KategorilerKİTAP ÖZETLERİ VE ELEŞTİRİLERİKurtlar Hakkında Konu Özet Analiz Peride Celal

Kurtlar Hakkında Konu Özet Analiz Peride Celal

07.05.2019

 

ESERİN YAZIMI BASIMI KONUSU YAZARI ANALİZİ

Kurtlar adlı roman Peride Celal ’in ilk baskısı 1990 yılında yapılmış olan olgunluk döneminde yazdığı otobiyografik bir romandır.   İlk romanlarında aşk ve popüler romanların yazarı olarak tanınmış;  küçük hanım romancısı olarak ünlenmiş olan yazar bu roman ile eziklik duyduğu bu unvan kurtulmaya çalışmış, kendi hayatını sorguladığı bu romanını sıra dışı bir teknikle ve sıra dışı bir anlatımla bu ezikliği üzerinden atmaya çalışmıştır.

Kurtlar adlı roman, yazarın romancılığının ikinci evresini oluşturan, yazarın tezli ve toplumsal konulu romanlar yazdığı ikinci döneminin başlangıcı olan romanlarından biridir. Bu roman Peride Celal’in en olgun romanlarından birisi sayılmaktadır.

Kurtlar, adlı romanda 1940’ların başından 1980’li yıllara uzanan süreç ele alınmış, yazar bir yandan sen diyerek kendi ben’in öz geçmişinin kertiğini yapmış diğer yandan da Cumhuriyet Türkiye’sinin bir panoramasını göstermeye çalışmıştır.

Yazın hayatına 1936 yılında tefrika edilen Sönen Alev adlı romanla giren yazar 1938-1949 yılları arasında  “aşk ve piyasa” romanları olarak ünlenen [1]sorunlu kadın karakterlerinin ana kahramanı olduğu romanlar yazmış, 1980 yıllarında ise sosyal ve tezli konulu romanalar yönelmeye çalışmıştı.

“Peride Celâl romanlarındaki kadınlar büyüklenmecilik, aşırı bencillik, başka insanlardan hayranlık ve takdir elde etmeye fazlasıyla yatkın olma, kendilerinin sahip olmadığı şeylere sahip görünenlere çarpıcı biçimde yoğun haset duyma, içten üzüntü ve özlem dolu yas duyguları hissedememe, sömürüye dayalı ilişkiler kurma olarak sıralanabilecek narsisist kişilik özellikleri taşırlar”[2]

Yazar Kurtlar adlı romanında da  yine sorunlu bir kadını ele almış ama bu defa ana kahramanı  olarak kendisini seçmiştir. “Kurtlar romanı, anlatı bakışının bilincinden geçenlerin düzensiz bir akı halinde aktarıldıı bir metindir. Kurtlar romanında, ikinci kişi anlatıcıya yer verilir ve anlatı bakışının zihinsel süreci, ona “sen” diye hitap eden anlatıcının dilinden aktarılır. Romanda, sıra dışı bir bilinç sunumuna yol açan bu anlatım biçimi, anlatan ve deneyimleyen benliklerin söylemleriyle ilerler.[3] Yazar bu romanında karşısına kendisini alarak karşısındaki kendisinden kendi ben’i nin hayatını anlatmıştır.

Romanın en ilginç yönü yazarın kendi özgeçmişini aktarma ve sorgulama yöntemidir.  “Çeşitli aktarma yöntemlerine yer verilen romanda, dolaylı ya da dolaysız anlatım yöntemleri kullanılmış”[4] yazar bu aktarım teknikleri ile sen diye hitap ettiği  öz geçmişini bilincin sunumuna dayalı amaçla dile getirmiştir.  “Yazar, karşı karşıya duruyormuş gibi görünen ve anlatanın, deneyimleyeni muhatap aldığı iki bilince bölünmüş “ben”in konuşmasına yer vererek anlatımda/aktarımda bir karmaşa oluştururken” [5] geçmişteki benine sen diyerek romanı yazan beninin kritiklerini aktarmıştır.

Yazar, sen diye hitap ettiği kendi beninin otobiyografisi ile kendi özgeçmişinin sorgulamasını yaparken diğer yandan da öz yaşamındaki Türkiye’nin sürecini de aktarmaya çalışmıştır.  Yazarın sen diye hitap ettiği kendi beni, popüler aşk romanlarıyla ünlenmiş olmasından dolayı duyduğu aşağılık kompleksini sorgulamaya başlayarak romana başlamıştır. Böylece daha en başından hem kendi handikabını ortaya koyarken hem de bu romanının aşk ve popüler roman olmadığı imasını da en başından yapmış olur.

Kurtlar romanı eleştirmenler tarafından Peride Celal’in en olgun eseri olarak kabul edilmiş, yazar bu romanını üstüne yapışan piyasa romancısı Peride Celal etiketinden kurtulmak için yazdığını da bizzat ifade etmiştir.   Kurtlar romanı ile 1991 Orhan Kemal Roman Armağanını kazanmış,[6] bu roman Peride Celal’in en olgun romanı olarak da kabul edilmiştir

KONU

Roman,   anarşi ve, sağ-sol çatışmalarının yoğun olduğu 1979 lu yıllarda  her gün pek çok insanın  siyasi cinayetlere kurban gittiği büyük bir kentte, kocasını  kaybetmiş, iki çocuğunu da evlendirip tek başına yaşamaya   başlamış altmış yaşlarındaki anlatıcı-yazarın yirmi dört saat süren bir zaman içinde kendi kendisiyle  iç hesaplaşmasına dayanır.

ÖZET

 Anlatıcı yazar bir sabah kâbuslar içinde uyanır.  Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından bu güne kadarki hayatını karşısına alarak ve ona sen diye hitap ederek kendi geçmişi ile konuşmaya başlar.

Anlatıcı yazar kadın sevgisiz bir hayat sürmüş,  yaşamını sorgulamaya başlamıştır. Evlendiği günleri dünyaya gelen çocuklarını,  annelik duygusunu, kocasının ölümünü sen diye hitap ettiği geçmişini yaşayan ve sen diye hitap ettiği beni ile tartışır.  Yazar’ın karşısına aldığı geçmişini yaşayan ben’in adı ise Mine’dir.

Yazar – anlatıcı, en yakın arkadaşı da olan öz teyzesi kızı Nilüfer’in sevdiği adamı baştan

Çıkarmış ve Nilüfer’e çok büyük acılar yaşatmıştır.  Anlatıcı bundan dolayı büyük bir pişmanlık duymakta ama bir Macar Yahudisi olan Istvan’la yaşadığı aşktan dolayı da kendisini bahtiyar hissetmektedir.

 

Kocasını sevmemiş,  onunla bir mantık evliliği yapmış, - kendisinin romancı ve yazar olmasını sağlayan - bu adama karşı da çok da güzel duygular beslememiştir. Yazar – anlatıcı çocuklarını da pek sevemediği gibi – kendi geçmiş ben’i olan Mine’yi de bir türlü sevememiştir. .Çünkü Mine pek çok hatalar yapmış, istediği hale bir türlü gelememiş, böyle olunca da kendisini gerçekleştirmediği gibi,  kendisini yeniden yaratmayı da başarmamıştır. Üstelik Mine’yi ele almaya çabaladığı her seferinde kendisiyle karşılaşmış,  kendi “ben”i ile Mine’nin aynı kişi olduğunu fark etmiştir.  

Mine birkaç yıl İsviçre’de görev yapmış orada kendine bir çeki düzen vermiş,  ülkeye döndükten sonra  iş bulmak için bir çok sorun yaşamıştır.  Yeni Gazete’nin patronuna giderek ondan iş istemiş  ve anlaşmaya varmıştır.  Gazete patronları, onun zaaflarından faydalanmaktan kaçınmamış,  yazar anlatıcı da geçimini sağlamak ve yanına sığındığı anneannesine katkıda bulunmak için patronlara pek çok ödünler vermiştir.

Yazar- bütün geçmişini unutmak istemekte hayal ettiği yaşamı yaşayan iki roman yazmaya çalışmaktadır. Aşk ve popüler romancısı yaftasını omzundan atmak isteyen yazar yazmaya başladığı romanlarının romanı olan bu iki romanı ile bu yaftayı boynundan atmayı ummaktadır. .

 Yazmak onun hayatta olmasının ön koşuludur.  Yazdığı bu romanlarından birisi taslak halinde çekmecesinde kilitli duran Kurt Salgını’ adlı romanıdır.

Yazar- bir yandan anıları ile cebelleşirken diğer yandan da  yazacağı öyküyü kurgulamakta , öykülerindeki hayat ile kendi hayatı arasında geçişler ve ilintiler kurarak , beğenmediği geçmişi yerine arzu ettiği bir yaşamı yer değiştirtecektir.  “Biri yirmi dört saatlik bir zaman diliminde kurgulanmış ve tamamlanmış olan Kurtlar, diğeri yarıda bırakılmış iki roman taslağı (Kurt Salgını ve Ağacın Üstündeki Ev) anlamlı bir bütünlük oluşturacak şekilde iç içe dokunur.”

 https://edebiyatvesanatakademisi.com/writer/peride-celal

Peride Celal Hayatı ve Romancılığı

Kurtlar Hakkında Konu Özet Analiz Peride Celal

Peride Celal 'in Yaz Yağmuru Hakkında Konu Özet Analiz

Peride Celal SÖNEN ALEV Hakkında Konu Özet Analiz

Peride Celal Kızıl Vazo Hakkında Konu Özet İnceleme

Peride Celal Ana Kız Romanı Hakkında Konu Özet Analiz

Peride Celal Ben Vurmadım Romanı Hakkında Konu Özet Analiz

KAYNAKÇA


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/writer/peride-celal

[2] BURCU KARAHAN, PERİDE CELÂL’İN ROMANLARINDA KADIN KİMLİKLERİ, Master Tezi,, Bilkent, Ankara Haziran 2002

[3] Yrd. Doç. Dr.,Gülsemin HAZER, PERDE CELÂL’N KURTLAR ROMANINDA BİLİNCİN SUNUMU, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi34_pdf/1dil_edebiyat/hazer_gulsemin.pdf

[4] Yrd. Doç. Dr.,Gülsemin HAZER, PERDE CELÂL’N KURTLAR ROMANINDA BİLİNCİN SUNUMU, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi34_pdf/1dil_edebiyat/hazer_gulsemin.pdf

[5] Yrd. Doç. Dr.,Gülsemin HAZER, PERDE CELÂL’N KURTLAR ROMANINDA BİLİNCİN SUNUMU, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi34_pdf/1dil_edebiyat/hazer_gulsemin.pdf

[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/peride-celal-hayati-ve-romanciligi/75125

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da