalle Mektebinde daha sonra, Balıkesir İptidai Mektebi, Beyazıt Rüştiyesi, Drama Sancağı Rüştiyesinde okumuştu. [3]

 

Yükseköğrenimini tıbbiye de yapan şair Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’ yi 1886′da bitirerek doktor oldu. [4]Tıbbiye'yi bitirdikten (1886) sonra (1886), üç yıl Midillide çalıştı ve İstanbul’da bir müddet hekimlik yaptı.  1893 te Uzmanlık eğitimi için Paris’e gitti. Bu görevini Paris’te tamamlayarak çocuk hastalıkları konusunda ihtisas yaptı. (1893-1895). [5]

 

Hüseyi Suat Yalçın,  Paris dönüşünden sonra İstanbul 10. Belediye Dairesi hekimliği yapmaya başladı ve Kadıköy Onuncu Belediye Dairesi Doktorluğuna atandı. Muallim Naci’nin yönettiği  Tercüman’ı Hakikat gazetesinde eski tarz şiirleri yayımlanamaya başladı. Bu şiirlerinde divan şiirinin etkileri altındaydı.  Bu yıllarda arkadaşı Cenap Şahabeddin’in davetiyle Servet-i Fünun dergisinde yazılar yazmaya başlayarak Servet-i Fünun topluluğuna  katıldı. Küçük kardeş HÜSEYİN CAHİT YALÇIN  ’ da bu topluluğa girmişti.  Servet-i Funun’a dâhil olduktan sonra Fikret ve Cenap’ın tesirleri ile şiirde bir takım yenilik arayışlarına o da girmeye başladı.

 

Suriye vilayeti sıhhiye müfettişliği görevi ile Şam'da görevlendirildi. 1898 ve Meclis-i Kebir-i Sıhhiye üyeliği gibi görevinde on yıl çalıştıktan sonra İstanbul’a döndü.  (1898-1908), [6]

 

Meclis kapatıldıktan sonra serbest hekim olarak çalışmaya başladı.[7] II. Meşrutiyetten sonra Kalem dergisinde "Gâve-i Zalim" adıyla mizahi yazılar ve şiirler yayımlamaya başlamıştı. . Darülbedayi ’nin kuruluşunda büyük katkısı oldu. Telif adapte ve çeviri oyunları  Darülbedayi de oynandı. Emil Fabre’den adapte ettiği Çürük Temel adlı oyunu Darülbedayi de oynana ilk oyunu oldu. [8]

 

1911  yılından sonra  Milli Edebiyat Hareketine dâhil oldu. Heceli şiirler yazmaya gayret ederek milli konularda ve öz Türkçe ile yazmaya başlamıştı.  Bu yıllarda hece ile  hamasi konulu şiirler de yazdı.  (1908-1918). Milli Mücadele başladıktan sonra Kova’yı Milliye Hareketine katılarak cephelerde görev aldı. Anadolu'ya geçerek Milli Mücadele'ye katılmak için Ankara’ya gitti.  Milli mücadele yıllarında Anadolu’nun değişik yerlerinde hekim olarak çalıştı.

 

1921′de Yunus Nadi ile birlikte Kalem dergisini çıkardı. Anadolu'nun çeşitli illerinde doktorluğunun yanı sıra şair ve yazarlığını sürdürdü. Cumhuriyet'in ilanından sonra Deniz Yolları hekimliğine getirildi. Ölümüne kadar bu görevde kaldı. 1942 yılında  İstanbul’da öldü ve Feriköy Mezarlığına defnedildi.

 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

 

Hüseyin Suat,  ilk şiirlerini Divan Şiiri tarzında yazdı. Bu dönemde yazdığı gazellerinde,  NEDİM, FUZULİ ve Hikemi Tarz şiirleriyle NABİ î’nin etkileri bulunuyordu. Muallim Naci ’nin etkileri ile başladığı şiir anlayışı Mekteb-i Tıbbiye’de Cenap Şahabettin  ve kardeşi Ali Nusret tanıştıktan sonra Hâmit’in şiirleri etkisine girmeye başladı. İlk şiirlerini Mektep, Malûmât, Mütalâa gibi dergilerde yayımladı.

 

Servet-i Fünun  Şairleri arasında lirik şiirleriyle tanınan Hüseyin Cahit Yalçın Bu gruba arkadaşı Cenap Şahabettin'in önerisiyle girdi. 1896 yılında Servetİ Fünun, dergisine geçerek Servet-i Fünun Topluluğuna katıldı.

 

 İlk şiirlerini ferdi konularda ve lirizmle ilgili olarak yazıyordu. Hüseyin Suat, Serveti Fünun yıllarında genellikle aşk, tabiat ve ölüm gibi bireysel temaları işlemişti.  Bu yıllardaki şiirlerindeki aşk konusunu cinsel yönüyle öne çıkarmıştı. Servet-i Fünun Dönemi’nin anlayışına uygun şiirlerini ilk kitabı olan Lâne-i Melâl (1910)’de topladı. Şairin bu dönemde yazdığı şiirlerde işlediği bir başka önemli tema ölümdür. Bu şiirlerin çoğunu, Hüseyin Suat ilk eşi Saide Hanım’ın genç yaşta ölmesi üzerine yazmıştı. [9]Hüseyin Suat, , diğer Servet-i Fünun Edebiyatı Şairleri gibi, aşk, tabiat ve ölüm gibi ferdi konuları işlemişti. Şiirlerinde marazi bir yön bulunan şairin şiirlerinde ağır ve süslü bir dil vardır. Diğer Servet-i Fünun  Şairleri gibi Arapça ve Farsça kelimeleri kullanmaktan hoşlanan bir yanı vardır. Ağır tumturaklı bir dille yazdığı bu şiirlerinde aşk, Ölüm, tabiat konuları ağır basmaktadır.  Tevfik Fikret etkisinde gelişen Servet-i Funun şairlerini arasında cinsellik yönü ağır basan temalar işlemesi yönünde dikkati çeker. [10]

 

Diğer Servet-i Funun Şairlerinin dil konu ve şekil anlayışı ile yazdığı bu şiirlerinden 1908 yılından itibaren bir dönüşüm yaşayacaktır.  Hüzün ve melankolik duyguların öne çıktığı bu şiirlerinden sonra Hiciv ve mizah yönü ağır basan şiirlere dönecektir. 

1908 de sonraki şiirlerinde lirik şiirler yazmayı terk ederek sosyal hicivler de bulunmaya başlayarak Şiirde yerine hiciv ve mizahı konulara yönelmeye başladı. “

 

Kalem dergisinde "Gâve-i Zâlim" takma adıyla sosyal ve siyasal hicivler yazdı.   Gâve-i Zâlim” takma adıyla Mehâsin, Ümmet, Şair Mecmuası, Âşiyân, Kalem, Servet-i Fünûn, Yeni Kalem Dergisi ve Cumhuriyet gazetesinde yayımladı.  Son şiirlerinin bir kısmını 1923′te basılan Gâve Destanı‘nda topladı.  1912  Milli Edebiyat Hareketinin ortaya çıkmasından sonra daha sade bir dile dönerek  hece ölçüsü ile  şiirler de yazmıştır. [11]

 

Oyun yazarlığı ve oyun çevirileri de yazan Hüseyin Suat yazdığı oyunların bazılarının sahnelenmesi esnasında roller de alarak Darülbedâyi' "Şehir Tiyatrosu’nda" oyunlarında rol aldı.

 

Başlıca yapıtları

 

Şiirleri

 

  • Lâne-i Melâl (1910).
  • Gave'nin Destanı (gülmece şiirleri, 1923).
  • Hüseyin Suat Yalçın ve Şiirleri (karısı Efzayiş Suat tarafından hazırlanmıştır, içinde yeni şiirleri de vardır, 1949).

Oyunları [12]

 

Şehbal Yahut İstibdadın Son Perdesi (1908)

Bu beş perdelik piyesin konusu İstibdat Devri'nde geçer. Fehim Paşa, Abdülhamit zulmünün aletidir. Evli bir kadın olan Şehbal'i, kocasından boşanıp kendisiyle evlenmesi için zorlayarak ona şantaj yapar. Buna boyun eğen Şehbal, Fehim'in metresi olur. Bir süre sonra sıkılan Fehim Şehbal'i sokağa atınca kadın, aç ve sefil yaşamaktan verem olup ölür. Hürriyet ilan edilince Fehim de öldürülür. [13]

Kirli Çamaşırlar (1910)

Nedim Bey modaya düşkün, müsrif eşi Cevza'dan şikâyetçidir. Nedim Bey eşine bu müsrifliği bırakmasını, yerli bir terzi bularak tutumlu olmasını teklif eder. Bu teklif kavgaya sebep olur. Cevza Nedim'in çapkınlık yaptığını düşünerek evi terkeder ama sonra dayanamayıp geri döner.

Ahirette Bir Gün (Yayımlanışı: 1910)

Hece vezniyle bir perde olarak yazılmıştır. Ölümün ayırdıkları son mekân olarak ahirette buluşurlar. Aşk konusu ahirete aksettirilerek yüceltilir.

Deva-yı Aşk (Yayımlanışı: 1910)

Bir perdelik komedidir. Doktor Dehri Efendi aşk hastalığını tedavi eden bir aşı bulur. Piyano öğretmeni Clara ile sevgilisi tedaviye gelirler ve aşı olurlar. Ama doktor Clara'ya aşık olur. Asistanı zorla ona aşı yaparak onu bu dertten kurtarır. Dehri Efendi aşık haline tekrar dönmek istese de bunun bir çaresi yoktur. [14]

Çifteli Mikroplar

Merdüm Bey, Rum hizmetçisi Katyopi ile bir otelde gizlice buluşur. Kalyopi aşırı yemekten dolayı fenalaşıp bayılır ve bunun kolera olduğu düşünülerek ikisi de karantinaya alınır. Merdüm Bey'in eşi durumu öğrenince ikisini de döver.

Hülle

Bir perdelik komedidir. Afife, on kişiyle evlenmiştir. Son kocasından üç kere boşanmıştır. Yeniden evlenmek isterler ve hülleye başvururlar. Afife'nin arkadaşı, hülle için ona Ferhat Ağa'yı ayarlar. Ama Afife arkadaşının kocasını ayartır ve hülle gecesi onu dolaba saklar. Ferhat Ağa, gece Afife ile beraber olmak ister. Bu piyes hülle uygulamasını eleştirir.

Yamalar

Emel ile Fahir Zeyyat, halaları ve amcalarının yanında büyümüştür. Halalarının oğlu Nihat bir Fransız'la evlenir. Amca Fikret Bey bunu doğru bulmaz. Avrupalı kadınları kendi hayatlarında bir yama olarak görür. Emel, Nihat onun sevgisini anlamayınca hiç evlenmemeye karar verir. Emel'in gizli sevgisini öğrenen Nihat da Emel'i sevdiğini anlar ve karısından boşanmak ister. Bu arada Fahir Zeyyat'ın arkadaşı da Emel'e taliptir. Emel, bu iki kısmeti de geri çevirerek halasıyla beraber Anadolu'ya gitmeye karar verir.

  • Kayseri Gülleri (1920).
  • Tayyare (1927).
  • küçük kedi(1927)

 

S.FÜNUN ŞAİRLERİ YAZARLARI İLGİLİ LİNKLER

 

 

KAYNAKÇA 

 

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCseyin_Suat_Yal%C3%A7%C4%B1n

[2] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda isimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf 372

[3] https://www.turkceciler.com/yazarlar/huseyin-suat-yalcin.html

[4] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda isimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf 372

[5] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda isimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf 372

[6] https://www.edebiyatogretmeni.org/huseyin-suat-yalcin/

[7] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda isimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf 372

[8] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda isimler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf 372

[9] https://www.edebiyatogretmeni.org/huseyin-suat-yalcin/

[10] https://www.edebiyatogretmeni.org/huseyin-suat-yalcin/

[11] https://www.edebiyatogretmeni.org/huseyin-suat-yalcin/

[12] https://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCseyin_Suat_Yal%C3%A7%C4%B1n

[13] https://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCseyin_Suat_Yal%C3%A7%C4%B1n

[14] https://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCseyin_Suat_Yal%C3%A7%C4%B1n

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar