İksir-i Hayat NedirMumya Suyu

28.05.2017
 
 
İtalya- Torino, Mısır Müzesi bir mumya maskesinden bir parça, M.Ö. 332 ve M.Ö. 30

İksir ve iksir-i Hayat Nedir

İksir: hastaları iyileştirdiğine, ölümsüzlüğü sağladığına inanılan veya değersiz madenleri altına çevirdiği düşünülen olağanüstü etkileri olduğuna inanılan efsanevi sıvıdır. İksir-i hayat ise hayat verici güçlü ilâç olarak düşünülür.

 Osmanlıca yazılışı:  iksir :   اكثير

Osmanlıca yazılışı: hayat : حیات

Osmanlıca yazılışı, iksir-i hayat : حیات اكثير

 

KONU BAŞLIKLARI

 

İksir-i Hayat Nedir Kökeni Anlamları

Eski edebiyatta iksir اكثير karşımıza çok sık çıkan ölümsüzlüğü sağlayan, hastaları iyileştirdiğine inanılan, madenleri altına çevirdiği düşünülen olağanüstü diğer birçok etkileri olduğuna inanılan bir sıvıdır.  Yunanca “ yara tozu” xerion kelimesinden Arapça ve Osmanlıcaya geçmiştir.  Aliksir, eliksir olarak da bilinen olağanüstü ve efsanevi sıvıdır.  ( bkz iksîr ( Altın yapan, Şifa Veren Sıvı )

Hayat حیات ise  dirilik, canlılık, ömür anlamlarındadır. Şu halde İksir-i hayat, حیات اكثير can veren ilaç, hayat veren iksir, hayat ve can veren sıvı anlamlarındadır.

İksir-i Hayat : ( Hayat iksiri- Mumya Suyu )

 İksîr  maddesinde iksîr’in  ölümsüzlüğü sağlayan, hastaları iyileştirdiğine inanılan, madenleri altına çevirdiği düşünülen olağanüstü bir sıvıdır.   Yunanca “ yara tozu” xerion kelimesinden Arapça ve Osmanlıcaya geçmiştir. İksirin değersiz maddeleri altına çeviren bir sıvı olduğuna inanılmış, insanlara sağlık ve hayat veren mucizevî bir ecza olduğu düşünülmüş bu yönleri ile efsanelere vb de konu olmuştur. (iksîr ( Altın yapan, Şifa Veren Sıvı )  Bu nedenle İksir; salavatı iksir azam, en büyük İlaç, olarak da ifade edilmiştir.

İksir-i Hayat tabirinden kasıt ise Hayat iksiri veya diğer deyişle Mumya Suyu olduğu anlaşılmaktadır.  Mumya suyu veya hayat iksiri olarak tabir edilen bu iksir ile ilgili Acemlere ait destansı ve efsanevi bir hikâye vardır.  

Bu hikâyeye göre: Feridun bir av esnasında bir ahuyu yaralar. Ahu kaçarak bir mağaraya girer. Süvariler ise ahuyu takip edip gözlerken Ahu saklandığı mağaradaki bir sudan biraz içmiş, bu sudan birazcık da yarasına sürmüş, bunun üzerine Ahunun yarası iyileşmiştir.( BKZ Feridun Kimdir ( Şehname'de Acem Hükümdarı) Divan Şiirinde FeridunSüvariler ahuyu tutup Feridun’a götürürler ve olanları anlatırlar.  Olayı dinleyen Feridun’un hekimleri bir horozun ayağını kırıp, bu suya batırırlar. Horozun ayağı derhal iyileşir. [1]

Efsaneye göre bu su Abin kasabası yakılarında bir yerde bulunmuş, o nedenle bu suya Mum-ı Abin veya Abin-i Mumya suyu da denmiştir.  Divan şiirinde bu efsaneye işaret eden telmihler vardır.

Püşt-i ümmidim şikest ettiyse gam mı rüzgâr
Mumyadır çünkü medh-i Hüsrev- i rûy-ı zemin  Ahmet Paşa

Remide etti benden yârı seng-i ta’nı bed gûyân
Şikste- dil terrâkî buldu elden mumya gitti
( Kötü sözlülerin attığı kınama taşı beni ahu gibi yardan etti. Bu yüzden gönlüm kırıldı ve elden    -hayat suyum olan- mumya gitti.

Mumya kelimesi Arapçada bal mumu ve katranla muhafaza edilen vücut anlamına gelen bir sözcüktür. Mumya suyunun hayat verme özelliği olmadığı, aslında vücudu muhafaza eden bir su olduğu zaten bilinmektedir. Fakat antik devir insanlarının muhayyilesinde insanların bir gün dirileceği inancı olduğundan mumyalanmış bir insanın yeniden dünyaya geleceği düşüncesi ile mumyalama işleminin yapıldığı da bilinen bir konudur. ( bkz Mumya Nedir Mumyalama ve Efsanevi Mumya Suyu İksir-i Hayat )  Mumyalama işleminin esası ise vücuttaki tüm sıvıların atılmasını ve böylece çürümeye yol açabilecek hiçbir vücut sıvısının bedende bırakılmamasıdır.[2]  Mumyalama işleminin tamamı bunu sağlamak maksadıyla yapılır.

Eski devrilerde çürümeyi ve kokuyu engellediği için kesilen ve hünkâra teslim edilmesi gereken başların kokmadan ve çürümeden taşınması bal dolu bir küpe konulmasının sebebi de budur. Eski devir kaynakları ölülerin bal ve susam yağı ile dolu bir küpe veya taş dibeğe konulup yüz yirmi sene sonra açılması ile yapılan mumyalama işleminin en makbul mumyalama işlemi olduğunu yazmaktadır.[3] ( bkz Mumya Nedir Mumyalama ve Efsanevi Mumya Suyu İksir-i Hayat )


Şiirlerde İksir-i Hayat ve Mumya Suyu

Divan şairlerinin şiirlerinde mumya suyu ve iksir-i hayat suyunun bir çeşit ömrü uzatan bir nesne olarak görülmesinin nedenleri tüm bunlar olmalıdır. Ölülerin tenlerini çürümesini engelleyen mumya suyunun hayat verici bir özelliğinin de olduğunun düşünüldüğüne inanıldığı anlaşılmaktadır

Bir sınmışa mumya dilerdim
Bir hasta için şifa dilerdim.      ( Fuzuli )

Mu- miyânım mumyâ-yı vasla muhtacım meded
Bir şikeste- beste böyle derd- mend üftadeyim     Sümbülzade Vehbi

Mumya- yı madeni olurdu eczâ-ı zemin
Bir katrre düşse âbından  vuzû –ı âşıkın

( Aşkın abdest suyunun bir damlası yere düşse  yeryüzün taşı toprağı  mumya madeni olurdu.

Hasret kefeninde ruhum derbeder,
Mumyalı anıma sarılmış keder.
Buğulu gözlerin yazdığı kader,
Hicranla silindi, yazım kalmadı.  Mehmet Nacar

 

 KAYNAKÇA

  • [1] A:T:Onay; “ Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar” MEB,  İst. s.281
  • [2] https://blog.milliyet.com.tr/mumyalarin-sirlarina--biyokimyasal-aciklamalar/Blog/?BlogNo=471027
  • [3] A:T:Onay; “ Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar” MEB,  İst. s.281
  •  

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar