Mumya Nedir Mumyalama ve Efsanevi Mumya Suyu İksir-i Hayat

08.02.2020

 
 
 
 
Mumya Nedir Mumyalama ve Efsanevi Mumya Suyu  İksir-i Hayat 
 
Yazıda mumya kelimsinin Osmanlıca yazılışı, kelimenin kökeni, Farsça karşılığı, eski edebiyatta mumya, mumya nedir,  Mısırlılarda mumya, mumya nasıl yapılır.  Mumyalama ve kanope nedir. Mumyalama nasıl yapılır.  Efsanevi mumya suyu, Feridun , İksiri-i hayat ve mumya suyu, Divan Şiirinde  mumya,  beyitlerle mumya konularına değinilmiştir.
 
Konu Başlıkları:
 
Arapça ve Osmanlıca yazılışı:  مومياء

Mumya kelimesinin kökeni: Farsçadır. Farsça mūmiyā موميا  

Farsça Karşılığı: Mumya sözcüğünün Farsçadaki karşılığı “mumsu bir madde”,

" bitüm, zift,  zift veya mumsu madde ile madde ile tahnit edilmiş ceset" [1] anlamlarındadır.  Mumyalama işleminin zift ile yapılmış olması da kelimenin köken anlamı ile alakalı olmalıdır.

Mumya kelimesi eski edebiyatta adı olan ama kendisi olmayan ilaç, hatta iyileştirmeyi sağlayan, kırıkları, yaraları iyi eden efsanevi bir şifalı su olarak da bilinir. [2]Ölmüş bir kimsenin vücudunun, çok uzun süre hiç bozulmaksızın muhafaza edilebilen haline “Mumya” denilir.”[3]

Mumya Nedir: Mumya sözcüğünün dilimizdeki kavramı ve anlam karşılığı ise: öldükten sonra dirileceğine inanan cesetlerin çürümesini engellemek maksadı ile bozulmadan kalması için üzerinde bir takım işlemeler yapılan ceset manasındadır.

Mısırlılarda Mumyalama Nasıl Yapılır: Mumyalama ise cesedi mumya haline getirmek için yapılan işlemdir. Mumya yapımı ile uğraşan bilinen ilk uygarlık Antik Mısırlılardır. Ölülerin, öldükten sonra tekrar kendi bedenleri ile dirileceklerine ve Tanrı Osiris’in karşısına çıkıp imtihan edileceklerini düşünen Antik Mısırlıların yaptıkları bir işlemdir. Mısırlılar mumyalama işlemine tahnit veya tahnut demişlerdir. Bu işlem ise ölülerin sulu bir ortamda reaksiyona sokulması ile yapılır.  [4] Ölünün iç organları alınıp,  kanope adı verilen ve Mısırlıların dört büyük Tanrısını sembolize eden heykel  kapaklı dört ayrı vazoya konulur, içi boşaltılmış ölü bedenin iç organlarının alındığı yerler çeşitli bitkiler ve karışımlarla doldurulurdu.  Ceset sulu bir ortamda zift, reçine, sodyum karbonat, yağ,  saman,  çeşitli bitkiler ile hazırlanmış karışımlar içinde bezlere sarılarak yeterince bekletilip kurutulup iç içe geçen tabutlar içine konulurdu.


Efsanevi Mumya Suyu

Mısırlıların tahnit adını verdikleri mumya ve mumyalama işi bedenin çürümesine engel olmak için yapılan bir işlemdi.  Mumyalama işlemi ise sulu bir ortamda ve çeşitli karışımlar ile yapılıyordu. Yapılan bu işlem Fars edebiyatında efsanevi bir hale de dönüşmüştür.  Mumya sözcüğü Firdevsi'nin Şehnamesi ‘nde (Firdevsi'nin Şehnamesi Konuları Önemi ve Etkileri)  de yer alan Feridun  ile ilgili bir efsanede karşımıza efsanevi bir şifalı su olarak çıkmaktadır.

Feridun edebiyatımızda Dehhak’ın kanının bulaştığı  Direfş-i Gayvani ( Sahtiyan önlüğü )  devletine bayrak yapan bir hükümdardır. Feridun    DEMİRCİ  GAVE sayesinde Dahhak’ ın öldürülmesini planlamış,  Dahhak’tan sonra tahta çıkarak ülkeye adaleti getiren bir hükümdar olarak anılmıştır. Feridun eski edebiyatta  Dahhak  Gave ,   Direfş-i Gayvani, adalet,   iyilik uzun ömür, İksir-i Hayat sembolleri ile birlikte kullanılan bir hükümdardır.

Mumya suyu olarak da adlandırılan, İksir-i Hayat ‘ın hikâyesi ise şu şekildedir. Feridun bir av esnasında bir ahuyu yaralar. Ahu kaçarak bir mağaraya girer. Süvariler ise ahuyu takip edip gözlerken Ahu saklandığı mağaradaki bir sudan biraz içmiş, bu sudan birazcık da yarasına sürmüş, bunun üzerine Ahunun yarası iyileşmiştir.  Süvariler ahuyu tutup Feridun’a götürürler ve olanları anlatırlar.  Olayı dinleyen Feridun’un hekimleri bir horozun ayağını kırıp, bu suya batırırlar. Horozun ayağı derhal iyileşir.[5][6]

Efsaneye göre bu su Abin kasabası yakılarında bir yerde bulunmuş, o nedenle bu suya Mum-ı Abin veya Abin-i Mumya suyu da denmiştir.  Divan şiirinde bu efsaneye işaret eden telmihler vardır.[7] ( bkz İksir-i Hayat ( Hayat iksiri- Mumya Suyu )- ( iksîr ( Altın yapan, Şifa Veren Sıvı )


Şiir Dünyamızda Mumya ve İksir-i Hayat

 Divan şiirinde mumya suyu ve iksir-i hayat dışında değersiz madenleri altına çeviren iksirler de vardır. Tasavvufi şairler iksiri şeyhin nefesi olarak da görmektedir.  

Tâlib-i iksîr-i ‘ışkam rûy-i zerdüm var benüm
 İşüm altun eyledüm kimden ne derdüm var benüm  Ahi Benli Hasan, 

Püşt-i ümmidim şikest ettiyse gam mı rüzgâr
Mumyadır çünkü medh-i Hüsrev- i rûy-ı zemin  Ahmet Paşa

Mumya- yı madeni olurdu eczâ-ı zemin
Bir katrre düşse âbından  vuzû –ı âşıkın
( Aşkın abdest suyunun bir damlası yere düşse  yeryüzün taşı toprağı  mumya madeni olurdu.

Mu- miyânım mumyâ-yı vasla muhtacım meded
Bir şikeste- beste böyle derd- mend üftadeyim     Sümbülzade Vehbi


Bir sınmışa mûmyâ dilerdim
Bir hasta için şifâ dilerdim     Fuzûli

Kim ayıra beni şol gamzelerden
Ki yeğdir yâresi yüz mumyâdan      Kadı Burhaneddin

İksir-i azamdır nutk-i ehlullah
Yek nazarda hâki kimya ederler
Hakk'ın esrarından olanlar âgâh
Velâkin sûrette ihfâ ederler.       [8]   Erzurumlu Emrah 


 KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar