Karlar Kraliçesi Hakkında ve Masalın Metni - Andersen

16.05.2015
 
 
 
Yazıda “Karlar Kraliçesi Hans Christian Andersen'ınromanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı, “Karlar Kraliçesi Hans Christian Andersen'ın “ romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları,  Karlar Kraliçesi Hans Christian Andersen'ın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
 
 
Karlar Kraliçesi Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen'ın klasikleşmiş masalları arasında olan tanınmış bir masaldır. Özgün adı The Snow Queen olan bu masal Andersen’in derlemiş olduğu masallar arasında en sevilen masallardan biridir.
Nisan 1805'te bir ayakkabıcının tek oğlu olarak dünyaya gelen Andersen,  ilk önceleri oyunculuk üzerinde çalışmış fakat bu   alanda başarısız olunca romancılığa dönmüştü. [1] Andersen masalcılığı keşfedene kadar oyun, roman, şiir ve gezi kitapları ile biyografiler de yazmış fakat Charles Dickens ile tanıştıktan sonra onun tavsiyesi ile masallara yönelmiştir.[2]   Karlar Kraliçesi  masalı Andersen’in  yazdığı ve derlediği 156 adet  masal ve hikâyeler inden biridir. [3] Andersen’in masallarının pek çoğu yüzden fazla dile çevrilmiş  tiyatroya, müzikal komedilere, çizgi filmlere de uyarlanmıştır.
 
Hans Christian Andersen (1805-1875)’in derlediği bu masal ilk kez  New Fairy Tales yayınları tarafından   21 Aralık 1844 yayınlanmış [4] daha sonra tüm dünyaya yayılmış, pek çok dile çevrilmiştir. Bu masal düzenli olarak seçilen hemen her masal kataloğunda ve koleksiyonlarında  yer almış,   pek çok ülkede  çocuklar için resimlenmiş kitaplar halinde basılmıştır
.  
Diğer masallarda da olduğu gibi kötüler ve iyiler arasındaki çatışmalardan iyilerin galip geldiği ve mutlu sona ulaştığı bu masalın tiyatroya çevrilmiş  uyarlamaları[5], çizgi filmleri ve animasyon filimleri yapılmıştır. 
 
Karlar Kraliçesi adlı masalın  son film uyarlaması 5 Nisan 2013 ‘de vizyona girmiş Yönetmenliğini Maxim Sveshnikov, Vlad Barbe’nin yaptığı bu filmde Wendee Lee, Kirk Thornton, Jessica Straus gibi oyuncular rol almıştır. [6]
 
 
MASALIN METNİ [7]
 
Bir zamanlar, uzak diyarlarda, büyük bir kentte iki küçük çocuk yaşarmış. Birbirleriyle arkadaş olan bu çocuklar, birbirlerini kardeş gibi severlermiş. Erkeğin adı Kay, kızın adı Gerda’ymış. Kay ve Gerda sürekli birbirleriyle oynar, hiç ayrılmazlarmış. Gerda’nın bir de büyükannesi varmış. Büyük annesi çok sayıda masal bilir ve bunları sırayla anlatırmış. Bir gün Kay ve Gerda oynarken büyükanne onları yanına çağırıp; 

- Çocuklar bugün size yeni bir masalım var. İsterseniz gelin anlatayım, demiş. 
Çocuklar büyükannenin yanına koşup, can kulağıyla büyükannenin anlattığı masalı dinlemeye başlamışlar. Büyükanne çocuklara kışın her tarafı kaplayan, bembeyaz örtüsüyle ünlü Karlar Kraliçesi’nin masalını anlatmış. Çocuklar büyükannenin anlattığı masalı dinlemişler ve sonra da sonra yatıp uyumuşlar. 

Ertesi gün uyandıklarında ne görsünler? Her taraf karlarla bembeyaz karlarla kaplıymış. Tüm çocuklar sokaklara çıkıp kızaklarla kaymaya başlamışlar. O sırada bir düzine beyaz geyiğin çektiği kocaman bir kızağın geçtiğini görmüşler. Çocuklar hemen bu büyük kızağın arkasına takılmışlar. Bir süre kaydıktan sonra çocukların çoğu kızağı bırakıp geri dönmüşler. Yalnız Kay, kızağı bırakmamış. Bu arada kentten de oldukça uzaklaşmış olduğunun farkına varmamış. En sonunda kızak kendiliğinden durmuş. Kızaktan bembeyaz pelerini içerisinde Karlar Kraliçesi inmiş. Kay, Karlar Kraliçesi’nin büyükannenin masalında dinlediği kraliçe olduğunu anlamış. Karlar Kraliçesi Kay’a: 
- Çok üşümüşsün gel yanıma otur, demiş. Kay, Karlar Kraliçesi’nin yanına oturup onun verdiği pelerine sarılınca, üşümesi geçivermiş. Karlar Kraliçesi de yanında uyuyakalan çocuğu alıp şatosuna götürmüş. Meğer Karlar Kraliçesi yakaladığı çocukları şatosuna götürüp buzla kaplarmış. Kay’ı da bu şekilde buzdan bir heykelcik yapıvermiş. 

Kentte ise Kay’dan uzun süre haber alamayan Gerda, arkadaşını aramaya koyulmuş. Karlarla kaplı ormana doğru yola çıkmış. Ormanda arkadaşını ararken küçük bir kulübe görmüş. Kulübeye yaklaşınca kapıyı ihtiyar bir kadın açmış. Bu kadın oralarda yaptığı iyiliklerle tanınan bir büyücüymüş. Kıza: 

- Ne için geldiğini biliyorum yavrucuğum, arkadaşın Kay’ı arıyorsun. Bakalım bahçede duran karga arkadaşının yerini biliyor mu? diyerek Gerda’yı arka bahçeye götürmüş. Bahçede gerçekten de bir karga dalda bekliyormuş. Kargaya Kay’ın nerede olduğunu sormuşlar. Karga da onlara: 
- Kay’ın nerede olduğunu ancak ormanda yaşayan küçük kız bilebilir, demiş. Bunun üzerine Gerda, yaşlı kadından izin isteyip yoluna devam etmiş. Ormanın derinliklerinde dolaşırken çok güzel bir kulübe görmüş. Kulübenin kapısı açılmış. İçeriden karakarganın bahsettiği küçük kız çıkmış. Gerda’ya: 

- Hoş geldin, ben de senin gelmeni bekliyordum, demiş. Gerda’yı içeri alıp ateşin başına oturtmuş. Ona getirdiği yiyeceklerden vermiş. Daha sonra birlikte uyumuşlar. Sabah olunca, küçük kız Gerda’yı kulübenin yanındaki samanlığa götürmüş. İçeride güvercinlerle, geyikler varmış. Güvercinler ötmeye başlamışlar. Küçük kız güvercinlerin dilinden anlıyormuş. Gerda’ya güvercinlerin ne demek istediğini anlatmış. 
- Güvercinler, Kay’ı Karlar Kraliçesi’nin kaçırdığını, onu şatosunda hapsettiğini, oraya nasıl gidileceğini geyiklerin bildiğini, söylüyorlar, demiş. 

Bunun üzerine bu iki küçük kız geyikleri kızağa bağlamışlar ve yola çıkmak için hazırlık yapmışlar. Gerda küçük kıza, kendisine yardımcı olduğu için teşekkür etmiş. Birbirleriyle vedalaşmışlar ve Gerda geyiklerin çektiği kızakla yola çıkmış. Günlerce yol almışlar. Dünyanın en kuzey ucuna, bembeyaz kar örtüsünden başka hiçbir şeyin görülmediği diyarlara varmışlar. Burada sürekli, lapa lapa kar yağmaktaymış. Geyikler bir süre daha gittikten sonra bembeyaz bir şatonun kapısının önünde durmuşlar. Gerda, Karlar Kraliçesi’nin şatosuna geldiklerini anlamış. İçeriye girmiş. Şatonun içi de dışı gibi beyazmış. Gerda, şatonun içinde yürümeye başlamış. Bir yandan da Kay’a sesleniyormuş. Şatoda kendi sesinin yankısından başka ses yokmuş. Gerda, buzdan bir kapı görmüş. Kapıyı açmış içeriye bakmış. Odanın ortasında Kay’ı donmuş bir şekilde bulmuş. Sanki buzdan bir heykelcik gibiymiş. 

Gerda, Kay’ın ölmüş olduğunu zannederek başlamış ağlamaya. O kadar çok ağlamış ki gözünden akan yaşlar yere dökülmeye başlamış. Gerda’nın gözlerinden akan yaşlarla, dondurulmuş Kay’ın buzları erimeye başlamış. Üzerini kaplayan buzların erimesiyle Kay kendine gelip konuşmaya başlamış: 

- Gerda, seni gördüğüme çok sevindim, demiş. Gerda da Kay’ın ölmediğine çok sevinmiş. Kay, Karlar Kraliçesi’nin şatodan ayrıldığını fakat her an geri gelebileceğini söylemiş. 
Hemen şatodan çıkıp geyiklerin çektiği kızağa binmişler. 

Bu uzak kuzey ülkesinden ayrılıp evlerine geri dönmüşler. Yaşadıkları bu serüveni ikisi de unutamamışlar. Sonra da evlerinden fazla uzaklaşmayıp sadece büyükannenin masallarını dinlemişler.
 
 
 
[2] https://www.dersimiz.com/masal/Andersen-Masallari-Hakkinda-Bilgi-Masal-Oku-13078.html#.VTPUitLtmko
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/yazi/1840-andersen_masallari.html
[4] https://en.wikipedia.org/wiki/The_Snow_Queen&prev=search
[5] https://www.milliyet.com.tr/alanya-da-sahnelenen-karlar-kralicesi-antalya-yerelhaber-784833/
[6] ] https://www.beyazperde.com/filmler/film-203400/
[7] Alıntı:  https://www.msxlabs.org/forum/masal-kahramanlari/315614-karlar-kralicesi.html

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar