18.03.2018
Kırklar Kırklara Karışmak Kutb Üçler Yediler
Kırk sayısı Türk folklorundaki en önemli formel sayılardan biridir. Üç, yedi ve kırık formel sayılarının çok sık kullanılmasının diğer bir nedeni de "erbaîn", "çile" gibi tasavvufi terimlere de işaret ediyor olmasındandır. Üçler, yediler, kırklar, kırk gün kırk gece düğün, gökten üç elma düştü, kırklar meclisi, kırklar meydanı, kırklar şerbeti, kırklar cemi, kırklar semahı, Kırklar Kâsesi, Kırklar Desti, Kırklar Kapısı, Kırklar Biatı, kırk kişi, kırkı çıkarmak, kırk gün çileye girmek, kırklara karışmak… bunlardan bazılarıdır.
Örneklerden anlaşıldığına göre "kırk" sayısını önemli kılan unsurların başında; Kırk Abdal, Kırklara karışmak, kırk günlük çileye girmek önemli yerler tutar.
Gayb Erenleri, Ricâl gayb yahut mâlü’lgayb olarak da ifade edilen;[1] halk arasında üçler, yediler, kırklar olarak bilinen kutsanmış kulları ifade eder. Kırklara karışmak tabiri ise Gayb erenlerinin arasına karışmak manasına gelir. Gayb erenleri veya Kırklara karışmak ile ilgili pek çok efsane vardır. Pir Sultan Abdal' , Aşık Yemini Derviş Muhammet gibi halk ozanlarının da Kırklara karıştığına dair inançlar ve bu inancalara dayanan efsaneleri vardır. Alevi Bektaşi inançlarına göre Kırıkların başında ise Hz Ali bulunur.( BKZ Abdal ve Eren Tassavvuru ile Kalanderi Dervişliği )
Tasavvufi inançlarına göre “Kırklar “ başka ifadesi ile Gayb Erenleri, Ricâl gayb yahut mâlü’lgayb, âlemi veya dünya nizamını idare eden ululardır. ( bkz Gayb Erenleri Nedir Kutb Üçler Yediler Kırklar ) Bu ulular “arzda ve semada Hak’tan başka yerlerini kimsenin bilmediği, alçak sesle konuşan, utangaç, yeryüzünde vakarla yürüyen, kendilerine rastlayanlara selâm verip geçen ve huşû içinde. Yaşayan velîler zümresidir. Ricâlü’l-gaybın şahısları değil mânevî halleri gizlidir” [2] ( BKZ : Kutb ( Gayb Erenlerinin En Ulusu )
Dünyayı idare eden bu kırk erenin başında kutb, yahut kutbu'l-aktâb bulunur. ( BKZ Kutb ( Gayb Erenlerinin En Ulusu ) Bunların "yediler" ve "üçler" gibi üst makamları da bulunur. Makam sırasına göre kutbu üçler takip eder, üçlerden sonra ise yediler gelir. Dolayısı ile diğer Abdalların sayısı 30 adet olarak kalır. Bu abdallardan birisi ölürse yerine yenisi gelir. Bu nedenle kırklar meclisinin sayısı hiç azalmaz.
Üçler; tayy-i zamân ve tayy-i mekân sırlarına sahip olan kişilerdir. Tayy-i mekân yerin ayakaltında dürülmesi ve böylece uzak bir yere çok hızlı şekilde gidilmesidir. Kutbun aynı anda iki yerde görülmesinin sırrı da buradadır. Tayy-i zaman ise bir an içinde çok uzun bir zamanın geçmesidir.[3]
Üçlerden sonra abdallar gelir. ( BKZ Abdal Nedir ve Beyitllerle Abdal Mazmunu ) Abdallar “ bütün nefsanî arzularından tamamen sıyrılmış tertemiz velilerdir “ Kimi âlimler abdalların öldüklerini ve ölen abdalların yerlerine yenilerinin geldiğini yazarken km âlimler kırklara karışanların ölümsüz oldukları düşüncesindedirler. ( BKZ Abdal Sırrı ve Mazmunu Nedir ( Beyit örnekleriyle) )
Tasavvufi inançlara göre: Allah yedi iklimi yedi Abdal ile korur. Yedi semanın ruhaniyeti bu yedi Abdala ( YEDİLER) bağlıdır. Bu yedi Abdal her biri yedi semadan birinde duran peygamberlerin birinden güç alır. Haftanın yedi gününde olacakları yedi iklim ve yedi peygamber sayesinde Abdalların tasarrufuna verilmiştir[4]
“Bu ümmetin Ebdalleri 30’dür. Hepsi de Halilu’r-Rahman gibidir(yani Allah’a olan sevgi ve dostluğunda çok samimidirler). Her ne zaman onlardan biri ölse, Allah onun yerine bir başkasını getirir”(Mecmau’z-zevaid, 10/62).
“Ebdaller 40 kişi olup Şam’da ikamet ederler. Onlar sayesinde yağmur yağar, onlar sayesinde düşmana karşı zafer kazanılır ve onlar sayesinde Şam halkından azap uzaklaştırılır”(Ahmed b. Hanbel, 1/112
Abdallar istedikleri kişilere görünen, istemediklerine görünmeyen, zamanı ve mekânı aşarak diledikleri yere gidip gelebilen ve diledikleri zamanda olabilen gizemli güçlere sahip ulular olarak düşünülmüştür.[5] Abdalların dileklerinin Allah katında çok kıymetli olduğu onların hiçbir dileğinin geri çevrilmeyeceği inancı vardır. İnanışa göre gizli güçleri olan ve büyü gücüne sahip olan abdallar, bol yağmur yağması, bereketin artması ve belalardan korunmak için Allah’tan ne dilerse kabul edilir. “Halk içinde dolaşırlar, herkes gibi giyinirler, kimse bunları tanımaz. Bunlar için zamân ve mekân mefhûmu yoktur, bir ânda bir uçtan bir uca gidebilirler” [6], Kırkların her biri ayrı ayrı erenlerden olsalar da hepsi de bir vücuttur. Birine kılıç vurulsa hepsinde de kan gelir. “Hepimiz biriz, hepimiz bir vücûduz. Birimiz ne ise cümlemiz odur,”
Bu bakımdan abdallar sevilen, güçlerinden medet umulan, hatta korkulan kimselerdir.
“Bunların görevleri âlemdeki manevî ve rûhânî düzenin korunması, hayırların temini, kötülüklerin giderilmesi için çalışmak ve duâ etmektir. Bunlar bir bakıma ‘leşker-i duâ’dır. Peygamberlerden bedel, kişilerdir. Allah’ın yeryüzün kendilerine müsahhar kıldığı, hilâfet sırrına ermiş kimselerdir. Onlar âlimin intizâm sebebidir. Ama kimler oldukları genellikle gizlenmiştir.”
Yukarıda izahı yapılan konular eski edebiyatta ( Divan, halk tekke) çok sık karşımıza çıkan konular ve inançlar arasındadır. Üçler, Yediler, Kırklar, kırklar meclisi, kırklar meydanı, kırklar şerbeti, kırk gün çileye girmek, kırklara karışmak… özellikle Alevî- Bektaşî şiirlerinde çok sık yer almaktadır. ( BKZ Eren Nedir Şiirimizde Eren ve Erenler)
Andan berü ki gaybda varlıh nihân-ıdı (631/1)
Cân gözgüsinde aksi yüzüñüñ ayân-ıdı Ahmedi Şiirleri
Erenler öz yolında er tek gerek
Meydânda erkek gişiler tek gerek
Yahşı yaman katı yumşah olsa hoş
Serverem diyen gişi erkek gerek Kadı Burhaneddin Şiirleri
Kırklar girdi meydana
İllallahsın dediler
Ondan iki cihana
Ali Şah'tır dediler Mahzuni Şerif Şiirleri
Üçler yedilerden saki görürsün
Kırklardan badeyi baki gorursun Seyranî
Çekilip Kırklara vardık
Niye geldin can dediler
Baş kesip niyaz eyledik
Geç otur meydan dediler Pir Sultan Abdal Şiirleri
Kırklar kâsesinden bade nuş ettim
Gönül mesken tuttu meyhanelerde
Dünyanın varını feramuş ettim
Sureta gezeriz gamhanelerde Seyrani ( Everekli ) Şiirleri
Yatarken seyrimde kırklar destinden
İçiren şerbeti sen değil misin? Deliktaşlı Ruhsati Şiirleri
Vardım kırklar meydanına
Gel otur be can dediler
Yiiz surup ayaklarına
Doğru gel canan dediler Ferdî
Vardım kırklar yaylasına
Gel berü hey can dediler
Yüz sürdüm ayaklarına
Gir işte meydan dediler Şah İsmail Hatai Şiirleri
Kırklar Meydanına Vardım
Gel Beri Ey Can Dediler
İzzet İle Selam Verdiler
Gel İşte Meydan Dediler Şah İsmail Hatai Şiirleri
İLGİLİ LİNKLER
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Melike Erzinli
7 years ago
Murat Karakese
7 years ago
Esa Resmi Hesap
7 years ago
Latife Uğur
5 years ago
Latife Uğur
5 years ago
Esa Resmi Hesap
5 years ago